Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1476 E. 2023/1487 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1476
KARAR NO : 2023/1487

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/04/2023
NUMARASI : 2023/294 ESAS – 2023/269 KARAR
DAVA KONUSU : Alacak (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.09.2023

İSTEM:
Davacı vekili, müvekkili …’ın 2018-2019 üretim sezonunda yetiştirdiği 30.960 KG – 41 renk ve 40 randıman pamuk ürününü davalı şirkete teslim ettiğini, müvekkili ürünlerinin davalı şirkete emanet işleminden belli bir süre sonra ürünlerinin bedellerini davalı şirketten talep ettiğinde davalı şirket geçici bir ödeme sıkıntısı içerisinde olduğunu ve en kısa sürede ödeme yapacaklarını müvekkiline belirttiğini ve oyaladığını, Söke 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/03/2023 tarih 2022/503 esas 2023/108 kararı ile davalı şirketin konkordato teklifinde İİK’nun 305. maddesinde b ve c bendinde öngörülen tasdik koşulları oluşmadığından ve şirketin kendi ticari faaliyetini yürütmeyip konkordato projesine aykırı olarak ana faaliyet konusu olan işletme binasını kiraya verdiğini ve izinsiz olarak durak varlık satışı gerçekleştirdiğini, bu nedenle konkordato talebinin reddine karar verildiğini 12/04/2023 tarihinde kesinleştiğini, bu süreçte müvekkilinin maddi ve manevi sıkıntıya uğradığını davalı şirketin aktifindeki malların enflasyon karşısında olağanüstü değerlenmesini borçlarının ise azalmasını akabinde müvekkiline 24/11/2022 tarihinde o gün ki pamuk değerinin kat ve kat altında 585.571,98-TL ödeme yapılmasıyla ikinci darbenin vurulduğunu, davalı şirket konkordato sürecinde hileli hareketlerde bulunduğunu, Söke 1. Asliye Hukuk Mahkemesini yanılttıklarını mahkemeye davalı şirket tarafından mal varlığının eksik bildirildiği, şirket aktifinde bulunmayan farklı plaka bir makineyi mahkemeye getirdiklerini, … Ziraat Odasına yanlış müzekkere yazılmasını sağladıklarını, dolayısıyla gerçekte şirket aktifinde bulunan 2007 model 09.14.15.004 plakalı sayılı … marka pamuk toplama makinesine tedbir şerhi konulmasını önlendiğini, 27/09/2022 tarihinde … ziraat odasında talep edilen izin neticesinde söke’de ki bir noterlikte 3. bir kişiye anılı makinenin satış işlemi gerçekleştiğini, haricen öğrendikleri üzere suça konu makineyi satın alan kişi, borçlu şirket yetkilisinin akrabası olduğunu, noter satış sözleşmesinde gösterilen satış rakamı da makinenin değerinin çok altında olduğunu, bu nedenlerle dava konusu pamuk ürününün fiili ödeme gününe en yakın tarihte … Ticaret Borsasında muamele gören en yüksek son işlem bedeli üzerinden hesaplanacak bakiye net tutarın olmadığı taktirde kısmi ödeme yaptığı 24.11.2022 tarihinde bakiye bedel yönünden temerrüde düştüğü kabul edilerek alacak miktarı belirlendiğinde arttırılmak üzere şimdilik 50.000 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren iişleyecek reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı, herhangi bir cevap vermemiştir .
MAHKEME:
“Davalının tacir olmayan gerçek kişi olduğu, açılan davanın nispi ve mutlak ticari davalardan olmadığı” gerekçesi ile;
“1.Davanın görev dava şartı yokluğundan HMK md 114/1-c ve 115/2 uyarınca usulden REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin Söke Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine ” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davacı vekili,müvekkilinin çiftçi olduğunu, ancak dava konusu tarım ürünlerinin 2018-2019 döneminde davalı fabrikaya emanet olarak sonradan ürün bedelinin fiili ödeme günündeki değeri ile ödenmek şartıyla teslim edildiğini, alacağın davalının ticari işletmesi ile ilgili olduğunu, bu nedenle eldeki davanın ticari dava olduğunu, diğer taraftan taraflar arasındaki işlemin satış işlemi olmadığını, dava konusu pamukların davalı fabrikaya emanet olarak teslim edilerek taraflar arasındaki vedia akdinin kurulduğunu, bu nedenle davanın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğini ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
GEREKÇE:
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasına ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Zira dava şartları incelenirken öncelikle mahkemeye ilişkin dava şartlarından işe başlamak gerekir. Sonra taraflara ve en son olarak dava konusuna ilişkin olanlar inceleme konusu yapılmalıdır. Örneğin hem husumet hem görev itirazı varsa mahkeme öncelikle görevli olup olmadığını incelemelidir. Yine bir davada görev, yetki, ve dava şartlarının yokluğu birleştiği takdirde öncelikle görev meselesinin çözülmesi gerekir. Çünkü, yetki ve dava şartlarına ilişkin hususları halledecek olan mahkeme, esas davayı görmeye görevli olan mahkemedir.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;
“Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık satış sözleşmesinden kaynaklı alacağa ilişkin olup, davacı tarafın tacir sıfatının bulunmamasından dolayı her iki taraf için mutlak veya nispi ticari dava niteliğine haiz olmayan davada davaya bakmaya genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Öyleyse, HMK’nin 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usul (görev) yönünden davanın reddine ilişkin kararda usul ve esas yönlerden hukuka aykırılık bulunmamasına göre davacı tarafça yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davacının Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/04/2023 tarih ve 2023/294 Esas ve 2023/269 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 89,95 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3)İstinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5)İstinaf giderinin kullanılmayan kısmının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca yatırana iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 12.09.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.