Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/839 E. 2022/757 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/839
KARAR NO : 2022/757

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2005/605
KARAR NO : 2018/1321
DAVA TARİHİ : 18.11.2005
KARAR TARİHİ : 11.12.2018
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 19.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.04.2022
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.12.2018 tarih ve 2005/605 Esas, 2018/1321 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında yapılan mukavele ile … Belediyesi sınırları içindeki davalıya ait arazi üzerine fabrika binası inşaatı için anlaşıldığını, fabrika inşaatının tamamlandığını ve teslim edildiğini ancak inşaat devam ederken sözleşme dışı başka imalatların da tarafların isteği ve kabulü ile yapıldığını, bu imalat ve inşaat bedeli için fatura bedelinin 144.136,22 Euro olarak hesaplandığını, fatura bedeli ödenmeyince İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2005/5677 sayılı dosyası ile fatura bedeli YTL’sına çevrilerek icra takibi yapıldığını, borçlunun borca ve ferilerine itiraz ettiğini, izah edilen sebeplerle davalının itirazın iptaline, %40 inkar tazminatının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, davalı …’a ait … İlçesi … Belediyesindeki taşınmaza fabrika binası iç bölmeleri ve bazı eklentiler yapıldığını, davacı ile … arasında 10.08.2004 tanzim tarihli ayrıca …’ın sahibi olduğu … ŞTİ ile 14.01.2005 tarihli sözleşme yapıldığını, yapılan işler nedeni ile …’nın ve sahibi olduğu şirketin de davacıya borcunun olmadığını, davacının İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2005/5677 sayılı takip dosyası ile 3 adet faturaya istinaden alacak iddiasında bulunduğunu, takibe itiraz edildiğini, 133716 nolu faturanın 9. maddesinde yazılı 50 tonluk kantar yapılması işi dışında diğer işlerin 2004 ve 2005 tarihli sözleşmeleri kapsadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “Davacı tarafın yapılan işlerle ilgili herhangi bir ayıbının, eksiğinin bulunmadığı da anlaşılmakla, 24.01.2018 tarihli bilirkişi makine, elektrik, inşaat, mimar ve defterleri inceleyen SMM bilirkişinin de raporunda belirttiği üzere, davacının sözleşme ve proje dış, ek imalat olarak davalıdan alacağının toplam olarak 111.429,73 Euro olacağı, %18 KDV ile birlikte bu miktarın 131.487,08 Euro olduğu, takip tarihindeki kur üzerinden (1E=1,7401TL) olduğu, 228.800,67 TL alacağının olduğu belirtilmekle, tüm dosya içeriğine ve önceki raporlara da uyumlu olan karar vermemize dayanak teşkil eden usul ve yasaya uygun 24.01.2018 tarihli bilirkişi heyet raporu doğrultusunda, davacı talebiyle bağlı kalınarak talep harca esas yatırılan değer 145.000,00 YTL olduğundan davanın taleple bağlılık ilkesi gereği bu şekilde kabulüne, alacak, likit ve hesaplanabilir olmadığından, dava konusunun; arazi üzerinde inşa edilecek paprika binası inşaatına ilişkin olduğu, eser sözleşmesi niteliğinde olduğu ve yapılan işlere yönelik her ne kadar takip, faturaya dayanılmış ise de, taraflar arasında kesin mutabakat bulunmadığından ve yargılama gerektirdiğinden, likit ve hesaplama olmadığı için şartlar oluşmadığından İİK 67/2 uyarınca talep edilen icra inkar tazminat talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı borçlu hakkında İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2005/5677 Esas sayılı dosya ile 16.05.2005 tarihli 133715-133716-133717 seri nolu üç ayrı fatura bedeli olan 144.136,22 EURO’nun tahsili için icra takibi yaptıklarını, takip tarihi itibariyle EURO’nun TL karşılığı olan toplam 245.000,00 TL üzerinden ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, mahkemece bir çok bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra 24.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda müvekkili davacının alacağının 131.487,08 EURO karşılığı 228.800,67 TL olarak belirlendiğini ancak, dava dilekçesinde dava değerinin sehven 245.000,00 TL yerine 145.000,00 TL yazılmış olması nedeniyle taleple bağlılık ilkesi gereği mahkemenin davayı 145.000,00 TL miktar üzerinden kabul ettiğini, bu durumun dilekçeye sehven yazılmış olabileceğini, dava dilekçesinin tamamı incelendiğinde 3 adet fatura alacağından bahsedildiğini ve dilekçenin netice kısmında icra dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmesinin talep edildiğini, bu maddi hatanın düzeltilerek eksik harcın tamamlanması yönünde süre talep etmelerine rağmen bu talebin mahkemece kabul edilmediğini, HMK’nın 31. Maddesi gereğince hakimin böyle durumlarda çelişkili hususların düzeltilmesi ve somut olay bakımından sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi için davacının talebinin açıklığa kavuşturulması ve bu yönde dava dilekçesini açıklatmak ve asıl alacağın belirlenmesi halinde ise Harçlar Kanunu uyarınca eksik peşin harcın tamamlatılması yönünde süre verilerek yargılamaya devam edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesi incelendiğinde görüleceği üzere taraflarınca kısmı dava açılmadığını, ayrıca belirsiz alacak davası şeklinde de açılmadığını, alacağın bir kısmından feragat de edilmediğini, dava dilekçesinin açıklama bölümünde tüm alacaktan bahsedildiğini, HMK’nın 31. maddesi uygulanmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği faturaya konusu iş ve işlemlerden kantar hariç tamamının 10.08.2004 ve 14.01.2005 tarihli sözleşmeler kapsamında bulunduğunu, davacı tarafın yapmış olduğu işten iyi gelir sağladığını, memnuniyeti sebebiyle kantarı bedelsiz alıp koyacağını bildirdiğini, bu nedenle kantar bedelini isteme hakkının bulunmadığını, davacının ilave imalat ve ek işler yaptığı iddiasının da doğru olmadığını, yapılan imalat ve inşaat ile ilgili olarak müvekkilinin yapı kullanım izin belgelerini 13.10.2005 tarihinde aldığını ve dosyaya ibraz ettiğini, yapı kullanma izin belgesi tanzim edilmeden önce belediye yetkililerinin inşaat ve imalat sahasına gelerek belediyedeki mevcut projelerle yapılan inşaat ve imalatı denetlediklerini, yapılan inşaat ve imalatların projeye uygun olduğunun tespit edilmesi üzerine yapı kullanma izin belgesinin verildiğini, davacının dayandığı proje muteber olmuş olsaydı bu projenin de belediyede mevcut olması ve yapı kullanım izin belgesi düzenlenmesi sırasında bu projenin de dikkate alınması gerektiğini, projenin değiştirildiğine ilişkin davacının şikayeti üzerine açılan ceza davasında da suç tarihinin 2008 yılı Haziran ayı olarak yazılı olduğunu, davacının suç duyurusu dilekçesinde de suç tarihi olarak aynı tarihi bildirdiğini, belediye tarafından düzenlenen yapı kullanım izin belgelerinin verildiği tarih dikkate alındığında 2008 yılında proje değiştirilmesinin mümkün olmadığını, taraflar arasında yapılan sözleşmenin anahtar teslimi şeklinde olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında ilave iş olarak gösterilen kalemlerin taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında işler olduğunu, davacının fatura düzenlemeden önce fazla imalat yaptığını belirterek müvekkiline verdiği listede ilave işlerin 57.785,00 EURO olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin kabul etmemesi üzerine dava konusu faturaların fahiş şekilde tanzim edilerek dava açıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fatura tanziminden önce davacının müvekkiline verdiği belgedeki fiyatların da değerlendirilmediğini, yukarıda belirttikleri … Ltd.Şti. – ….Şti. -… (İnşaat Mühendisi) imzalı “bedelli yapılan imalatlar toplamı” el yazısına havi belgedeki rakamların davacıyı bağlayacağını, gerçi bu belgedeki bazı kalemlerin de çok fahiş gösterildiğini, dolgu olmadığı halde 4.500,00 EURO dolgu yapıldığının yazıldığını, endüstriyel kapının bir tane olduğu ve bunun değerinin 656,00 EURO olduğu bilirkişi raporunda belirtilmiş ise de, bu belgede değerin daha fazla gösterildiğini, söz konusu belgede istinat duvarının değeri 36.000,00 EURO gösterilmiş iken düzenlenen faturada 49.957,15 EURO olarak belirtilmesinin de yerinde olmadığını, tam çeki firmasından gelen 22.12.2014 tarih ve 33328 nolu faturada kantar bedelinin KDV dahil 14.160,00 TL olduğu belirtilmekte olup, davacı şirketin kantar bedeli olarak 19.539,03 TL talep etmesinin de hakkı olmayan miktarı istemekten ibaret olduğunu, tanıkların beyanlarında belirttikleri üzere bahçe çitleri, bahçe duvarları ve bordür taşlarının yapımı esnasında müvekkili şirketin elemanları tarafından boyandığı belirtilmiş ise de, bilirkişi raporunda 16.05.2005 tarihli fatura içeriğinde yazılı yol bordürlerinin boyanması, bahçe çitlerinin boyanması bedellerinin de hesaba dahil edilmesinin yerinde olmadığını, bilirkişi raporlarına yapmış oldukları itirazların mahkemece dikkate alınmadığını, cevap dilekçesinde belirttikleri üzere davacının yapmış olduğu imalatlardan bir çok ayıp ve eksiklerin mevcut olduğunu, bu ayıpların bir kısmının kullanım ile ortaya çıktığını, bu ayıpların bir kısmının … Şirketi tarafından tespit edildiğini, bu belgeyi de dosyaya sunduklarını, hatalı imalatlar çıkınca davacı tarafa ihbarların yapıldığını. ancak davacı tarafça bu ayıpların giderilemediğini, keşif esnasında söz konusu ayıpların bilirkişilere gösterildiğini ancak ayıplarla ilgili herhangi bir hesaplama yapılmadığını ve davacı yüklenicinin alacağından mahsup edilmediğini, ayıp ihbarının yazılı olması gerekmediğini, bildirdiği tanıkların çıkan ayıplara ilişkin hususların davacıya bildirildiği yönünde ve davacının defalarca gelip tamir işlemleri yaptığı yönünde beyanlarda bulunduklarını, 15.09.2011 tarihli bilirkişi raporunun üçüncü sayfasında eksik ve ayıplı işlere ilişkin tespitlerin yapıldığını ancak, rakamsal olarak değerlerinin belirtilmediğini, hatta davacının çatı ile ilgili beyanında mevcut ayıba ilişkin kabulünün bulunduğunu, bilirkişilerin 15.09.2014 tarihli raporlarında ayıp ve eksik imalata ilişkin hesaplama yapmadıklarını, eksik ve ayıplı işlerin çatıda akma, yükleme rampasının kullanılamaz olduğu, üç odada mevcut asma tavanlardaki çökme, iki tane çalışmayan otomatik kapı, arıtma tesisinin arıza nedeniyle çalışmaması, koridorda, usta odasında, yemekhanede asma tavanların çökmesi şeklinde ayıpların bulunduğunu, önemli olan diğer bir hususun da davacının bir kısım ayıpları ve eksiklikleri kabul etmiş olduğunu, dosya arasındaki Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/2 D.iş sayılı dosyasında davacının …. Şti. ile onun taşeronu olan … A.Ş. aleyhine tespit talebinde bulunulduğunu, bu dosyaya rapor sunan bilirkişinin tespiti istenen çatının sözleşme şartlarına uygun yapılmadığı ve çatının aktığı, bina içerisinde asma tavanda ve laboratuvarda meydana gelen hasarlar ve zarar miktarına ilişkin görüş bildirildiğini, davacının bu şekilde fabrikanın çatısının ayıplı şekilde yapıldığının bizzat kendisinin kabul etmiş olduğunu, eksik, hatalı ve ayıplı işlerin kabulden sonra ortaya çıktığını ve gizli ayıp niteliğinde olduğunu, bu şekilde mevcut olan eksik, hatalı ve ayıplı işlerin bedellerinin de tespiti ile davacının bir alacağı çıkar ise bunların mahsubu gerekirken bu yönde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulmasının da yerinde olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğine dair yapmış oldukları istinaf taleplerindeki tüm beyanları saklı kalmak kaydıyla dava dilekçesinde dava değerinin açık ve net şekilde 145.000,00 TL olarak gösterildiğini ve bu miktar üzerinden harç alındığını, dava değerinin yazılmasında maddi hata olduğu ve bilirkişi raporunda belirlenen değer üzerinden harcın tamamlanabileceğine ve bu konuda mahkemece süre verilmesi gerektiğine ilişkin HMK’nın 31. maddesinin eldeki dosyada uygulanma olanağının bulunmadığını, davacının istinaf talebinin haklı ve hukuki olmadığını ileri sürerek istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinafa cevap vermemiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, Eser sözleşmesinden kaynaklanan ek imalat bedeline dair yapılan icra takibi nedeniyle itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Taraflar arasında imzalanmış olan 10.08.2004 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; işverenin …, yüklenicinin ….Şti. olduğu, işverene ait Zeytinova beldesinde kurulacak olan turşu ve fermantasyon fabrikasının öngörülen malzemelerle projesine uygun bir şekilde belirlenen sürede anahtar teslimi yapım işi olduğu, inşaata ilişkin keşif raporları ve projesine uygun bir şekilde fabrika inşaatının 150 günde teslim edileceği ve bedelinin 465.000,00 EURO + KDV olup, götürü bedelli sözleşme olduğu anlaşılmaktadır.
İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2015/5677 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının ….Şti., borçlunun … olduğu, 16.05.2005 tarihli 133715-133716-133717 seri nolu faturalardan kaynaklanan 245.000,00 YTL’nin tahsili yönünde icra takibi yapıldığı, borçlunun yasal süresi içerisinde itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmaktadır.
Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/2 D.İş sayılı dosya suretinin incelenmesinde; tespit isteyenin ….Şti., karşı tarafın… Şti. ile ….Şti. olduğu, tespit isteyen şirket tarafından … İlçesi, …. Beldesinde yapımı gerçekleştirilen turşu fabrikasının çatı yapım işinin taşeron şirketler olan … ve …Şti.’lerine verildiği, çatı yapım işinin sözleşme şartlarına uygun yapılmadığı için çatının akması sonucu fabrika binasının çatısındaki eksikliklerin nelerden ibaret olduğu, bedelinin ne kadar olduğu ne kadar zamanda tamir edilebileceği, yağmur suları sebebiyle bina içerisinde asma tavanda ve laboratuvarda meydana gelen hasarların neler olduğu ve zarar bedelinin ne kadar olduğuna dair tespit talebinde bulunulduğu, tespit isteyenin talepleri doğrultusunda bilirkişiden rapor alındığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasında sözleşmenin akdedildiği ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Yasa’nın 355. maddesi uyarınca yazılı eser sözleşmesi kurulduğu, bu eser sözleşmesi kapsamında turşu fabrikasının inşaatının yapıldığı sabittir. Ancak, dava dilekçesinde belirtilen ve sözleşme dışı ek imalata ilişkin yapıldığı iddia edilen işlere ilişkin bedelin ödenmediği davacı yüklenici tarafından iddia edilmiş olup, davalı iş sahibi ise; davacı yüklenici tarafından yapıldığı iddia edilen fazla imalatların fabrikanın onaylanan projeleri kapsamında olmadığını ayrıca eser sözleşmesi kapsamında fabrika inşaatı yapılıp teslim edildikten sonra fabrikanın çatısında imalat eksikliği bulunduğunu ve bu nedenle çatının akması sonucu fabrikanın asma tavanında ve diğer kısımlarda zararlar oluştuğunu, bu nedenle davacının fazla imalata ilişkin bir talepte bulunamayacağını, bu fazla imalata ilişkin bir bedele hükmedilecek ise, eser sözleşmesi kapsamında eksik ve ayıplı imalat giderlerine ilişkin bedelin fazla imalat bedelinden mahsup edilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Bu itibarla ek imalat bedeli ve ayıp giderim bedeli konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosya içerisinde mevcut Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/2 D.İş sayılı dosyası kapsamında; yüklenici …Şti. tarafından turşu fabrikasının çatı yapım işinin taşeron şirketler olan …. Şti. ile … Şti.’ne verildiği ancak fabrika çatısının eksik ve ayıplı imalat nedeniyle akması sonucu fabrika binasında zarar meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu durum eldeki dosyamızın davacısı yüklenici … Şti.’nin de kabulündedir.
Bu durumda, davacı yüklenici tarafından eser sözleşmesi dışında yapıldığı iddia edilen ek imalata ilişkin iş bedelinin sözleşme ilişkisinin kurulduğu tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi uyarınca imalâtın yapıldığı tarihte mahalli serbest piyasa rayicine göre belirlenmesi, fabrika çatısındaki mevcut eksik ve ayıplı işlerin daha sonradan yüklenici ….Şti. Tarafından giderilip giderilmediği hususunun açıkça tespit edilmesi, giderilmediğinin tespiti halinde Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/2 D.İş sayılı delil tespit dosyası ve yargılama sırasında belirlenen diğer ayıplar da gözetilmek suretiyle ayıp bedelinin belirlenmesi ile fazla yapılan imalat bedelinden eksik ve ayıplı iş bedelinin mahsup edilmesi gerekir.
O halde mahkemece, mülga 818 sayılı Yasa’nın 366. maddesi uyarınca işin yapıldığı 2005 yılı mahalli piyasa rayiçlerine göre fazla imalata ilişkin iş bedeli ayıplara dair giderim bedelleri de dikkate alınmak suretiyle belirlenmeli ve fazla imalata ilişkin iş bedelinden varsa iş sahibinin yapmış olduğu ödemeler mahsup edilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu bilirkişilerce davalının iddiaları doğrultusunda belirlenecek ayıp giderim bedeli düşülmeden yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Kabule göre de; dava dilekçesinin incelenmesinde dava değerinin 145.000,00 YTL olarak gösterildiği, dilekçenin açıklama kısmında sözleşme dışı ek işler nedeniyle yapılan imalata ilişkin 16.05.2005 tarihli fatura tanzim edilip bedelinin 144.136,32 EURO olduğunun belirtildiği, bu fatura bedeline ilişkin olarak yapılan icra takibine itiraz üzerine davalı tarafından yapılan itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesinin istendiği, fatura bedeli olan 144.136,32 EURO’nun icra takip tarihi itibariyle YTL’ye çevrilerek 245.000,00 YTL üzerinden takip yapıldığı, davacı tarafın talebinin icra dosyasında takibe koyulan tüm miktar yönünden itirazın iptali yönünde olduğu, dava dilekçesinde gösterilen dava değerinin maddi hataya dayandığı anlaşılmakla, icra takip dosyasındaki 245.000,00 TL’nin dava değeri olarak kabulü ile dava dilekçesinde gösterilmiş olan değerin 245.000,00 TL olarak düzeltilmesi ve eksik nispi peşin harcın bu değer üzerinden tamamlanması yönünde davacı tarafa süre verilmesi gerekirken davacı vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi yönündeki talebinin reddine karar verilerek yargılamaya devam edilip hüküm kurulmuş olması yerinde olmamıştır.
Bu durumda, harç eksikliği yönünden davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-4 maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle ise, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı ve davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.12.2018 tarih ve 2005/605 Esas, 2018/1321 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-4 ve 353/1-a-6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının istek halinde davacıya ilk derece mahkemesince İADESİNE,
5-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 2.476,25 TL istinaf nispi harcının istek halinde davalıya ilk derece mahkemesince İADESİNE,
6-İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde DİKKATE ALINMASINA,
7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
8-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen TEBLİĞE ÇIKARILMASINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere 19.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.