Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/2147 E. 2023/316 K. 13.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/2147
KARAR NO : 2023/316

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/872
KARAR NO : 2019/1341
DAVA TARİHİ : 28.07.2017
KARAR TARİHİ: 31.12.2019
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 13.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.02.2023
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.12.2019 tarih ve 2017/872 Esas, 2019/1341 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, taraflar arasında davacı tarafa ait binada su deposu imalatı kurulumu, işçiliği, nakliyesi, malzemelerinin temini ve tadilatı için 09.03.2017 tarihinde imalat-eser sözleşmesinin akdedildiği, sözleşme gereğince kararlaştırılan 9.000,00 TL iş bedelinin ödendiğini, davalının sözleşme gereği üstlenmiş olduğu işi taahhüt ettiği şekilde ve tarihte yapıp teslim etmediğini, Menderes 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/74 D.İş sayılı delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporuyla davalı tarafından imal edilen su deposunun tamiratının mümkün olmadığının, yeni bir su deposu yapılması için nakliye, montaj dahil olmak üzere maliyetinin 12.000,00 TL, sözleşmesinin 5.1 maddesi gereği keşif tarihine kadar geçen 54 gün için cezai şart bedelinin 10.800,00 TL olarak tespit edildiğini, bunun üzerine davalıya İzmir 14. Noterliği aracılığıyla 04.07.2017 tarihli ihtarname gönderilerek zararların ve cezai şartın ödenmesinin istendiğini, davalı tarafça bu ihtarnameye 20.07.2017 tarihli Menderes 1.Noterliği’nin ihtarnamesiyle taleplerin kabul edilmediğini bildirdiğini, depodan sızan suların fabrikada hasara neden olduğunu, ruhsatın alınamaması nedeniyle fabrikanın kiraya verilemediğini ileri sürerek, HMK 107.maddesi gereği, davalıya ödenen ve iadesi gereken bedelin tespiti, yeni bir depo imalatı için gereken bedelin tespiti, yeni deponun imalat bedelinin tespitiyle davalıya ödenen ve iadesi gereken bedel arasındaki fark bedelinin tespiti, sözleşmenin 5.1 maddesi gereği davalının ödemesi gereken cezai şart miktarının tespiti, yeni bir deponun imalatının gerektiği göz önüne alındığında mevcut deponun söküm ve nakliye, imha masraflarının tespiti, deponun kullanılamaz halde olması nedeniyle fabrikanın ruhsatının alımında yaşanan gecikmenin ve gecikme nedeniyle davacının uğradığı kira gelir kaybının tespiti, su deposunun taşması nedeniyle uğranılan zararların tespiti, sözleşmenin ihlali nedeniyle meydana gelmiş ve gelecek tüm maddi ve manevi zarar ziyanın tespiti ile tespit edilecek ve iadesi ve tazmini gereken tüm alacak miktarlarının ödenmesi gereken tarihten itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca Menderes 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/74 D.İş sayılı tespit davasının yargılama gideri ile vekalet ücretinin toplamının fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.500,00 TL’nin ödenmesi gerekli tarihten itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, İzmir 14. Noterliği’nin 04.07.2017 tarihli ihtarnamesine ilişkin masraf toplamı olan 277,27 TL’lik masrafın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, ödenmesi gerekli tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 30.10.2019 tarihli bedel arttırım dilekçesiyle, yeni depo imalatı bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark bedeli olan 2.222,00 TL’yi 1.275,00 TL daha arttırarak 3.497,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş, bunun dışında dava dilekçesi ile 9.000,00 TL davalıya ödenen ve iadesi talep edilen bedel 775,00 TL söküm ve nakliye masrafı; 1,00 TL cezai şart, 1,00 TL su basması nedeniyle binaya verilen zarar, 1,00 TL ruhsat alınamaması nedeniyle uğranılan zarar olmak üzere toplam 13.275,00 TL ‘nin ihtarname tarihinden itibaren işletilecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca Menderes 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/74 D.İş tespit dosyasına ilişkin masraflar ve vekalet ücreti ile İzmir 14. Noterliği’nin 04.07.2017 tarihli ihtarnamesine ilişkin 277,27 TL noter masrafının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi sunmamış, yargılama aşamasındaki beyanlarında davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “Davanın KISMEN KABULÜNE, 1-Taraflar arasındaki ve davaya konu 09.03.2017 tarihli “İmalat-Eser Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin “İşin Tanımı” başlıklı 2.1.maddesinde belirtilen … ada, …. parselde kayıtlı … Organize Sanayi Bölgesi, … Sk., No:… …/İzmir adresinde mevcut 3 katlı binada kurulumu yapılan su deposunun sökümü sonrası oluşan hurda malzemenin davalıya iadesine,
2-9.000,00 TL davacı tarafça davalıya ödenen ve iadesi gereken sözleşme bedeli, 3.500,00 TL sözleşme koşullarında üretilecek yeni depo imalat bedeli ile davalıya ödenen sözleşme bedeli arasındaki fark, 775,00 TL davaya konu deponun söküm ve nakliye masrafı olmak üzere toplam 13.275,00 TL’nin 11.07.2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine,” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece kabulüne karar verilen depo imalat bedeli ve söküm masraflının çok düşük olduğunu, ıslah dilekçesi ile talep ettikleri miktarlarının fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak, HMK 107. maddesi uyarınca arttırılmak üzere ıslah edildiğini, dolayısıyla ıslah dilekçesi ile 12.04.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda tespit edilen 1.000,00TL söküm ve nakliye masrafının fazlaya ilişkin 225,00 TL’lik kısmı saklı tutularak 775,00 TL talep edildiğini, mahkemece 225,00 TL’lik alacakları yönünden haklarının saklı tutulması yönünden hüküm kurulmadığını, müvekkilinin, davalıya gönderdiği ihtarnamede bedel iadesi talep ettiğinden sözleşmenin feshedildiğini beyan etmiş olduğunu, müvekkilinin, işin teslim edilmesi gereken 24.03.2017 ile ihtarnamenin tebliğ edildiği 07.07.2017 tarihleri arasında, sözleşme yürürlükte kaldığından sözleşmenin 5.1. Maddesinde düzenlenen cezai şartı talep edebileceğini, ayrıca davalının cezai şart faturasın tebliğ edildiği halde faturaya itiraz etmediğini, deponun ayıplı olması nedeniyle itfaiye yangın ve işletme ruhsatının alımında yaşanan gecikme nedeniyle müvekkilinin fabrikayı kira veremediğini, mahkemece bu hususta itfaiye müdürlüğüne müzekkere yazılmadığını, depodaki suyun taşması nedeniyle oluşan zararın tespiti için yeterli inceleme yapılmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise reddini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama sırasındaki beyanlarının, bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını, su deposunun iki yerinde bulunan matkapla açılan deliğin kimin tarafından yapıldığının mahkemece araştırılmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla deponun bu şekilde kabulü halinde dahi davacı tarafından basiretli tacir gibi davranarak depoyu kontrol etmesi gerektiğini, davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını, bilirkişi tarafından tespit edilen değerlerin nasıl tespit edildiğinin açıklanmadığını, deponun teslim tarihinde davacının hidrofor ve tesisat sistemi bulunmadığından müvekkilinin sızdırmazlık testi yapamadığını, davacının kendi kusur ve ihmalinden ötürü hak iddia ettiğini, mahkemece hükmedilen vekalet ücreti miktarının çok düşük olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklı bedel iadesi, cezai şart ile maddi tazminat isteğine ilişkindir.
Taraflar arasında kurulan ilişki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği açıktır.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser yüklenicinin sermayesi, sanat ve becerisini kullanarak gerçekleştirdiği sonuçtur. İş sahibi ısmarladığı eserin belli nitelikler taşımasını, amacını karşılamasını arzu eder. Şayet ısmarlanan eser iş sahibinin beklentisini karşılamıyorsa sözleşmenin yararlar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bu bakımdan eser, fen ve sanat kurallarına uygun ve iş sahibinin amacını karşılar nitelikte imâl edilmelidir. Aksi halde eser ayıplıdır ve yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuçtan sorumluluğu ortaya çıkar. Bir tanımlama yapmak gerekirse; yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuçtan sorumluluk borcu, yüklenicinin eseri teslim borcunun tamamlayıcısı olarak, meydana getirdiği eserde ortaya çıkan ayıp ve eksiklikleri üstlenme borcudur. Bu gibi durumlarda eserde dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken niteliklerin yokluğu söz konusudur.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 (818 sayılı BK’nın 359-363) maddeleri arasında düzenlenmiştir. İmâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde ayıp halinde iş sahibine üç seçimlik hak tanınmıştır. Bunlar eserin kullanılamayacak ve kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olması halinde sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim isteme ve aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde onarımı isteme ya da onarım bedellerini talep etme hakkıdır.
Eser sözleşmesi ilişkilerinde 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesi hükümlerine göre iş sahibi açık ayıplarda eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (makul süre içerisinde) eseri muayene ve açık ayıpları ihbar etmek zorunda olduğu, BK 362 son ve TBK’nın 472/son maddesi hükümleri gereğince ayıbın gizli olup sonradan ortaya çıkması halinde gecikmeksizin (derhal) ayıbı yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı hükümleri getirilmiştir. Bu hükümler gereğince gerek açık gerek gizli ayıplarda iş sahibinin ihbar zorunluluğu bulunmakta ise de yüklenici eserdeki işçilik, malzeme ve yapımla ilgili açık ve gizli ayıplardan dolayı sorumluluğu garanti ettiği süre için önceden kabul ettiğinden yüklenici lehine olan iş sahibinin ihbar zorunluluğunu aramaktan vazgeçtiği ve garanti süresi içinde ortaya çıkan bu ayıpları ücretsiz olarak gidermeyi sözleşme tarihinde peşinen kabul ve taahhüt ettiği kabul edilmektedir. İş sahibi ihbar zorunluluğu olmaksızın garanti süresi içinde ortaya çıkan açık ve gizli ayıplarla ilgili zamanaşımı süresi içinde seçimlik haklarını kullanarak yükleniciden ayıpların giderilmesini talep edebileceği gibi, aleyhine dava açabilecek davada iş bedelini ayıp giderim bedeli miktarınca ödemekten kaçınabilecektir (Yargıtay 15. H.D. 19.06.2014 gün, 2013/4976 E. 2014/4282 K. sayılı ilamı ile benzer uygulama ve içtihatları).
Somut olayda, davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında 09.03.2017 tarihli davacının Organize Sanayi Bölgesinde bulunan binasında su deposu imalatı, kurulumu, işçiliği, nakliyesi ve malzemelerinin temini, tadilat işi konusunda 9.000,00 TL bedel karşılığı eser sözleşmesi imzalanmış, sözleşme ile deponun teslim tarihi 24.03.2017 olarak kararlaştırılmıştır.
Davacı su deposunun tadilatı mümkün olmayacak şekilde ayıplı olduğunu, depodan taşan sular nedeniyle fabrikada hasar meydana geldiğini, fabrikanın ruhsatın alınamaması nedeniyle kiraya verilemediğinden kira kaybına uğradığını, mevcut deponun söküm, nakliye masrafının olduğunu iddia ederek, 9.000,00 TL ödenen depo bedeli, 3.497,00 TL sözleşmenin 8.3 maddesi uyarınca yeni depo bedeli ile eski depo bedeli arasındaki fark, 775,00 TL deponun söküm ve nakliye masrafı, sözleşmenin 5.1 maddesi uyarınca 1,00 TL cezai şart, 1,00 TL su basması nedeniyle oluşan zarar bedeli, 1,00TL ruhsat alınmaması zarar bedeli olmak üzere toplam 13.275,00 TL ile tespit ve ihtarname masraflarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili yargılama sırasındaki beyanlarında, müvekkilinin deponun davacıya teslim günü hidrofor ve tesisat sistemi bulunmadığından sızdırmazlık testini yapılmadığını, test için daha sonra irtibat kuracağını belirten davacının bu süre içinde cezai şarta başvurmasının kötüniyetli olduğunu, su deposunda matkapla açılan iki delik bulunduğunu, dava dilekçesinde iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde,
Sözleşmenin 8.3. Maddesinde “İşin teslim amacına uygun yürütülerek sözleşme koşullarına riayet edilmemesi gibi hallerde iş sahibi sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih hakkına sahiptir. Yukarıdaki durumlarda sözleşmenin feshi halinde iş sahibi işi bir başka firmaya daha fazla bedelle yaptırdığında bedeller arasındaki farkı yüklenici tazmin edecektir.” hükmü düzenlenmiştir.
Mahkemece her ne kadar 8.3 maddesi gereğince, bilirkişi tarafından yeni depo bedeli olarak tespit edilen 12.500,00 TL ile davacı tarafından ödenen 9.000,00 TL arasındaki fark olan 3.500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, sözleşmenin feshi halinde bedel farkının istenebilmesi için, işin başka bir firmaya yaptırılması gerektiğinin düzenlendiği, dosya kapsamından davacı tarafından işi, başka bir firmaya yaptırdığının iddia edilmediği anlaşıldığından mahkemece bedel farkına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Bununla birlikte mahkemece, su deposunun sökümü sonrası oluşan hurda malzemelerinin davalıya iadesine karar verildiğinden, söküm ve nakliye masrafları olan 775,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Davacı vekili her ne ne kadar depo bedelinin düşük tespit edildiğini ileri sürmüş ise de, mahkemece mahallinde keşif yapıldığı, bilirkişi heyetince asıl ve dört ek olmak üzere raporlar alındığı, tarafların itirazlarının değerlendirildiği, raporun hüküm vermeye elverişli olduğu anlaşılmakla, bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasındaki eser sözleşmesi nakit bedel karşılığı düzenlenmiş olduğundan tek taraflı fesih beyanı ve bunun karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuç doğurur.
Eldeki davada fesih ihtarı davalıya 07.07.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Sözleşmenin 5.1. Maddesinde “İşin yapılması ve yukarıda belirtilen yerde noksansız ve kusursuz olarak işlemeye hazır halde iş sahibine sunulması ile işin teslimi teslimi gerçekleşmiş olacaktır. İş yukarıda belirtilen süresinde yerde ve ayıpsız olarak teslim edilmemesi halinde her bir gün için 200 TL cezai şart uygulanacaktır” hükmü düzenlenmiştir.
Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere sözleşmenin 5.1. Maddesinde kararlaştırılan ceza, 6098 sayılı TBK’nın 179/II. maddesinde düzenlenen ifaya ekli ceza niteliğinde olup, sözleşmelerde fesih halinde de ifaya ekli cezanın isteneceğine dair bir hüküm bulunmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bununla birlikte davacı vekili, depo ayıplı olduğundan, fabrika ruhsatının alınmasının geciktiğini, gecikme nedeniyle müvekkilinin fabrikayı kiraya veremediğinden kira kazancından mahrum kaldığını, depodan sızan suların fabrikaya maddi zarar verdiğini ileri sürmüş ise de dosya kapsamından bu iddiaların ispatlanamadığı anlaşıldığından mahkemece tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca, uyuşmazlığın esasına ilişkin yeniden hüküm kurmak suretiyle aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinafının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile,
3-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.12.2019 tarih ve 2017/872 Esas, 2019/1341 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
4-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-9.000,00 TL davacı tarafça davalıya ödenen ve iadesi gereken sözleşme bedelinin 11.07.2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
-Taraflar arasındaki ve davaya konu 09.03.2017 tarihli “İmalat-Eser Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin “İşin Tanımı” başlıklı 2.1.maddesinde belirtilen … ada, … parselde kayıtlı … Organize Sanayi Bölgesi, … Sk., No:… …./İzmir adresinde mevcut 3 katlı binada kurulumu yapılan su deposunun sökümü sonrası oluşan hurda malzemenin davalıya iadesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 614,79TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta ve ıslah aşamasında yatırılan toplam 257,06 TL harcın mahsubu ile bakiye 357,73 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından başlangıçta ve ıslah aşamasında yatırılan toplam 293,06 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri 192,50 TL, posta ücreti 34,50 TL, keşif harcı 253,80 TL, keşif aracı ücreti 400,00 TL ve bilirkişi ücreti 800,00 TL olmak üzere toplam 1.680,80 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 1.139,52 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
-Yine davacı tarafça yargılama gideri olarak talep edilen Menderes 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/74 D.İş sayılı dosyasından yapılan 87,70 TL harç, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 221,80 TL keşif harcı olmak üzere toplam 1.009,50 TL ile yine davacı tarafça talep edilen İzmir 14. Noterliğinin 07907 yevmiye numaralı ve 04.07.2017 tarihli ihtarname masrafı olan 277,27 TL olmak üzere toplam 1.286,77 TL’nin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 872,38 TL’sinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 4.275,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf peşin karar harcının mahsubu ile kalan 125,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
7-İstinaf başvurusu nedeni ile davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 227,00 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuran bu davalıya iadesine,
9-Davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 13.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.