Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/2264 E. 2023/260 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/2264
KARAR NO : 2023/260

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/331
KARAR NO : 2019/1267
DAVA TARİHİ : 27.03.2017
KARAR TARİHİ : 26.11.2019
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 06.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.02.2023

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.11.2019 tarih ve 2017/331 Esas, 2019/1267 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, müvekkilinin, … Müdürlüğü ile imzalanan 13.02.2014 tarihli sözleşme ile … Müştemilatına ait bakım, onarım ve çevre düzenlemesi işini üstlendiğini, 25.04.2016 tarihinden 23.05.2016 tarihine kadar yapılan işler hakkında Yapı Denetim veya Yetkili Kontrol elemanları tarafından düzenlenen 23.05.2016 tarihli 8 Nolu Yapım İşleri Hakediş Raporuna ekli ceza tutanağında işi bitirmesi gereken tarih ile işi bitirdiği tarih arasında 64 gün gecikme bulunduğundan bahisle sözleşmenin 27.2. maddesi gereği gecikme cezası uygulandığını ve 53.722,46 TL’nin hakedişten kesilerek bakiye kalanın müvekkiline ödendiğini, yine aynı kapsamda yapılmaya devam eden iş için Yapı Denetimince düzenlenen 29.07.2016 tarihli 9 nolu Yapım İşleri Hakediş Raporunda, rapor ekinde bulunan ceza tutanağında müvekkilinin 01.07.2016-29.07.2016 tarihleri arasında da 28 gün cezalı çalıştığını, işi 28 gün gecikme ile ikmal ettiği ifade edilerek, müvekkili aleyhine haksız yere 23.503,57 TL gecikme cezası tahakkuk ettirildiğini ve bu miktar düşülerek bakiye kalan miktarın müvekkiline ödendiğini, müvekkilinin iş bu rapor ve tutanakları itiraz ve hukuki hakları saklı kalmak kaydı ile imzaladığını, sözleşmesinin ” Süre uzatımı verilebilecek haller ve şartları” başlığı altında yer alan 18.2.1 bendi ile “İdarenin işin sözleşmesinde ve uygulama işleri genel şartnamesinde yer alan sözleşmenin ifasına ilişkin yükümlülüklerini yüklenicinin kusuru olmaksızın yerine getirmemesi (yer teslimi, projelerin onaylanması, ödenek yetersizliği, iş programlarının onaylanması gibi) ve bu sebeple sorumluluğu yükleniciye ait olmayan gecikmelerin meydana gelmesinde, bu durumun taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması ve yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş olması halinde işi engelleyen sebeplere ve yapılacak işin niteliğine göre işin bir kısmına veya tamamına ait süre, en az geciken süre kadar uzatılır” hükmünün düzenlendiğini, projenin onanması için İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan onay alınması gerekli iken bu onayın geç alınmış olması sebebi ile iş takviminde aksamalar yaşandığını, müvekkilinin kendi ihmal ve kusuru olmaksızın oluşan durumdan ötürü müvekkili aleyhine iş bu cezaların uygulanmasının hukuka, yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 23.05.2016 tarihli rapor ile 53.722,46 TL ve 29.07.2016 tarihli rapor ile 23.503,57 TL olmak üzere toplam 77.226,03 TL haksız kesintinin her bir alacak miktarı için ayrı ayrı işlemiş ve işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, sözleşmeye göre işin süresi 270 gün iken davacıya, idareden kaynaklanan sebeplerle ilave olarak 6 defada toplam 431 gün süre uzatımı verildiğini, toplam 701 takvim gününe göre işin 20.03.2016 tarihinde bitirilmesi gerekirken davacının 23.05.2016 tarihinde verdiği dilekçeyle işin geçici kabulünün yapılmasını talep ettiğini, buna göre işin bitmesi gereken tarih olan 20.03.2016 ile işin bitirildiğine ilişkin dilekçe tarihi olan 23.05.2016 tarihi arasında 64 günlük bir gecikme bulunduğundan 64 gün karşılığı 53.722,46 TL gecikme cezası uygulandığını, davacının dilekçesine istinaden kontrol teşkilatı ve proje müellifi tarafından yapılan incelemede işin geçici kabule hazır olmadığının belirlendiğini ve eksik işlerin tespit edildiğini, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin geçici kabul başlıklı 42. maddesi 2. fıkrasına göre eksik işlerin işin sözleşme bedelinin % 5’inden fazla olmaması halinde geçici kabul yapılabilmekte olduğunu, yapılan eksik işlerin bu sınırın üzerinde olması nedeniyle işin geçici kabule hazır olmadığı tespit edildiğinden davacıya 01.07.2016 tarihli 362408 sayılı yazıyla tespit edilen eksikliklerin listesinin gönderildiğini, söz konusu eksikliklerin tamamlanarak 30.07.2016 tarihine kadar geçici kabule hazır hale getirilmesinin ihtar edildiğini, davacının 01.08.2016 tarihli dilekçesiyle işin 29.07.2016 tarihinde bittiğini belirterek geçici kabul yapılmasını talep ettiğini, dolayısıyla eksik işlerin yapıldığı dönem olan 01.07.2016-29.07.2016 arasındaki 28 günlük süre içinde yükleniciden kaynaklı olarak işin geç bitirilmesi nedeniyle 28 gün karşılığı 23.503,57 TL gecikme cezası kesildiğini, bir kısım eksik işlerin yapılmadığını ancak bunun geçici kabule engel olmadığının tespit edilerek 22.08.2016 tarihinde tutanak düzenlendiğini ve eksikliklerin liste halinde tutanak ekinde bildirildiğini, eksikliklerin tamamlanması hususunun da davacıya 09.09.2016 tarih 474990 sayılı yazıyla bildirildiğini, davacının 11.10.2016 tarihli dilekçesine istinaden kontrol heyetince yapılan inceleme sonucunda geçici kabuldeki eksikliklerin tamamlanmış olduğunun 13.10.2016 tarihli tutanakla tespit edildiğini, Koruma Kurulundan onay beklenen süreler için davacıya zaten süre uzatımları verildiğini, gecikmenin nedeninin bizzat davacının işi süresinde bitirmemesi olduğunu, hatta işi bitirdiğine ilişkin dilekçe verdiği halde pek çok eksik olduğunun tespit edildiğini, müvekkili idare kötü niyetli olsa idi eksik işlerin tamamlandığının tespit edildiği 13.10.2016 tarihine kadar işin geçici kabulünü yapmayacağını ve işin bitmesi gereken 20.03.2016 tarihinden 13.10.2016 tarihine kadar 207 gün gecikme cezasını tahakkuk ettirebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre,” .. teknik bilirkişi heyetinin kök ve ek raporu ile davacı yüklenicinin sorumluluğunda olmayan nedenlerle verilen toplam 431 günlük ek sürenin engellerin (kiracıların tahliyesi, projenin onayı, keşif, İzban izni) ortadan kalkması ve işin tamamlanması için yeterli olduğunun tespit edildiği, oysa davacının bu ek süreyi de aşarak geçici kabul talebinde bulunduğu, Koruma Kurulundan gelen yazı cevabı dikkate alındığında davalı idare tarafından tadilat projesinin kurula sunulma tarihinin 09.03.2017 tarihi olduğu, halbuki dava konu iş yönünden geçici kabulün 22.08.2016 tarihinde yapıldığı, geçici kabuldeki eksikliklerin ise 13.10.2016 tarihi itibariyle tamamlandığı, dolayısıyla işin geçici kabulünden yaklaşık 6 ay sonra davalı idare tarafından Koruma Kuruluna onay için sunulan tadilat projesinin dava konusu iş ile ilgisinin bulunmadığı, Koruma Kurulunun başka bir iş ile ilgili olan tadilat projesinin onay tarihinin 12.05.2017 tarihi olmasından hareketle davacı yüklenicinin projenin onayı için verilen ek sürenin yetersiz olduğu iddiasına itibar edilemeyeceği, buradan hareketle işin teslim edilmesi gereken 20.03.2016 tarihi ile iş bitim dilekçesinin verildiği tarih arasındaki 64 günlük gecikme için davalı idarenin 53.722,46 TL gecikme cezası vererek davacı yüklenicinin 8 numaralı hak edişinden kesmesinin sözleşmeye uygun olduğu, davalı idare geçici kabul heyetince yapılan incelemede işin eksik ve ayıplı yapıldığı ve geçici kabule hazır olmadığının tespit edildiği, davacı yükleniciye eksikliklerin ve ayıpların giderilmesi için verilen süre içerisinde yine bir kısım eksikliklerin tamamlanmadığının geçici kabul heyetince tespit edilmesi karşısında, eksik işlerin yapıldığı dönem için işin uzamasına, kendi sorumluluğunda bulunan işleri eksik ve ayıplı yapan davacı yüklenicinin neden olması karşısında davalı idarenin 01.07.2016-29.07.2016 tarihleri arasındaki 28 günlük süre için 23.503,57 TL gecikme cezası vererek 9. Hak ediş ödemesinden kesmesinin sözleşmeye uygun olduğu” şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunun hüküm vermeye elverişli olmadığını, bilirkişi raporunda, davalı cevaplarında ve mahkeme gerekçesinde “geçici kabulden 6 ay sonra davalı idare tarafından koruma kuruluna sunulan tadilat projesinin dava konusu işle ilgili olmadığı, başka bir iş ile ilgili olduğu” iddia ve beyan edilmesine karşın davalı kurum tarafından Koruma Kuruluna 09.03.2017 tarihinde sunulan ve 12.05.2017 tarihinde onaylanan tadilat projesinin hangi iş ile ilgili olduğu konusunda inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme konusunun ve işin geniş kapsamlı olduğunu, iş tanımı içerisine girmeyen nasıl bir iş vardır ki Koruma Kurulu onayı gerekmektedir ve davacının üstlenmiş olduğu iş için Koruma Kurulu onayı gerekmemektedir soruların açıklığa kavuşturulmasının zorunlu olduğunu, davalının, İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna sunulan ve onayı beklenen projenin, dava konusu iş ile ilgisi olmadığını ispatlayamadığı halde, mahkemece bilirkişi ek raporunda yer alan “onaylanan son projenin davacının işi içerisinde hazırlanan, dava konusu iş ile ilgili olmayan, dava konusu işin bitirilip teslim alındıktan 6 ay sonra Kurula sunulan başka işler ile ilgili olduğu açıktır.” şeklindeki varsayıma dayalı değerlendirmesi ile haklı davanın reddedildiğini, sözleşmenin “İdareden Kaynaklanan Nedenler” başlıklı 18.2.1 maddesi ile “…Sözleşmenin ifasına ilişkin yüklenicinin kusuru olmaksızın yerine getirmemesi / getirememesi (yer teslimi, projelerin onaylanması, iş programının onaylanması, ödenek yetersizliği gibi) …. İşin bir kısmına veya tamamına ait süre en az gecikilen süre kadar uzatılır.” hükmünün düzenlendiğini, müvekkili tarafından üstlenen işin, Kültür Varlıkları Koruma Bölge Müdürlüğü’ne restorasyon projesinin sunulması ve onay alınması halinde yapılacak/tamamlanacak bir iş olduğunu, dolayısı ile kurulda beklenen süreler için müvekkiline süre uzatımları verilmediğini, projenin halen tasdik edilmediği için işin geciktiğinden bahsedilebilmesinin mümkün olmadığını, tasdik işlemleri henüz tamamlanmamış bir projeye göre iş bitimi yapılamayacağını, davalı kurum tarafından tasdiki yapılmamış projeye ilişkin iş bitim tutanağı düzenlenmesi ve/veya işin bitiminin geciktiğinden bahis ile hakedişlerde kesinti yapılmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle, kararın, usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla, davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi nedeniyle gecikme cezası bedelinin iadesi isteğine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı idare ise iş sahibidir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Somut olayda; taraflar arasında 13.02.2014 tarihli … Müştemilatına ait bakım, onarım ve çevre düzenlemesi işine ait sözleşme düzenlendiği çekişmesizdir. Sözleşme, 6098 sayılı TBK’nın 470 vd maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Uyuşmazlığa konu 13.02.2014 günlü sözleşmenin 8.2.1 maddesinde Uygulama İşleri Genel Şartnamesi (U.İ.G.Ş) sözleşmenin ekleri arasında sayılmıştır.
Uygulama İşleri Genel Şartnamesi’nin 39. maddesinde; “Yüklenicinin geçici hakedişlere itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunu “idareye verilen … tarihli dilekçemde yazılı ihtirazî kayıtla” cümlesini yazarak imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa, hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmesi zorunludur. Yüklenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır” düzenlemesine yer verilmiştir. Şartnamenin bu kuralları 6100 sayılı HMK’nın 193. maddesi uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde olup, tarafları bağladığı gibi mahkemece ve istinaf incelemesinde de re’sen dikkate alınması gerekir. Bu hüküm uyarınca hakedişlere Uygulama İşleri Genel Şartnamesi’nde belirtilen usul ve yönteme uygun şekilde itiraz edilmediği takdirde yüklenicinin o hakedişlere bağlı hakları düşer ve yüklenici, hakedişleri olduğu gibi kabul etmiş sayılır.
Somut olayda davacı, 9 nolu hakedişi hiçbir itiraz kaydı düşmeksizin imzalanmıştır. 8 nolu hakedişi ise “itiraz kaydı ve hukuki haklarım saklı kalmak kaydı” şerhi ile imzalamış ancak ihtirazi kayıtta idareye verilen dilekçe ve tarihten söz edilmemiş olup, itiraz taraflar arasındaki sözleşmenin 2. maddesi gereğince sözleşmenin eki ve yazılı delil anlaşması mahiyetinde olan Uygulama İşleri Genel Şartnamesinin 39. ve 40. maddelerinde yazılı olan usullere uygun olmamıştır.
Buna göre mahkemece, davaya konu her iki talep kalemi yönünden hak edişlere, usulünce itiraz edilmediğinden, davacının bunlara ilişkin olarak davalıdan bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise, düzelterek yeniden esas hakkında…” duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.11.2019 tarih ve 2017/331 Esas, 2019/1267 Karar sayılı kararının HMK.nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4-Peşin alınan 1.318,83 TL harçtan maktu red harç tutarı olan 179,90 TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 1.138,93 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde DAVACI TARAFA İADESİNE.
5-Dava tamamen reddedildiğinden davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin kendisinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Dava tamamen reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 8.844,86 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
9-İstinaf yoluna başvuranın ödediği 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
10-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
11-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 06.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.