Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1351 E. 2022/930 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1351
KARAR NO : 2022/930

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/376
KARAR NO : 2019/693
DAVA TARİHİ : 26.03.2018
KARAR TARİHİ : 30.05.2019
DAVANIN KONUSU : Banka Teminat Mektubunun İadesi
KARAR TARİHİ : 13.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.05.2022
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30.05.2019 tarih 2018/376 E – 2019/693 K sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, … A.Ş’nin 2012/108828 kayıt numaralı ihale ile açtığı “… Buca, Gaziemir – Menderes – Gümüldür, Narlıdere – Güzelbahçe- Seferihisar, Urla – Çeşme – Karaburun ilçeleri El Bilgisayarı/Endeksör ile (GPRS’li) Endeks Okunması Ve Düzenlenecek Fatura Bildiriminin Aboneye Bırakılması İşi”nin ihalesinin müvekkili şirkette kaldığını, taraflar arasında 25.01.2013 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında 08.06.2015 tarihli ve 270.000,00 TL bedelli … Bankası A.Ş Çanakkale Şubesi’nden verilen süresiz ve kesin teminat mektubunu davacı şirkete teslim ettiğini, … A.Ş’nin özelleştirilmesi neticesinde … A.Ş olarak kamu niteliğini yitirerek TTK bağlamında yeni bir tüzel kişilik kazandığını, … A.Ş’nin devam eden ihaleli işlerin tamamını feshetmek amacı ile tüm taşeron şirketlerden devam eden sözleşmelerin feshini talep etmelerini, sözleşmeleri karşılıklı olarak fesheden taşeronlarla yeni sözleşmeler yapılacağını teklif ettiğini, müvekkilinin de bu teklifi kabul ettiğini ve devam etmekte olan sözleşme ilişkilerini 15.07.2013 saat 24.00 itibarıyla hüküm doğurmak üzere davalı şirketle karşılıklı olarak 27.06.2013 tarihli protokollerle feshettiklerini, müvekkili şirketin edimini yüklendiği dört adet ihaleli hizmet sözleşmesi karşılıklı feshedildiğinden feshedilen sözleşmeler kapsamında … A.Ş uhdesinde bulunan ve konusuz kalmış teminat mektuplarının iadesi gerekirken iade edilmediğini, özelleştirme sonrası davalı şirket ile 17.07.2013 – 07.07.2015 tarihli “Birim Fiyat Esaslı Anahtar Teslim Endeks Okuma, Enerji Kesme Açma ve Sökme Takma Hizmet Alım Sözleşmesi” imzalandığını ve sözleşmenin 31.10.2017 tarihinde sona erdiğini, 2012/108828 ihale numaralı işe ait 25.01.2013 tarihli sözleşme kapsamında verilen dava konusu teminat mektubu karşılıklı feshe rağmen iade edilmediği gibi daha sonra da davalı ile imzalanan sözleşmelerin 31.10.2017 tarihinde normal süresinde sona erdiğini, sözleşmenin 12.4 maddesinde teminat mektuplarının hangi şartlarda iade edileceğinin hüküm altına alındığını, feshedilen ihale kapsamında çalıştırılan işçilere ait SGK kapanışlarının yapılarak ilgili evrakların davalı şirkete teslim edildiğini, akabinde müvekkilinin 27.10.2015 tarihinde vekili Av. … vasıtası ile iadeli taahhütlü posta ile 28.12.2016, 04.01.2017 ve 05.07.2017 tarihlerinde teminat mektuplarının iadesini talep etmiş ise de davalı şirketin türlü bahanelerle teminat mektuplarını iade etmediğini, müvekkili şirketten alınan 270.000,00 TL’lik teminat mektubunun alınış nedeninin taahhüdün sözleşme hükümlerine uygun yerine getirilmesini temin etmek için olduğunu, müvekkili şirketin taahhüdünü sözleşme hükümlerine uygun, eksiksiz yerine getirdiğini, davalı şirketin “işçi alacakları ile yükümlülüklerinin ve riskleriniz devam ettiğinden” şeklinde hukuka aykırı gerekçe ileri sürdüğünü, müvekkili şirketin sözleşme kapsamında çalıştırdığı işçilerden işlerine devam ettirilmeyen ve kıdem tazminatı ödenmesi gereken işçilerin yasal haklarını ödediğini, ödemeye de devam ettiğini ileri sürerek, 27.06.2013 tarihli Sözleşme Feshine İlişkin Protokol kapsamında konusuz kalan … Bankası A.Ş Çanakkale Şubesi’ne ait 08.06.2015 tarihli 270.000,00 TL bedelli teminat mektubunun iptali ile iadesine, teminat mektubunun nakde tahvil edilmesi halinde mektubun nakde tahvil edildiği tarihten itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan istirdatına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, davacı şirketin 2012/35 HA dosya numaralı hizmet alım sözleşmesinin 12.4 maddesindeki koşulları yerine getirmemesi sebebiyle teminat mektubunun iade edilmediğini, söz konusu ihale kapsamında 60 kadar işçinin istihdam edilmiş olup davacı şirketçe iş akdinin feshinden doğan alacaklarının ödenmediğini, dolayısıyla üst işveren olarak müvekkili şirkete husumet yöneltildiğini ve müvekkili şirketin ödemelerle karşı karşıya kaldığını, davacı firma tarafından söz konusu iş kapsamında çalıştırılmış olan personellerine ait 4857 sayılı İş Kanunu gereği kıdem, ihbar, izin vs tüm alacaklarının ödenerek ilişiklerinin kesildiğine dair belgeler sunulmadığından kesin teminat mektubunun iade edilmediğini, davacının ihale bitimi nedeniyle doğan ve şirket tarafından hakedişlere dahil edilerek ödenen personel kıdem tazminatlarını ve sair işçilik alacaklarını çalışanlara ödemeyerek yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacı tarafça İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/166 esas sayılı dosyası ile açılan davanın da reddedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri incelendiğinde teminat mektubunun iadesi hususunun sadece davacının çalıştırdığı işçiler nedeniyle SGK’ya prim borcu kalmamasına değil, davalı idareye karşı borcunun da olmaması şartına bağlandığı, davalı tarafından belirtilen İş Mahkemelerinde görülen bir kısım dava dosyalarının getirtildiği, davalının bu davalarda asıl işveren sıfatı ile davalı olduğu, davaların sonucuna göre davacıya rücu hakkını kullanabileceği, bu hale göre davacının dava tarihi itibari ile davalıya hiçbir borcu olmadığını ispat edemediği ve teminat mektubunun iadesi koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemeden taleplerinin taraflar arasında imzalanan 25.01.2013 tarihli sözleşmenin 12.4 maddesinin TBK’nın 20, 21, 22, 23, 24 ve 25 maddeleri ile TTK’nın 55. maddesi kapsamında genel işlem koşulu kapsamında olduğundan hakimin sözleşmeye müdahalesi ile bu maddelerin sözleşmeye yazılmamış sayılmasına ve akabinde konusuz kalacak olan teminat mektubunun iadesine ilişkin olduğunu, mahkeme hakimi tarafından talepleri anlaşılmadan ve sığ bir inceleme neticesinde talepleri görmezden gelinerek davanın reddedildiğini, dava konusu sözleşmenin GİK koşullarına tabi bir sözleşme olduğunun tartışmasız olduğunu, bu sözleşmelerin Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 02.04.2004 tarih ve 2004/22 saylı kararı ile özelleştirme programına alınarak özelleşmiş olan Türkiye’deki tüm özel elektrik şirketlerince tip sözleşme olarak tek taraflı olarak hazırlanıp diğer tarafın kabulüne zorlanan nitelikte bir sözleşme olduğunu, dolayısıyla TBK’nın 23. maddesi hükmü gereği sözleşmeyi hazırlayanın aleyhine yorumlanması gerektiğini ve bu nedenlerle hakimin sözleşmeye müdahalesi ile sözleşmelerdeki teminatın iadesi maddelerinin genel işlem koşulu olduğunun kabulü ile TBK’nın 25. maddesi gereğince bu hükmün sözleşmelere yazılmamış sayılmasına ve neticesine göre konusuz kalacak teminat mektubunun iadesine karar verilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesi sunmamıştır.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, taraflar arasındaki “Birim Fiyat Esaslı Anahtar Teslim Endeks Okuma, Enerji Kesme Açma ve Sökme Takma Hizmet Alım Sözleşmesi”ne istinaden verilen … Bankası A.Ş Çanakkale Şubesi’ne ait 08.06.2015 tarihli 270.000,00 TL bedelli teminat mektubunun iadesi isteğine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Teminat mektubunun amacı, yüklenicinin iş verenden aldığı iş nedeniyle, işveren aleyhine oluşacak maddi zararları karşılamak olup, teminat mektubu ile banka veya finans kuruluşu, başkasının edimi nedeniyle oluşacak rizikoyu taahhüt altına almaktadır. Bu nedenle teminat mektubunun teminat kapsamına aldığı rizikonun gerçekleşip gerçekleşmediği veya gerçekleşme ihtimalinin değerlendirilmesi gerekir. Teminat mektubu özelliği gereği teminat fonksiyonlarının devam ettiği sürece iadesi talep edilemez ve teminat mektuplarının iadesi şartlarının da sözleşme yazılı hükümlere göre belirlenmesi gerekir.
Somut olayda; taraflar arasındaki sözleşmenin 10.3 maddesinde; kesin teminat mektubunun kesin hesabın bağlanarak …’ce onaylandığı tarihten itibaren 24 ay geçtikten sonra sözleşmeye göre iade edileceği, teminat mektubunun iadesi için taahhüdün, sözleşme ve eklerine uygun olarak yerine getirildiği, yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten ve SGK’dan ilişiksizlik belgesinin getirildiği saptandıktan sonra, yüklenicinin çalışanlarının tüm haklarının ödendiğine dair banka, dekont veya ekstreleri ve ıslak imzalı ibranamelerinin getirilmesi koşullarının tamamının sağlanmasının zorunlu olduğu belirlenmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme maddeleri karşısında ve bu sözleşmeyi imzalayan davacının basiretli bir tacir olduğu ve sözleşme maddelerinin içeriğini bilerek imzaladığı, dava tarihi itibari ile davacı şirketin bünyesinde sözleşme konusu işte çalıştırılan kimi tazminat konulu davaların kabullerine karar verildiği, bir kısım işçi davalarının ise derdest olduğu, davalının bu davalarda asıl işveren sıfatı ile davalı olduğu, davaların sonucuna göre davacıya rücu hakkını kullanabileceği, bu nedenlerle sözleşmenin 10.3 maddesinde öngörülen davalıya borçlu olmama şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’nin peşin alınan 44,40 TL’den mahsubu ile kalan 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olan kararın dairemiz yazı işleri müdürlüğü tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 13.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.