Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/203 E. 2021/804 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/203
KARAR NO : 2021/804
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/659
KARAR NO : 2018/285
KARAR TARİHİ: 05.06.2018
DAVANIN KONUSU: Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ: 25.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.06.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.06.2018 tarih ve 2015/659 Esas, 2018/285 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, inşaat elektrik ve mekanik işini yerine getiren müvekkili ile davalı arasında davalının Çiğli’de bulunan hastane binasının onarımı konusunda anlaşmaya varıldığını, taraflar arasında imzalanan 04.07.2013 tarihli yenidoğan yoğunbakım ünitesi inşaat ve teknik işler sözleşmesi, 26.06.2014 tarihli yoğunbakım ünitesi inşaat ve teknik işler sözleşmesi, 26.07.2014 tarihli 4. kat ve teras bölümündeki inşaat ve teknik işler sözleşmesi gereği müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, sözleşme dışında davalı şirket yöneticileri tarafından talep edilen ek işlerin bedellerinin sözleşmelerden kaynaklanan işlerin bitiminde müvekkili şirkete ödeneceği en üstü düzeyde yetkili kişilerce belirtilmesine rağmen her yeni siparişte ertelenen ödemelerin yapılmadığını, yapılması planlanan yeni hastane işinin müvekkiline verileceği sözüyle yapılan işlerin ödenmesinin yapılacak yeni yatırıma ekleneceği belirtilerek dava tarihine kadar ek iş bedellerine mahsuben yalnızca sözleşmede belirtilen 4. kat yapımı işinin bitimden sonra KDV dahil 100.000,00 TL ek iş ödemesi yapıldığını, bakiye 21.956,09 TL KDV bedelin halen ödenmediğini, müvekkili tarafından yapılan imalatın mevcut haliyle tespitinin gerektiğini ileri sürerek, sözleşme gereğince müvekkili şirket tarafından yapılması kararlaştırılan işler dışında davalı şirketin yöneticileri tarafından talep edilip müvekkili tarafından yerine getirilen ek işlerin ve bedellerinin tespitini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL bedelin imalat tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, davacı şirkete yeni hastane işinin verilmesi gibi bir taahhütte bulunulmadığını, davacı şirketin mevcut işleri istenilen sürede yerine getirmediğini, davacının mali yapısınında da buna uygun olmadığını, davacı aleyhine müvekkili hastaneye dahi haciz ihbarları geldiğini, davacının müvekkilini hastanede tamir ve tadilat işlerini yaptığını, hastanenin bina yapımı işi için ihale süreci yürütüldüğünü ve davacı ile birlikte yaklaşık 10 şirketten teklif alındığını ve işin başka bir şirkete verildiğini, davacı tarafından davanın kısmi dava olarak açıldığını, oysa davacı tarafından işin miktarı ve bedeli belirleme imkanı olduğundan davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dayandığı 04.07.2013 tarihli yenidoğan yoğun bakım ünitesindeki inşaat ve teknik işler sözleşmesinde işin bitim süresinin; 60 gün, 26.05.2016 tarihli tarihli genel yoğunbakım ünitesindeki inşaat ve teknik işler sözleşmesindeki isin bitim süresinin; 8 hafta, 26.07.2014 tarihli 4. kat zemin kat ve teras bölümündeki inşaat ve teknik işler sözleşmesinde işin bitim süresinin; 30.09.2014 tarihi olmasına rağmen davacı tarafından işlerin süresinde teslim edilmediğini, taraflar arasında 07.09.2015 tarihinde hesap mutabakatı yapılarak davacı şirketin müvekkili hastaneden 30.06.2015 tarihi itibariyle yaptığı işler karşılığı 5.000,00 TL alacaklı olunduğunun kabul edilerek ve taraflarca imzalanarak, davalıya ödemenin yapıldığını, davacı tarafından dosyaya sunulan ek işler keşfi şeklinde listeler altında müvekkilinin teknik yetkililerin kabul ve imzası olmadığından davacının iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, davacının taraflarca imzalanan sözleşmelerin kabul tutanaklarında da ilave işlerle ilgili şerh düşmediğini, kesin kabul tutanaklarına itirazda bulunmadığını, 1 yıl sonra hiç bir geçerliliği bulunmayan belgelere dayanarak alacak davası açmış olmasının hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “…dosya içerisine alınan deliller birlikte değerlendirildiğinde gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarında da belirtiği üzere, davacının taraflar arasındaki yazılı sözleşmeler uyarınca 2.668.790,42 TL alacağının bulunduğu, davalı ödemesinin de bu miktar olduğu, bunun dışında işin projesinde ve keşfinde olmayan, yapılan iş bedellerin toplamda KDV hariç 277.922,36 TL olduğu belirlenmiştir. Dosyaya sunulan 07.09.2015 tarihli belgede borç bakiyesinin 30.06.2015 tarihi itibariyle 5.000,00 TL olduğu görülmüş ise de, bu belgenin ibra belgesi olarak kabul edilmesinin dosya kapsamı uyarınca TBK. 83. maddesinde belirtildiği şeklinde mamkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne…” şeklindeki gerekçe ile davanın kabulüne, davacının davalıdan 170.000,00 TL alacağının bulunduğunun tespitine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece 07.09.2015 tarihli belgenin ibraname olarak kabulünün mümkün olmadığı sonucuna varılmasının hukuka ve dosya gerçeklerine aykırı olduğunu, Hukukçu bilirkişi …’nin, ilk raporun (sh. 17,18) sayfalarında; “7.9.2015 tarihli belgenin 5.000 Tl.lik alacağı dışında kalan alacağı için ibra iradesini içeren bir belge olduğunun kabulü mümkündür. Bu durumda davacının, davalı Şirketten herhangi bir alacağı olmayacaktır.” şeklinde hukuksal değerlendirmede bulunmuş olup, ek raporda da bu görüşünü değiştirmediğini buna rağmen, mahkemenin ” …bu belgenin ibra belgesi olarak kabul edilmesinin dosya kapsamı uyarınca TBK 83. mad. belirtildiği şekilde mümkün olmadığı sonucuna varılmış…” gerekçesinin yerinde olmadığı, TBK’nın 83. hükmünün dava konusu olayla en ufak bir ilgisi dahi yokken, bu maddeden bahsedilmesinin hükmün bu kısmının bir dayanağı olmadığının açık kanıtı olduğunu, davacının en son 28.02.2015 tarihinde fatura kestiğini, hesap mutabakatının bu son faturanın ödenmesinden 7 ay sonra yapıldığını, davacının, hesap mutabakatı tarihine kadar yaptığı işlerle ilgili düzenlediği faturaların bedellerini müvekkili hastaneden aldığını, TTK 94/2. Maddesi uyarınca, hesap mutabakatını imzalayan tarafın bakiyeyi kabul etmiş sayılması gerektiğini, basiretli bir tacirin, hesap mutabakatını imzalamasından uzun zaman sonra alacak iddiasıyla ortaya çıkmasının, Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporuna teknik yönden yapılan itirazların hiç birisinin dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda müvekkili şirketin onayı olmayan, davacının tek taraflı olarak düzenlediği tutarların hiç bir miktar ve fiyat yazılmaksızın KDV dahil 222.399,63 TL davacı alacağı tespit edildiğini, talep edilen kalemlerin dışına çıkıldığını, ilave kalem imalatlar tutarlarının yazılmadığını, gerek dava dilekçesine ekli listede ve gerekse davacı vekilinin 27.11.2015 havale tarihli taleplerini açıklayan dilekçesinde Yenidoğan Ünitesi İnşaat ek işleri 4.250,00TL +KDV iken bu rakama wc tadilatı 800.00 TL eklenerek 5.050,00TL hesaplanarak talep aşıldığını, bu nedenle raporun taraflarca, Mahkemelerce denetlenebilir hale getirilmesi, yani tespit olunduğu söylenen alacak miktarlarına ait imalat miktarlarının projeye göre mahalleri, miktarları ve birim fiyatlarının yazılması gerektiğini, ayrıca davada talep edilen miktar, fiyat ve tutarlar ile bilirkişilerce tespit edilen miktar, fiyat ve tutar ve ayrıca ödenen imalatlara ait miktar, fiyat ve tutar mukayese edilerek bilirkişilerce ayrılma nedenlerini tarafların ve mahkemenin denetimine uygun bir şekilde açıklaması gerektiğini, raporun teknik kısmındaki hatalı hususların;
“…1-Raporun 6. sayfasında davacı talebi olmamasına rağmen WC tadilatı imalatı adı altında hesaplanan 800,00TL’nin gerekçesi raporda açıklanmamıştır.
2-Raporun 6. sayfasında ilave iş bedeli 2.500,00TL söküm bedeli tespit edilmiştir. Halbuki sözleşme eki teklif fiyatı listesinde 33.sırada her türlü yıkım ve söküm bedeli miktar belirtilmeksizin 4.300,00TL olarak mevcut iken, raporda 2.500,00TL ilave bedel tespit edilmesi ve gerekçesinin açıklanmamış olması, miktar ve fiyatının belirtilmemiş olması hatalı olmuş ve mükerrer ödemeye sebebiyet verecektir. Ayrıca bu durum bilirkişi raporunun 10. sayfasında yazılan aynen “keşif özetinde olması nedeniyle talep edilen bedelin ödenmesinin söz konusu olamayacağı” ifadesine aykırı olmuştur. Rapor kendi içerisinde çelişkilidir.
3-Raporun 6. sayfasında asma tavan için 3.360,00TL ve 2.040,00TL ilave imalat bedeli tespit edilmiştir. Halbuki Sözleşme eki teklif fiyat listesinde 10. sırada 969,00m2 35.853,00TL tutarlı asma tavan imalatı mevcut iken, hiçbir gerekçe , hiçbir miktar ve fiyat belirtmeksizin yukarıda yazılı bedellerin tespit edilmesi hatalı olmuş ve mükerrer ödemeye sebebiyet verecektir. Ayrıca bu durum bilirkişi raporunun 10. sayfasında yazılan aynen “keşif özetinde olması nedeniyle talep edilen bedelin ödenmesinin söz konusu olamayacağı” ifadesine aykırı olmuştur. Rapor kendi içerisinde çelişkilidir.
4- Raporun 6. sayfasında duvar kağıdı kaplaması olarak ilave 2.400,00TL imalat bedeli tespit edilmiştir. Halbuki Sözleşme eki teklif fiyat listesinde 37. sırada 1042,00m2 10.420,00TL duvar kağıdı kaplaması imalatı mevcut iken, hiçbir gerekçe , hiçbir miktar ve fiyat belirtmeksizin yukarıda yazılı bedelin tespit edilmesi hatalı olmuş ve mükerrer ödemeye sebebiyet verecektir. Ayrıca bu durum bilirkişi raporunun 10. sayfasında yazılan “keşif özetinde olması nedeniyle talep edilen bedelin ödenmesinin söz konusu olamayacağı” ifadesine aykırı olmuştur. Rapor kendi içerisinde çelişkilidir.
5- Raporun 6. sayfasında alçı çekilmesi olarak ilave 2.040,00TL imalat bedeli tespit edilmiştir. Halbuki Sözleşme eki teklif fiyat listesinde 30.sırada 3446,00m2 29.291,00TL alçıpan yüzeylere alçı çekilmesi imalatı mevcut iken, hiçbir gerekçe, hiçbir miktar ve fiyat belirtmeksizin yukarıda yazılı bedelin tespit edilmesi hatalı olmuş ve mükerrer ödemeye sebebiyet verecektir. Ayrıca bu durum bilirkişi raporunun 10. sayfasında yazılan “keşif özetinde olması nedeniyle talep edilen bedelin ödenmesinin söz konusu olamayacağı” ifadesine aykırı olmuştur. Rapor kendi içerisinde çelişkilidir.
6- Raporun 6. sayfasında pvc zemin kaplaması işçiliği ve pvc süpürgelik olarak ilave 1.430,00TL imalat bedeli tespit edilmiştir. Halbuki Sözleşme eki teklif fiyat listesinde 23. ve 24. sırada 10.875,00, m2 7.612,00,TL pvc zemin ve pvc süpürgelik imalatı olarak mevcut iken, hiçbir gerekçe , hiçbir miktar ve fiyat belirtmeksizin yukarıda yazılı bedellerin tespit edilmesi hatalı olmuş ve mükerrer ödemeye sebebiyet verecektir. Ayrıca bu durum bilirkişi raporunun 10. sayfasında yazılan aynen “keşif özetinde olması nedeniyle talep edilen bedelin ödenmesinin söz konusu olamayacağı” ifadesine aykırı olmuştur. Rapor kendi içerisinde çelişkilidir.
7- Raporun 6. sayfasında vitrifiye montaj işçiliği olarak ilave 500,00TL imalat bedeli tespit edilmiştir. Halbuki Sözleşme eki teklif fiyat listesinde 36. sırada 4.000,00TL vitrifiye montaj işçiliği imalatı olarak mevcut iken, hiçbir gerekçe , hiçbir miktar ve fiyat belirtmeksizin yukarıda yazılı bedelin tespit edilmesi hatalı olmuş ve mükerrer ödemeye sebebiyet verecektir. Ayrıca bu durum bilirkişi raporunun 10. sayfasında yazılan “keşif özetinde olması nedeniyle talep edilen bedelin ödenmesinin söz konusu olamayacağı” ifadesine aykırı olmuştur. Rapor kendi içerisinde çelişkilidir.
8- Raporun 6. sayfasında zemine self levelling yapılması olarak ilave 3542,50TL imalat bedeli tespit edilmiştir. Halbuki Sözleşme eki teklif fiyat listesinde 32. sırada 987,00m2 ve 26.895,75TL tutarlı zemine self levelling imalatı olarak mevcut iken, hiçbir gerekçe, hiçbir miktar ve fiyat belirtmeksizin yukarıda yazılı bedelin tespit edilmesi hatalı olmuş ve mükerrer ödemeye sebebiyet verecektir. Ayrıca bu durum raporun 10. sayfasında yazılan “keşif özetinde olması nedeniyle talep edilen bedelin ödenmesinin söz konusu olamayacağı” ifadesine aykırı olmuştur. Rapor kendi içerisinde çelişkilidir.
9- Raporun 7. sayfasında ilave iş bedeli 45.900,00TL alçı levha imalatı bedeli tespit edilmiştir. Halbuki sözleşme eki teklif fiyatı listesinde 2.sırada bu imalatın yer aldığı tartışmasızdır. Ancak sözleşme eki teklif listesinde imalatın birim fiyatı yazıldığı halde miktarı ve tutarı yazılmamıştır. Bu durumda ne yapılması gerektiği açıklamaya ve yoruma muhtaç iken bilirkişi raporunda hiçbir gerekçe açıklanmadan, yorum yapılmadan, miktar ve fiyat belirtilmeden sadece tutarın ve alacağın yazılmış olması hatalı olmuştur. Bir imalatın fazla veya eksikliğinden söz edilebilmesi için öncelikle kıyaslama yapılacak sözleşmede öngörülen miktarın belirlenmesi gerekir. Sözleşmede bu imalatın miktarının belirtilmediği tartışmasız olduğuna göre, imalatın fazla ve eksik olduğu yönünde tespitler hatalıdır ve böyle bir tespit hayatın olağan alışına aykırıdır. Buna bağlı olarak da bilirkişi raporunda tespit edilen ilave imalat tutarı da hatalı olmuştur. İmalat miktarlarının tespit edilmediği götürü bedel anahtar teslimi inşaat ve taahhüt işlerinde genel uygulamalara göre proje değişikliği olmadığı müddetçe imalat artışından ve imalat eksilişinden söz etmek mümkün olmadığı gibi, bu durum bilirkişi raporunun 10. sayfasında “keşif özetinde olması nedeniyle talep edilen bedelin ödenmesinin söz konusu olamayacağı” şeklindedir. Yukarıda yazılı açıklamalar doğrultusunda sözleşme süresinde proje değişikliği olmadığı da tartışmasız iken, alçı asma tavan için bilirkişi raporunda 45.900,00TL davacı lehine alacak tespit edilmesi hem rapor içeriğine hem de sözleşme maddelerine ve bilirkişilerin raporlarında yazılı açıklamalarına aykırı ve hatalı olmuştur.
10-Raporun 7. sayfasında alçı bölme duvar yapılması olarak ilave 36.609,45TL imalat bedeli tespit edilmiştir. Halbuki Sözleşme eki teklif fiyat listesinde 3. sırada 605,30m2 ve 29.659,70TL tutarlı alçı bölme duvar imalatı olarak mevcut iken, hiçbir gerekçe, miktar ve fiyat belirtmeksizin yukarıda yazılı bedelin tespit edilmesi hatalı olmuş ve mükerrer ödemeye sebebiyet verecektir. Ayrıca bu durum bilirkişi raporunun 10. sayfasında yazılan “keşif özetinde olması nedeniyle talep edilen bedelin ödenmesinin söz konusu olamayacağı” ifadesine aykırı olmuştur. Rapor kendi içerisinde çelişkilidir.
11-Raporun 7. sayfasında alçıpan tavan alın yapılması olarak ilave 4.140,00TL imalat bedeli tespit edilmiştir. Halbuki Sözleşme eki teklif fiyat listesinde 7. sırada 230,000mt ve 4.140,00TL tutarlı alçıpan tavan alın imalatı olarak mevcut iken, hiçbir gerekçe, miktar ve fiyat belirtmeksizin yukarıda yazılı bedelin tespit edilmesi hatalı olmuş ve mükerrer ödemeye sebebiyet verecektir. Ayrıca bu durum bilirkişi raporunun 10. sayfasında yazılan “keşif özetinde olması nedeniyle talep edilen bedelin ödenmesinin söz konusu olamayacağı” ifadesine aykırı olmuştur. Rapor kendi içerisinde çelişkilidir.
12-Raporun 7. sayfasında seramik yer ve duvar Kaplaması yapılması olarak ilave 11.455,00TL imalat bedeli tespit edilmiştir. Halbuki Sözleşme eki teklif fiyat listesinde 3. sırada 145,00m2 ve 4.250,00TL tutarlı seramik yer ve duvar Kaplaması imalatı olarak mevcut iken, hiçbir gerekçe, miktar ve fiyat belirtmeksizin yukarıda yazılı bedelin tespit edilmesi hatalı olmuş ve mükerrer ödemeye sebebiyet verecektir. Ayrıca bu durum bilirkişi raporunun 10. sayfasında yazılan “keşif özetinde olması nedeniyle talep edilen bedelin ödenmesinin söz konusu olamayacağı” ifadesine aykırı olmuştur. Rapor kendi içerisinde çelişkilidir.
13- Raporun 7. sayfasında alüminyum doğrama yapılması olarak ilave 550,00TL imalat bedeli tespit edilmiştir. Halbuki Sözleşme eki teklif fiyat listesinde 5. sırada 24 adet ve 13.200,00 tutarlı alüminyum imalatı olarak mevcut iken, hiçbir gerekçe, miktar ve fiyat belirtmeksizin yukarıda yazılı bedelin tespit edilmesi hatalı olmuş ve mükerrer ödemeye sebebiyet verecektir. Ayrıca bu durum bilirkişi raporunun 10. sayfasında yazılan aynen “keşif özetinde olması nedeniyle talep edilen bedelin ödenmesinin söz konusu olamayacağı” ifadesine aykırı olmuştur. Rapor kendi içerisinde çelişkilidir.
14- Raporun 7. sayfasında hasta odası giriş kapıları olarak ilave 10.200,00TL, wc kapıları olarak 6.400,00TL, imalat bedeli tespit edilmiştir. Halbuki bu imalatlar sözleşme eki teklif fiyat listesinin 6. sırasında 17 adet hasta oda kapısı ve 10.200,00TL tutar, 16 adet wc kapısı 6.400,00TL tutarlı olarak mevcut iken, ayrıca inceleme safhasında sayın bilirkişi heyetine bu imalatların … isimli firmaya Hastane tarafından yaptırıldığı açıklanmış ve faturasını ibraz etmeye hazır olunduğu belirtilmiş olmasına rağmen, hiçbir gerekçe, miktar ve fiyat belirtmeksizin yukarıda yazılı bedelin tespit edilmesi hatalı olmuş ve mükerrer ödemeye sebebiyet verecektir. Fatura örneklerini ekte sunuyoruz. Ayrıca sözleşme kapsamında yer alan bu imalatların davacı tarafından yapılmamış olması nedeniyle sözleşme bedelinden düşülüp davacı aleyhine borç yazılması gerekirken, aksine alacak yazılmış olması ile toplamda (10.200,00+6.400,00) x2= 33.200,00 davacı yüklenici lehine ve davalı şirket aleyhine maddi hata yapılmıştır.
15- Raporun 7. sayfasında servis kapıları olarak alüminyum doğrama yapılması olarak ilave 4.000,00TL imalat bedeli tespit edilmiştir. Halbuki Sözleşme eki teklif fiyat listesinde 10. sırada 10 adet ve 4.000,00TL tutarlı alüminyum imalatı olarak mevcut iken, ayrıca inceleme safhasında sayın bilirkişi heyetine bu imalatların … isimli firmaya Hastane tarafından yaptırıldığı açıklanmış ve faturasını ibraz etmeye hazır olunduğu belirtilmiş olmasına rağmen, hiçbir gerekçe , hiçbir miktar ve fiyat belirtmeksizin yukarıda yazılı bedelin tespit edilmesi hatalı olmuş ve mükerrer ödemeye sebebiyet verecektir. Ayrıca sözleşme kapsamında yer alan bu imalatların davacı tarafından yapılmamış olması nedeniyle sözleşme bedelinden düşülüp davacı aleyhine borç yazılması gerekirken, aksine davacı lehine alacak yazılmış olması ile toplamda 4.000,00TLx2= 8.000,00davacı yüklenici lehine ve davalı şirket aleyhine maddi hata yapılmıştır.
16- Raporun 8. sayfasında muhtelif işler adı altında 21.156,09TL davacı lehine davalı şirket aleyhine bedel tespit edilmiştir. Hiçbir miktar ve fiyat belirtmeksizin yukarıda yazılı bedellerin tespit edilmesi hatalı olmuştur. Çünkü bu miktarların taraflarca ve mahkemece denetini mümkün değildir. Taraflarca ve mahkemece denetimi mümkün olmayan raporun mahkeme kararına mesnet alınması doğru olmaz.
17-Raporun 10 ve 11 sayfasında yapılması zorunlu olan imalatlar için davacı müteahhit lehine davalı şirket aleyhine alacak hesaplanmıştır. Bu hesaplama fen kurulu kararlarına aykırıdır. Şöyle ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü 09.Ekim 2012 tarih ve 6144 sayılı genelgesinde aynen : “…sözleşme ve eklerinde yer alan imalatın teknik olarak yapılabilmesi için mutlaka gerekli olan ve bu imalatın tamamlayıcı unsuru kabul edilen bir başka imalat sözleşme ve eklerinde yer almasa dahi yüklenici tarafından mutlaka yapılacak ve bunun için ilave hak iddiasında bulunulmayacaktır.” Bu hüküm çevresinde elektrik tesisatı işinde zorunlu olduğu belirtilen imalatların ifadedeki karşılığı “mutlaka gerekli olan” ile aynı ve eş anlamlı olduğu tartışmasız olduğundan, yapılması zorunlu imalatlar için davacı lehine ve Hastane aleyhine alacak tespit edilen imalat değerlendirilmesi fen kurulu kararlarına aykırı olduğundan bu imalat davacı müteahhit lehine alacak yazılmayarak bu aykırılığın giderilmesi gerekir.
18- Raporun 12 sayfasında Yenidoğan yoğun bakım sözleşmesi kapsamında ilave mekanik iş olarak üç kalem imalat yazılmıştır. Ancak bu imalatların yeri ile birim fiyatlarının nasıl tespit edildiği belirtilmemiş olduğundan yapılan tespitlerin taraflarca ve mahkemece denetimi mümkün olamamaktadır. Bu değerlendirmenin tarafların denetimine uygun hale getirilmesi gerekir.
19- Raporun 13 sayfasında 12 kalem imalatın miktarları ve fiyatları yazılmıştır. Ancak imalatların mahalleri ile fiyatlarının nasıl tespit edildiği belirtilmediğinden denetimi mümkün olamamaktadır. Bu değerlendirmenin tarafların ve mahkemenin denetimine uygun hale getirilmesi gerekir. Engelli tutunma barı birim fiyatı 15,00TL/adet yazılmış iken yoğun bakım teklif fiyatında 10-11 ve 12 sırada bu imalatın bedeli 10,00TL/adet iken burada 15,00TL/adet alınmasının nedeni açıklanmamıştır. Belirlenen fiyat hatalıdır.
Kağıtlık birim fiyatı 15,00TL /adet yazılmış iken yoğun bakım teklif fiyatında 11. sırada bu imalatın bedeli 5,00TL/adet iken burada 15,00TL/adet alınmasının nedeni açıklanmamıştır. Belirlenen fiyat hatalıdır.
Sabunluk birim fiyatı 15,00TL /adet yazılmış iken yoğun bakım teklif fiyatında 10. sırada bu imalatın bedeli 5,00TL/adet iken burada 15,00TL/adet alınmasının nedeni açıklanmamıştır. Belirlenen fiyat hatalıdır.20- Raporun 14 sayfasında yoğun bakım sözleşmesi kapsamında ilave mekanik iş olarak 5 kalem imalat yazılmıştır. Ancak bu imalatların yeri ile birim fiyatlarının nasıl tespit edildiği belirtilmemiş olduğundan yapılan tespitlerin taraflarca ve mahkemece denetimi mümkün olamamaktadır. Evye birim fiyatı 145,00TL/adet yazılmış iken yeni doğan yoğun bakım teklif fiyatında 7. sırada bu imalatın bedeli 25,00TL/adet iken burada 145,00TL/adet alınmasının nedeni açıklanmamıştır. Belirlenen fiyat hatalıdır.
21-Raporun 15 sayfasında mekanik ilave işler toplamında 1.640,00TL KDV2li bedel olmasına rağmen bu bedele aynı sayfada mükerrer KDV hesaplandığı gibi KDV’ye de KDV hesaplanarak davacı lehine davalı aleyhine maddi işlem hatası yapılarak fazla bedel hesaplanmıştır…” olduğunu belirtmiş, mahkemece sözleşme hükümleri dikkate alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, taraflar arasındaki yazılı sözleşmenin 15. maddesine göre taraflarca iş artışı %30 olarak öngörüldüğünden davacı yüklenicinin, varsa gerçekleştirdiği ilave işler ve ek imalatların ayrı ayrı nelerden ibaret olduğu, bunların hangilerinin sözleşme kapsamında yaptıran ilave işler olduğu, hangilerinin de sözleşmede bulunmayan işler kapsamında kaldığı tespit edildikten sonra, sözleşme kapsamında yaptırılan ilave işlerin, işin %30 una isabet eden kısmının sözleşme fiyatlarıyla, bu oranı aşan bölümünün iş sahibi yararına ise yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre bedeli, sözleşmede bulunmayan yeni iş kalemleri veya gruplar olursa bunların ihale dokümanı ve tebliğ kapsamında fiyatları varsa kararlaştırılan fiyatlara göre, yoksa bedellerinin denetime elverişli ve gerekçeli olarak hesaplanması gerekirken, Yargıtay kararında açılanan bu yol ve yönteme göre düzenlenmemiş olan raporun Mahkeme kararına mesnet alınmasının doğru olmadığından yeniden rapor alınması gerektiğini, sözleşmenin götürü bedel bir sözleşme olduğunun gözetilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Elektrik Mühendisi bilirkişinin ilk raporun 9. Sayfasında , “.. Anahtar teslimi götürü bedelli işlerde iş kaleminin proje kapsamında olup olmadığının esas olduğu, iş kalemi proje ve mahal listesine göre tanımlanmış ise, öngörülenden ya da projede yazılı olan ölçüden fazla ya da eksik miktarda malzeme kullanılarak işin gerçekleştirilmiş olması değil, söz konusu işin yapılmış olmasının önemli olduğunu, iş kalemi için projede öngörülen miktardan daha fazla ödeme yapılamayacağı gibi, daha az malzeme ile gerçekleştirilse dahi eksik ödeme yapılamayacağını, tam ödeme yapılacağının anlaşılması gerektiği açık ve tartışmasızdır…” görüşünde olduğunu, TBK’nın 480. Maddesinin de, bedelin götürü olarak belirlenmesi halinde, yüklenicinin eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlü olduğunu, eser öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenicinin belirlenen bedelin arttırılmasını isteyemeyeceğini düzenlediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Katılma yoluyla istinaf eden davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesi ile istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin iddiasının aksine ilk derece mahkemesince 07.09.2015 tarihli belgenin ibraname olarak kabul edilmemesi tümüyle hukuka uygun olduğunu, dolayısıyla bilirkişi tarafından yasal görev sınırı aşılarak belgenin ibra olarak nitelendirilmiş olmasının hakimi bağlayıcı olmadığını, 07.09.2015 tarihinde yapılan mutabakat ibra iradesi içermediği gibi dava konusu alacakları da içeren bir yönünün bulunmadığını, müvekkili şirketin davaya konu olan alacaklarının proje dışı ilave işlere dair alacak olduğunu, tarafların bu alacaklar konusunda anlaşmaya varmadığından ve yapılan hakkedişler davalı tarafından imzalanmadığından fatura edildiğini, 07.09.2015 tarihli mutabakata konu alacakların daha önce davacı ile davalı şirket arasında uyuşmazlık konusu olmayan ve fatura edilerek ticari defterlere kaydedilen alacaklara ilişkin olduğunu, 06.07.2015 tarihli iade faturasının “otopark iade faturası” şeklinde düzenlendiğini, ancak dava konusu alacakları arasında otopark ile ilgili bir imalat bulunmadığını, bu nedenle 06.07.2015 tarihli fatura ve bu fatura dayanağı mutabakatın bu davaya konu alacaklarla ilişkili olmayıp bu dava konusu alacaklar için herhangi bir ibra iradesi içermediğini, yapılan mutabakat ile 20.03.2015 tarihinde davacının davalıdan olan alacağı 5.000,00 TL için yapıldığını ve bunun kapatılması için 06.07.2015 tarihinde iade faturası kesildiğini, mutabakatın 20.03.2015 tarihi itibarıyla cari hesap ile ilgili olduğunu, 20.03.2015 tarihinden sonraki imalatlar ile ilgili olmadığını, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu ilave ek iş bedellerinin 20.03.2015 tarihinden sonra “imalat” olduğundan taraflarca imzalanmış hakedişe bağlanıp fatura düzenlenmediğinden defterlere mali hareket olarak işlendiğini, ibranın söz konusu olmadığını belirtmiştir.
Davalının teknik yönden ileri sürülen itirazlarının değerlendirilmediği iddiasının yerinde olmadığını, ilk derece mahkemesince ön inceleme duruşmasında tesis edilen 07.06.2016 tarih ve 2 numaralı ara karar ile yerinde inceleme yapma yetkisi ile birlikte dosyanın bilirkişi heyetine tevdiine karar verildiğini, yerinde yapılan inceleme sonrası bilirkişi heyeti tarafından 03.03.2017 tarihli kök raporun dosyaya ibraz sunulduğunu, taraflarda tebliğ edilen 03.03.2017 tarihli bilirkişi raporuna karşı gerek davacı olarak kendilerinin ve gerekse davalı tarafça 20.03.2017 tarihli dilekçe ile itiraz edildiğini, ancak istinaf dilekçesinde belirtilen 21 kalem itirazın bulunmadığını, tarafların itirazlarının değerlendirilmesi yönünden üzerine dosyaya 04.10.2017 tarihli ek raporun sunulduğunu, mahkemenin sözleşmenin 15. madde hükmünü dikkate almadığı yönündeki istinafının yerinde olmadığını zira mahkemece de işin ek iş olarak kabul edilerek değerlendirme yapıldığını, davalı şirketin de ek iş bedeline mahsuben 100.000,00 TL ödeme yaptığını yazılı ve sözlü beyanları ile ilk derece mahkemesinde kabul ettiklerini, ilk derece mahkemesince işin götürü bedelle yapılması hususunda taraflarca anlaşmaya varıldığı hususunun nazara alınmayarak hüküm tesis edildiği iddia edildiğini, ancak dava konusu işin bilirkişilerce de açıkça kalem kalem tespit edildiği üzere sözleşme, teklif ve proje dışı yapılan imalatlara ilişkin olduğunu belirterek davalının istinafının reddine karar verilmesini istemiştir.
Katılma yoluyla yaptığı istinafında ise; “…İlk derece mahkemesi tarafından dosyada mübrez Bilirkişi Kök Rapor ve Ek Raporda tespit edilen alacak miktarına yaptığımız itirazımıza rağmen alacak miktarı maddi hata sonucu 170.000,00.-TL olarak tespit edilmiştir.
Dosyada mübrez Bilirkişi Kök raporunda mali yönde yapılan incelemeler sonucu gerek davalı şirketin gerekse de müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmiş ve müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtlarında alacağının KDV hariç 339.133,69.-TL olduğu tespit edilmiştir.
Ancak teknik bilirkişilerce anahtar teslim sözleşme niteliğine dayanılarak hukuka aykırı yapılan değerlendirme ile bedeli talep edilemeyecek işlerin mahsubundan sonra müvekkil şirket alacağının nihayetten 277.922,36.-TL olduğu ödenen 100.000,00.-TL mahsubundan sonra bakiye alacağın 177.922,36.-TL olduğu tespitinde…” bulunulduğu halde hukuka aykırı olarak ve sözleşmenin götürü bedel olması nedeniyle bir kısmının talep edilemeyeceğinin kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 04.10.2017 tarihli ek rapor ile; müvekkili şirketin proje dışı ilave işler yaptığı, şirketin proje dışı yaptığı ilave işlerin davalı yanın yararına olduğu, yapılmasının zorunlu olduğu, şirketin proje dışı yaptığı ilave işlerin bedelinden sadece 100.000,00 TL’sinin ödendiği bakiye alacağın ödenmediğinin tespit edildiğini, buna rağmen bir kısım işlerin projede yer almasından dolayı talep edilemeyeceğinin mahkemece benimsenmiş olmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin proje dışı yaptığı ve yerinde keşfen tespit edilen tüm ilave işlere dair bedelin, bilirkişi raporunda belirtilen kesinti sebeplerinin aksine müvekkili şirket tarafından teklif belgeleri ile diğer yazışmalarda ileri sürülen ihtirazı kayıtlar nazara alınarak 339.133,69 TL + KDV olarak tespiti ile hükme esas alınması, müvekkili şirketin ıslah için gerekli harcı temin edememesi sebebiyle müvekkili şirketin yaptığı proje dışı işlere dair talep edebileceği alacak miktarının 339.133,69 TL + KDV olarak tespitine ve dava dilekçesi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmesinin talep edilmiş olmasına rağmen eksik bedele ile alacağın hüküm altına alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, alacaklarının 339.133,69 TL + KDV olarak tespitine ve fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davacı vekili ayrıca ilk derece mahkemesinin kararında dosyada mübrez bilirkişi raporunun hükme esas alındığını belirtmiş ve bu raporlarda alacağın 277.922,36 TL olarak tespit edildiği, ödenen 100.000,00 TL’nin mahsubu ile kalan bakiyenin 177.922,36 TL olduğunu kabul edilmiş olduğu halde maddi hata sonucu hüküm kısmında tespitine karar verilen alacak miktarının 170.000,00 TL olarak gösterildiğini belirterek 177.922,36 TL yerine 170.000,00 TL yazılması sebebiyle maddi hata içeren hükmün kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında, 04.07.2013 tarihli yenidoğan yoğunbakım ünitesi inşaat ve teknik işler sözleşmesi, 26.06.2014 tarihli yoğunbakım ünitesi inşaat ve teknik işler sözleşmesi, 26.07.2014 tarihli 4. kat ve teras bölümündeki inşaat ve teknik işler sözleşmesine konu iş yerinde sözleşme dışı yapılan ek imalatların ve bedellerinin tespiti ile şimdilik 5.000,00 TL bakiye iş bedeli alacağının tahsili isteğine ilişkindir.
Davalı özetle; taraflar arasında, 07.09.2015 tarihinde düzenlenen mutabakat belgesi gereğince davacının alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece harçlandırılmış dava değerinin 5.000,00 TL olduğu belirtilmiş olmasına rağmen davanın kabulü ile davacının davalıdan 170.000,00 TL alacaklı olduğunun tespitine, 5.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Taraflar arasında 04.07.2013 tarihli yenidoğan yoğunbakım ünitesi inşaat ve teknik işler sözleşmesi, 26.06.2014 tarihli yoğunbakım ünitesi inşaat ve teknik işler sözleşmesi, 26.07.2014 tarihli 4. kat ve teras bölümündeki inşaat ve teknik işler sözleşmesinin düzenlendiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalı iş sahibinin talebi doğrultusunda sözleşme konusu işler dışında yapıldığı iddia olunun ek işler bedelinin 100.000,00 TL’lik kısmı dışında kalan bedele ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama, düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; HMK 33. maddesi gereğince dava dilekçesinde dayanılan hukuki sebeplere göre davayı nitelendirmek hakime aittir. Davacı dava dilekçesinde taraflar arasında düzenlenen birden fazla eser sözleşmesi kapsamında bulunmayan, yapılması gerekli zorunlu iş de olmayan ve ancak davalı iş sahibinin sözlü talebi doğrultusunda yaptığı sözleşme dışı iş bedellerini talep etmektedir. Belirtilen nedenle talep ilave iş bedelinin tahsili isteğine ilişkin olup, hükümde talep aşılarak ayrıca tespit hükmü kurulması HMK’nın 297/2. maddesine de aykırı olmuştur.
Hüküm altına alınan alacak yönünden ise; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki eser sözleşmeleri de gözetilerek hangi işin ek iş sayılması gerektiği usulünce irdelenmiş ise de ek iş bedelleri denetime elverişli olarak belirlenmemiştir.
Bilindiği üzere yüklenici, yapılan ilave işin davalı iş sahibi yararına olması koşuluyla vekaletsiz iş görme hükümlerine, imalatın yapıldığı yıl rayiç değerine göre KDV ve yüklenici karı hariç olmak üzere isteyebilir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu bu yönüyle eksik ve denetime elverişli olmadığından belirtilen hususlarda aynı heyetten ek rapor alınarak bir karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması doğru olmamıştır.
6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesinde de; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” halinde, HMK’nın 353/(1)-a bendi uyarınca bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği yönünde düzenleme getirilmiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi uyarınca davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekilinin istinaf başvurularının kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.06.2018 tarih ve 2015/659 Esas, 2018/285 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davalı vekili tarafından yatırılan 35,90 TL ile 85,39 TL olmak üzere toplam 121,29 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuran davalıya iadesine,
5-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
6-Katılma yoluyla istinaf yoluna başvuran davacı vekili tarafından yatırılan 85,38 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuran davacıya iadesine,
7-Katılma yoluyla istinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
8-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 25.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.