Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1965 E. 2022/2362 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1965
KARAR NO : 2022/2362

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1068
KARAR NO : 2020/395
DAVA TARİHİ :Asıl dava; 04.11.2015
Birleşen 2016/992 E-2017/43 K; 10.08.2016
Birleşen 2016/1469 E-2016/921 K; 21.12.2016
Birleşen 2015/1453 E-2015/1020 K; 10.12.2015
Birleşen 2017/382 E-2017/534 K; 07.04.2017
Birleşen 2016/34 E-2016/42 K; 12.01.2016
KARAR TARİHİ : 03.07.2020
BİRLEŞEN İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2016/992 – 2017/43 K SAYILI DAVADA;
BİRLEŞEN İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2016/1469 E – 2016/921 K SAYILI DAVADA;
BİRLEŞEN İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2015/1453 E – 2015/1020 K SAYILI DAVADA;
BİRLEŞEN İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2017/382 E – 2017/534 K SAYILI DAVADA;
BİRLEŞEN İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2016/34 E – 2016/42 K SAYILI DAVADA;
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 30.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05.01.2023
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.07.2020 tarih 2015/1068 Esas, 2020/395 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Asıl davada davacı vekili, … Büyükşehir Belediyesi Meclisinin 16.01.2015 tarihli kararı ile mülkiyeti … Büyükşehir Belediyesine ait olup …’de yapımı süren … Alanının kullanım hakkının 10 yıl süre ile müvekkili şirkete verildiğini, … alanının yapım işlerini davalının üstlendiğini, sözleşme ve eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi incelendiğinde yüklenicinin edimlerini yerine getirirken kullanacağı elektrik bedellerinin kendisine ait olduğunu, davalı şirketin işi teslim aldığı andan müvekkilinin elektrik sayacı alıp elektrik aboneliğini başlattığı tarihe kadar şantiye elektriğinin kullanıldığını, bu kullanımlara ilişkin bedellerin davalı tarafça ödendiğini, ancak davalı şirketin … alanının kullanım hakkının müvekkili şirkete verilmesinden sonraki süreçte sözleşme kapsamında yüklendiği işleri halen yerine getirmekte olduğu …’de kendi kullandığı elektriğin bedelini ödemediğini, müvekkili tarafından … A.Ş’ye bugüne kadar toplam 1.425.159,95 TL elektrik tüketim bedeli ödendiğini, bu miktardan davalının kullanımına isabet eden tutarın saptanabilmesi için müvekkili tarafından haricen … A.Ş danışmanlık firmasına yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen raporda davalının kullandığı elektrik nedeniyle müvekkiline 26.10.2015 tarihi itibarıyla 410.792,00 TL borcu bulunduğunun anlaşıldığını, bu raporlar doğrultusunda müvekkili tarafından toplam 410.792,00 TL’lik faturalar düzenlenmiş ise de davalı tarafça itiraz süreleri geçtikten sonra itiraz edildiğini, … ının 21.’sinin 25-28 Mart 2015 tarihleri arasında … alanında gerçekleşen ilk etkinlik olduğunu, bu … öncesinde … ın gerçekleşeceği hollerde elektriğe ihtiyaç duyulduğundan müvekkili tarafından sayaç taktırıldığını, bu sayaç takılana kadar şantiye elektriğini kullanan davalının, bu tarihten sonra geriye kalan yapım işlerinde kullandığı tüm enerjiyi müvekkilinin sayacından sağladığını ileri sürerek, şimdilik 100.000,00 TL’nin fatura tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Birleşen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1453 esas ve 2015/1020 karar sayılı dosyasında davacı vekili, asıl davadaki anlatımları tekrarlayarak 18.11.2015 tarihinde fatura edilen 16.858,00 TL alacağın fatura tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/34 esas ve 2016/42 karar sayılı dosyasında davacı vekili, asıl davadaki anlatımları tekrarlayarak 16.12.2015 tarihinde fatura edilen 4.312,00 TL alacağın fatura tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Birleşen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/992 esas ve 2017/43 karar sayılı dosyasında davacı vekili, asıl davadaki anlatımları tekrarlayarak 27.01.2016 tarihinde fatura edilen 8.219,00 TL, 10.03.2016 tarihinde fatura edilen 7.842,00 TL, 26.04.2016 tarihinde fatura edilen 856,91 TL, 14.06.2016 tarihinde fatura edilen 425,95 TL ve 18.07.2016 tarihinde fatura edilen 443,80 TL alacakların ödenmediğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL’nin fatura tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Birleşen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1469 esas ve 2016/921 karar sayılı dosyasında davacı vekili, asıl davadaki anlatımları tekrarlayarak 20.09.2016 tarihinde fatura edilen 516,53 TL alacağın fatura tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Birleşen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/382 esas ve 2017/534 karar sayılı dosyasında davacı vekili, asıl davadaki anlatımları tekrarlayarak 28.02.2017 tarihinde fatura edilen 1.149,92 TL alacağın fatura tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, müvekkilinin D blok haricinde işi tamamlayarak dava dışı belediye tarafından düzenlenen Kısmi Geçici Kabul Tutanağı ile geçici kabul itibar tarihi 02.03.2015 tarihi olmak üzere teslim ettiğini, enerji nakil hattı yakınında bulunması ve bu enerji nakil hattının deplasmanından ötürü D blokun geciktiğini, verilen ilave süre sonunda D blokun da tamamlanarak idare tarafından yalnızca D blok mahali için düzenlenen Kısmi Geçici Kabul Tutanağı ile geçici kabul itibar tarihi 01.06.2015 tarihi olmak üzere söz konusu kısmın da teslim edildiğini, geçici kabul tarihinden sonraki dava konusu döneme ilişkin enerji bedellerinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında görülmekte olan davada davalının şantiye işlerine ilişkin geçici kabulden sonra yapmış olduğu işlerde kullanmış olduğu enerji bedelini ödemesi gerektiğinin dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden açıkça anlaşıldığı, taraflar geçici kabulden sonra davalının kullanımına ilişkin somut bir belirleme yapılmak üzere süzme sayaç kullanmadıkları gibi bu noktada aralarında bir sözleşme de düzenlemediği, davacı tarafından dava açılmadan önce danışman … A.Ş’den alınan rapor ibraz edilmiş ise de söz konusu rapor incelendiğinde raporun hiçbir detay içermediği, denetiminin mümkün olmadığı, tüm dosya kapsamına göre davalının şantiyede ne kadar elektrik kullandığını tespit etmenin mümkün olmadığı, zira elektrik sarfiyatına ilişkin süzme sayaç bulunmamakla birlikte kullanıma ilişkin somut bir tespit ve tutanak da bulunmadığı, davalının ödemekle yükümlü olduğu elektrik tüketiminin olduğunun sabit olduğu, tüm dosya kapsamına göre elektrik sarfiyatının miktarı belirlenemediğinden adil bir çözüm yolu bulunmaya çalışıldığı, bunun ancak bilirkişi heyetinin raporlarında yapmış olduğu hesaplamada personel sayısına göre hesaplama yapılması gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 20.519,29 TL alacağın 15.490,42 TL’sinin 10.09.2015 tarihinden, 5.028,87 TL’sinin 16.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/992 Esas Sayılı Davası Yönünden, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 9.085,45 TL alacağın 4.730,07 TL’sinin 27.01.2016 tarihinden, 2.638,30 TL’sinin 10.03.2016 tarihinden, 856,91 TL’sinin 26.04.2016 tarihinden, 421,26 TL’sinin 14.06.2016 tarihinden, 438,91 TL’sinin 18.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1469 Esas Sayılı Davası Yönünden, davanın kabulü ile 516,63 TL’nin 20.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1453 Esas Sayılı Dosyası Yönünden, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 4.911,97 TL’nin 18.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/382 Esas Sayılı Dosyası Yönünden, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 1.139,91 TL’nin 28.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/34 Esas Sayılı Dosyası yönünden davanın kabulü ile 4.312,00 TL’nin 16.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hukuka uygun olmayan bilirkişi raporlarının hükme esas alındığını, bilirkişi raporunda müvekkili şirketin danışman firması olan … A.Ş tarafından düzenlenen hesaplamalarda trafoların boştaki enerji kayıpları hiç dikkate alınmadan değerlendirme yapılmasının doğru olmadığı görüşüne varıldığını, bilirkişi heyetinin belirtilen görüşünün elektriğin kullanılma prensibine aykırı olduğunu, bir veya daha fazla trafonun enerjisi kullanılıyorsa veya kullanılmak üzere bu trafolar devrede tutuluyorsa elbette ki trafonun boşta veya yükteki kayıplarının kullanılan toplam enerjiden ayrılamayacağını, müvekkili tarafından kesilen üç adet e-fatura bedellerinin toplamı 410.792,00 TL olmasına karşın bilirkişi raporunda tespit edilen rakamlara bakıldığında arada fahiş fark olduğunu, 09.03.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda bilirkişilerce 2015 yılı Ekim – Kasım – Aralık ve 2016 yılı Ocak ayları yönünden … A.Ş tarafından yapılan hesaplamaların uygun olduğunun ancak önceki aylarda yapılan hesaplamaların hatalı olduğunun değerlendirildiğini, rapordaki bu değerlendirme ile çelişecek şekilde hesaplamalar yapıldığını, heyetin … dan önceki hazırlık süreci ve … bittikten sonraki temizlik sürecinde harcanan elektrik miktarının mahsup edilmesi gerektiği şeklindeki değerlendirmelerin kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirketin Mart 2015 tarihinden önceki dönemlerde ve 2017 yılının başına kadar olan süreçte davalının çalışmalarını yürüttüğü inşaat alanında herhangi bir faaliyeti olmadığından inşaat alanında müvekkiline yükletilebilecek tek elektrik sarfiyatının aydınlatma direklerinden kayaklanan harcamalar olacağını, bu sebeple belirtilen dönemlerde davalının sarf ettiği elektrik miktarının doğal olarak müvekkili şirketten fazla olacağını, … döneminde davalının çalışmaları ve elektrik sarfiyatı devam etmesine rağmen tüm … dönemi boyunca sarf edilen elektrik miktarının toplam tüketimden düşüldüğünü, davalı yana … dönemi boyunca harcadığı elektrik miktarının hiç yansıtılmadığını, aksine hem … dönemi boyunca kullanılan elektrik miktarının hem de o ay harcanan toplam elektrik miktarının %30’u yönünden indirime gidildiğini, davalı adına düzenlenen bazı fatura dönemlerinde zaten müvekkili şirketçe … organizasyonu yapılmadığını, dolayısıyla alınan raporlarda içerik ve hesaplama yönünden çelişki olduğunu, bu nedenle ikinci bir ek rapor alınması talep edilmiş ise de haklı itirazları dikkate alınmadan karar verildiğini, kamu ihale hukukunda uzman bir bilirkişinin heyete eklenmediğini istinaf nedenleri olarak ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işin tesliminden sonraki döneme ilişkin müvekkili şirkete sorumluluk yüklenemeyeceğini, müvekkilinin D blok haricinde işi tamamlayarak dava dışı belediye tarafından düzenlenen Kısmi Geçici Kabul Tutanağı ile geçici kabul itibar tarihi 02.03.2015 tarihi olmak üzere teslim ettiğini, bu tarihten itibaren davacı şirket tarafından hemen … ların gerçekleştirilmeye başlanıldığını, müvekkilinden kaynaklanmayan nedenlerle geciken D blokun da Kısmi Geçici Kabul Tutanağı ile geçici kabul itibar tarihi 01.06.2015 tarihi olmak üzere teslim edildiğini, … Büyükşehir Belediyesinin 16.02.2015 tarihli yazısından görüleceği üzere D bloktaki betonarme imalatlarının şubat ayında tamamlandığını, bundan sonra ince iş olarak tabir edilen ve elektriğe bağlı olmayan sıva, boya işlerinin yapıldığını, işin geçici kabulünün yapılmasından yani teslimden sonraki dönemde kullanılan elektrik bedelinden müvekkilinin sorumlu olamayacağını, sözleşme eki YİGŞ’nin 42. maddesinde geçici kabul ile kesin kabul arasında geçecek sürenin teminat süresi olarak tanımlandığını, teminat süresindeki işletme giderlerinden yüklenicinin sorumlu olmadığını, teminat süresinde yüklenicinin sadece kullanma ve işletme sonucu olmaksızın ortaya çıkan kusur ve aksaklıkların giderilmesinden sorumlu olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece şantiyede çalışan personel sayısı üzerinden değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin işi bitirmek için yoğun iş gücü, makine ve kule vinç kullanımının olduğu işin tesliminden önceki bir yılda işçi başına günlük ortalama elektrik tüketimi üzerinden davacı tarafından talep konusu yapılan geçici kabul sonrası döneme ilişkin hesaplamalar yapıldığını, alacaklara fatura tarihinden itibaren faiz işletilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, müvekkiline gönderilen bir ihtarname bulunmadığı gibi dava konusu e-faturaların iade edildiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini istinaf nedenleri olarak ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanları tekrarla asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanları tekrarla işin tesliminden sonraki dönemde kullanılan elektrik bedelinden müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığından davaların reddine karar verilmesi gerektiğinden asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, davalı … Şti. ile dava dışı … Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı arasında imzalanan eser sözleşmesi nedeniyle davalı yüklenici şirket tarafından ödenmesi gerektiği ileri sürülen ancak davacı şirket tarafından ödenen elektrik kullanım bedellerinin istirdatı isteğine ilişkindir.
Mahkemece, asıl davanın, birleşen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/992 Esas Sayılı davasının, birleşen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1453 Esas Sayılı davasının ve birleşen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/382 Esas Sayılı davasının kısmen kabul kısmen reddine, birleşen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1469 Esas Sayılı davasının ve birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/34 Esas Sayılı davasının kabulüne karar verilmiş; karara karşı taraf vekilleri tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Somut olayda; dava dışı … Büyükşehir Belediyesi ve davalı yüklenici … Şti. arasında 04.01.2013 tarihinde “… Yeni … Alanı Yapılması İşine Ait Sözleşme” imzalanmıştır.
Uyuşmazlığa konu sözleşmenin 8. maddesinde sözleşmenin ekleri sayılmış, 8.2.1. maddesinde ihale dokümanını oluşturan Yapım İşleri Genel Şartnamesi birinci sırada sözleşmenin eki olarak kabul edilmiştir. Yapım İşleri Genel Şartnamesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 193. maddesi uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde olup, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece ve kanun yolu incelemesinde re’sen gözetilmesi gerekir.
Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “Yükleniciye Ait Giderler” başlıklı 27/1-e maddesi gereğince şantiye hizmetleri için gerekli enerji ve suyun (yapının bünyesine giren su ve enerji bunun dışındadır) sağlanması, taşınması ve dağıtılması için gerekli tesislerin yapılması ve bunlarla ilgili işletme giderlerinden yüklenici sorumludur.
Yukarıda izah edildiği üzere somut olayda inşaatın yapımı aşamasındaki elektrik bedellerinden davalı yüklenicinin sorumlu olacağı açıktır. Bu yöndeki mahkemenin kabulü yerindedir. Ne var ki davalının sorumlu olduğu tüketim miktarının belirlenmesinde …’a ait abonelik tesis edildikten sonra şantiyede çalışan işçi sayılarından hareketle hesaplama yapılması doğru değildir. Davalı tarafça D blok imalatı için ve geçici kabulü yapılan D blok haricindeki mahallerin eksik işlerinin yapılması için kalan işlerin elektrik sarfiyatı gerektirmeyen işler olduğu savunmasında bulunulmuştur.
Bu nedenle mahkemece öncelikle, … ile … arasında 25.02.2015 tarihinde imzalanan Elektrik Satış Sözleşmesi ile davacı adına tesis edilen 24700054 tesisat numaralı aboneliğin başladığı tarihten sonra dava konusu edilen faturalandırılan dönemlerde davalı yüklenicinin imalatı devam eden D blokta ve geçici kabulü yapılan diğer mahallerde gerçekleştirdiği imalatlar hakediş, yeşil defter ve ataşman gibi işin yapılması ile ilgili tüm belgeler getirtilerek incelenmeli, bu işlerin yapımı esnasında davalı tarafından sarf edilmesi gereken elektrik enerjisi bulunarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle hükme varılması da usul ve yasaya aykırıdır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜNE,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.07.2020 tarih 2015/1068 Esas, 2020/395 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuran davacıya iadesine,
5-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 445,80 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuran davalıya iadesine,
6-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan 589,45 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
7-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan 590,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
8-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere 30.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.