Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1775 E. 2023/1760 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1775
KARAR NO : 2023/1760

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2023
NUMARASI : 2023/374 ESAS – 2023/440 KARAR

DAVA KONUSU : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 18.10.2023

İSTEM:Davacı vekili; müvekkilinin Google Adwords sistemleri üzerinden İnternet Reklamcılığı ve Sosyal Medya Tasarım ve düzenlemeciliği faaliyeti yürüttüğünü, ilgili sertifika uyarınca, bağımsız müşterilere ulaşarak ilgili müşterilerin, google/facebook/instagram hesaplarının yönetimi, google bağlantılı reklamlarının yayına hazırlanması, marka bilinirliğinin google üzerinden arttırılması, reklamların google aramasında üst sıralarda yer almasının sağlanması ve bu hizmetlerin optimizasyonu olduğunu, davalının 17.09.2015 tarihinde karşılıklı imzalanan iş akdi uyarınca 16.03.2021 tarihine dek müvekkili adına söz konusu alanda çalıştığını, 08.02.2021 tarihinde müvekkilinin, eski müşterilerinden olan … A.Ş. ile halen çalışanı konumunda olan davalının bağımsız bir çalışma yürüttüğü bilgisini haricen öğrendiğini, ardından eskiden hizmet verdiği ancak bir anda hizmet ilişkisini sonlandıran eski müşterilerinden, …, … –…’ın da davalı ile bağımsız çalışma yürüttüğü ve bu hizmetin bedelinin davalı tarafından şahsı adına tahsil edildiği bilgisini edindiğini, …- … firmalarıyla ise müvekkilinin hiçbir iş/işlem çalışması olmamasına rağmen bu firmaların davalı ile bağımsız çalışma yürüttüğü ve bu hizmetin bedelinin davalı tarafından şahsı adına tahsil edildiği bilgisini edindiğini, davalının iş yeri dışında olduğu bir anda davalının kullanımında ve açık konumda bulunan bilgisayarda …- … ile bir yazışma yapıldığı hususunun fark edildiğini, akabinde davalı ile 23.02.2021 tarihinde davalı ile görüşüldüğünü, davalının, eski müşterilerden …-…’a bağımız şekilde sadece yardım ettiğini, bunun için bir bedel almadığını, sadece 10.01.2020 tarihinde …-… firmasından kendisine 435,00-TL’lik bir ödemenin sehven yapıldığını, bu ödemenin kendisi tarafından fark edilmediğini, ödemeyi hemen şirkete aktaracağını ifade ederek söz konusu bedeli birkaç gün sonra müvekkilinin hesabına aktardığını, ancak söz konusu bedelin müvekkili tarafından davacıya iade edildiğini, zira müvekkilinin o tarihte söz konusu firma ile ilgili yürüttüğü bir işlem/faaliyet bulunmadığını, bunun yanı sıra davalının … Şti. … (… ) için iş akdine aykırı şekilde ve müvekkilinin bilgisi olmaksızın aynı iş koluna giren alanda eğitim hizmeti ve yine aynı şekilde … Şti. … firması … (… ) için Google Adwords Hizmeti sunduğu ve bunun için ayrıca ücret aldığını öğrendiğini, davalının müvekkilinin çalışanı iken kendi namına google adwords kapsamında hizmet sunup bedel aldığını ve eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğini, davalı ile müvekkili arasında akdedilen 17.09.2015 tarihli iş sözleşmesinin 6.maddesi uyarınca davalının İzmir Büyükşehir Belediye sınırları dahilinde, iş akdi devam ettiği ve akit sonra erdikten sonra 5 yıl içinde müvekkili ile dolaylı ya da dolaysız şekilde rekabet etmeme yükümlülüğü bulunduğunu, davalı hakkında Karşıyaka Başsavcılığına Haksız rekabet ve haksız kazanç elde etme başlığı ile suç duyusunda bulunulduğunu, davalının Karşıyaka 3. Asliye Ceza mahkemesinin 2021/1-E ve 2022/898-K sayılı dosyası ile 27.11.2022 tarihinde davalı şüphelinin ‘sübut bulan haksız rekabet suçundan eylemine uyan Ticaret Yasasının 62/1-a maddesine göre takdiren ve teşdiden adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkili tarafından iş akdi haklı nedenle feshedilmeden davalı taraça feshedilerek Karşıyaka 3. İş Mahkemesinin 2021/236-E,2022/1063-K sayılı işçi alacakları konulu dava açtığını, açılan davanın 26.12.2022 tarihinde reddine karar verildiğini, iş akdinin sona erdirilmesinden sonra aynı iş kolu, alanı ve aynı bölge içinde kendine özel bir işletme kurarak rekabet yasağına aykırı şekilde halen devam ettirdiğini, taraflar arasında akdedilmiş iş sözleşmesinin F bölümü 6.maddesi uyarınca işçinin, iş akdi sona erdikten sonra, İzmir Büyükşehir Belediye sınırları içinde aynı iş konusunda 5 yıl boyunca rekabete tabi bir iş yürütmesinin yasaklandığını beyanla kendisine duyulan güveni kötüye kullanarak ve rekabet yasağına aykırı hareket ederek müvekkilini zarara uğratan davalının; iş akdi sürerken elde ettiği haksız kazancın ilgili banka kayıtlarından tespiti ile elde ettiği haksız kazancın(fiili zarar bedeli)( fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL nin) kendisine müşteriler tarafından ödendiği andan itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile müvekkiline ödemesine, iş akdi sona erdikten sonra iş akdinde yer alan rekabet yasağı gözetilerek yargılama sürecinde de işleyecek olan 5 yıllık süre boyunca rekabet yasağına aykırı şekilde davalının sürdürdüğü faaliyet sonucu elde ettiği gelirin tespit edilmesine, tespit edilen gelir miktarından az olmamak kaydıyla, haksız rekabet teşkil eden ticari faaliyetler sonucu elde ettiği kar oranında (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 14.000,00-TL) (“Türk Borçlar Kanunu’nun 446/1 maddesinin hükmü uyarınca, davacı şirketin malvarlığının mevcut durumu ile yasaya aykırı davranılmış olmasaydı arz edeceği durum arasındaki fark (müvekkilin yoksun kaldığı kar gözetilerek”) müvekkiline dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte maddi tazminat olarak ödemesine, haksız rekabet fiilleri ile müvekkilini müşterilerine kötüleyen, dava dilekçesinde belirtilen yargılama ve dava süreçlerinde verdiği ifadelerle( müvekkilimi vergi kaçırmak, mobbing uygulamak vb) gibi haksız ithamlarla karalayan ve müvekkilinin ticari faaliyet gösterdiği alanda prestij kaybı yaşamasına sebep olan davalının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL manevi tazminat ödemesine, iş sözleşmesinin, F bölümü 6.maddesince, iş akdi sona erdikten sonra 5 yıl boyunca aynı konu, alan ve yerde aynı işi yapması yasaklanmış olan davalının, aynı süre ve bölgesel alan ile sınırlı olmak üzere haksız rekabet fiillerine devam etmekten menine karar verilmesini talep ettiği, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; ticari işe ilişkin haksız rekabet sebebiyle açılan işbu tazminat davasının konusu bir miktar paranın ödenmesi olduğu için ikame olunmadan önce arabulucuya başvurulmasının zorunlu olduğunu bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, müvekkilinin davacının iş yerinde çalıştığı döneme ilişkin haksız rekabet yaptığı iddiasına ilişkin açılan davaya bakmakla görevli mahkemelerin İş mahkemeleri olduğunu, Haksız rekabet sebebiyle açılan davaların TTK madde 60 kapsamında; fiilin öğrenildiği günden itibaren bir yıl ve her hâlde bunların doğumundan itibaren üç yıl içinde açılması gerektiğini, müvekkilinin birçok iftira ile işten çıkartıldığını ve bu iftiralardan birinin de haksız rekabet iddiası olduğunu, müvekkilinin haklarını alamaması ve kendisine uygulanan mobing baskı ve iftiralar sebebi ile haklı sebeplerle iş akdinin İzmir 25. Noterliğinin 02/03/2021 tarih ve 04393 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğini, ihtarnamenin tebliğinden çok önce müvekkiline bu yönde iftiralar atıldığı dikkate alındığında 1 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin 2014 yılından beri uzman Google Adwords (yani Google Ads) hesap yönetici olduğnu, buna ilişkin eğitim ve uzmanlığının davacıda şirkette çalışmaya başladığı 17/09/2015 tarihinden çok önce Google firmasının kendisinin açmış olduğu … sistemi üzerinden sınavlara girerek aldığını, müvekkilinin satış temsilcisi olarak işe alındığını, müvekkilinin Google Ads üzerindeki uzmanlıkları ve sertifikaları kullanılmak suretiyle müşterilere hizmet sunulduğunu, davacının asıl yaptığı işin … sitesi adında demir çelik borsası olan site üzerinden müşterin anlık demir çelik fiyatlarına ulaşmasının sağlanması olduğunu, şirketin kuruluş amacı ve konusunun internet sitesi tasarımı ve programcılığı, internet üzerinden açık artırma ile yapılan perakende ticareti vs. hizmetler olduğunu, müvekkilinin iş tanımında reklam yöneticiliği ya da reklamcılık bulunmadığını, şuanda geçimini sağlamak için yaptığı işin de internetten ve sosyal medya üzerinden reklam yönetiminden ibaret olup davacı ile aynı alanda faaliyet göstermediğinden haksız rekabetin söz konusu olmadığını, müvekkilinin davacı şirkette maaş ve prim şeklinde anlaştığını en son işten ayrıldığı tarihte maaşının 8.000,00-TL olduğunu ancak ödemelerin 4.800,00-TL’sinin banka kanalı ile bakiyenin ve prim ödemelerinin elden yapıldığını, müvekkilinin tüm ödemelerin banka kanalı ile yapılmasını talep etmesi üzerine kendisine mobbing uygulanmaya başlandığını, müvekkilinin davacının müşterileri olan …, …, …, …-… ile haricen çalışıldığı ve para alındığı şeklinde asılsız iddialar ortaya atıldığını, Karşıyaka 3. İş Mahkemesinin 2021/236 E.- 2022/1063 K. Dosyasında dinlenen tanık beyanları incelendiğinde iddiaların asılsız olduğunun anlaşılacağını, müvekkilinin bilgisayarından elde edildiği iddia edilen verilerin Bursa BAM 3.HD. 2021/38 E:-2022/2434 K. Sayılı emsal kararında da belirtildiği üzere :” İşçi bilgilendirilmeden rızası dışında kullandığı bilgisayarının incelenmesi ile elde edilen bilgiler haklı fesih gerekçesi yapılamaz.” hükmü karşısında her ne kadar davacının bu yöndeki iddiaları doğru değil ise de müvekkilinin bilgisayarından elde ettiklerini iddia edilen delillerin hukuka aykırı delil olup hiçbir mahkemede kullanılamayacağını, … Şti – … (…) için iş akdine aykırı şekilde Google Adwords hizmeti sunulduğu iddiasının asılsız olduğunu, …Şti. -…’in kız kardeşi olup aralarındaki işin ticari olmadığını, …’nın müvekkilinin çok samimi arkadaşı olup hiçbir ticari iş ilişkisinin olmadığını, BK. GİŞ, TTK. ve İş Kanunu ile Yerleşik İçtihatlar gereği İş sözleşmesinin 6. Maddesinde belirtilen haksız rekabete yönelik sözleşme maddesinin işçi için bağlayıcı olmadığını, TBK madde 445/1 hükmü gereği Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.” Şeklinde olduğunu, müvekkilinin davacının bünyesinde çalışmaya başlamasından önce de internet ve sosyal medya üzerinden reklam işi yaptığını işçinin bu şekilde sınırlandırılmasının kanuna aykırı olduğunu, TBK’nun 444/2. Maddesine aykırı olduğunu, müvekkilinin TBK’nun 57. Maddesi kapsamında haksız rekabet teşkil edecek hiçbir davranışının bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Mahkemece, “Dava dilekçesinde, haksız rekabete dayalı maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunulmuştur. Mahkememizce 2023/247 esas sayılı dosyasının ön inceleme duruşması esnasında davacı vekiline sorulmuş ve davacı vekilince talep edilen manevi tazminatın davalının müvekkili firmada çalıştığı dönemdeki eylemlerine yönelik olduğu dile getirilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere iş sözleşmesi devam ederken yapılan eylemler nedeniyle bu döneme ilişkin davanın iş mahkemesinde görülmesi mümkün olup sonraki döneme ilişkin kısım mutlak ticari dava kapsamında kalmaktadır. HMK.’nun 114/1-c maddesi ile görevin dava şartı olması, 115. maddesi ile mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştırması, 138. maddesi ile öncelikle dava şartları ile ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği hükme bağlanmakla, davalının, davacı firmada çalıştığı dönemdeki eylemlerine yönelik olarak açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin davanın ticari dava olarak kabulünün mümkün olmadığı ve mahkememizin görevli olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak bu yöndeki talepler yönünden dosya tefrik edilerek mahkememizin görevsizliğine, görevin İş Mahkemelerine ait olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle;
“Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden REDDİNE,Görevli mahkemenin Karşıyaka İş Mahkemesi olduğuna” karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN: Davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde, taraflara tebligat yapılmadan işlem yapılmasının usulsüz olduğunu, mahkemenin görev hususundan önce davanın arabuluculuğa tabi olup olmadığını incelemesi ve sebeple davayı reddetmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, iş akdinin devamı sırasında davalı işçinin eylemleriyle işverene verdiği zararlar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, iş akdinin sona ermesinden önceki döneme ilişkin talepler yönünden dosyanın tefriki ile bu talepler yönünden mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Yasası’nın göreve ilişkin 5/1-a maddesinde, işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarında görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut olayda; davacı işveren, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında sözleşmeye aykırı olarak kendi namına iş alıp tahsilat yaptığını, bu sebeple zarara uğradığını ileri sürülerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Bu durumda tefrik edilen ve elde bulunan dosyadaki uyuşmazlığın taraflar arasında kurulduğu iddia edilen iş akdinden kaynaklanması nedeniyle davanın İş Mahkemesinin görevine girdiğinde kuşku yoktur.
Diğer taraftan davalı istinaf başvurusunda kendilerine tebligat yapılmadan görevsizlik kararı verildiğini ileri sürmüş ise de, dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, davalının ön inceleme duruşmasına dahi katıldığı, bu duruşmada tefrik kararı verildikten sonra dosya üzerinden görevsizlik kararı verildiği anlaşıldığından davalının bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Keza görev hususu mahkemeye ilişkin dava şartlarından olup zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartından önce incelemesi zorunlu olduğundan davalının buna ilişkin istinaf itirazları da kabul edilmemiştir.
Bu itibarla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davalı vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/06/2023 tarih ve 2023/374 Esas – 2023/440 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)Alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3)İstinaf giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4)İstinaf giderinin kullanılmayan kısmının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca davalıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, HMK’nin 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere olmak üzere 18.10.2023 günü oybirliği ile karar verildi.