Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1181 E. 2021/1617 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1181
KARAR NO : 2021/1617

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/548
KARAR NO : 2021/424
DAVA TARİHİ : 11.07.2019
KARAR TARİHİ : 02.07.2021
DAVANIN KONUSU : İpoteğin Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 06.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.12.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02.07.2021 tarih ve 2019/548 Esas, 2021/424 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, davalı şirketin alacağının tahsili istemi ile İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2017/14270 Esas sayılı dosyası ile yürüttüğü icra takibine konu borcun, davalı vekili ile yapılan görüşmeler ve düzenlenen 10.04.2019 tarihli ibraname kapsamı ile de belirli olduğu üzere müvekkili tarafından ödenmesi üzerine taşınmazın adına tescil edildiğini, ancak İzmir ili, Karşıyaka ilçesi, …. mahalesi, …. ada, …. parsel …. kat …. nolu bağımsız bölüm üzerine 11.10.2016 tarihinde konulan ipoteğin gönderilen ihtarnameye rağmen kaldırılmadığını, borcun ödediğini ileri sürerek, ipoteğin terkinine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli mahkeme olmadığını, ıslaha ilişkin harcın tamamlanmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu ipoteğin ….’ın müvekkili şirket ile olan tüm ticari ilişkilerinin teminatı olarak 130.000,00 TL üzerinden konulduğunu, açık satış noktası sözleşmesinden doğan cezai şart ve yatırım tutarı iadesinin tahsili istemiyle İzmir 21. İcra müdürlüğünün 2019/1333 Esas sayılı dosyası ile yürütülen icra takibi bulunması nedeniyle ipoteğin kaldırılmasının mümkün olmadığını, ipoteğin bedelsiz kaldığı iddiasının bu nedenle yerinde olmadığını, bununla birlikte davacı tarafın iddia etmiş olduğu hususların ispat yükü altında olup, dava dilekçesinde delil olarak sunulan bilgi ve belgelerin hiçbirinin usul kuralları çerçevesinde iddia edilen vakıayı ispata elverişli araçlar olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazı satın alan müvekkilinin üçüncü kişi olduğunu, müvekkilinin memur olduğunu ve bu hususun mahkeme kanalıyla alınmış olan ticari sicil kaydında da mevcut olduğunu, müvekkilinin diğer davalılar ile ticari veya kişisel başkaca bir ilişkisi olmadığını, böyle bir ilişki olduğuna dair dosyada delilin de mevcut olmadığını, dolayısıyla davanın ticari mahiyette olduğundan bahsedilemeyeceğini, bu sebeple kararı veren mahkeme hakkında görev itirazında bulunduklarını, görevli mahkemenin kural itibariyle dava konusu şeyin değeri ne olursa olsun asliye hukuk mahkemesi olduğunu, müvekkilinin tapu kaydına güvenerek taşınmazı satın alan “iyiniyetli üçüncü kişi” konumunda olduğunu, kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığı olduğunu, iyiniyetin varlığı asıl olduğuna göre, müvekkilinin kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükümlülüğünün bunu iddia eden tarafa düştüğünü, üst sınır ipoteğinde alacak bakımından bir üst sınır tespit edilerek teminatın kapsamının belirlendiğini, bununla rehin edilen alacağın tutarı değil, ipotekli gayrimenkulün sorumlu olduğu üst miktarın belirlenmiş olduğunu, bu durumda teminat alacağı ve takip giderleri ve temerrüt faizlerini, üst sınıra kadar, süreye tabi olmaksızın temin ettiğini, üst sınır ipoteği kurulurken akit tablosunda üst sınır belirlendikten sonra “bu meblağa ilaveten” denilerek, ilaveler yapılamayacağını, yapılsa da geçerli olmayacağını, dosya içerisinde bulunan resmi senette de görüleceği üzere ipotek üst sınırı 130.000,00 TL olarak belirlendiğini ve bu ipotek bedelinin ve tapu kaydında bulunan İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2017/14270 Esas sayılı dosyasındaki masrafların dahil ferileri ile birlikte davalı tarafa ödendiği için artık bu bedelden fazlasının talep edilemeyeceğini, bu nedenle akit tablosunda belirtilmeyen alacağın müvekkilinden talep edilmesi imkanının olmadığını, yerel mahkemenin 05.03.2021 tarihli, 4. celsede yer alan 4 numaralı kararının da mahkeme tarafından taleplerine rağmen yerine getirilmediğini, dava dışı ….’ın ticari defter kayıtlarının bilirkişi tarafından incelenmemiş olup, eksik inceleme ve araştırma yapılarak hüküm kurulduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm yukarıda belirtilen nedenlerle davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 1/(1) maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup, aynı kanunun, 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 11.07.2019 tarihinde açılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için tarafların tacir ve uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde, Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Somut olaya gelince; davacı vekili, davalının dava dışı borçlu …. ile tüm ticari ilişkisinin teminatı olarak, 11.10.2016 tarihinde, …. ada …. parselde bulunan …. numaralı bağımsız bölüm üzerine konan üst sınır ipoteği nedeniyle yaptığı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe konu borcun, davacı müvekkili tarafından ödenerek taşınmazın adına tescilinin sağlandığını, dosya borcunun ödendiğinin ibraname ile de belirli olduğunu belirterek ipoteğin terkini isteğinde bulunmuştur.
Davalının ticari ilişki içerisinde bulunduğu …. tacir ise de davacı bu ticari ilişkide taraf olmayıp ipotekli taşınmazın malikidir. Davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. Belirtilen nedenle davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk mahkemesidir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının resen kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin esasa yönelik istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02.07.2021 tarih ve 2019/548 Esas, 2021/424 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-3. maddesi gereğince RESEN KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, dosyanın görevli Karşıyaka Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Dosya esası kapatılmak ve Karşıyaka Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMEK ÜZERE dosyanın kararı veren mahkemeye İADE EDİLMESİNE,
5-Verilen kararın niteliği gereğince istinaf karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına,
6-İstinaf yoluna başvuran davacı vekili tarafından yatırılan 2.220,08 TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,
7-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
8-HMK’nın 359/(4). maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın, ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 06.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.