Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/2095 E. 2023/90 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/2095
KARAR NO : 2023/90

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/742
KARAR NO : 2020/303
DAVA TARİHİ : 31.12.2018
KARAR TARİHİ : 24.06.2020
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Rücuen Tazminat
KARAR TARİHİ : 16.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.01.2023

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.06.2020 tarih ve 2018/742 Esas, 2020/303 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili, davalı … Şti. ve davalı … A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, … tarafından ihale edilen “Yol Yapım İşi”nin müvekkili … A.Ş uhdesinde kaldığını, sözleşme hükümlerine göre işin bölünerek alt yüklenici çalıştırmak üzere ihale edildiğini ve İzmir 4.Bölge plentmiks temel ve sathi kaplama yapılması işinin davalı … A.Ş.-… Şti. ortaklığında kaldığını, davalı iş ortaklığının iş yaptığı mevkilerden olan … … Mahallesi … ada … parselde kayıtlı narenciye bahçesi maliki (…) tarafından … aleyhine davalı tarafından yürütülen yol yapım çalışmaları sırasında asfaltlama işi için kazılan ancak bir süre kapatılmadan üzerine çakıl taşı dökülerek bırakılan yolda araçların gidiş-gelişi nedeniyle oluşan tozun narenciye ağaçlarına ve mahsule zarar verdiği iddiası ile delil tespiti davası ve idari dava açıldığını, Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/23 D.iş sayılı delil tespiti dosyası kapsamında alınan bilirkişi heyet raporunda 3.kişi …’a ait bahçede meydana gelen zararın 8.450,36 TL olduğunun tespit edildiğini, bu tespite istinaden açılan İzmir 2.İdare Mahkemesinde açılan davada 2018/1104 sayılı karar ile davanın kabulüne ve 05.09.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile davacıya ödenmesine karar verildikten sonra zarar görenin talebi üzerine … …’a toplam 13.141,68 TL tutarının ödendiğini ve daha sonra yüklenici müvekkili firmanın hakedişinden kesildiğini, bu nedenle bu tutarın davalı firmalara 22.11.2018 tarihli fatura ile rücu edildiğini, ancak firmaların ödeme yapmadığını, aralarındaki sözleşme hükümlerine göre davalı tarafından verilen zararın rücuen tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı … A.Ş. vekili, dava konusu edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin dahil olduğu adi ortaklık (…-… Şti.) üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini ve herhangi bir kusuru olmadığını, ihale konusu asfalt kaplama, bakım ve onarım işi, müvekkili şirketin dahil olduğu iş ortaklığına ihale edildiğini, yer tesliminden sonra ihale konusu işin, fen ve sanat kurallarına, teknik şartnameye uygun surette zamanında tamamlanarak teslim edildiğini, işin geçici ve kesin kabulleri yapılarak tamamlandığını, işin yapım aşamasında gerekli tüm önlemlerin alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm yükümlülüğünü yerine getirdiğini, müvekkiline kusur izafesinin mümkün olmadığını, ihale konusu asfalt kaplama, bakım ve onarım işi, müvekkili şirketin dahil olduğu iş ortaklığına ihale edildiğini, yer tesliminden sonra ihale konusu iş, fen ve sanat kurallarına, teknik şartnameye uygun surette zamanında tamamlanarak teslim edildiğini, işin geçici ve kesin kabulleri yapılarak tamamlandığını, işin yapım aşamasında gerekli tüm önlemlerin alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/23 D. İş sayılı dosyasında bilirkişi heyetince “….Davalı ortaklığın iş yaptığı bölgede yer alan …’a ait narenciye bahçesinde meydana gelen zararın toplam 8.450,36 TL olacağı” nın tespit edildiği, İzmir İl Tarım Müdürlüğünün yayınladığı 2016 yılı istatistik tablolarda satsuma mandalina için ağaç başına ortalama verimin 85 kg, Seferihisar ‘da satsuma mandalina için 120 kg , diğer mandalin çeşitleri için 30kg/ağaç , ürün satış fiyatının ortalama 0,55 TL/kg olarak belirlendiği, tespit dosyasında sunulan bilirkişi raporunda ağaç başına 90 kg verim alınmasının uygun bulunduğu ancak mahkememizce yaptırılan bilirkişi heyetinin incelemesi sonuncunda verilen denetime elverişli hüküm kurmaya olanaklı kök ve ek rapor kapsamında yapımı tamamlanmayan yoldan kaynaklanan tozun ağaç yapraklarının yüzeyini kaplayarak fotosentezi ve bitki sağlığını olumsuz etkileyeceği ve dolayısıyla verim kaybına neden olacağı, yapılan literatür araştırması ve dosyaya sunulan bahçeye ilişkin fotoğraflardan aşırı tozdan kaynaklanan zararın yola yakın kısımda fazla, yoldan uzaklaştıkça zarar oranının azalmasının bekleneceği ancak her halükarda zararın %100 olmasının beklenemeyeceği, çünkü ürünün ihracata uygunluk vasfının kaybolacağı ancak tespit talep dilekçesinde belirtildiği gibi semt pazarlarında satılabilecek bir ürün alınabileceği, dava konusu arazinin en ve boyuna göre en arka sıralardaki ağaçlara tozun aynı derecede yoğun ulaşmayacağı dolayısıyla bu kısımda tozlanmadan zararın yüksek olmasının beklenemeyeceği, yola yakın kısımdaki 102 ağaçta %90 verim ve kalite kaybı olması beklenirken, yoldan daha uzakta bulunan diğer 98 ağaçta yolun tozundan oluşacak zararın %70 ila 20 oranında değişeceği ortalama olarak %50 olabileceği, ilk tespit raporunda Seferihisar Tarım İlçe Müdürlüğü ve o tarihteki yörenin piyasa fiyatları esas alınarak 0,85 TL/kg ürün satış fiyatının belirlenebileceği, buna göre dava konusu bahçede oluşması beklenen zararın 6.632,72 TL olacağı kanaatine varılarak açılan davanın kısmen kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili, davalı … Şti. ve davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yapılan yargılamada yeniden zarar incelemesi yapıldığını ve bu yönde bilirkişilerden alınan raporda belirtilen zararın meydana geldiği kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, eldeki davayı kesinleşmiş bir mahkeme kararına istinaden ödenen zarar bedelini taraflar arasındaki sözleşme hükümleri doğrultusunda davalılardan rücuen tahsilini talep ettiklerini, bu nedenle dava dışı …’a ait bahçede meydana gelen zararın yeniden hesaplanması yönünde bilirkişiden rapor alınmasının doğru olmadığını, … tarafından kesinleşen mahkeme kararı doğrultusunda dava dışı zarar gören kişiye ödenen bedelin kendilerinin hakedişinden kesilmiş olması nedeniyle bu miktarın davalılardan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, mahkemece eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı … Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin üzerine düşen tüm yükümlülüğü yerine getirdiğini, müvekkiline kusur izafesinin mümkün olmadığını, dosyada da meydana gelen zarara ilişkin müvekkili şirketin kusurlu olduğuna dair herhangi bir tespit ve değerlendirme de yapılmadığını, müvekkilinin işin yapımı aşamasında gerekli tüm önlemleri aldığını, müvekkilinin delil tespiti dosyası ile daha sonra açılan tam yargı davasının tarafı olmadığını, kendisine davanın ihbar da edilmediğini, mahkemece alınan bilirkişi raporunun hatalı ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, müvekkili şirketin temerrüdü gerçekleşmediğinden faizin başlangıç tarihi konusunda da hata yapıldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı …. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından ihale konusu olan asfalt kaplama, bakım ve onarım işinin müvekkili şirketin dahil olduğu iş ortaklığına ihale edildiğini, bu ihale sonucunda müvekkilinin imalatı tamamlayarak işin geçici ve kesin kabullerinin yapıldığını, müvekkili şirketin delil tespiti dosyası ile idare mahkemesinde açılan tam yargı davasının tarafı olmadığını ve kendisine usulüne uygun ihbar da yapılmadığını, ayrıca yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere rücu davalarında dikkat edilecek kurulan kişilerin kusurları oranında sorumlu tutulmaları gerektiğini, dava dışı …’ın narenciye bahçesinde meydana geldiği iddia edilen zararın oluşmasında müvekkili şirketin bir kusurunun bulunmadığını, mahkemece eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı … A.Ş. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ihale konusu işin tamamını gerekli tedbirleri de almak suretiyle tamamlayarak imalatın kesin kabulü yapılmak suretiyle teslim edilmiş olduğunu, bu nedenle zararın müvekkili şirketten tazmininin mümkün olmadığını, müvekkili şirketinin tarafı olmadığı davalarda hüküm altına alınan zarara ilişkin olarak yargılama aşamasında müvekkiline herhangi bir ihbarın da yapılmadığını, kusuru bulunmayan müvekkilinin tazminattan da sorumlu tutulamayacağını, davacının istinaf talebinin yerinde olmadığını ve reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat isteğine ilişkindir.
Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/23 D.İş sayılı dosyasının incelenmesinde; tespit talebinde bulunanın …, karşı tarafın … Başkanlığı olduğu, tespit isteyene ait … İli, … İlçesi, … Mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmaza sınır vaziyette yapılmakta olan yola ilişkin yol yapım çalışması sırasında meydana gelen tozdan dolayı tespit isteyenin narenciye bahçesinde oluşan zararın tespiti ile zarar miktarının ne kadar olduğuna dair tespit talep edildiği, mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu içeriğine göre tespit isteyenin bahçesinde yol yapım çalışmasından kaynaklı oluşan tozdan dolayı 8.450,36 TL zararın meydana geldiği bildirilmiştir.
İzmir 2. İdare Mahkemesinin 2018/665 Esas, 2018/1104 Karar sayılı dosya suretinin incelenmesinde; davacının …, davalının … Başkanlığı olduğu, davacıya ait … İli, … İlçesi, … Mahallesi … ada … parsel sayılı narenciye bahçesinde davalı kurum tarafından yaptırılan yol çalışmaları sırasında oluşan zarara ilişkin 8.450,00 TL ile mahkeme aracılığı ile yaptırılan delil tespiti dosyasında hükmedilen 400,00 TL vekalet ücreti, 978,30 TL tespit yargılama gideri ile birlikte toplam 9.828,26 TL’nin zarar tarihi olan 05.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine ilişkin tam yargı davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile 8.450,36 TL’nin 05.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/23 D.İş sayılı dosyasında yargılama gideri olan 978,30 TL ve 400,00 TL vekalet ücretinin ve idare mahkemesinde yapılan yargılama gideri olan 751,24 TL yargılama gideri ile 1.090,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine dair 18.07.2018 tarihinde karar verildiği ve bu kararın istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdare Dava Dairesinin 31.12.2018 tarih ve 2018/2345 Esas, 2018/2946 Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacı asıl yüklenici, davalılar ise taşeron iş ortaklığıdır.
İşveren olan … Başkanlığınca … İl sınırları içindeki ulaşım yollarında asfalt kaplaması, bakım ve onarım yapılması işine ilişkin ihalenin eldeki dosyanın davacısı olan … A.Ş. uhdesinde kaldığı, davacı … A.Ş. tarafından yüklenilen bu işin sözleşme hükümlerine uygun olarak bölünerek alt yüklenicilere ihale edildiği ve dava dışı …’ın zarar gören taşınmazının bulunduğu … İlçesi, … Mahallesindeki yol yapım işinin davalıların oluşturduğu iş ortaklığının uhdesinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Davacı asıl yüklenici, davalı iş ortaklığına ihale edilen yol yapımına ilişkin bölgede dava dışı …’a ait olan narenciye bahçesinde davalılarca yapılan yol yapım çalışması sırasında verilen zarar nedeniyle dava dışı … tarafından İzmir 2. İdare Mahkemesinin 2018/665 Esas sayılı dosyasında açılan davada hükmedilen tazminat bedelinin mahkeme kararının kesinleşmesi ve zarar görenin işverene müracaatı üzerine mahkeme kararında belirtilen tazminatın faizi ile birlikte yargılama giderleri de dahil olmak üzere toplam 13.141,68 TL ödemenin hakedişinden kesildiğini ve bu zarara sebebiyet veren davalılardan bu miktarın rücuen tahsilini talep etmektedir.
Davalı alt taşeronlar ise; kendilerine ihale edilen yol yapım çalışması sırasında tüm tedbirleri alarak imalatı tamamladıklarını, geçici ve kesin kabullerin de yapılmak suretiyle işin tamamlandığını, dava dışı …’ın narenciye bahçesinde meydana gelen zarara ilişkin kendilerinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, ayrıca bu yönde açılan davalarda da kendilerine davanın ihbar edilmediğini, bu itibarla bir sorumluluklarının bulunmadığını savunmaktadırlar.
Mahkemece, dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle alınan raporda dava dışı …’a ait narenciye bahçesinde oluşan zarara ilişkin bilirkişilerce bildirilen görüş doğrultusunda ve bu rapor hükme esas alınmak suretiyle karar verilmiştir.
Dava dışı … tarafından yol yapım işini ihale eden işveren aleyhine Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/23 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığı ve bu dosyada zarar miktarının ne kadar olacağına ilişkin rapor alındığı, tespit talebinden sonra dava dışı … tarafından yine işveren … Başkanlığı aleyhine İzmir 2. İdare Mahkemesinin 2018/665 Esas sayılı dosyasında tam yargı davası açıldığı ve bu mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, dava dışı … tarafından mahkeme kararı doğrultusunda zararının ödenmesi yönünde işveren … Başkanlığına başvurulması üzerine de … tarafından dava dışı …’a faizi ile birlikte tazminat miktarı ve tüm yargılama giderleri de dahil olmak üzere toplam 13.141,68 TL ödendiği ve bu miktarın işveren tarafından 07.11.2018 tarihinde sözleşme hükümleri uyarınca asıl yüklenici olan … A.Ş.’nin hakedişinden kesildiği anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre; dava dışı …’ın narenciye bahçesinin sınırında davalı taşeronlar tarafından yol yapım çalışması sırasında ortaya çıkan tozun, ağaçların yapraklarına, dallarına ve meyvelerine yapışmak suretiyle bitkilerin fotosentez faaliyetlerinin kısıtlandığı ve bu şekilde bitki sağlığının olumsuz etkilendiği ve dolayısıyla verim kaybına neden olduğu ve bu şekilde dava dışı …’ın narenciye bahçesinde davalıların yol yapım çalışması faaliyetleri nedeniyle zararın oluştuğu ve zarar gören narenciye bahçesine ilişkin olarak İzmir 2. İdare Mahkemesinin 2018/665 Esas, 2018/1104 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile zarar miktarına ilişkin hüküm kurulmuş ise de; idare mahkemesindeki yargılama sırasında davanın, eldeki dosyanın davalılarına ihbar edilmediği, davalıların açılan bu davadan haberdar olmadıkları, bu nedenle idare mahkemesince hükmedilen ve kesinleşen tazminat miktarı ile bu tazminatın daha sonradan dava dışı işveren .. Başkanlığı tarafından ödenmiş olan miktarın tamamından sorumlu tutulmaları mümkün değildir.
Bu itibarla, yerel mahkemece yeniden bilirkişi tayin etmek suretiyle dava dışı …’ın narenciye bahçesinde meydana gelen zarara ilişkin alınan bilirkişi raporunda belirlenen 6.632,00 TL zarar miktarı ile dava dışı …’ın bahçesinde meydana gelen zararın tespiti yönünde Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/23 D.İş sayılı dosyasındaki delil tespitine ilişkin yargılama giderleri olan 978,30 TL ve vekalet ücreti olan 400,00 TL olmak üzere toplam 1.378,30 TL ile birlikte 8.010,30 TL’den sorumlu olacakları anlaşılmakla, yerel mahkemece eksik hesaplamaya dayalı hüküm kurulmuş olması yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuran davalıların dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, dairemizce yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalıların istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.06.2020 tarih ve 2018/742 Esas, 2020/303 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve Dairemizce yeniden HÜKÜM KURULMASINA,
Rücuen tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 8.010,30 TL’nin ödeme tarihi olan 07.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Davacının fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Karar tarihi itibariyle alınması gereken 547,18 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 224,43 TL harcın mahsubu ile 322,75 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat KAYDINA,
Davacı tarafından yatırılan 224,43 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 109,40 TL tebligat gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 81,10 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.026,40 TL yargılama giderinden davanın kısmen kabul kısmen red oranına göre 625,62 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan yargılama giderinin davacının üzerinde BIRAKILMASINA,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 8.010,30 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 5.131,38 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından artan kısmın HMK’nın 333. maddesi gereğince yatıran taraflara İADESİNE,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya İADESİNE,
5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir KAYDINA,
6-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 38,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 187,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı … Şti.’den alınması gereken istinaf karar harcı 547,18 TL olup, peşin alınan 114,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 433,18 TL karar harcının ilk derece mahkemesince bu davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
8-Davalı … Ltd.Şti. tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir KAYDINA,
9-Davalı … A.Ş.’den alınması gereken istinaf karar harcı 547,18 TL olup, peşin alınan 114,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 433,18 TL karar harcının ilk derece mahkemesince bu davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
10-Davalı … A.Ş. tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir KAYDINA,
11-İstinaf başvurusu nedeni ile davalıların yaptığı giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
12-İstinaf aşamasında yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın ilk derece mahkemesince taraflara İADESİNE,
13-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
14-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen TEBLİĞE ÇIKARILMASINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 16.01.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.