Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1029 E. 2023/2302 K. 01.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1029
KARAR NO : 2023/2302

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/347
KARAR NO : 2021/395
DAVA TARİHİ : 10.07.2020
KARAR TARİHİ : 15.04.2021

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 01.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.12.2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.04.2021 tarihli, 2020/347 Esas ve 2021/395 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili firma ile davalı şirket arasında 06.08.2015 tarihinde toplam bedeli 67.500 USD + KDV olan zayıf akım sistemi kurulması sözleşmesi imzalandığını, işin bitimi ve tesliminden sonra davalı tarafa 25.09.2019 tarihli 211.513,31 TL’lik ve 51.977,99 TL’lik e-faturaların düzenlenip gönderildiğini, davalı tarafın 51.977,99 TL’lik e-fatura bedelini ödemediğini, davalı aleyhine İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2020/973 Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, müvekkili firmanın davalı firmadan olan alacağının ticari defter ve kayıtlarında sabit olduğunu ileri sürerek, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, davacı ile müvekkili şirket arasında 06.08.2015 tarihinde zayıf akım sistemi kurulması sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile 11.08.2015 tarihinden itibaren 45 takvim günü içerisinde işin müvekkili şirkete teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, davacının sözleşmeye aykırı olarak 25.09.2019 tarihinde teslim ettiğini, sözleşme gereği davacıya 07.08.2015 tarihinde banka havalesi ile 25.000 USD, 13.11.2015 tarihinde 49.650 USD bedelli … Bankası çeki ile ödeme yapıldığını, davacıya döviz karşılığında yapılan ödemelerin TL karşılığı KDV dahil 423.586,50 TL olduğunu, davacının 2015 yılında aldığı ödemeler için 2019 yılında kestiği fatura bedelinin ise 263.493,30 TL olduğunu, davacıya borçlarının bulunmadığı gibi, davacıdan 160.093,20 TL alacakları bulunduğunu, sözleşme gereği işini süresi içinde yerine getirmeyen ve müvekkilini zarara uğratan davacı olmasına ve faturalardan alacaklı olmamasına rağmen kötü niyetle işbu davayı ikame eden davacının taleplerinin kabul görmesinin hukuken mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, belirli olmayan faturaya konu alacağın varlığının ispatlanamadığı, davacının kötü niyetli olarak hareket ettiği hususunda yeterli ispatın bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine, haksız icra tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu işin yapıldığına, faturalara ve imzalanmış sözleşmeye dayalı ihtilaf olmadığını, davalının takip konusu faturayı ödediğine dair kayıt bulunmadığını, mahkemece alacağın olmadığı kanaatinin hiçbir gerekçesi ve dayanağının bulunmadığını, mahkemece eksik ve yetersiz inceleme yapılarak karar verildiğini, faturanın belli olduğunu, faturada kurun hangi miktardan hesaplandığının yazılı olduğunu, alacaklarının dayanağının dava dosyası içerisinde yer alan sözleşme, fatura ve müvekkili şirket kayıtları olduğunu, tespit için bilirkişiye verildiğini, mahkemece gerekli incelemeleri yapılmadan ve bilirkişi raporu dikkate alınmadan karar verildiğini, ayrıca mahkemece davalının yanıtını ve davalının rapora beyanlarının taraflarına tebliğ edilmeden karar verildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Uyuşmazlığın, eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilip çözülmesi gerekli ve zorunludur.
6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesi, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi,
“Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir.
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü; aynı kanunun 479/1. maddesi ise; “İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur.” hükmünü düzenlemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi de, “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir.

TMK’nın 6. maddesi, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup, taraflar iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür.
Somut olayda; davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında zayıf akım sistemi kurulmasına ilişkin 06.08.2015 tarihli sözleşme düzenlendiği, sözleşme bedelinin 67.500 USD + KDV olduğu, sözleşmenin 8.2.2 maddesine göre 25.000 USD peşin, 49.650 USD çekle ödeneceği ve bakiye 5.000 USD’nin iş bitiminde ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın ve takibin dayanağının 25.09.2019 tarihli fatura ve taraflar arasındaki cari hesaba ve sözleşme konusu iş bedeline ilişkin olduğu, sözleşmede iş bedelinin götürü olarak belirlendiği, davalı tarafça işin teslim edildiğinin kabul edildiği, eksik veya ayıplı iş savunmasında bulunulmadığı anlaşılmakla, sözleşmede kararlaştırılan bedelden davalı tarafça ödendiği ispatlanan bedelin araştırılarak, mahsup edilmek suretiyle davacı yüklenicinin davalı iş sahibinden alacağının bulunup bulunmadığının değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.04.2021 tarihli, 2020/347 Esas ve 2021/395 Karar sayılı kararın HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere 01.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.