Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/468 E. 2021/898 K. 12.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/468
KARAR NO : 2021/898

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/637
KARAR NO : 2018/1142
KARAR TARİHİ : 01.11.2018
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12.07.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.07.2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.11.2018 tarih ve 2018/637 Esas, 2018/1142 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, davacı şirket ile davalı şirket arasında 26.01.2013 tarihli sözleşme akdedildiğini, sözleşmeye göre davacı müvekkili şirkete ait şantiyelerde yapılacak olan kaba inşaat işçiliği, izolasyon sürme esaslı mebran , kuru duvar yapma işlerine karşılık olarak değeri 95.000,00 TL olarak saptanan İzmir ili Buca İlçesi …. mah. …. ada …. parselde inşa edilmekte olan yapının 1. Katında numarataja göre 5 nolu dairenin davalı şirkete devredileceğinin kararlaştırıldığını, yine taraflar arasında 18.08.2014 tarihli bir başka sözleşmenin akdedildiğini, bu sözleşmeye göre davacı şirkete ait şantiyelerde yapılacak olan ince işler, fayans ve seramik, kaba ve ince sıva, alçı ve alçıpan , iç dış boya, şap atılması vb işler ile işçilik ve malzemelere karşılık olarak toplam değerlerin 330.000 TL olarak saptanan İzmir ili Buca ilçesi …. ada …. parselde yapılmakta olan binanın zemin katında ekteki etüt projesinde belirtilen iki adet 1+1 dairenin davalı şirkete devredileceğinin kararlaştırıldığını, davalı yanın belirtilen sözleşmeler kapsamında dava dışı ….’in de maliki olduğu, İzmir ili Buca İlçesi …. ada …. parselde kain …. Mah. …. Sk. No:47/19 adresinde bulunan binada sözleşme konusu işleri yaparak davacı şirkete teslim ettiğini, davacı şirketin de söz konusu bağımsız bölümlerin arsa malikleri ile satmış olduğu üçüncü kişilere devir ve teslim ettiğini ancak davalı tarafça yapılan bina çatısının mimari projeye aykırı yapılması ve eksik malzeme kullanılması nedeniyle su sızdırdığını, en üst katta bulunan dairelerde tavanların ve kolonların rutubetten karardığını, dava dışı …. tarafından davacı şirkete karşı Karşıyaka …. Noterliğinin 22.09.2015 tarih ve …. yev.nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, davacı şirketin aynı noterliğin 29.09.2015 tarih ve …. yev.nolu ihtarnamesi ile söz konusu ihtara cevap verildiğini ve ihtarnameye konu işin davalı tarafça giderilmesinin talep edildiğini, ancak ayıpların giderilmemesi nedeniyle dava dışı …. tarafından müvekkili şirket aleyhine İzmir 4. Tüketici Mahkemesinin 2015/21 D.İş sayılı dosyası üzerinden tespit yaptırıldığını, tespite göre ortaya çıkan hasarın başka bir işletmeye davacı tarafından giderildiğini, davacı aleyhine dava dışı …. tarafından İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2016/8661 sırasına kayıtlı dosya üzerinden icra takibine girişildiğini, anılan takibe itirazları üzerine davacı şirket aleyhine İzmir 2. Tüketici Mahkemesinin 2016/1015 Esas sırasında kayıtlı itirazın iptali davasının ikame edildiğini ve bu dosyada dava dışı …. ile 5.000,00 TL bedel karşılığında sulh ve ibra olunduğunu, söz konusu davanın konusuz kaldığını ve anılan mahkemece bu yönde karar verildiğini, davacı şirket tarafından dava dışı …. e ödenen 5.000,00 TL ve işlemiş faizin tahsili amacıyla davalı aleyhine İzmir 19. İcra Dairesinin 2018/5550 Esas sayılı dosya ile icra takibine girişildiğini, davalının söz konusu takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, dava dilekçesinde belirtilen iddiaları kabul etmediklerini, taraflar arasında akdedildiği iddia olunan 26.01.2013 tarihli sözleşmesinin …. ile yapıldığını, söz konusu sözleşmenin …. Mah. …. ada …. parselde yapılmakta olan binanın 1.katının numarataja göre 5 nolu dairesi için yapıldığını, 18.08.2014 tarihli sözleşmenin ise davacı ile müvekkili şirket arasında İzmir ili Buca ilçesi …. ada …. parselde yapılmakta olan binanın zemin katında bulunan 2 adet 1+1 daire ve …. ada …. parselde yapılacak olan binanın 3.kat ön cepheye bakan 1 adet 1+1 daire için yapıldğını, dolayısıyla 26.01.2013 tarihli sözleşmenin başka bir işletme ile imzalandığını, ve bu işletmenin davalı şirket ile ilgisinin bulunmadığını ve kapandığını, dava dışı …. tarafından İzmir 4. Tüketici Mahkemesinin 2015/21 D.iş sayılı dosyasına ait 12.01.2016 tarihli tespit raporunun İzmir ili Buca ilçesi …. ada …. parsele ilişkin olarak yapıldığını, bu nedenle dava konusu işin davalı şirketin sorumluluğunda olmayan bir yere ilişkin olarak yapılan ödemenin davalı şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın husumetten, mahkeme aksi kanaatteyse esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “Davacı tarafından, davalı şirket aleyhine İzmir 19. İcra Dairesinin 2018/5550 Esas sayılı icra dosyası ile 24.04.2018 tarihinde 5.000,00 TL asıl alacak, 196,34 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.196,34 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 02.05.2018 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ olunduğu, davalı tarafından süresi içinde 02.05.2018 tarihinde takibe itiraz edildiği ve icra dairesince anılan takibin durdurulmasına karar verilerek eldeki davanın bir yıllık yasal süre içinde açıldığı, icra takibine dayanak yapılan ticari ilişkinin 28.11.2017 faiz başlangıç tarihli İzmir 2. Tüketici Mahkemesinin 26.02.2017 tarih ve 2017/1015 Esas -521 Karar sayılı ilamı çerçevesinde ödenen bedelin rücu isteğinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispat etmekle yükümlüdür. Davacı dava dışı …. e ödemiş olduğu 5.000,00 TL ve işlemiş faize ilişkin bedelin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatmış olduğu icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesi amacıyla eldeki davayı açmış ise de davaya konu 26.01.2013 tarihli sözleşmenin davacı ile dava dışı …. ile …. Mah. …. ada …. parselde yapılmakta olan binanın 1.katının numarataja göre 5 nolu dairesi için yapıldığı, dolayısıyla davalı şirketin bu sözleşmeye taraf olmadığı, 18.08.2014 tarihli sözleşmenin ise davacı ile davalı şirket arasında İzmir ili Buca ilçesi …. ada …. parselde yapılmakta olan binanın zemin katında bulunan 2 adet 1+1 daire ve …. ada …. parselde yapılacak olan binanın 3.kat ön cepheye bakan 1 ade 1+1 daire için yapıldığı, bu haliyle davacı tarafından dava dışı ….’e ödenen 5.000 TL nin davalı şirket ile yapılan sözleşmede yer alan işlerden olmadığı, İzmir 4. Tüketici Mahkemesinin 2015/21 d.iş sayılı dosyasındaki tespite konu yerin …. ada ve …. parsele ilişkin olduğu anlaşıldığından davanın husumet nedeniyle reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında ilk sözleşmenin dava dilekçesinin ekinde sunulan 26.01.2013 tarihli sözleşme olup burada davalı taşeron şirketin unvanının ….Ticaret olduğunu, taraflar arasında ikinci sözleşmesinin ise dava dilekçesi ekindeki 18.08.2014 tarihli sözleşme olup bu sözleşmede de taşeronun unvanının ….Ltd. Şti. olduğunu, taraflar arasında üçüncü bir sözleşme daha atfedilmiş olup bu sözleşmeyi istinaf dilekçisinin ekinde sunduklarını ve bu sözleşmenin de …. tarafından imzalanmış olduğunu, davacı şirket ile davalı yan arasında aktedilen bu sözleşmeler kapsamında dava konusu iş ve işlemlerin ayıplı olarak imal edilmesinden ötürü daire ….’e İzmir 2. Tüketici Mahkemesinin 2016/1015 Esas, 2017/521 Karar sayılı dosyasında yapmış oldukları ödemeye ilişkin rücuen tazminat talebi olup davalı yanın dava ehliyetinin bulunduğunu, davalı tarafın müvekkili ile imzalamış olduğu sözleşmeler kapsamında İzmir İli, Buca İlçesi …. ada …. parseldeki, …. ada …. parseldeki, …. ada …. parseldeki bir kısım inşaatların işlerinin yapılmasını üstlendiğini, 26.01.2013 tarihli sözleşmenin …. adlı işletmenin sahibi …. tarafından sonrasında 18.08.2014 tarihli sözleşmenin …. tarafından imzalanmış olduğunu ve sözleşmelerin taşeron …. unvanları altında imzalanmış olması karşısında özdeş ve türdeş işletmelerin bulunduğunu, davacı müvekkilinin üç ayrı sözleşmede davalı şirket ile farklı unvanlarla sözleşme akdettiğini ve bu şirketlerin tümünde ortağını …. olduğunun açıkça ortada olduğunu, bu doğrultuda davalı şirketin gerçek kişi tacirlikten tüzel kişi tacirliğe geçerek tür değiştirdiğini ve hali hazırdaki şirket yetkililerinin de …. ailesi olduğunu ve ortada iktisadi ve sektörel açıdan özdeş ve türdeş işletmelerin olduğu anlaşılmasına rağmen davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmeden davalı şirketin gerçek kişi tacirlikten tüzel kişi tacirliğe geçerek tür değiştirtiği gözetilmeden davalı yanın dava ehliyetinin olduğu göz ardı edilerek eksik incelemeye dayalı hüküm kurulmasının yerinde olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinin ekinde tarihsiz, protokol başlıklı üçüncü bir sözleşme sunulmasının HMK’nın 141. maddesi gereğince delil sunma süresinin geçmiş olması ve savunmanın genişletilmesi kapsamında olduğundan kabul etmediklerini, İzmir İli, Buca İlçesi …. ada ….6 parsele ilişkin işin ifasının müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin sorumluluğunda olmayan bir yere ilişkin yapılan ödemenin müvekkili şirketten talep edilmesinin mümkün olamayacağını, yerel mahkemenin husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi yönünde vermiş olduğu kararın yerinde olduğunu, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, Eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalat nedeniyle önedenen bedelin rücuen tahsiline ilişkin itirazın iptali isteğidir.
Somut olayda; davacının yüklenici şirket, davalının ise taşeron firma olduğu anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici şirketin yaptığı inşaatların bir kısım işlerini taşeron firma olarak davalıya yaptırdığı anlaşılmaktadır.
Davacı yüklenici ile davalı taşeronun dava dışı …. isimli kişinin Buca İlçesi …. ada …. parsel sayılı taşınmaz üzerindeki bağımsız bölümüne ilişkin yapılan inşaatın mimarı projeye aykırı yapılması ve eksik malzeme kullanılması nedeniyle su sızdırmasından kaynaklı meydana gelen zararının tahsili yönünde dava dışı …. tarafından İzmir 2. Tüketici Mahkemesinde davalı …. Ltd. Şti. aleyhine tazminat davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davalının 5.000,00 TL zarar bedelini bu dosyanın davacısına ödemeyi kabul ederek tarafların sulh olması nedeniyle davanın bu şekilde sonuçlandırıldığı ve bunun üzerine dosyamız davacısının ödediği bedeli taşeron olan davalıdan talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın dilekçesinin ekinde sunduğu 26.01.2013 tarihli sözleşmede yüklenici müteahhit firmanın …. Ltd. Şti., taşeronun ise …. Ticaret olduğu, 18.08.2014 tarihli sözleşmenin ise …. Ltd. Şti. ile ….Ltd. Şti. arasında imzalanmış olduğu, bu şekilde 26.01.2013 tarihli sözleşme ile 18.08.2014 tarihli sözleşmelerin taşeron sıfatıyla imzalayan firma ve şirketin unvanı açısından aralarında benzerlik bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yerel mahkemece davacı vekilinin dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu sözleşmeler kapsamında davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Yukarıdaki paragrafta yapılan açıklamalar doğrultusunda; delil olarak ibraz edilen sözleşmelerde imzası olan taşeron firmaların isimleri arasındaki benzerlik nedeniyle ….firmasının unvan değişikliği ile …. Ltd. Şti. olup olmadığı, bu iki firmanın özdeş ve türdeş firmalar olup olmadığı, her iki firmanın ortaklarının aynı kişilerden oluşup oluşmadığı hususunda araştırma yapılmadığı, şartların mevcut olması halinde HMK’nın 124/3. maddesi gereğince maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kurulana aykırı olmayan taraf değişikliği durumunun gerekip gerekmediği hususu değerlendirilmeden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olması yerinde değildir.
Bu durumda, davacının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.11.2018 tarih ve 2018/637 Esas, 2018/1142 Karar sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuran davacıya ilk derece mahkemesince İADESİNE,
5-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde DİKKATE ALINMASINA,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
7-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen TEBLİĞE ÇIKARILMASINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 12.07.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.