Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1017 E. 2021/1664 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1017
KARAR NO : 2021/1664

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/370
KARAR NO : 2018/1194
DAVA TARİHİ : 05.04.2017
KARAR TARİHİ : 26.10.2018
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 10.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.12.2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.10.2018 tarih 2017/370 E – 2018/1194 K sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, “… … Tesisi” işi ihalesine istinaden davalı şirket ile 14.01.2013 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre 730 takvim günü yapım dönemi ve 365 takvim günü süreli işletme ve bakım dönemi hususlarında anlaşma yapıldığını, işin yapım aşamasının %19,94 oranında keşif artışı ve buna bağlı 9 aylık süre uzatımı ve ayrıca 4 aylık ilave süre uzatımı verilerek 20.02.2016 tarihinde sona erdiğini, iş süresinin sona erdiği bu tarih itibarı ile işin yapımına ilişkin kısmının geçici kabul işleminin başlatıldığını, kısmi geçici kabul heyetinin çalışmasını 06.06.2016 tarihinde tamamladığını, yönetim kurulu tarafından da kısmi geçici kabul tutanağının 14.06.2016 tarihinde onaylandığını, kısmi geçici kabulün yapılmasını müteakip yükleniciye personel bildirimi için makul süre verilerek 15.07.2016 tarihinde “yapım süreci sonrası işletme ve bakım” sürecinin başlatıldığını, ancak şartnamede tanımlanan nitelikteki personelin yüklenici tarafından temin edilmediğini, süreçte meydana gelen arızaların idare personeli tarafından giderilmeye çalışıldığını, bu durumun teknik şartnamenin 12.6 maddesine aykırılık teşkil ettiğini, İzmir 11. Noterliği’nin 12.01.2017 tarih ve 00419 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile verilen süre içinde de yüklenicinin ihale dokumanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yükümlülüğünü yerine getirmediğinden İdare Yönetim Kurulu’nun 02.02.2017 tarihli kararı ile sözleşmenin feshedildiğini, fesihten sonra Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 47.5 ve 4735 sayılı Yasanın 22. maddeleri gereğince gelir kaydedilen teminatların alındığı tarihten gelir kaydedileceği tarihe kadar endekse göre güncelleneceği düzenlendiğinden yüklenici tarafından verilen kesin teminat mektuplarından 928.336,98 TL tutarlı mektubun idareye teslim edildiği 11.01.2013 tarihinden, 185.100,00 TL tutarlı mektubun idareye teslim edildiği 17.02.2015 tarihinden fesih işlemi yapılan 02.02.2017 tarihine kadar 4735 sayılı Yasa’nın 22. maddesine göre yapılan hesaplama neticesinde 374.448,20 TL’nin tahakkuk ettiğini ileri sürerek, 374.448,20 TL’nin avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, geçici kabul tutanağının imzalanmasının akabinde davacı kurum Genel Müdürlük makamı tarafından 14.06.2016 tarihinde geçici kabul onayının yapıldığını ancak, aynı şartnamenin 12. maddesinde belirtilen hakediş kesin hesapları yapılmayarak müvekkili şirkete ödenmesi gereken hakediş tutarlarının süresinde ödenmediğini ve davacının üzerine düşen edimi ifa etmediğini, müvekkili şirketin kesin hesapların yapılarak hakediş bedellerinin ödenmesi, ayrıca karşılıklı anlaşma neticesinde fazladan yapılan işlerin fiyatlandırılması ile kurumca istenen ek işlere ait fiyat farkının ödenmesi talep edilmiş ise de davacı tarafından farklı işlemler bahane edilerek hakediş bedellerinin ve diğer kalemlerin ödemesinin gerçekleştirilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin TBK’nın 125. maddesinde belirtilen karşılıklı borç yükleyen eser sözleşmesi olması nedeniyle sözleşmenin feshinin ancak TBK’nın 97. maddesinde açıklanan hususlar doğrultusunda olacağını, bu nedenle davacı tarafından sözleşmenin haklı olarak feshinin ancak müvekkili şirketin edimini ifasından önce davacının edimini yerine getirmesi ya da müvekkili şirket tarafından edim yerine getirilmeyip temerrüde düşürülmesi halinde söz konusu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, feshin haklı olduğu, 928.336,98 TL teminat mektubunun 11.01.2013 tarihinden, 185.100,00 TL bedelli teminat mektubunun 17.02.2015 tarihinden fesih işleminin yapıldığı 02.02.2017 tarihine kadar 4735 Sayılı Kanun’un 22. maddesine göre benimsenen bilirkişi raporuna göre Devlet İstatistik Enstitüsü’nce yayımlanan aylık toptan eşya fiyat endeksine göre güncellemesi yapıldığında 404.433,67 TL teminat farkının doğduğu ve bu miktar güncelleme farkının yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 374.448,20 TL’nin dava tarihi olan 05.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 29.985,47 TL’nin ıslah tarihi olan 22.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanları tekrarla, davacı idare her ne kadar sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini iddia etse de, kendi kusurlu fiilleri ve eksik ifaları sebebiyle müvekkilini mali çıkmaza sürüklediğini ve müvekkilinin yüklendiği işi tamamlayamayacak duruma geldiğinde objektif iyi niyet kurallarına aykırı olarak sözleşmeyi feshettiğini, haksız feshin tespiti ve fesih sebebiyle müvekkilinin uğradığı zarar, irat kaydedilen teminatın iadesi, müvekkilinin uğradığı kar kaybının tazmini amacıyla yapılan yargılamanın İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/596 esas sayılı dosyasında devam ettiğini, hatta 2017/596 esas sayılı dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları doğrultusunda müvekkilinin haksız fesih sebebiyle elde edemediği kar kaybı miktarının 262.500,00 TL olarak tespit edildiğini ve mahkemenin ara kararı gereği bu alacak kalemine ilişkin harç tamamlama işleminin de yapıldığını, ilk derece mahkemesince İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/596 esas sayılı dosyasını bekletici mesele yapmadan, tarafların sözleşmesel yükümlülüklerini ihlal edip etmediğine ilişkin yeterli inceleme yapılmadan, herhangi bir gerekçe göstermeksizin feshin haklı olduğunu belirterek davacı idarenin güncelleme talebini kabul etmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, dosya içinde mübrez bilirkişi raporunda dahi İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/596 essa sayılı dosyasının işbu davada belirleyici olabileceğinin belirtildiğini, yerel mahkemenin bekletici mesele talebini kabul etmediği gibi, dava konusu sözleşmenin feshinin haksız yahut haklı olduğuna ilişkin de herhangi bir inceleme yapmadığını, bununla beraber İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/596 esas sayılı dosyası kapsamında yapılan incelemeler ve alınan iki bilirkişi raporunda müvekkilinin sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirdiği, feshin haksız olduğu yönünde tespit yapıldığını, mahkemece rapora ilişkin itirazları dikkate alınmadan ve sözleşmesel incelemenin yapılmadığı tek bilirkişi raporu ile yetinilerek bu rapora göre hüküm kurulduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanları tekrarla davalının istinaf dilekçesinde iddia ettiği feshin haklı olup olmadığı hususunun hali hazırda İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/596 esas sayılı dosyasında tartışıldığını, bu davada tartışılmasının hukuken mümkün olmadığını, davanın teknik bir dava olduğunu, idarenin sözleşme bakımından üzerine düşen görevleri eksiksiz bir biçimde yerine getirdiğini, davalının kendi kusurlu davranışları ile sözleşmenin feshine sebebiyet verdiğini belirterek, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava; sözleşmenin feshi nedeniyle teminat mektubunun güncellenmiş değerinin tahsili isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Taraflar arasında yapılan 14.01.2013 günlü “… Tesisi”ne ilişkin eser sözleşmesinin, sözleşmenin feshine ilişkin şartları düzenleyen 26. maddesinde; sözleşmenin idarece veya yüklenici tarafından feshedilmesine ilişkin şartlar ve sözleşmeye ilişkin diğer hususlarda 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ile Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Sözleşmenin bu hükmü delil sözleşmesi niteliğinde olduğundan görevi gereği mahkeme ve istinaf incelemesinde kendiliğinden gözetilir. Sözü edilen 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 22/2. maddesinde ise; bu kanunun 19, 20 ve 21. maddelerine göre sözleşmenin feshedilmesi halinde kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar, alındığı tarihten gelir kaydedileceği tarihe kadar Devlet İstatistik Enstitüsü’nce yayımlanan aylık toptan eşya fiyat endeksine göre güncelleneceği, güncellenen tutar ile kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tutarı arasındaki farkın yükleniciden tahsil edileceği hükmüne yer verilmiştir.
4735 sayılı Kanunu’un 22/2. maddesi uyarınca; sözleşmenin haklı nedenlerle feshi halinde (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 08.10.2015 tarih, 2015/930 esas ve 2015/4925 karar sayılı ilamı) kesin teminat mektubu ve varsa ek kesin teminatların alındığı tarihten gelir kaydedileceği tarihe kadar DİE tarafından yayımlanan aylık toptan eşya fiyat endeksine göre güncelleneceği ve güncellenen tutar ile kesin teminat tutarı yükleniciden tahsil edileceğinden, mahkemece öncelikle feshin haklı olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Mahkemece alınan 10.09.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/596 esas sayılı davasının sözleşmenin feshinin haklılığı konusunda belirleyici olacağı belirlemesinde bulunulmuş; mahkemece İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/596 esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporuna atıf yapılarak sözleşmenin feshinin haklı olduğu değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 165/1. maddesi; “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.” hükmüne haizdir.
Davacı idare, teminat mektubunun güncellenmiş değerine sözleşmeyi haklı sebeple feshettiği taktirde hak kazanabileceğinden ve bu hususta yargılama İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/596 esas sayılı dosyasında devam etmekte olduğundan ilk derece mahkemesi tarafından bu dava 6100 sayılı HMK’nın 165/1. maddesi gereğince bekletici mesele yapılması gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.10.2018 tarih 2017/370 E – 2018/1194 K sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
6-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 10.12.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.