Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/677 E. 2021/813 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/677
KARAR NO : 2021/813

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1182
KARAR NO : 2018/1331
KARAR TARİHİ : 22.11.2018
DAVANIN KONUSU : Teminat Mektubunun İadesi – Alacak
KARAR TARİHİ : 25.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.06.2021

İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.11.2018 tarih 2017/1182 E – 2018/1331 K sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili şirketin …. Grup numaralı Dikili ve Çandarlı İşletme Müdürlükleri sorumluluk alanı içindeki tesislerin “Arıza Onarım ve Bakım İşi”ni 16.01.2012 tarihli sözleşme ile üstlendiğini, 16.03.2012 tarihinde başlayan Arıza Onarım ve Bakım İşi’nin …. Genel Müdürlüğü’nün bildirdiği tasfiye kararına bağlı olarak 15.11.2013 tarihinde işin %82’si tamamlanmış iken sona erdiğini, müvekkili şirketin 06.12.2013 tarihli yazı ile işle ilgili davalıya verilen …. Bankası …. Şubesi’nin 12.01.2012 tarih ve 014160 sayılı 120.000,00 TL’lik teminat mektubunun ve …. Bankası …. Şubesi’nin 13.03.2012 tarih ve 47210000263 numaralı 60.000,00 TL’lik malzeme teminat mektubunun iadesi için davalıya başvurduğunu, davalı tarafından 60.000,00 TL’lik teminat mektubunun sözleşmenin 12.2 maddesindeki “…Malzeme kesin teminatları kesin hesabın onayına müteakip iade edilecektir.” düzenlemesine uygun olarak müvekkili şirkete iade edildiğini, malzeme teminat mektubunun iadesi ile kesin hesabın onay gördüğünün davalı tarafından kabul edilmesine karşın …. Bankası …. Şubesi’nin 12.01.2012 tarih ve 014160 sayılı 120.000,00 TL’lik teminat mektubunun iade edilmediğini, sözleşmenin 12.4 maddesindeki “Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokumanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği, yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten ve SGK’dan ilişiksizlik belgesi getirildiği saptandıktan sonra, alınmış olan kesin teminat ve varsa ek teminatların yarısı, garanti süresi dolduktan sonra kalanı yükleniciye iade edilecektir.” düzenlemesi ve garanti şartlarını düzenleyen 35. maddedeki “İşin tamamının geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren meydana gelebilecek işin yapımıyla ilgili her türlü işçilik hataları (idarece verilen malzemelerin imalat hatası hariç) yüklenici tarafından temin edilen malzemelerdeki imalat hatalarına karşı altı ay süre ile yüklenici garantisi altındadır.” düzenlemesi gereğince işin teslim alınma tarihi olan 15.11.2013 tarihinden itibaren 6 aylık garanti süresinin 15.05.2014 tarihinde bitmesine bağlı olarak müvekkili şirketin SGK’dan aldığı ilişiksizlik belgesini de ekleyerek yaptığı 17.05.2014 tarihli başvuruya davalının “…çalıştırılmış olan personellere ait 4857 sayılı İş Kanunu gereği kıdem, ihbar, izin vs tüm alacaklarının firmanızca ödenerek ilişiklerinin kesildiğine dair belgelerin hazırlanarak şirketimize sunulması…” koşuluyla teminat mektubunun iade edileceğinin belirtildiğini, taraflar arasında yapılan ve tümüyle ihale eden davalının iradesiyle belirlenen sözleşmede bile yer almayan bir nedene dayanılarak teminat mektubunun iadesinden kaçınılmasının haksızlık olduğunu, müvekkili şirketin işin yapılması sırasında çalıştırdığı işçilerin tüm hak ve alacaklarını ödediğini, ayrıca işçinin çalışmasının işveren tarafından haksız olarak sonlandırılması durumunda işçi lehine doğacak haklardan olan kıdem ve ihbar tazminatının işçinin çalışmasının devam etmesi veya işçinin işten kendi isteği ile ayrılması durumlarında ödenmesinin söz konusu olmadığını, çalışan işçilerden hiçbirisinin açtığı bir davanın bulunmadığını, teminat mektubunun iade edilmemesi nedeniyle 14.07.2014 tarihinden itibaren üç aylık devreler halinde her biri 189,00 TL olmak üzere toplam 2.457,00 TL komisyon ödemek zorunda kaldıklarını ileri sürerek, …. Bankası …. Şubesi’nin 12.01.2012 tarih ve 014160 sayılı 120.000,00 TL’lik teminat mektubunun iadesine ve haksız yere ödenen şimdilik 100,00 TL komisyon ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, davacı tarafından söz konusu iş kapsamında çalıştırılmış olan personellerine ait 4857 sayılı İş Kanunu gereği kıdem, ihbar, izin v.s. tüm alacaklarının ödenerek ilişiklerinin kesildiğine dair belgelerin “Borçlar Kanunun 420. maddesine göre (İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibariyle sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi gerektiği) hazırlanarak”, birer suretleri müvekili şirkete sunulmadığından, iş kapsamında verilmiş olan kesin teminat mektubunun firmaya iade edilmediğini, işçilik alacaklarının davacı tarafından ödenmemesi üzerine İş Mahkemelerine davacı çalışanları tarafından alacak davaları açılmış olup, bir kısım davalar aleyhlerine sonuçlanmakla birlikte bir kısmı için yargılamanın devam ettiğini, davacı şirkete ait teminat mektubunun, aleyhe hüküm tesis edilen işçi alacağı davaları nedeniyle iade edilmediğini, sözleşmenin 17. maddesi (i) bendinde; “Yüklenicinin uygulamaları sonucunda, İdarenin tazminat ödemesinin söz konusu olduğu hallerde bu tazminat İdare tarafından ödendiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte Yükleniciden tahsil edilir.” hükmünün yer aldığını, buna istinaden davacının teminat mektubunun nakde çevrildiğini, davacının müvekkili şirkete borcunun bulunması ve SGK ilişiksiz belgesini ibraz etmemesi nedenleriyle Hizmet Alım Sözleşmesinin “Kesin Teminat ve Ek Kesin Teminatın Geri Verilmesi” başlıklı 12.4 maddesinde yer alan teminatın iadesi için gerekli koşulların sağlanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, devreden işverenin devir tarihinden itibaren 2 yıl ile sınırlı sorumluluğunun olması ve bu süre içerisinde şirkette çalışan işçiler tarafından alacak davalarının açıldığı belirtildiği halde bu alacak davalarının hangi davalar olduğunun, işçi alacak davalarının esas numaralarının belirtilmediği, sözleşmenin 35. maddesine göre teminat mektubunun 6 aylık garanti süresinin geçmesinden sonra iade edilmesi gerektiği belirtilmekle 6 aylık sürenin 15.05.2014 tarihinde dolduğu, devir halinde devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devredenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları, ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlı olduğu, bu iki yıllık süre geçtiği gibi, davacıya karşı açılan veya davalıya karşı açılan işçi alacağı davası bulunmadığı, ayrıca davacı tarafça dosyaya sunulan taraflar arasındaki sözleşme ile sözleşmenin ekleri olan İdari Şartname, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi, Birim Fiyat Teklifi Cetveli ve Teklif Mektubu, İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nde teminat mektubunun iadesi için işçilerden ibraname alınması gerekmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile …. Bankası …. Şubesi’nin 12.01.2012 tarih, 014160 sayılı 120.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun davacıya iadesine, 2.457,00 TL’nin davanın ıslah tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanları tekrarla söz konusu ihale kapsamında altmış kadar işçinin çalıştırıldığını, davacı şirketçe iş aktinin feshinden doğan alacakların ödenmediğini, dolayısıyla üst işveren olarak müvekkili şirkete husumet yöneltildiğini, müvekkili şirketin ödemelerle karşı karşıya kaldığını, ekte sunulan listedeki işçilerin dava açtığını, kalanların da açma ihtimali bulunduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; teminat mektubunun iadesinin istendiği işte çalışan işçilerce, işçilik alacakları ile ilgili veya bu işin yerine getirilmesi sırasında verilen bir zarar nedeniyle açılmış tek bir dava bile bulunmadığını, davalının kendisine karşı dava açan işçilerle ilgili sunduğu listede adı geçen işçilerin çalıştığı diğer arıza onarım bakım işleri için ayrı ayrı verilen teminat mektupları iade edilmeyip, halen davalının elinde bulunmakta olup bu teminat mektuplarının iadesi için açılmış bir dava da bulunmadığını belirterek, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, taraflar arasındaki 16.01.2012 tarihli “Elektrik Dağıtım Şebekelerinin Arıza Onarım ve Bakım İşleri İçin Teklif Birim Fiyatlı Hizmet Alımı Sözleşmesi”ne istinaden verilen …. Bankası …. Şubesi’nin 12.01.2012 tarih, 014160 sayılı 120.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun iadesi ve komisyon bedelinin tahsili isteğine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesi gereğince sözleşmenin yürürlüğe girmesini teminen 120.000,00 TL tutarlı sözleşme tarihinden itibaren altmış ay geçerli kesin teminat mektubu davalı iş sahibine verilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 12.4 maddesinde taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği, yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten ve SGK’dan ilişiksizlik belgesinin getirildiği saptandıktan sonra alınmış olan kesin teminat ve varsa ek teminatın yarısının, garanti süresi dolduktan sonra kalanının yükleniciye iade edileceği kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 35. maddesinde işin tamamının geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren meydana gelebilecek işin yapımıyla ilgili her türlü işçilik hataları ile (idarece verilen malzemelerin imalat hatası hariç) yüklenici tarafından temin edilen malzemelerdeki imalat hatalarına karşı altı ay süre ile yüklenici garantisi bulunduğu kararlaştırılmıştır.
Teminat mektubunun amacı, yüklenicinin iş verenden aldığı iş nedeniyle, işveren aleyhine oluşacak maddi zararları karşılamak olup, teminat mektubu ile banka veya finans kuruluşu, başkasının edimi nedeniyle oluşacak rizikoyu taahhüt altına almaktadır. Bu nedenle teminat mektubunun teminat kapsamına aldığı rizikonun gerçekleşip gerçekleşmediği veya gerçekleşme ihtimalinin değerlendirilmesi gerekir. Teminat mektubu özelliği gereği teminat fonksiyonlarının devam ettiği sürece iadesi talep edilemez ve teminat mektuplarının iadesi şartlarının da sözleşme yazılı hükümlere göre belirlenmesi gerekir.
Somut olayda Mahkemece dava konusu teminat mektubunun iadesine karar verilmiş ise de; davalı tarafça cevap dilekçesinde davacının teminat mektubunun nakde çevrildiği belirtilmiştir. Davalı iş sahibince kesin teminatın irad kaydedildiği belirtilmiş olmasına rağmen bu konuda araştırma yapılmadığı gibi kesin teminatın iadesi ile ilgili davanın istirdat davasına dönüşüp dönüşmediği de değerlendirilmemiştir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 13.07.2020 tarih, 2019/3832 esas ve 2020/2247 karar sayılı ilamı) Şayet; teminat mektubunun nakte çevrilmesi dava tarihinden sonra değilse dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşmeyeceğinden ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi de mümkün olmayacağından davacının eldeki davayı açmasında hukuki yararının bulunup bulunmayacağının da tartışılması gerekmektedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.11.2018 tarih 2017/1182 E – 2018/1331 K sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan 2.127,15 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
6-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 25.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.