Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/2090 E. 2023/31 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/2090
KARAR NO : 2023/31

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/291
KARAR NO : 2020/332
DAVA TARİHİ : 05.12.2018
KARAR TARİHİ : 23.06.2020
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 04.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.01.2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.06.2020 tarih ve 2019/291 Esas, 2020/332 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … isimli firma adı ile çadır, branda ve tente işiyle uğraştığını, Haziran 2018 tarihinde borçlunun getirmiş olduğu beş adet araca, branda dikimi ve montajı işini yaptığını, iş nedeniyle 18.06.2018 tarih 1521 nolu fatura düzenlenleyerek davalıya gönderdiğini, davalının ise noter aracılığıyla gönderdiği ihtarnamede belirtilen işleri kabul ettiğini, ancak fatura bedelini ödediğini iddia ettiğini, alacağın tahsili için Torbalı İcra Müdürlüğü’nün 2018/3507 sayılı dosyası ile başlatılan takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesi sunmamış, davalı vekili yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle, müvekkili firmanın karoser işi ile uğraştığını, davacı ile birçok iş yaptığını, yaptırılan işlerin parasının ödendiğini, hatta açık hesap çalışılan bölümlerde yapılan ödemelerin davacının yaptığı işlerden fazla olduğunu, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, takibe konu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, ödeme kaydı bulunmadığı, davalının yapılan işin bedelini ödemediği, takip tarihi itibariyle davacının 13.068,00 TL alacağı bulunduğu ancak davacının davalıyı takip öncesi temerrüde düşürdüğüne dair ihtarname bulunmadığından işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Torbalı İcra Dairesi’nin 2018/3507 E sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 13.068,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, davacının %20 icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takip konusu faturanın davacıya gönderildiğini, davalının Torbalı Noterliği’nden gönderdiği 26.06.2018 tarih ve 9800 yev. no ihtarname ile faturada yazılı bedeli ödemeyeceğini bildirdiğini, bu ihtarnamenin de davalının temerrüde düştüğünün kanıtı olduğunu, davalının borcunun tamamına itiraz ettiğini belirterek, faiz ve icra inkar tazminatı yönünden verilen red kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, yapılan işin ardından her ne kadar davacının, fatura düzenlemek suretiyle borcunu talep etmiş ise de taraflar arasında yıllardır süregelen uygulamalara dayanarak müvekkilinin borcunu haricen ifa ettiğini, bilirkişi raporu ile davalının ticari defter kayıtlarında davalının 2017 ve 2018 yıllarında davacıdan alacaklı olduğu halde davacıya ödeme yaptığının, takip ve dava konusu yapılan faturanın davalının ticari defterlerine kayıtlı olmadığının, dolayısıyla davalının davacıya işbu fatura nedeni ile ödeme yapmadığının tespit edildiğini ancak müvekkilinin davacı yana çek ile yapmış olduğu ödemelerinin ticari defterlerine kayıt etmemesinin nedeninin borcun kapandığına ilişkin yıllardır süregelen güven olduğunu, kaldı ki salt deftere yazılmadığı gerekçesi ile müvekkilinin borçlu olduğu sonucunun çıkarılmasının doğru olmadığını, davacı tarafça, faturanın kendilerine teslim edildiğinin ispatlanamadığını, bilirkişinin 2016 yılı öncesi ait kayıtları incelemediğini, cari hesap şeklinde uygulanan bir ticari ilişkinin varlığı ortada iken müvekkilin ödediği bedeller ve yaptırdığı işler karşılaştırılmadan, tüm ticari ilişki bu faturadan doğmuş gibi kabul rapor aldırılıp hüküm kurulduğunu, müvekkilinin davacı firmaya 2016 ve öncesinden itibaren cari hesapta hep alacaklı olacak şekilde fazla ödemeler yaptığını, bu nedenle toplam cari hesap üzerinden yapılacak değerlendirme ile müvekkilinin alacaklı olması gerekirken müvekkili tarafından baştan beridir itiraz edilen ve defterlerine işlenmeyen afaki bir faturadan dolayı borçlu çıkartılmasının doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatın karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, taraflar arasında branda dikimi ve montajı işinden kaynaklanan faturaya dayalı olarak davacı tarafından başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Torbalı İcra Müdürlüğünün 2018/3507 sayılı takip dosyası ile davacı alacaklı 18.08.2018 tarih ve 13.068,00 TL faturaya dayalı olarak 13.068,00 TL asıl alacak, 558,94 TL ticari temerrüt faizi olmak üzere toplam 13.626,94 TL’nin tahsili için 7 örnek takip başlatmış, davalı borçlu itiraz dilekçesi ile takibe, dayanağına ve faize itiraz etmiştir.
İcra dosyası içeriğinden de anlaşıldığı üzere davacı alacaklı icra takibini faturaya istinaden başlatmış, borçlunun vaki itirazı üzerine eldeki dava açılmış olup, itirazın iptali davaları niteliği itibari ile icra dosyasına ve bu dosyada sunulan takip dayanağı belgeler ile ödeme emrine sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın takip ve dava konusu yapılan faturalarla sınırlı olarak değerlendirilip çözümlenmesi gerekir. (Yargıtay 19. H.D.’nin 21.06.2019 tarih, 2018/1391 Esas, 2019/3997 Karar)
Davalı vekili, faturaya konu işlerin yapıldığını ancak bedelinin ödendiğini savunmuş ise de ödeme yapıldığına dair ödeme belgesinin sunulmadığı anlaşılmakla; İlk Derece Mahkemesinin kabul ve gerekçesine göre davalı vekilinin aksi yöndeki tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin, icra takibindeki faiz taleplerinin ve yine icra inkar taleplerinin reddi yönünden kurulan hükme ilişkin istinaf talebinin değerlendirilmesinde;
Davacı yüklenicinin sözlü eser sözleşmesi kapsamında yapmış olduğu imalata ilişkin sözleşme bedelinin davalı işveren tarafından ödenmemesi üzerine icra takip tarihi itibariyle işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de; davalı işvereni borcundan dolayı temerrüde düşürdüğüne dair dosyaya herhangi bir belge sunmadığı anlaşılmakla icra takip tarihi itibariyle işlemiş faiz talep etme hakkı bulunmamaktadır.
Ayrıca, taraflar arasındaki ihtilafın eser sözleşmesinden kaynaklanması ve alacak likit olmayıp yargılama sonucu belirleneceğinden davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi de yerindedir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’nin peşin alınan 54,40 TL’den mahsubu ile kalan 26,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 892,67 TL’nin peşin alınan 223,17 TL’den mahsubu ile kalan 669,50 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeni ile davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf başvurusu nedeni ile davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibarıyla kesin olmak üzere 04.01.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.