Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1837 E. 2022/2070 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1837
KARAR NO : 2022/2070

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/527
KARAR NO : 2019/420
DAVA TARİHİ : 30.04.2018
KARAR TARİHİ : 28.03.2019
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 02.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.12.2022

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.03.2019 tarih 2018/527 Esas, 2019/420 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, taraflarınca İzmir 27. İcra Dairesi’nin 2018/2071 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, 23.12.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası neticesinde … isimli işçinin vefat ettiğini, Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/218 esas ve 2009/552 karar sayılı dosyasında kusur durumlarının belirlendiğini, davalı çalışanı … hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğunu, kararın kesinleştiğini, bu olay nedeniyle … tarafından davalı çalışanı …’ya, müvekkiline ve diğer davalılara karşı açılan Karşıyaka 2. İş Mahkemesi’nin 2015/397 esas ve 2016/515 karar sayılı dosyasında, iş kazasında davalının %5, davalı çalışanı …’nın %10 kusurlu olduğunun belirlendiğini, bu kusur oranları hükme esas alınarak tüm davalıların müteselsilen ve müştereken sorumluluğuna hükmedildiğini, kararın kesinleştiğini, bu dosya ile hükmedilen bedellerin … tarafından İzmir 12. İcra Müdürlüğü’nün 2017/16316 esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, müvekkilinin bu icra takibine konu borç miktarı olan 55.708,48 TL’yi ödeyerek icra borcunu infaz ettiğini, ödeme sonrasında kusur oranları gereği davalıya karşı icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin %5, çalışanı olan …’nın %10 kusuru bulunduğunu, başlatılan takibe itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, davalının İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2071 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Karşıyaka 2. İş Mahkemesi’nin 2015/397 Esas ve 2016/515 karar sayılı ilamı ve aldırılan kusur raporu, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalının çalışanı …’nın verdiği zarardan, gerek kendi kusur oranı gerek çalışanının vermiş olduğu zarar nedeniyle oluşan kusurdan toplam %15 oranında sorumlu olduğu ve bu miktarın da takip tarihi itibarıyla 4.095,25 TL’ye tekabül ettiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2071 esas sayılı takip dosyasındaki 4.095,25 TL’lik alacağa yönelik itirazın iptali ile takibin 4.095,25 TL’ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işlenmek suretiyle devamına, alacak likit ve hesaplanabilir olmadığından, yargılama ve bilirkişi raporuyla tespit edilebildiğinden İİK 67/2 şartları oluşmadığından davacı lehine icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından Karşıyaka 2. İş Mahkemesi’nin 2015/397 esas ve 2016/515 karar sayılı ilamıyla hükmedilen bedeller için … tarafından İzmir 12. İcra Müdürlüğü’nün 2017/16316 esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte borç miktarı olan 55.708,48 TL’yi ödeyerek borcu infaz ettiğini, davalı şirketin %5, davalı şirketin çalışanı …’nın %10 kusuru tespit edildiğinden davalının bu kusur oranları nispetinde sorumlu olması gerektiğini, takipte ödedikleri 55.708,48 TL’nin iş kazasında ölenin %10’luk kusuru düşüldükten sonraki %90 kusuru olanların müteselsilen ödemesi gereken miktar olduğunu, yani müteveffanın kusuru dışında kalan 55.708,48 TL’yi %100’lük dilim olarak düşündüklerinde müvekkili olayda %50 kusurlu olmakla ödenen bedelin müteveffanın %10 kusuru olduğundan %55’inden sorumlu olduğunu, dolayısıyla davalının kendisi ve çalışanı toplamda %15 kusurlu iken ödenen miktarın %17,25’inden sorumlu olması gerektiğini, alacağın da likit ve hesap edilebilir halde olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Katılma yoluyla davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın kesin olduğunu, davanın dayanağı olan Karşıyaka 2. İş Mahkemesi’nin 2015/397 esas ve 2016/515 karar sayılı dosyada herhangi bir taraf sıfatlarının bulunmadığını, taraflarına yapılan bir ihbar da bulunmadığını, ölen sigortalı hak sahiplerinin açtığı davanın Karşıyaka 1. İş Mahkemesi’nin 2017/500 esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, bu davada atfedilen kusur ve sorumluluklara dair itirazlarının devam ettiğini, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla … tarafından davacıya açılan rücu davası konusunda müvekkilinin sorumluluğu doğsa dahi davacının HMK’ya göre davanın taraflarına ihbar edilmemesi nedeniyle mahkeme ve icra harç ve giderleri ile vekillik ücretleri yönünden taraflarına talepte bulunamayacağından mahkemece bu talepleri haklı görülerek sadece ana paranın kusur oranına tekabül eden kısmına hükmettiğini, kanaatlerince bu kısımda rücu hakkı bulunmamakla birlikte ancak yüksek mahkeme aksi kanaatte ise yerel mahkeme kararının bu haliyle onanması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Meydana gelen iş kazası neticesinde vefat eden …’nın hak sahiplerine … tarafından gerçekleştirilen ödemelerin rücuan tahsili amacıyla Karşıyaka 2. İş Mahkemesi’nin 2015/397 esas ve 2016/515 karar sayılı dosyası ile açılan davada alınan bilirkişi raporlarında kazanın meydana gelmesinde … A.Ş’nin %50,…’nun %5, müteveffanın işvereni … Şti’nin %20, … Şti’nin %5, …’nın %10 ve müteveffanın %10 kusurlu olduğu belirlenmiş; karar İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’nin 07.11.2017 tarih, 2017/418 esas ve 2017/1406 karar sayılı kararı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesiyle kesinleşmiştir.
Kararın kesinleşmesine müteakip … Başkanlığı tarafından Karşıyaka 2. İş Mahkemesi’nin 2015/397 esas ve 2016/515 karar sayılı dosyasında taraf olup üzerilerine kusur atfedilen davalılar aleyhine İzmir 12. İcra Dairesi’nin 2017/16316 esas sayılı dosyası ile takip başlatılmış; takip kapsamında borçlulardan … A.Ş tarafından 55.708,48 TL ödeme gerçekleştirilmiştir.
İstinaf incelemesine konu eldeki dava, davacı … A.Ş tarafından İzmir 12. İcra Dairesi’nin 2017/16316 esas sayılı dosyası nedeniyle ödenen 55.708,48 TL’nin kusur oranında rücu amacıyla Karşıyaka 2. İş Mahkemesi’nin 2015/397 esas ve 2016/515 karar sayılı dosyasında kusur atfedilen davalı … Şti aleyhine başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’nin 07.11.2017 tarih, 2017/418 esas ve 2017/1406 karar sayılı kararı ile kesinleşen Karşıyaka 2. İş Mahkemesi’nin 2015/397 esas ve 2016/515 karar sayılı dosyasındaki bilirkişi raporundaki kusur durumları hükme esas alınarak sonuca gidilmiştir.
Her ne kadar, eldeki rücuen tazminat davasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda; kesinleşen Karşıyaka 2. İş Mahkemesi’nin 2015/397 esas ve 2016/515 karar sayılı dosyasındaki kusur oranları dikkate alınarak hesaplama yapılmış ise de; davalı … Şti, o dosyada taraf olmadığı gibi dava tarafına ihbar da edilmediğinden davalının savunma hakkını kullanamadığı görülmektedir. Bu yönüyle alınan kusur raporu, işbu rücuen tazminat dosyasındaki uyuşmazlığı çözecek mahiyette değildir.
Kaldı ki ölen sigortalı hak sahiplerinin Karşıyaka 1. İş Mahkemesi’nin 2017/500 esas sayılı dosyası ile açtıkları davanın henüz kesinleşmediği Dairemizce UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede anlaşılmıştır. Bu davada davalı …. Şti’nin davalı olduğu ve tarafların sorumluluklarının ve kusur oranlarının bu davada incelendiği anlaşılmakla, bu dosyadaki bilirkişi raporları da göz önünde bulundurularak mahkemesince tarafların sorumluluklarını ve kusur oranlarını doğuran olayı ayrı ayrı gösterecek şekilde uzman bilirkişiden denetime uygun rapor alınıp, hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, Karşıyaka 2. İş Mahkemesi’nin 2015/397 esas ve 2016/515 karar sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 21.06.2021 tarih, 2021/1471 esas ve 2021/6868 karar sayılı ilamı)
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin ve katılma yoluyla davalı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜNE,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.03.2019 tarih 2018/527 Esas, 2019/420 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuran davacıya iadesine,
5-İstinaf yoluna katılma yoluyla başvuran davalı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuran davalıya iadesine,
6-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
7-İstinaf yoluna katılma yoluyla başvuran davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
8-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere 02.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.