Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1223 E. 2023/1526 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1223
KARAR NO : 2023/1526

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2023
NUMARASI : 2022/723 ESAS – 2023/190 KARAR
DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.09.2023

İSTEM:Davacı vekili, müvekkili şirketin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından verilen ETS/9849 13/04374 nolu Elektrik Tedarik Lisansı kapsamında ülke genelinde son kullanıcılara elektrik enerjisi satışı faaliyetinde bulunduğunu, davalı şirketin 8798332000 -2051022000 – 5156543000- 10000033000 ve 00001297240 tesisat nolu 5 ayrı işletmesine indirimli elektrik enerjisi tedarik etmek üzere 05.10.2021 tarihinde ‘Yüksek Tüketimli Müşterilere Yönelik İkili Anlaşma’ imzalandığını, müvekkili şirket tarafından davalı tarafa sözleşmeye uygun olarak elektrik enerfjisi tedarik edilmiş olmasına rağmen, davalı tarafın ekteki borç listesinde belirtilen elektrik tüketim faturalarını ödemediğini, müvekkili tarafıdan davalı taraf ile akdedilen sözleşmenin haklı nedenle feshedilmek zorunda kafındığını ve sözleşme kapsamında feshe bağlı cezai şart bedeli tahakkuk ettirildiğini, sözleşmenin, davalının sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle feshedilmiş olması nedeniyle davalı tarafa cezai şart faturalarının tahakkuk ettirildiğini, bu faturaların ödenmemesi üzerine Merkezi Takip Sisteminin 2022/341855 esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, bu kapsamda davalı tarafından müvekkil firmaya sunulan teminat mektubunun nakde çevrildiğini ve borçlunun önce tüketim borçlarından mahsup edildiğini, ayrıca bu tutardan teminat mektubunun bakiyesi olan 2.119,39 TL’nin de EKT20223951 nolu faturadan mahsup edildiğini, bu nedenle borçlunun sadece 2.119,39 TL yünden itirazını kabul ettikleri, iş bu davayı ödenen tutar dikkate alınarak takibin kalan asıl alacak ve takip öncesi faiz toplamı 132.567,50 TL üzerinden harçlandırılarak ve yine bu tutar üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini beyanla davalının yetki itirazının reddine ve itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, uyuşmazlık konusunun ödenmeyen enerji bedellerinden oluşması nedeniyle uyuşmazlığın Tüketici Mahkemmesinde görülmesi gerektiğini, davacı taraf ile müvekkil şirket arasında elektrik tedariğine istinaden bir sözleşme imzalanmış ise de imzalanan sözleşmenin davacı tarafça müvekkiline ibraz edilmediğini, dilekçe ekinde sunulan sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, davacı tarafça müvekkilince imzalanan sözleşmenin sunulmaktan kaçınıldığını, bunun nedeninin tüketim bedelleri, sözleşme fesih şartları gibi sözleşmenin ana unsurlarının tek taraflı olarak değiştirilmesi olduğunu, davacı tarafça sözleşmenin süresinden önce feshedildiğini, teminat mektubunun haksız yere paraya çevrildiğini ve sözleşmenin süresinden önce feshedilerek müvekkilinin mağdur edildiğini, müvekkil şirketin akaryakıt istasyonu işlettiğinden elektrik enerjisinin ticaretin devamlılığı için temel unsur olduğu göz önüne alındığında faturalarını ödememiş olmasının düşünülemeyeceğini, tüketim birim fiyatlarının davacı tarafından tek taraflı olarak değiştirildiğini, davacı tarafın tedarik yetkisini kötüye kullanarak müvekkilini mağdur ettiğini, davacı tarafın sözleşmenin süresinden önce feshedildiği anda cezai şartın iadesi için müvekkil şirkete mail attığını, davacı yanın bu tutumunun bile sözleşmeyi haksız yere feshettiğini ispatladığını, müvekkilinin kullanmış olduğu enerji için davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu hususların kayıtlar tetkik edildiğinde ortaya çıkacağını, dava dilekçesinde alacağın varlığının hangi yıl veya aya, hangi sözleşme maddesine dayalı olduğunun bildirilmediğini, yapılan icra takibinde keza bu yönde herhangi bir dayanak belge sunulmadığının görüldüğünü, bu yönüyle alacağın yargılama gerektirmesi nedeniyle davacının kötü niyet tazminatı talebinin abesle iştigal olduğunu, takip tarihinden önce müvekkili temerrüde düşürülmediği için faiz talep edilmesinin mümkün olmadığını belirterek öncelikle görev yönünden itirazlarının kabulü ile esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, davalı adına sözleşmenin yetkili kişi tarafından imzalanmadığını, bu nedenle yetki şartının geçerli olmadığını, genel yetkili mahkemenin/icra dairesinin davalının yerleşim yeri olan Edirne mahkemeleri ve icra daireleri olduğunu, davalının takipte yetkiye de itiraz ettiğini, bu nedenle yetkili yerde takip yapılmadığı gerekçesiyle, açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN : Davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin davalının yetkilisi tarafından vekaletname verilen … isimli kişi tarafından imzalandığını, aynı tarihte grup şirketler tarafından çokca sözleşmenin … tarafından imzalanması nedeniyle sözleşmeye bu kişinin adının sehven yazıldığını, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin 16.7 maddesindeki mevcut yetkiye ilişkin düzenleme ve TBK’nın 89. Maddesi uyarınca para borcunun götürülecek borç niteliğinde olması nedeniyle İzmir İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle işin esası hakkında karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, elektrik faturasından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, yetkili yerde takip yapılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, HMK.nun 10. maddesinde, sözleşmelerden doğan davalar için özel bir yetki kuralı konulmuştur. Anılan maddeye göre; sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabilir.
Sözleşmenin yerine getirileceği yer ise, öncelikle tarafların açık veya zımni isteğine göre tesbit edilir. Bu yer belli ise, dava o yerde açılabilir. Ancak tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkındaki açık veya zımni isteğinin anlaşılamadığı hallerde, yetkili yer TBK. nun 89. maddesine göre belirlenir. Buna göre, davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da sözleşmede aksi kararlaştırılmadı ise, borç alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenir.
Davanın temelini oluşturan icra takibinin dayanağı fatura olup, dava bu niteliği itibariyle bir miktar para alacağına ilişkindir. TBK’ nın 89/1. ve HMK’nun 10.maddesi uyarınca alacaklı davacı şirketin muamele merkezinin bulundugu yer olan İzmir Mahkemeleri ve İcra Dairelerin de yetkili olduğu, davacının seçimlik hakkını da bu yönde kullandığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece; işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yersiz gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu itibarla, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a.3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.03.2023 tarih ve 2022/723 Esas – 2023/190 Karar sayılı kararının HMK’nin 353/1-a.4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2)Açıklanan eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3)Ödediği istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde davacıya iadesine
4)İstinaf kanun yolu yargılama giderlerinin, yeniden kurulacak hükümde gözetilmesine,
4)Artan istinaf gider avansının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-g maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile 15.09.2023 günü karar verildi.