Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/510 E. 2021/596 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/510
KARAR NO : 2021/596
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/425
KARAR NO : 2018/500
KARAR TARİHİ : 09.11.2018
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21.05.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.05.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.11.2018 tarih 2015/425 Esas – 2018/500 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, davalı şirkette yangın çıkması sonucu fabrikada oluşan moloz – hurda enkazlarının kaldırılması için sigorta şirketinin fiyat analizini yaptığını, 11.12.2014 tarihinde müvekkilinin fiyat teklifini kabul ettiğini, bu teklifte hizmet bedelinin KDV hariç 100.000,00 TL olduğunu, bunun 55.000,00 TL’sini yanan fabrikadan çıkacak hurdaların karşılayacağını, geri kalan 45.000,00 TL’nin ise üstüne katılacağının kararlaştırıldığını, ancak daha sonra betonarme kolonların dışarı çıkarılıp davalı şirket tarafından talep edildiğinden ve bu ekstra maliyet getireceğinden 27.500,00 TL arttırılarak 72.500,00 TL + KDV’ye çıkartıldığını, taraflar arasında 15.12.2014 tarihinde sözleşme yapıldığını, müvekkilinin tamamen yanmış makine, tesisat ve bina enkazının kendisine bırakılması şartıyla sigorta şirketiyle anlaştığını, müvekkilinin sözleşme gereğince işe başladığını, ancak davalı şirketin hurda olarak müvekkili şirkete bırakılması gereken yanmış makine ve kabloları vermeyeceğini söylediğini, davalı şirket tarafından sözleşme şartlarına uyulmadığı için ve sözleşme gereğince işlemlerin yapılmasına engel olunduğu için işin yapılamaz hale geldiğini, işin sürdürülmesi mümkün olmayınca ve işin yapılmasının engellenmesi nedeniyle müvekkili şirketin sigorta şirketinin talimatı ile iş sahasından ayrılmak zorunda kaldığını, müvekkili şirketin sözleşmeye konu yanmış fabrika sahasında çalışmalara başladığını, masraf yaptığını, vinç kiraladığını, ayrıca konaklama bedelleri, nakliye ücreti ve işçilik bedeli ödediğini, yakıt bedelleri de dahil olmak üzere 60.866,00 TL masraf yaptığını, bu bedellerin müvekkili şirkete ödenmediğini, işin bırakılmasından sonra davalı şirkete Üsküdar 16. Noterliği’nin 29.12.2014 tarih ve 54177 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşme gereğince ödenmesi gereken bedelin ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini, ancak borcun ödenmediğini, dava dışı sigorta şirketinin poliçe gereğince ödemenin davalı şirkete yapılması gerektiği gerekçesiyle sözleşme bedelini müvekkili şirkete ödemediğini, sözleşmeye konu para miktarının sigorta şirketi nezdinde olduğunu ileri sürerek, 60.866,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 31.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı – karşı davacı vekili, davacının sözleşmede belirtilen işleri tam olarak yerine getirmediğini, binanın beton alanlarını, molozları kaldırmadığını, dava dilekçesinde teklif bedelinin 100.000,00 TL olduğunun ileri sürüldüğünü, bu teklifi kabul etmediklerini, bu iddiaların davacının tek taraflı beyanı olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmede bedelin 72.500,00 TL + KDV olarak belirlendiğini, davacının bir kısım metal hurda malzemeleri, plakaları ve az miktarda da molozları taşıdığını, ancak binanın beton alanlarını ve büyük oranda molozları kaldırmadığını, sözleşme gereğini tam olarak yerine getirmediğinden davacıya Menemen 2. Noterliği’nin 31.12.2014 tarih ve 12920 yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderilerek işe başlamasının bildirildiğini, buna rağmen davacının sözleşme şartlarını tam olarak yerine getirmediğini, Menemen Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/3 değişik iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, sözleşmenin 11. maddesine göre davacının sağlam makinelere zarar vermeyeceğini, zarar vermesi durumunda makinelerin bedellerini ödeyeceğini taahhüt ettiğini, davacının sözleşmenin dışında yanmış metal makineleri kilosu 0.80 kuruş olarak bir kısmı sözleşme bedelinden mahsup edilerek bakiyesi de taraflarına ödenecek şekilde alacağını, kendilerine de kantar fişlerini vereceğini söylediğini, ancak metal hurdaların büyük kısmını götürmesine rağmen daha sonra fabrika bahçesinde bulunan zarar vermemesi gereken sağlam makineleri talep ettiğini, davacının asıl amacının metal makine ve hurdaları almak olduğunu savunarak davanın reddine, karşı davada ise sözleşmenin başlangıcının 15.12.2014 tarihi olup bu tarihten itibaren 20 iş günü içinde işi bitirip yeri temiz olarak kendilerine teslim edeceğini, Menemen 2. Noterliği’nin 31.12.2014 tarih ve 12920 yevmiye numaralı ihtarnamesine rağmen işe başlamadığını, işyerinin geç faaliyete geçmesinden dolayı zararları olduğunu, sözleşmenin 5. maddesinde belirtilen gün başına 1.000,00 TL cezai tazminatı talep ettiklerini, ayrıca karşı davalının metal makine hurdalarını satıp paraya çevirmesine rağmen kendilerine bu parayı vermediğini, davacının metal hurdaları götürdüğü araçların, kişiler ile ilgili fotoğrafların ve bir kısım kantar fişlerinin delil listesinde sunulduğunu, karşı davalının yarım bıraktığı binanın beton alanlarının sökümü, molozların kaldırılması, atılması harcamalarının kendileri tarafından yapıldığını ileri sürerek, 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl dava bakımından kök raporda da belirtildiği üzere dosyadaki belge ve bilgiler dikkate alındığında, Menemen Sulh Hukuk Mahkemesi’nin yapılan işleri belirlemeye uygun bilgiler içerdiği, bu nedenle Menemen Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/3 D.İş sayılı dosyasındaki bu tespit raporuna iştirak edildiği, bu çerçevede Menemen Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/3 D.İş sayılı dosyasında, yangın mahallinde bina duvarları, kolonlarının ve çatının birçok kısmının sökülmemiş durumda yerinde olduğu, makine ve ekipmanlarının çoğunun götürüldüğü, az miktarda hurda malzeme kaldığı belirtilerek, yapılan işlerin tüm işin %20’sini oluşturduğu belirtilmiş olup davacının yaptığı işin oranına göre sözleşmede kararlaştırılan götürü bedele bu oran uygulanmak suretiyle tespit edilen iş bedelini davalıdan isteyebileceği ve buna göre, davacının davalıdan talep edebileceği KDV hariç iş bedelinin (72.500,00-TLx%20=) 14.500,00-TL olabileceği, ancak kök rapordan farklı olarak bu tutara KDV dahil toplam iş bedelinin (14.500,00x%1,18=) 17.110,00-TL olduğu, karşı dava bakımından; Menemen 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/3 D.İş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda, yangın mahallinde bina duvarları, kolonların ve çatının birçok kısmının sökülmemiş durumda yerinde olduğu, makine ve ekipmanlarının çoğunun götürüldüğü, az miktarda hurda malzeme kaldığı belirtilerek, yapılan işlerin, tüm işin %20’sini oluşturduğu belirtilmiş olup, bu haliyle davacı karşı davalının sözleşmeye konu işi kararlaştırılan sürede tamamlamadığı ve bu sebeple sözleşmenin 5. maddesinde öngörüldüğü üzere, verilen sürenin uzaması durumunda davacı karşı davalı …’nin davalı karşı davacı … ‘ye gün başına 1.000,00-TL tutarında ceza ödeyeceği belirtilmiş olup, davalı karşı davacının karşı dava kapsamında davacı karşı davalıdan burada kararlaştırılan gecikme cezasını talep edebileceği, diğer yandan, davalı karşı davacı tarafından noter kanalıyla davacı karşı davalıya gönderilen 31.12.2014 tarihli ihtarnamede, davacı karşı davalının ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde işe başlaması ve aksi takdirde sözleşmenin feshedileceği hususunun bildirildiği görülmekle, davalı karşı davacı tarafından verilen 3 günlük sürenin sonunda işe başlanmamış olması nedeniyle bu sürenin sonu itibariyle davalı karşı davacının iradesinin sözleşmenin feshi yönünde olduğu, dolayısıyla da davalı karşı davacının 3 günlük süre için kararlaştırılan toplam 3.000,00-TL tutarındaki cezayı karşı dava kapsamında davacı karşı davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle, asıl davada 17.110,00-TL’nin davalı karşı davacıdan 31.12.2014 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte tahsiline, karşı davada 3.000,00-TL’nin davacı karşı davalıdan 11.01.2015 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı – karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin hükmünün öncelikle eksik ve hükme esas alınmayacak bilirkişi raporuna dayandırıldığını, değişik iş raporunun çelişki dolu olduğunu, öncelikle raporda kalan iş için kalan kısımlarının yıkılması için 8 saat olmak üzere 3 gün toplam 24 çalışması gerekip makine masrafının 19.200,00 TL ve binada yaklaşık 400 m³ moloz çıkacağı ve bu molozun 32.000,00 TL bedelle uzaklaştırabileceğinin ve toplam masrafın 51.200,00 TL olabileceğinin belirtildiğini, ayrıca çatı kaplamalarının, çelik aşık ve konstrüksiyon elemanlarının %85’i yanmış ve sökülmüş olup olay yerinde mevcut olmadığının denildiğini, bilirkişi raporunda %85’lik kısmının olay yerinde olmadığı tespit edilmesine rağmen işin tamamının %20 oranında tamamlandığı hususunun gerçekle alakasının bulunmadığını, toplam iş bedelinin 150.450,00 TL olduğu göz önüne alındığında işin %65 kısmının tamamlandığının aşikar olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte ancak buna rağmen değişik iş sayılı dosyasında alınan %20 oranı esas alınacak ise bilirkişi heyetine gerek bulunmadığını, bu konuda toplam iş bedeli ve yapılan işin değeri ve kalan işi değerinin belirlenmesinin bilirkişi heyetinin görevi olduğunu, bu nedenle işin (55.000 + 72.500) + KDV bedelli olduğu ve kalan işin 51.200,00 TL olduğu göz önüne alınarak bu konuda bilirkişi heyetinden ek rapor alınması talep edilmesine rağmen, bu konuda işin toplam değerine kalan iş bedeli oranladığında %65-70 oranında tamamlanmasına rağmen sadece ilk teklife ona da KDV eklenmeden yapılan incelemenin açıkça hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasındaki anlaşmaya istinaden yapılan işler ile ilgili; 25.12.2014 tarihli 8.260,00 TL bedelli vinçe iki günlük çalışma ve çatı makas sökümü, 26.12.2014 tarihli 15.930,00 TL bedelli 30 gün eskavatör çalışması, 06.01.2015 tarihli 5.310,00 TL bedelli vinç çalışması ve işçilik bedeli, 25.12.2014 tarihli 1.323,59 TL bedelli alınan makine parçaları, 17.12.2014 tarihli 16.510 TL bedelli nakliye bedeli, 06.01.2015 tarihli 9.105,56 TL bedelli alınan makine parçaları, 28.12.2014 tarihli 1.916,00 TL bedelli oda kalış ücreti ve toplam 2.512,00 TL bedelli kiraladıkları iş makinesine ait yakıt mazot fişlerine ilişkin hiçbir inceleme yapılmadığını, fiyat teklifinin sigorta şirketine yapıldığını, bu nedenle müvekkili şirket ile sigorta şirketi arasında davalının fabrikasındaki enkazların kaldırılması konusunda anlaşma yapıldığını, dosyaya sunulan sigorta şirketi kayıtları ve dosyada tanık olarak dinlenen eksper …’ın beyanlarında “biz yangın hasarlarında hurdaların kaldırılması karşılığında anlaşırız” dediğini, bu hususların da açıkça ortaya koyduğu üzere dava dilekçesinde ileri sürdükleri hurda bedellerinin 55.000,00 TL götürü bedelle müvekkili şirkete ait olacağı iddialarının ispatlandığını, taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca müvekkili şirketin çalışmalara başladığını ancak davalı şirketin işin yapılmasına engel olması sebebiyle işin sürdürülmesinin imkansız hale geldiğini, yanık hurda kablolarının davalı şirket yetkilisince toplatıldığına ilişkin fotoğrafların da dosyaya sunulduğunu, ayrıca bilirkişi raporunda davalı-karşı davacının dava dilekçesindeki gecikme bedeli olarak hesaplanan 3.000,00 TL bedeli kabul etmenin mümkün olmadığını, davalı şirket nezdinde bulunan makine ve hurdalar, emsal değerler ile belirlenebilir nitelikte olup kantar fişleri uyarınca bir değer tespiti yapılması gerekirken yapılacak tespitin ‘sağlıklı olarak hesaplanamayacağı’ gibi bir sebeple yapılmamasının kabulünün mümkün olmadığını, dosyaya sunulan kantar fişleri konusunda hiçbir inceleme yapılmamasının ve ek raporda bu hususun yok sayılarak olumlu ve olumsuz bir değerlendirmede bulunulmamasının açıkça hukuka aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı – karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında tanzim edilen 15.12.2014 tarihli sözleşmenin 5. maddesine göre işin geç teslim edilmesi halinde geciken beher gün için 1.000,00-TL cezai şart ödenmesine karar verildiğini, davacı – karşı davalının işi sözleşmedeki şartlara göre bitirmeden eksik şekilde bıraktığından, kendisine Menemen 2. Noterliği’nin 31.12.2014 tarihli 12920 yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek eksik bıraktığı işe başlaması için 3 günlük süre verildiğini ve başlamadığı takdirde 15.12.2014 tarihli sözleşmesinin feshedileceğinin bildirildiğini, ihtarnameyi tebellüğ eden davacı – karşı davalının eksik bıraktığı işi yapmadığını ve sözleşmenin feshedildiğini, bundan sonra eksik yapılan işle ilgili olarak Menemen Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/3 D. İş sayılı dosyasında davacı – karşı davalı tarafın işin %20’lik kısmını yaptığını belirterek eksik yapılan işin durumu ve eksik kalan işin 20 günlük sürede yapılabileceğinin tespit edildiğini, kök ve ek rapora davalı – karşı davacı taraf olarak itirazlarını yaptıklarını ve yeniden ya ek rapor alınması ya da yeni bir bilirkişi tayin edilerek yeni bilirkişi raporu alınması yönündeki taleplerinin Mahkeme tarafından yerinde görülmeyerek eksik inceleme ile karar verildiğini, bir taraftan işin %20’sinin yapıldığını söyleyip diğer taraftan 3 günlük cezai şart uygulamanın hatalı olduğu gibi hak ve nesafete de uygun olmayacağını, çünkü daha işin %80’lik kısmının yapılmadığını, ihtarnamedeki 3 günlük sürenin davacı – karşı davalının işe başlaması için verilen süre olduğunu, tahminen bilirkişi heyetinin 3 günlük cezai şartı buradan çıkarmış olacak ki hatalı olarak 3 günlük cezai şart uygulandığını ve Mahkemenin de buna uyduğunu, ancak Mahkemenin yanıldığını, çünkü eksik kalan işin 20 iş gününde yapılacağı hususunun ihtilafsız olduğunu, ihtilafsız olan konuya göre günlüğü 1.000,00-TL’den 20 gün için 20.000,00-TL cezai şartın hüküm altına alınması gerektiğini, Mahkemenin kararını verirken karşı dava dilekçelerinde ve yargılama aşmasındaki beyanlarında açıkça belirttikleri gibi 160.000,00-TL’lik hurdaya hiç değinmediğini, bilirkişi heyetinin beyanlarının aksine 160.000,00-TL’lik hurdayla ilgili olarak dosyaya delil olarak sunulan kantar fişleri ve fotoğraflar bulunduğunu, ayrıca Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/237 esas sayılı dosyasında bilirkişiden alınan 30.03.2016 tarihli raporun huzurdaki dosyaya sunulduğunu, bahse konu bilirkişi raporunda hurdaların bedeli olan 160.000,00-TL düşülerek geri kalan kısmın müvekkili şirkete ödendiğini, bu bilirkişi raporunun bile 160.000,00-TL’lik hurda bedelinin davacı – karşı davalı şirketin uhtesinde olduğunu gösterdiğini, bu durumda bilirkişi heyetinden bu konuda da ek rapor alınması talep edildiği halde Mahkemenin bu hususu değerlendirmeye almadığını davacı – karşı davalının dinlenen tanığı …’ın yeminli ifadesi ile hurda malzemelerinin davacı – karşı davalı şirket tarafından alındığının sabit olduğunu, ancak buna rağmen bilirkişi heyetinin bu konuda delil olmadığını beyan etmesinin inandırıcı olmadığını, hurdalara ilişkin kantar fişleri ve hurdaların davacı – karşı davalı şirket tarafından kamyonla götürülme ve taşınma halini gösteren fotoğrafların dosyaya sunulduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Asıl ve karşı dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Davacı – karşı davalı yüklenici, davalı – karşı davacı ise iş sahibidir.
Karşı davacı tarafından karşı davalının metal makine hurdalarını satıp paraya çevirmesine rağmen kendilerini bu parayı vermediğinden bahisle alacak talebinde bulunulmuş; mahkemece bu istem yönünden davacı delilleri değerlendirilmeden ve gerekçelendirilmeden istemin reddine karar verilmiştir.
Anayasanın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK.nun 297. (Mülga HUMK.nun 381, 388 ve 389.) ve 27. maddeleri gereğince Mahkeme kararları gerekçeli olmalıdır. Mahkemece hüküm kurulurken davacı talepleri ve tarafların gösterdikleri delilleri toplanıp her biri ayrı ayrı değerlendirilerek, bu taleplerin hangilerinin kabul edildiği ya da edilmediğinin nedenleriyle birlikte açıklanıp, tartışılarak denetime elverişli gerekçeli bir karar verilmesi gerekir. Gerekçeli karar hakkı A.İ.H.S’nin 6. maddesi kapsamında adil yargılanma hakkı ile ilgilidir. Bu husus da dosyanın iadesi sebebidir. Karşı davacının metal hurda bedeline ilişkin talebinin gerekçelendirilmeksizin ret edildiği görülmekle denetlenebilir bir karardan bahsetmek mümkün değildir.
Aynı zamanda; karşı davacının dava dilekçesinde cezai şart, davalının uhdesinde olduğunu iddia ettiği metal hurda bedeli ve davalının yarım bıraktığı işlerin tamamlanması nedeni alacak istemi olmak üzere üç farklı alacak isteminde bulunduğu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 10.000,00 TL talepte bulunduğu görülmüştür. Mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi gereğince her bir alacak kalemi yönünden davacının istemi ayrı ayrı somutlaştırılmaksızın, hangi alacak kalemi için ne kadar talep edildiği netleştirilmeksizin karar verilmesi de yerinde değildir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.11.2018 tarih 2015/425 Esas – 2018/500 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı-karşı davalı tarafından yatırılan 343,43 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuran davacı-karşı davalıya iadesine,
5-İstinaf yoluna başvuran davalı-karşı davacı tarafından yatırılan 343,42 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuran davalı-karşı davacıya iadesine,
6-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı ve istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 21.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.