Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/1799
KARAR NO : 2023/1756
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 08/09/2023
NUMARASI : 2023/695 ESAS
DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 18.10.2023
İSTEM: Davacı vekili, Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Elektrik Enerjisi Tedarik ve Satış Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili tarafından davalı şirkete satmış olduğu elektrik enerjisine ilişkin 31/10/2022 tarihinde fatura düzenlediğini, fatura için 21.11.2022 tarihine kadar ödenmek üzere vade belirlendiğini, fatura tutarının 156.060,14-TL olduğunu, ancak faturanın davalı şirket tarafından ödenmediğini, fatura bedelinin sabit olmakla birlikte fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı olduğunu, imzalanan sözleşmenin ”Ödemeler” başlıklı maddesinin 51.maddesinde gecikme zammı oranında vade farkı yansıtılacağının belirtildiğini, buna göre 21 Temmuz 2022 tarihinden itibaren aylık %2,5’e arttırılmış olduğundan, somut olaya belirtilen gecikme zammı oranı uygulandığında
21.11.2022- 23.01.2023 arası işlemiş vade farkı aylık %2,5 olmak üzere toplam 8.193,16-TL olduğunu dolayısıyla işbu davaya konu icra takibinin asıl alacağının 164.253,16-TL olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki sözleşmeye göre elektrik enerjisi tedariki, 2021 Ekim – 2022 Ekim tarih aralığında toplamda 13 ay olmak üzere yapıldığını, 3 ay olan Ağustos, Eylül, Ekim 2022 dönemi faturalarının davalı şirket tarafından yüksek tüketim itirazıyla ödenmediğini, yapılan itiraz neticesinde elektrik sayaçlarının okumasını yapan görevli dağıtım şirketi olan …A.Ş.’ye müvekkili şirket tarafından başvuru yapıldığını, sayacın sökülüp incelendiğini ve test sonucunda sayaçta hiçbir arıza olmadığının ortaya çıktığını, ödenmeyen faturanın tahsili amacıyla İzmir 18.İcra Müdürlüğünün 2023/869 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalı borçlu şirketin borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek öncelikle teminat karşılığı davalı şirketin taşınmazları ve araçları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davalının borca ve icra takibine yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı henüz cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Mahkemece, mülkiyeti uyuşmazlık konusu olmayan taşınır ve taşınmaz mallar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN: Davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dava dilekçesindeki iddialarına ek olarak ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava itirazın iptali istemine ilişkin olup davacı tarafından yargılama sırasında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edilmesi üzerine ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacı tarafça bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
6100 sayılı HMK’nın ihtiyati tedbiri düzenleyen 389. Maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” denilmiş olup davanın taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden doğan alacağa ilişkin olduğu, üzerine tedbir konulması istenilen taşınır, taşınmaz malların davanın konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Yargılamaya konu alacağın, konusunun karşı tarafın herhangi bir mal varlığına ve hak ve alacağına dayanmadığı hallerde, yasa alacağın tahsilini garanti altına almak isteyen tarafa, yasal şartların oluşması halinde 2004 sayılı kanunun 258 ve devamında yer alan geçici hukuki koruma kararı alma imkanı tanınmış olup bu yasal hakkın aşılarak, davalının dava konusunu oluşturmayan menkul, gayrımenkul mallar üzerine ihtiyati tedbir talep edilmesi yasal düzenlemeye aykırıdır.
Belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar usul ve esas yönlerden yasaya uygun olmakla davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/695 esas sayılı dosyasında verilen 08.09.2023 tarihli ara kararına yönelik davacının istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından karşılanan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 18.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.