Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/745 E. 2023/1847 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/745
KARAR NO: 2023/1847

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2020
NUMARASI : 2014/395 ESAS – 2020/699 KARAR

DAVA KONUSU : İtirazın İptali
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.11.2023

İSTEM:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette pazarlama elemanı olarak bir müddet çalıştığını, İş aktinden doğan herhangi bir alacak veya vereceğin söz konusu olmadığını, davalı tarafın zaman zaman ödemelere sıkışması nedeniyle müvekkilinin parasını faizsiz sadece yardım amaçlı ödünç olarak kullandığını, müvekkilinin davalının talebi üzerine 29.300,00 TL’yi elden verdiğini, daha sonra şirket çalışanlarından …’de para olduğunu gidip ondan almasını söylendiğini, müvekkilinin …’den 12.09.2009 tarihinde tahsil ettiğini, aynı gün banka hesabına yatırdığını, davalının müvekkilinden tekrar para istediğini, müvekkilinin de bunda bir sakınca görmeyip hesabından davalı şirketin hesabına havale ettiğini ancak müvekkilinin parasını alamayınca davalıya gönderilmek üzere İzmir 22. Noterliği’nin 09.12 2010 tarih ve 18173 sayılı ihtarnamesini keşide ettiğini, ihtarnamenin davalıya 15.12.2010 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının bu ihtarnameye cevap vermediğini, temerrüde düştüğünü, müvekkili tarafından davalı aleyhine İzmir 24 İcra Müdürlüğünün 2011/260 E. Sayılı dosyası ile takip başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu beyanla davalının ileri sürmüş olduğu itirazın iptali ile duran icra takibin devamına, davalı-borçlunun haksız itiraz nedeniyle alacağın %40 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, ödeme emrini aldıklarında İzmir 24, İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz ettiklerini, yetkili İcra dairesinin İstanbul Merkez İcra Dairesi olduğunu belirttiklerini, davacının belirtmiş olduğu muayyen alacağın söz konusu olmadığını, davacının herhangi bir alacağının olmadığı gibi tam tersine müvekkiline borcunun olduğunu, davacı aleyhine Üsküdar 5. İcra Müdürlüğünün 2011/3259 sayılı dosyası ile asıl alacak 3.000,00 TL, için 4 adet bonoya dayalı olarak icra takibi başlattıklarını, davacının öncelikle alacak davası açıp iddia ettiği gibi alacaklı ise alacağını hüküm altına almak yolunu seçmesi gerekirken gerçekte olmayan bir alacağı için yetkisiz icra dairesinde takip açtığını, müvekkilinin ülkenin en büyük 2. Kapı üreticisi olduğunu, ödemelerde sıkışmasının söz konusu olamayacağını, davacının pazarlama elemanı olarak çalıştığını, şirketin kendi elemanından yardım amaçlı ödünç para aldığı iddiasının kasıtlı aşağılayıcı çirkin bir iddia olduğunu, bu iddiayı kesinlikle red ettiklerini, müvekkilinin … isimli müşterisinin 12.09.2009 tarihinde 29.300,00 TLlik sipariş verdiğini, parayı … isimli personelin elden teslim aldığını, aynı gün davacıya elden teslim ettiğini, davacının bu parayı aynı gün müvekkilinin şirket hesabına yatırması gerekirken öyle yapmayıp önce kendi hesabına yatırdığını, daha sonra havale çıkararak müvekkilinin hesabına aktardığını, davacının müvekkilinin hesabına yatırmış olduğu paranın iddia edildiği gibi yardım amaçlı ödünç bir para olmadığını, müvekkilinin müşterisinden sipariş bedeli olarak tahsil edilen para olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davanın yetki yönünden reddini, davanın tamamen haksız, dayanaksız ve kötü niyetle açılmış olması nedeniyle esastan da reddini, davacının % 40 tan az olmamak üzere, taraflarına % 100 tazminat ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
MAHKEME:
“……Mahkememizce davalı taraf defterleri üzerinde inceleme yapan SMMM bilirkişi …’un raporunun denetime elverişli ve açık olması nedeniyle itibar edilmiş, buna göre; davalı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, incelenen defter ve bordrolardan, davacının davalı şirkette hiçbir hak ve alacağının kalmadığı yönünde ibraname verdiği, dava dışı …’den tahsil edilen dava konusu 29.300,00 TL.’nin 12,09.2009 tarihi itibarıyla davacının cari hesabına borç, dava dışı … cari hesabına alacak olarak kaydedildiği, 14.09.2009 tarihinde davacı tarafından banka havalesi ile gönderilen 29.300,00 TL.’nin davalı şirket kayıtlarında davacı yana ait … hesabına alacak, Bankalar hesabına borç kaydedildiği,12.09.2009 tarihinde dava dışı firmadan tahsil edilen 29.300,00 TL.’nin davacı cari hesabına alacak, 20.10.2009 tarihinde davalı tarafından dava dışı … adına düzenlenen faturaların borç kaydedildiği, davacının; dava konusu yaptığı alacak tutarının davalının ticari ilişki içinde olduğu anlaşılan dava dışı …’den davalı adına tahsil edilen sipariş avansı tutarı olduğu, nitekim davacının mahkememizce isticvabında da müşteriden alınan paranın davacıya teslim edildiğine ilişkin belge altındaki imzayı da kabul ettiği, her ne kadar davacı, takibe konu asıl alacak miktarını davalıya ödünç olarak verdiğini iddia etmiş ise de; davacının bu iddiasını yazılı delille ispat edemediği, ispat yükünün davacı tarafta olduğu, davacı hakkında Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/424 esas, 2013/265 esas sayılı dosyasında verilen beraat kararının hukuk mahkemesini bağlamayacağı, davacının yemin deliline de dayanmadığı, bu sebeple davacının davasını ispatlayamadığı vicdani kanaatine varılmakla, davanın reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi ile;
“Davanın Reddine” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davacı vekili, dava dilekçesindeki iddialarını tekrar müvekkilinin yargılandığı ceza dosyasında beraat ettiğini, maddi ve manevi olarak çok zarar gördüğünü, dava ve takip konusu senedin emre yazılı senet niteliğinde olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirilmesine, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunmasına, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulmasına, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edilmesine, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olmasına, mahkeme hükmünün yasal unsurları taşımasına, özellikle davacının davalıya ödünç verdiğini yasal ve yeterli delillerle kanıtlayamamış olmasına göre ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davacının, İzmir 3. Asliye Ticaret
Mahkemesi’nin 10/11/2020 tarih ve 2014/395 E. 2020/699 K. sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3)İstinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan kısmının HMK’nın 333/1. maddesi uyarınca yatırana iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 02.11.2023 günü oy birliği ile karar verildi.