Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/416 E. 2023/701 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/416
KARAR NO : 2023/701

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2022
NUMARASI : 2022/400 ESAS – 2022/706 KARAR

DAVA KONUSU : Alacak
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/04/2023

Yukarıda bilgileri yazılı bulunan, ” … sözleşmenin sona ermesi nedeniyle davacının ödemek zorunda kaldığı “dağıtım bedeli, enerji fonu, TRT payı, belediye tüketim vergisi” ile sözleşme sona ermeseydi davacının ödeyeceği “dağıtım bedeli, enerji fonu, TRT payı, belediye tüketim vergisi” arasındaki farktan davalı yüklenicinin sorumlu olduğu dikkate alınmak suretiyle, bu yönde dosyanın tevdi edileceği yeni bilirkişiden taraf itirazlarını karşılayacak da şekilde rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesine,” dair Dairemize ait 05.05.2022 tarihli 2021/694 esas – 2022/937 karar sayılı ilam sonrası yeniden yapılan yargılama sonunda verilen kararın istinaf yolu ile incelenmesini davalı vekilinin yasal süre içerisinde istemesi üzerine, dosyadaki tutanak ve belgeler okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü.

İSTEM:
Davacı vekili, davacı idarenin, … Şube Müdürlüğü, … Ajans Amirliği, … Ajans Amirliği ve bunlara bağlı iş yerlerinde bulunan tesislerin 01.11.2017 – 31.10.2018 tarihleri arasında elektrik enerjisini temin etmek üzere davalı ile sözleşme yapıldığını, davalı şirket sözleşme gereği bir yıl boyunca temin etmesi gereken elektrik enerjisini, 31 Temmuz 2018 tarihine kadar yerine getirdiğini, ancak … AŞ (… ) tarafından; Yönetmeliğin 132/E maddesi hükümlerine göre Temmuz 2018 dönemi uzlaştırma bildirimine esas faturasını ödemeyerek temerrüte düştüğü ve teminat çağrısı yapılmasına rağmen gerekli teminatını tamamlamamış olduğu gerekçesiyle, davalı şirketin 01.08.2018 tarihinden geçerli olmak üzere portföyü boşaltılarak, portföyünde bulunan aboneliklerin EPDK onaylı son kaynak tedarik tarifesinden devam ettirilmek üzere yetkili dağıtım şirketlerine aktarıldığından, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarına ilişkin enerji temin borcunu ifa etmediğini, bu aylarda tüketilen enerjinin yetkili … ve … üzerinden EPDK onaylı son kaynak tedarik tarifesinden sağlandığını, davalı şirket tarafından sözleşme ile, eki teknik ve idari şartnamelerde taahhüt edilen 1.200.000 kwh enerjiden 892.672 kwh’ın sözleşme fiyatı üzerinden tedarik edildiği halde kalan 307.328 kwh enerjinin, son kaynak tedarik tarifesinden tedarik edilmiş olması nedeniyle davacı Kurum tarafından sözleşme dönemi içerisinde son tedarikçi firmalara fazladan 47.106.32 TL ödenmek zorunda kalındığını ileri sürerek; şimdilik 47.106,32 TL Kurum zararının vade tarihlerinden işleyecek %12,72 sözleşme faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, taraflar arasında 2.10.2017 tarihinde 01.11.2017 – 30.10.2018 tarihleri arasında 12 ay süre ile enerji satışı için sözleşme akdedildiğini, davalı şirketin sözleşme süresince üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi ifa ettiğini ancak mücbir sebeple elektrik tedarikine devam edemeyeceğinden davacı tarafın zararına yol açmaksızın ve davacının bilgisi dahilinde portföyünü devrettiğini, bu durumun davalı şirket’in yetki ve kontrolü dışında vuku bulduğunu, davalı şirket’in sözleşme kapsamında kusurundan kaynaklanan herhangi bir ihlali bulunmadığını, davalı şirket’in portföyünün … tarafından boşaltıldığı açık olup, bu durumun mücbir sebep teşkil etmekte olduğunu, davalı şirketin sözleşmeyi feshettiğine ilişkin beyanda bulunmadığını, ancak bu durumun sebebi ile elektrik tedariki sağlayamayacağını ifade etmiş olduğunu, davalı şirketin portföy devri ile sözleşmeyi feshetmiş sayılamayacağı gibi idareyi zarara uğratmış da olmadığını, sözleşme feshinin davacı tarafından yapılmış kabul edilmesi gerektiğini, sözleşmeyi fesheden tarafın sadece menfi zararını isteyebileceğini, müspet zarar talep edilemeyeceğini; faizin feri bir alacak olduğunu, feshedilen sözleşmeye dayalı sözleşmesel faiz oranı talep edilemeyeceğini, davalı şirket’in yaşadığı aşırı ifa güçlüğü durumunu kabul etmeyen davacı tarafın teminat bedelini haksız bir şekilde irat kaydettiğini, taraflar arasında akdedilmiş olan 2.10.2017 tarihli sözleşmenin 7.1.1. maddesi ile dağıtım bedeli enerji fonu, TRT payı, belediye tüketim vergisi ve ilgili mevzuat gereğince oluşabilecek yeni gider kalemleri ile vergi ve fonlar teklif fiyata dahil olmayıp yükleniciye ilgili mevzuat çerçevesinde ayrıca ödeneceğinin kararlaştırıldığını, söz konusu ödemelerin zarar kalemi olarak istenmesinin mümkün olmadığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
MAHKEME :
“Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dosya tarafları arasında yukarıda belirtildiği üzere 02/10/2017 tarihinde 12 ay süre ile geçerli olacak şekilde enerji satışına dair sözleşmenin imzalandığı, söz konusu sözleşme ile davalının “orta gerilimden enerji alan tek terimli Ticarethane aboneleri için aktif elektrik enerjisi” 1.100.000 kwh, orta gerilimden enerji alan tek terimli sanayi aboneleri için aktif elektrik enerjisi 100.000 kwh olmak üzere toplam 1.200.000 kwh enerji teminini taahhüt ettiği, sözleşmenin devamında davalı yanın kendi kusurlu işleminden kaynaklı olarak 01/08/2018 tarihinden geçerli olmak üzere portföyünün boşaltıldığı ve portföyünde bulunan aboneliklerinin EPDK onaylı son kaynak tedarik tarifesinden devam ettirilmek üzere yetkili dağıtım şirketlerine aktarıldığı, davalı tarafın bu kapsamda sözleşme ile üstlendiği edimini 2018 ylı Ağustos-Eylül ve Ekim aylarında yerine getiremediği ve belirtilen tarihlerdeki enerjiyi davacının dava dışı firmalardan sağladığı, her ne kadar davalı yanca edim yükümlülüğünün yerine getirilememesinin mücbir sebep olduğu belirtilmiş ise de davalı yüklenicin Enerji Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinin 132/E maddesine göre Temmuz 2018 dönemi uzlaştırma bildirimine esas faturasını ödemeyerek temerrüte düşmesi ve teminat çağrısı yapılmasına rağmen teminatını tamamlamamış olması nedeni ile kusurlu davranışının mücbir sebep oluşturmadığı kaldı ki bu durumun taraflar arası sözleşmenin 25. maddesi kapsamında belirtilen hallerden de olmadığı ve böylece bu hususa yönelik savunmasının yerinde görülmediği, davalının ifa olanağı ortadan kalkan sözleşmenin sona ermesine neden olduğu, sözleşmenin 7. maddesinde göre dağıtım bedeli, enerji fonu, TRT payı, belediye tüketim vergisi ve ilgili mevzuat gereğince oluşabilecek yeni gider kalemleri ile vergi ve fonlar teklif fiyata dahil olmadığı, iş sahibi davacı tarafından ayrıca ödeneceği hususunun kararlaştırıldığı göz önüne alındığında davalı taahhüdünün yerine getirilmediği sabit olan 01/08/2018 ile edim yükümlülüğünün geçerli olacağı son tarih olan 31/10/2018 tarihleri arası döneme ilişkin davalı edimini yerine getirseydi birim fiyat olan 0,2066 TL üzerinden “dağıtım bedeli, enerji fonu, TRT payı, belediye tüketim vergisini”de davacı iş sahibi ödeyeceğinden bu döneme ilişkin tahakkuk edecek yani davacı edimini yerine getirseydi davacının ödeyeceği KDV dahil fatura bedelinin hükme esas alınan rapordan da anlaşılacağı üzere 97.087,73 TL olacağı, davacının bu hesaplanan fatura bedeli kadar ödemede bulunmasa bile 01/08/2018-31/10/2018 tarihleri arası döneme ilişkin davacının tahakkuk eden aktif enerji tüketim bedelinin son kaynak tedarik tarifesine göre hesaplanması nedeniyle fazladan ödemek zorunda kaldığı “dağıtım bedeli, enerji fonu, TRT payı, belediye tüketim vergisini” davalı yükleniciden talep edebileceği bu kapsamda davacının … ve … isimli şirketlere ödemek zorunda kaldığı toplam fatura bedelinin yukarıda da belirtildiği gibi (her ne kadar bilirkişi raporunda farklı hesaplanmış ise de yeniden yukarıda belirtildiği şekilde yapılan hesaplama göz önüne alınarak) 145.713,29 TL olduğu, dolayısı ile aradaki fark tutarı olan 48.625,56 TL’lik fazla ödemede bulunulması sebebiyle zarara uğradığı ve söz konusu zarardan davalının sorumlu olduğu, davalı yanca her ne kadar alınan teminatın irat kaydının yerinde olmadığına yönelik savunmanın yanı sıra bu teminatın miktarı yönünden mahsup talebinde bulunulmuş ise de az yukarıda da belirtildiği gibi sözleşmenin ifa imkansızlığı nedeniyle sona ermesine sebep olan davalı eylemi nedeniyle davacının zararı ortaya çıktığından davacının teminatı gelir kaydetmesine yönelik işleminin yerinde olduğu gibi bunun davacının zararından mahsup yönündeki talebinin yerinde olmadığı dolayısı ile davalının bu hususlara yönelik savunmasının da yerinde görülmediği anlaşılmakla her ne kadar davacı yanca kaldırma ilamı öncesinde iş bu davadaki talebinin 48.799,03 TL olarak yükseltildiğine dair ıslah dilekçesi sunulduğu göz önüne alınmakla birlikte yukarıda açıklanan nedenler ile açılı davanın kısmen kabulü ile 48.779,03 TL’nin 31/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek %12,72 oranındaki sözleşmesel faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle,
“Davanın KISMEN KABULÜ ile 48.625,56 TL’nin 31/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %12,72 oranındaki sözleşmesel faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davacı vekili, ödeme tarihinden itibaren faiz işlemesi gerektiğini, faiz başlangıç tarihi olarak mahkemece 31.01.2019 tarihinin esas alınması hatalı olduğunu istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili, yukarıda “cevap” kısmında yer verilen savunmalarına ek olarak, mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından toplam fatura bedeli üzerinden müvekkil şirket’in sadece teklife konu ettiği aktif tüketim bedeli toplamının çıkarılmasının doğru bir hesaplama yöntemi olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen elektrik enerjisini teminine ilişkin sözleşmenin 01.08.2018 tarihinden itibaren ifa edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmin istemine ilişkin olup, istinaf başvuru sebepleri ve kamu düzenine çerçevesinde Daire önüne gelen uyuşmazlıklar dikkate alınarak yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
Dairemiz kaldırma/gönderme ilamı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına göre incelenen kararın; dava dosyası kapsamında mevcut maddi delillere uygun, Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçelere dayandığı, delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik ve kamu düzenine aykırı bir halin varlığının tespit edilemediği dikkate alınmak sureti ile davacı ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davacı ve davalı vekillerinin, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.09.2022 tarih ve 2022/400 Esas – 2022/706 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurularının HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-a)Yeteri kadar harç alınmış olduğundan davacıdan harç tahsiline yer olmadığına,
b-Alınması gereken 3.321,61 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 831,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.490,61 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3)İstinaf giderlerinin yapanların üzerinde bırakılmasına, istinaf giderinin kullanılmayan kısmının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca ilgilisine iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 06/04/2023 günü oy birliği ile karar verildi.