Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/338 E. 2021/367 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/338
KARAR NO : 2021/367
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1301
KARAR NO : 2018/747
KARAR TARİHİ : 07.06.2018
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 02.04.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.04.2021
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.06.2018 tarih ve 2017/1301 Esas, 2018/747 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, müvekkilinin alacağının tahsilinin sağlanması amacıyla İzmir 10. İcra Müdürlüğünün 2017/10936 Esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla icra takibine geçildiğini, borçlunun süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz edip takibi durdurduğunu, borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, borçlunun itirazının yerinde olmadığını, bu nedenlerle haksız ve dayanaksız itirazın iptaline, takibin devamına borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı tarafın çıkartılan usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesini sunmadıkları görülmüştür.
Davalı vekili ön inceleme duruşmasındaki beyanı ile yetki itirazında bulunduklarını bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “Taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesine dayanmaktadır. Uyuşmazlık davacı yüklenicinin eser sözleşmesi gereğince yaptığı iş bedelini alıp almadığı konusundadır. Uyuşmazlığın çözümü yargılama yapılmasını gerektirmektedir. Para borçlarının alacaklının ikametgahında ifa edileceğine dair BK’nın 73. maddesindeki kural salt para alacakları ile ilgili olup eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin istikrarla uygulanan kararlar ile kabul edilmektedir. Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi (forklift tamiri) bulunduğu anlaşılmakta olup genel yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesi olduğu gibi (HMK madde 6), sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılabileceği HMK’nın 10. maddesinde bulunan düzenleme gereğidir. Davalı iş sahibinin bulunduğu yer Turgutlu olduğu gibi davanın Turgutlu mahkemeleri ve icra müdürlüklerinde açılması gerekmektedir. Genel Kural icra takibinin davalının ikametgahı icra müdürlüğünde başlatılması ve davanın da o yer mahkemesinde açılmasıdır (İİK: md 50, HMK. md. 6). Ayrıca HMK’nın 10. maddesi uyarınca akdin icra yeri icra müdürlüğü ile mahkemesi de yetkili kabul edilmiştir. Davalı iş sahibinin yerleşim yeri adresi Manisa ili, Turgutlu ilçesindedir. Eser sözleşmesine konu işinde birden çok olduğu ve burada yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalının ikametgahı ve akdin ifa yeri Turgutlu olduğuna göre icra takibinin İzmir İcra Müdürlüğü’nde başlatılması doğru olmamıştır. Davalı vekilinin icra dosyasına yaptığı yetki itirazı süresinde ve yerinde olup, kabulü zorunludur. Yetkili icra müdürlüğünde icra takibinin başlatılmadığı anlaşılmakla itirazın iptali davasının görülebilmesi için gerekli dava şartı gerçekleşmediği anlaşılmakla, geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin gerekçesindeki yetki yönünden para borçlarının alacaklının ikametgahında ifa edileceğine dair BK’nun 73. maddesindeki kuralın salt para alacakları ile ilgili olup eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağını, mahkemenin TBK’nın 89. maddesini kasdettiğini düşündüklerini, yine yerel mahkemenin kararının gerekçesinin taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi (forklift tamiri) bulunduğu anlaşılmakta olup, genel yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesidir. (HMK madde 6) Davalının ikametgahı da Turgutlu olduğundan icra takibi yetkili İcra Dairesinde açılmamıştır, şeklinde olduğunu, yerel mahkemenin yetki yönünden üçüncü dayanağının ise sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılabileceği, HMK 10. maddesinde bulunan düzenleme gereğidir. HMK’nın 10. maddesi uyarınca akdin icra yeri yetkili olacaktır. Davalı iş sahibinin yerleşim yeri Turgutlu İlçesidir. Eser sözleşmesine konu işin birden çok olduğu ve burada yapıldığı anlaşılmıştır. Bu duruma göre akdin ifa yeri Turgutlu olup, İzmir İcra Müdürlüğünde takip başlatılması doğru olmamıştır şeklindedir. Ancak, icra takibine konu işlerin İzmirde ifa edildiği, bunun en açık delilinin de icra dosyasında mevcut ödeme emrinde belirtildiği üzere tamire konu detayları da verilen forkliftin halen tamir edildiği adresin alacaklının iş yerinde bulunduğunun belirtildiğini, tamiri yapılan forkliftin alacak ödenmediği sürece üzerinde hapis hakkının kullanılacağını duruşmada da beyan ettiklerini, bu nedenlerle eser sözleşmesine konu olan tamir işinin İzmirde davacı alacaklının iş yerinde yapılmış olması ve bu makinanın halen davacının iş yerinde bulunması nedeniyle icra takibinin doğru İcra Müdürlüğünde yapıldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap vermemiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı araç tamir alacağı istemine ilişkindir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise iş sahibine düşer. Davacının genel kurallar içinde davalıya ait aracı tamir ettiğini kanıtlaması gerekir.
İİK 67. maddesinde yetkili icra dairesi gösterilmemiştir. İcra takibinde yetki kurallarının düzenlendiği 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesinin birinci fıkrasına göre “Para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur.” Eş söyleyişle yetkili icra dairesi ve mahkeme HMK’nun yetkiye dair genel hükümleri çerçevesinde değerlendirilecektir.
HMK’nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca BK.’nun 73.(6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89.) maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı)
Kesin yetki kuralı olmadığı durumlarda mahkemenin yetkili olup olmadığını kendiliğinden araştırma yetkisi bulunmamaktadır. Ancak süresi içinde borçlunun yetki itirazında bulunması durumunda mahkeme yetkili olup olmadığı yönünde öncelikle bir karar vermelidir.
Yapılan ilamsız icra takibinde borçlu, icra dairesinin yetkisi yanında borca veya faize itiraz etmiş ise açılan itirazın iptali davasında mahkeme ilk iş olarak icra dairesinin yetkili olup olmadığı yönünde bir inceleme yaparak bu hususta bir karar vermelidir. Dava açıldıktan sonra davalı cevap dilekçesinde mahkemenin yetkisine itiraz etmiş ise hakim yetki itirazı konusunda tahkikata geçmeden en son ön inceleme duruşmasında bir karar vermelidir.
İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesinde ve mahkemesinde de açılabilir.(HMK 10. mad.) TBK 89. maddesine göre para borçlarına ilişkin ifa yeri alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeridir.
Yetki itirazının incelemesi neticesi mahkeme yetkili olduğuna karar verirse borçlunun icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının reddine karar verilecektir. Mahkeme yapmış olduğu inceleme neticesi takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığına kanaat getirir ise “Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın reddine” karar verecektir.(06.10.2004 tarih E:2004/19-410 K:2004/471 karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı)
Somut olayda; davalı tarafından İzmir İcra Dairesinde yapılan ilamsız icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. Davacının yüklenici, davalının iş sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı arasında cari hesaba dayalı ilişki bulunduğu ve davacı yüklenicinin davalı iş sahibine ait araçların tamir ve bakımlarını yaptığı anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici ilamsız icra takibine konu ettiği alacağa ilişkin olarak davalının forklift aracının tamiratını yaptığı, bu tamirat işinin davacının iş yerinde gerçekleştirildiği, davacının iş yerinin de İzmir de olduğu anlaşılmakla davacı alacaklı HMK 6. maddesine göre davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesinde takip yapabileceği gibi HMK’nın 10. maddesi uyarınca; sözleşmeden doğan davalarda, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesinde de takip yapabilecektir.
Bu duruma göre; davalıya ait forklift aracının tamiratı davacının iş yerinde yapılmış olup, tamirat bedeline ilişkin olarak bu aracın halen davacının iş yerinde hapis hakkı kullanılmak suretiyle tutulmakta olduğu anlaşıldığından HMK’nın 10. maddesi kapsamında sözleşmenin ifa edildiği yer olan İzmir İcra Dairelerinde takip yapabileceği anlaşılmakla yerel mahkemenin yetkili icra dairesinde başlatılmış icra takibi bulunmadığından davanın usulden reddine ilişkin kararı yerinde değildir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.06.2018 tarih ve 2017/1301 Esas, 2018/747 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının istek halinde davacıya ilk derece mahkemesince İADESİNE,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
6-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde DİKKATE ALINMASINA,
7-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen TEBLİĞE ÇIKARILMASINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 02.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.