Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/212 E. 2021/696 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/212
KARAR NO : 2021/696
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/453
KARAR NO : 2018/306
KARAR TARİHİ: 27.03.2018
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 07.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.06.2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.03.2018 tarih ve 2014/453 Esas, 2018/306 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, müvekkilinin 07.04.2008 tarihli sözleşme ve 02.04.2008 tarihli proforma faturaya istinaden davalı tarafından imal edilen “….. makinası” ve donanımını satın aldığını, bu yatırım nedeniyle teşvik indiriminden yararlanmak için başvuru yaptığını, davalı tarafından müvekkiline teslim edilen makinaların ayıplı ve eksik olduğunu, davalının, müvekkili hakkında İzmir 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/365 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açtığını, bu davanın, davalının faturalarının müvekkil şirketin defter ve kayıtlarında yer aldığı gerekçesiyle kabul edilip, davalının talep ettiği 126.000,00 TL KDV alacağından 124.547,78 TL’nin kabulüne karar verildiğini, bu kararın temyiz edildiğini dava sırasında müvekkilinin davalıdan olan alacağı ve takas hakkının saklı tutulduğunu ve incelenmediğini, davalı tarafın kabulü doğrultusunda makinaların eksikliklerinin ve ayıbının giderilmesi için yapılan masraflar ile ürünleri fason yaptırmak suretiyle uğradıkları zararı 02.09.2010 tarihli 652931 sıra nolu 45.974,61 TL tutarındaki fatura ile davalıdan talep edildiğini, davalının bu fatura ve eklerini almaktan kaçındığını ve iade ettiğini, dava konusu makinaların ayıplı olması nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararlar ile makinalara yapılan zorunlu ve gerekli masraflara ilişkin işlerin faturalarının müvekkil şirket adına alındığını ve 45.974,61 TL bedelli fatura ile davalıya rücu edildiğini, davalının faturayı iade ettiğini, sözlü olarak mahkemece hükmedilen zarardan indirilmesi taleplerinin davalı tarafça reddedilmesi nedeniyle alacağın hüküm altına alınmasını belirterek, müvekkilin davalıdan olan alacağının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2. maddesi uyarınca artan ve azalan oranlarda hesaplanacak avans faiziyle birilikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, HMK’nın 329 maddesi uyarınca AAÜT’nden belirlenen yasal ücretten az olmamak koşulu ile dava değerinin %12’si oranındaki avukatlık ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı tarafından, dava dilekçesine karşı herhangi bir yanıt sunulmadığı dosya ve UYAP kapsamından anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “…davacı şirket ve davalı şirket yetkilileri tarafından düzenlenen 03.11.2008 tarihli tutanakta sözleşme konusu imalatların çalışır vaziyette ve eksiksiz şekilde davalı tarafça davacıya teslim edildiği, davacı tarafın ayıp iddiasına ilişkin olarak makineler üzerinde sadece dinlettiği ve daha önce davacı şirket çalışanı olan tanıkların beyanlarına dayandığı, her ne kadar tanıklar makinelerde arıza olduğunu üretim yapamadıklarını beyan etmiş iseler de; davacı tarafça makinelerin arızalı olduğuna dair bir delil tespiti yapılmadığı, bu nedenle tanıkların salt soyut beyanlarına mahkememizce itibar edilmediği, mahkememizce makine mühendisi bilirkişiden aldırılan raporda da davacının ihtarnameye konu ettiği hususların açık ve gizli ayıp niteliğinde olmadığının belirtildiği, dolayısıyla davacı tarafın davaya konu makinelerin ayıplı olduğunu ispat edemediği, salt makinelere ilişkin başka firmalara yaptırılan işlere ilişkin fatura sunulmasının davacının iddiasını ispatlar nitelikte olmadığı gerekçesiyle davanın reddine…” şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın konusu bir sözleşme çerçevesinde imal ederek müvekkilime teslim ettiği makinelerin ayıplı olması nedeniyle makinelerin ayıbının giderilmesi için davalının bilgisi dahilinde müvekkili şirket tarafından yapılan gerekli ve zorunlu masrafların tahsili ile ayıplı makinelerin hizmete alınması sırasında verdiği zararın tazminine ilişkin olduğunu, bu nedenle üçüncü kişiler tarafından müvekkili şirkete düzenlenen 40 adet fatura ve ödeme belgesi toplamı için müvekkili şirket tarafından davalıya 02.09.2010 tarihli 652931 seri numaralı 45.974,61 TL bedelli fatura düzenlendiğini, davanın konusunun bu faturanın bedelinin tahsili olduğunu, İzmir 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/365 Esas sayılı dosyasının yargılaması sırasında yapılan bilirkişi incelemesinde müvekkili şirketin 2008 ve 2009 yılına ait ticari defter ve kayıtları incelenmiş olduğundan işbu davaya konu fatura inceleme dışı kaldığını ve taraflarınca dava açıldığını, yargılama sırasında müvekkili şirketin 2010 yılı ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda verilen 22.02.2016 tarihli bilirkişi raporu ile dava konusu olan 02.09.2010 tarih ve 652931 numaralı, 45.974,61 TL tutarındaki faturanın ekinde yer alan ve dava konusu faturaya yansıtılan diğer faturaların tutarlarının bu fatura ile uyumlu olduğunun belirlendiğini, ilk derece mahkemesince yaptırılan keşif sonucunda alınan 25.04.2017 tarihli rapor ile davalı yanın makineleri müvekkili şirkete geç teslim ettiğini, teslim edilen makinelerdeki arızanın garanti kapsamında veya ücret karşılığı makine üreticisi davalı şirket tarafından ivedilikle düzeltilmesi ve tamir edilmesi gereken bir durum olduğunun belirlendiğini, taraflar arasındaki maillerin delil olarak dosyaya sunulduğunu, bu maillerde davalı şirketin makineleri zamanında teslim etmediğini, müvekkili şirketin zarara uğrattığını kabul ettiğinin açıkça görüldüğünü, ilk derece mahkemesi tarafından 11.01.2018 tarihli duruşmada dinlenen tanıkların da satın alınan makinenin sözleşmede belirtilen tarihten çok sonra teslim edildiğini, makinenin geldiğinde çalışır vaziyette olmadığını, çalışır hale getirildiğinde verimli çalışmadığını ve müvekkili şirketin bu nedenle zarara uğradığını beyan ettiklerini, toplanan tüm bu delillere rağmen ilk derece mahkemesi taraflarca düzenlenen 03.11.2008 tarihli tutanakta sözleşme konusu imalatların çalışır vaziyette ve eksiksiz şekilde davalı tarafça müvekkiline teslim edildiğini, müvekkili tarafın ayıp iddiasına ilişkin olarak makineler üzerinde sadece dinlettiği tanıkların beyanlarına dayandığı, delil tespiti yapılmadığı, tanıkların salt soyut beyanlarına itibar edilemeyeceği ve davanın ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verildiğini, mevcut delillere rağmen davanın reddine dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa giderim bedeli ile geç teslimden kaynaklanan zararın tahsili isteğine ilişkindir.
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Mahkemece davalının sözleşme ile üstlendiği edimlerini yerine getirerek, 03.11.2008 tarihli tutanak ile sözleşmeye konu makinaları eksiksiz ve çalışır durumda durumda teslim ettiği, davalı tarafından usulünce yapılan ayıp ihbarı bulunmadığı, geç teslim nedeniyle fason üretimden kaynaklanan zarara ilişkin talebi konusunda sunulan faturalara tek başına değer verilemeyeceğini gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm yukarıda belirtilen nedenlerle davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı, davalı yüklenicinin eser sözleşmesine konu makinaları ayıplı olarak teslim etmiş olması nedeniyle ayıp giderim bedeli ve fason üretimden kaynaklanan zararının tahsili istemi ile eldeki davayı açmış ise de, taraflar arasında aynı sözleşmeden kaynaklanan nedenle davalı yüklenici tarafından açılan bakiye iş bedelinin tahsili istemi ile açılan ve İzmir 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.12.2012 tarih 2012/365 Esas, 2012/335 Karar sayılı dosyası ile yapılan yargılamada, davalı ayıplı ve geç teslim savunmasında bulunarak bakiye iş bedelinin belirlenmesinde yaptığı giderler karşılığının dikkate alınması isteğinde bulunmuş, mahkemece davalının katlandığı giderler karşılığı da gözetilerek belirlenen bakiye iş bedeli hüküm altına alınmıştır.
Anılan karar Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin denetiminden geçmek suretiyle 20.11.2014 tarihinde kesinleşmiş olup, eldeki davanın konusunu oluşturan bedele ilişkin istem, anılan dosyada gözetilerek belirlenen bedele hükmedilmiş olmakla, bu dosya yönünden güçlü delil olarak kabul edilmiş olup verilen kararda dairemizce de bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile kalan 23,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, davacılar tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile, istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/(4). maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 07.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.