Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/532 E. 2023/539 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/532
KARAR NO : 2023/539

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2021
NUMARASI : 2018/1101 E. 2021/910 K.
DAVA KONUSU : İtirazın İptali
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.03.2023
İSTEM:
Davacı vekili; davalının, davacı idarenin konut dışı su abonesi olduğunu, davalı şirket müdürünün 09.06.2009 tarihinde davacı idare ile abonelik sözleşmesi imzaladığını ve 256,61 TL teminat yatırdığını, davalı şirketin ödenmemiş borcu nedeniyle İzmir 20. İcra Dairesi tarafından 2018/597 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının borca itirazı nedeniyle takibin durduğundan bahisle davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Mahkemece yapılan yargılama sırasında davalıya usulüne uygun olarak tebligat çıkartılmış olmasına rağmen davalı tarafça esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
MAHKEME:
“…..her ne kadar davalı şirket tarafından icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde davaya konu sayacın bulunduğu adresten davalı firmanın 15.09.2009 tarihinde ayrıldığı bildirilerek davalı tarafın sorumlu olmadığı iddia edilmiş ise de, taraflar arasında 09.06.2009 tarihli abonelik sözleşmesinin imzalandığı, iş bu sözleşmenin imzalanması sırasında 256,61 TL teminatında davalı tarafça ödendiği, davaya konu aboneliğin iptal edilmesi yönünde davalı şirket tarafından davacı idareye müracaat edildiğine dair herhangi bir belgeye dosya içerisinde rastlanmadığı, adresini terk eden abonenin idareye müracaat ederek aboneliğini sonlandırmasının gerektiği, aboneliğini sonlandırmayan davalının taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacı idareye karşı sorumluluğunun devam ettiği, bu nedenle ilgili yasal düzenlemeler gereği tahakkuk ettirilen su bedelinden davalının sorumlu olduğu sonucuna varıldığı bildirilmiş olmakla mahkememizce bilirkişi raporundaki bu görüş aynen benimsenmiş olup, davalının davaya konu sayacın bulunduğu aboneliği iptal ettirdiğine dair herhangi bir belge dosyada bulunmadığı için davaya konu sözleşme kapsamında yasal mevzuat uyarınca takip tarihi itibariyle hesaplanacak tutardan davalının sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır.” gerekçesi ile;
” Davanın KABULÜNE, davalı borçlunun İzmir 20. İcra Dairesi’nin 2018/597 Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 9.777,47 TL asıl alacak, 1.409,91 TL işlemiş faiz, 253,78 TL işlemiş faizin %18 KDV’si, 5.595,68 TL mahsup öncesi kalan faiz olmak üzere toplam 17.036,84 TL üzerinden, takip tarihinden itibaren 9.777,47 TL asıl alacağa yıllık %16.80 oranında temerrüt faizi ve faizin KDV’si işletilerek takip talepnamesindeki diğer koşullarla takibin devamına,
Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 3.407,36 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davalı vekili, Yerel mahkemece takibin aynen devamına ve davalı tarafın icra inkar tazminatına mahkum olmasına yönelik karar verildiğini, bu davada davacı yanın davasını ispat edemediğini, bilirkişi raporlarındaki somut tespitin su sayacının arızalı olduğu yolunda olduğunu, davacı yanın davasını ispat etme yükümlülüğünün net ve açık olduğunu, davacı yanın bir sarfiyat yapıldığını kanıtlayamadığını, bu hususa dair dosyada tek bir delil olmadığını, dolayısıyla mahkeme kararı yerinde olmadığından davanın reddi gerekirken kabulü yolunda kararın hukuka uygun olmadığını, bozuk su sayacı ve davalının iş yerini tahliye edip gitmesinin dosyaya yansıyan en temel hukuki vakıalar olduğunu, su sarfiyatı iddiasının soyut olduğunu, davalı şirketin iş yerini tahliye etmesinden sonra iş yerinin dükkan sahibi …’a teslim olduğunun açık ve net olduğunu, davalı tarafça dosyaya Vergi dairesi iş yeri değiştirme evrakları sunulduğunu, davalı şirketin 11.09.2009 tarihinde ilgili adresten resmi olarak taşındığını, taşındığı gayrimenkulü de İş yeri sahibi …’a teslim ettiğinin malik … tarafından kabul edildiğini, söz konusu taşınmazın Malik … tarafından 25.09.2010 tarihinde … Şti.’ne, 01.09.2012 tarihinden itibaren ise… Şti.’ne kiraya verildiğini, bu şirketlerin … tarafından bildirilen tarihten sonra dava konusu su borcundan sorumlu olacaklarını ve bu nedenle her iki şirkete de davanın ihbarının gerektiğini, davalının bozuk sayaç ve soyut tüketim iddiası gibi sıhri kavramlar üzerinden mahkemece borçlu sayılmasının hukuka uygun olmadığını, davacının hizmet sağlayan olarak su sayacının bozuk yahut sağlam olmasından sorumlu olduğunu, kendi sorumluluğunda olan sayacın bozulması nedeniyle davacının kendi kusuruna dayalı olarak alacaklı hale gelmesinin hukuken kabul edilemez nitelikte olduğunu, davalının borca itiraz etmesinden daha doğal bir şey olamayacağından mahkemece % 20 inkar tazminatına mahkum edilmesinin dosyada yapılan yargılamaya karşı yersiz olduğunu, % 20 inkar tazminatına mahkum edilen davalının haklı bir itirazda bulunduğu mahkemece göz önünde bulundurulmadığından kararın kaldırılarak dosyanın yerel mahkemeye iadesinin gerektiğini beyanla yargılamanın duruşmalı yapılmasına, yargılama süresince davalının zarara uğramasının önlenmesi için icra takip dosyası hakkında Tehir-i icra kararı verilmesine, Yerel Mahkeme’nin 26.10.2021 tarihi ve 2018/1101 E. – 2021/910 K. sayılı kararlarının hukuka ve usule uygun olmaması nedeniyle kaldırılarak dosyanın yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından konut dışı abonelik sözleşmesi uyarınca su tüketim bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirilmesine, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunmasına, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulmasına, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edilmesine, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olmasına, mahkeme hükmünün yasal unsurları taşımasına, özellikle abonelik iptal ettirilmedikçe abonelik üzerinden yapılan tüketim nedeniyle fiili kullanıcı ile abonenin birlikte sorumlu olmasına göre ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davalı vekilinin, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/10/2021 tarih ve 2018/1101 E. 2021/910 K. sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2))Alınması gereken 1.163,79 TL nispi karar ve ilam harcından, davalı tarafça yatırılan 80,70 TL maktu harcın mahsubuna, bakiye 1.083,09 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3)İstinaf giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan kısmının HMK’nın 333/1. maddesi uyarınca yatırana iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15.03.2023 günü oy birliği ile karar verildi.