Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1345 E. 2021/1708 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1345
KARAR NO : 2021/1708

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/526
KARAR NO : 2019/838
DAVA TARİHİ : 27.04.2018
KARAR TARİHİ : 02.07.2019
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 17.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.12.2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.07.2019 tarih ve 2018/526 Esas, 2019/838 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacılar vekili, İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2017/9333 Esas sayılı takip dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, ancak takibe konu olan çekin teminat çeki olduğunu, taraflar arasında uzun süreden beri ticari ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkilinin 2013 yılında 2007 model bir MR cihazının 1 yıllık garanti süresinin bitiminden sonra alacaklı ile aralarında aylık 1.250 USD ödenmek üzere bir bakım sözleşmesi imzalandığını,müvekkilinin, bu sözleşmeye istinaden, koruyucu bakım hizmeti sunduğunu, alacaklıya ait … Merkezinde MR cihazının elektrik şebekesinde meydana gelen bir arıza nedeni ile cihazın parçalarının bir kısmının yandığını, cihazda oluşan hasarın büyük olması ve sözleşme kapsamında olmaması parça bedellerinin yüksek olması nedeni ile müvekkilinin ek bedel talep ettiğini ve alacaklıya fatura kestiğini, cihazın tamirine başlanabilmesi için müvekkiline 82.000,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin de karşılığında teminat çeki verdiğini, MR cihazının onarımını yaptıklarını, alacaklının MR Cihazının onarım bedelini … Sigortadan tahsil etmek istediğini, bunun için gerekli desteğin kendilerine verildiğini, sigorta şirketinin ne zaman ödeme yapacağı belli olmadığından müvekkilinin cihazın onarımından sonra fatura düzenleyemediğini, buna rağmen davalının teminat çekini icraya koyduğunu ileri sürerek çekin teminat olarak verilmesi nedeni ile icraya koyulamayacağından itirazlarının ve menfi tespit taleplerinin kabulüne, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, davacı tarafın aynı iddialarla açtığı İzmir 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/611 Esas ve 2017/1123 karar sayılı dosyasında çekin teminat çeki olarak verildiğine dair yazalı belge sunulmadığından davanın reddine karar verildiğini, bu bakımdan derdestlik itirazında bulunduklarını, ayrıca davacı tarafından aynı iddialarla İzmir 1. ATM’nin 2017/1167 Esasa sayılı dosyası ile Bakım sözleşmesine dayalı olarak yedek parçaya dayalı bir alacak davası açtıklarını, bu dosya ile 1. ATM’nin dosyasının birleştirilmesini talep ettiklerini, ayrıca takibe konu çekin teminat çeki olmadığını, bunun aksi yöndeki iddiasının yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğini, takip konusu çekin Bakım Sözleşmesi ile ilgisinin bulunmadığını, sözleşmede de böyle bir teminat çekinden bahsedilmediğini, davaya konu çek ile taraflar arasındaki sözleşmenini ve yedek parçanın da bir ilgisinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “Davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının defter ve kayıtlarında çekin teminat çeki olduğuna dair herhangi bir kaydın bulunmadığı,ancak çekin dip koçanında teminat çeki ibaresinin yer aldığı bildirilmiş, sözleşmesel açıdan bakıldığında taraflar arasında davacının davalıya teminat vereceğinin yazılı olduğu, ancak sözleşmede takibe konu çekten bahsedilmediği, sözleşme ile çek arasında bir illiyet bağı bulunduğuna dair kesin delil bulunmadığı,teknik açıdan yapılan hesaplamada da çek bedelinin sözleşmede belirlenen bedeller ile de uyum sağlamadığı anlaşılmıştır. Esasen İddia savunma ve taraflar arasındaki 2013 ve 2015 tarihli sözleşmeler birlikte değerlendirildirildiğinde taraflar arasındaki 2013 tarihli sözleşme gereği bir teminat alınacağı,2015 tarihli sözleşmenin 2013 tarihli sözleşmenin eki olarak devam ettiği ve 2013 tarihli sözleşmede alınan teminatın durmaya devam edeceği şeklinde ibare bulunduğu, bunun da takibe konu çek tarihine bakıldığında sözleşme kapsamında alınan çek ile ilgisinin bulunmadığı,bu konuda davacı defterlerinde kayıt da bulunmadığı anlaşılmıştır. Çekin dip koçanında teminat çeki olduğunun yazılı olduğu belirtilmiş ise de; çekin dip koçanı ticari bir defter değildir ve her zaman not alınabilir. Bu nedenle bu ibare dikkate alınamamıştır. Teminat çeki olduğunun resmi kurumlar nezdinde tasdikli ticari defter gibi belgelerle yazılı ve kesin delillerle davacının üzerine düşen ispat yükü olduğundan ve davacı dava dilekçesinde yemin deliline de başvurduğundan davacıya bu kez yemin delili hatırlatılmıştır. Davacı yemin deliline başvurmayacağını bildirdiğinden ispatlanamayan davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/347 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda sanık ile müşteki arasında gerçekleşen alışveriş sebebiyle çekin teminat olarak verildiğinin dosyadaki tüm kanıtlarla ispatlandığı gerekçe gösterilerek müvekkilinin beraatine karar verildiğini, yerel mahkemece İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/347 Esas sayılı dosyası hiç dikkate alınmadan hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulduğunu, yine ibraz etmiş olduğu ek beyanlarına ilişkin dilekçesinde de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/1365 Esas, 2019/333 Karar sayılı içtihatında da belirtildiği üzere ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle fiilin hukuka aykırılığı konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağının kabul edildiğini, TBK’nın 74. maddesindeki düzenleme dikkate alındığında Ceza Mahkemesi ile Hukuk Mahkemesinin farklı yargılama sistemlerine sahip olması, delil taktiri noktasında farklı sistemlerin uygulanması nedeniyle iki mahkeme arasında bağımsızlık öngörülmüş ise de; yargısal birlik yargı kararlarının meşruluğu ve yargı kararlarının çelişkiden azade olması amacıyla gerek doktrinde ve gerekse yargısal uygulamalarda her iki mahkemenin tam olarak bağımsız olamayacaklarını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/4-58 Esas, 2018/176 Karar, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 30.01.2012 tarih ve 2010/13310 Esas, 2012/1040 Karar sayılı içtihatlarının dikkate alınması gerektiğini, eldeki dosyada 29.03.2019 tanzim tarihli bilirkişi raporunun sonuç ve kanaat başlıklı alanında yer alan ifadeler değerlendirildiğinde, teminat çeki üzerindeki değerin fazlalığı üzerinden görüş bildirmesinin uygun olmadığını, ilgili teminatın ekonomik kriz bağlamında ve USD kur dalgalanmalarından hareketle 100.000,00 TL olarak belirlendiğini, dosyaya ibraz ettikleri davalı şirket temsilcisinin mesajlarından da görüleceği üzere anlaşma için tutulan teminatı bozdurma yoluna gittiğine dair ifadelerde bulunduğunu, bu mailin dosyaya delil olarak sunulduğunu ve bu mehil belgesinin HMK’nın 199. maddesi anlamında değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili firmanın davalıya 2013 yılında bir adet MR cihazı sattığını ve davalının bu cihazı 04.03.2017 yılına kadar kesintisiz kullandığını, elektrik değişiminden kaynaklı olarak MR cihazının bir kısım parçalarının yanması sonucu bu parçalarının değişimi için 171.137,00 TL’lik bedelin davalı tarafça kabul edildiğini, hasarlı MR cihazı acil serviste kullanıldığından davalıdan 82.000,00 TL avans alındığını, bu bedel gelir gelmez müvekkili firma tarafından 31.03.2017 tarih ve 006412 nolu irsaliye ile hasarlı MR cihazının değişmesi gereken parçalarının gönderilerek 1 hafta içerisinde de onarımının yapıldığını, müvekkilinin bu işten dolayı icra takibine konu olan çeki teminat olarak davalıya vermiş olduğunu ve bu hususun ceza yargılaması sırasında mahkeme gerekçesinde de belirtildiğini, ilk derece mahkemesinin eksik ve hatalı değerlendirme kapsamında davanın reddine karar vermiş olmasını yerinde olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap vermemiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, taraflar arasında imzalanmış teknik servis ve bakım işine ilişkin eser sözleşmesi kapsamında verildiği iddia edilen çekin teminat çeki olduğu iddiasına dayalı menfi tespit isteğine ilişkindir.
Somut olayda; davacılar yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasında akdedilmiş bulunan 12.11.2013 tarihli sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya bir adet MR cihazı satışının yapıldığı ve aynı sözleşmenin 9.19 ve sözleşmenin EK-J belgesi kapsamında taraflar arasında 01.04.2015 tarihinde garanti sonrası satışa konu olan MR cihazının teknik servis bakım (yedek parçalı) sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşme kapsamında davacı yüklenici tarafından davalı şirkete satılan MR cihazının teknik servis ve bakım işlerinin gerçekleştirildiği bu sözleşme kapsamında icra takibine konu çekin teminat olarak verildiği ve bu nedenle icra takibine konu edilemeyeceği iddiası ile davacı tarafından menfi tespit davası açılmıştır.
Çek bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. İcra takibine konu çekin teminat amacıyla verildiği yönündeki davacının iddiasının yazılı delille kanıtlaması gerekir. Çekin tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususunda ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması da sonuca etkili değildir. İcra takibine konu çekin incelenmesinde teminat olarak verildiğine dair bir ibare de bulunmamaktadır. Taraflar arasında imzalanan 01.04.2015 tarihli garanti sonrası satışa konu olan MR cihazının teknik servis bakım (yedek parçalı) sözleşmesinde de dava konusu çekin teminat olarak verildiğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Davalı tarafından gönderilen … mesaj içeriğinde bozdurma yoluna gidileceği teminatın hangi sözleşmeye ilişkin ve ne miktarda olduğuna ilişkin bir beyan bulunmamaktadır. Davacı taraf dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olup, mahkemece yemin delili kendisine hatırlatılmış ancak davacı bu delile başvurmayacağını bildirmiş olduğundan davasını ispatlayamadığı tespit edilmekle yerel mahkemece davanın reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılardan alınması gereken istinaf karar harcı 59,30 TL olup, peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar harcının davacılardan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacılar tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir KAYDINA,
4-İstinaf başvurusu nedeni ile davacıların yaptığı giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
6-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olan kararın dairemiz yazı işleri müdürlüğü tarafından resen TEBLİĞE ÇIKARILMASINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 17.12.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.