Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1603 E. 2022/1558 K. 04.08.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1603
KARAR NO : 2022/1558

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 16.06.2022
NUMARASI : 2022/306 ESAS
DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.08.2022

İSTEM :Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı kurum tarafından müvekkiline ait “…” isimli işletmeye gelinerek yapılan kontrol sırasında panonun ve işyerinde bulunan elektronik eşyaların fotoğrafı çekilerek gidildiğini, bilahare kendilerine tutanak ve kaçak elektrik faturası tebliğ edilmeden hakkında takibe girişildiğini, yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu, haklarında 746.738,57 TL tutarında kaçak tüketim tahakkuku yapıldığını, yapılan itirazın da kurumca reddedildiğini, tutanağın tutulmasının ve faturalandırmanın mevzuata uygun yapılmadığını, zira tutanağın abonenin kimlik bilgileri kısmının girilmediğini, tutanağın haricen ezbere düzenlendiğini, müvekkilinin tutanakta imzası bulunmadığını, tanık bölümlerine üç imza açılmasına rağmen iki imzanın bulunduğunu, tutanağın denetimden sonra müvekkilinin yokluğunda düzenlendiğini, tutanakta cihazların günlük kaçk saat çalıştığı, hangilerinin çalışmadığını, işyerinde vardiyalı çalışan olup olmadığının tespit edilmediğini, yine kaçak kayıt faturasında kaçak tarifedesi kw hesabının neye göre yapıldığının belirli olmadığını, gün hesabında da 156 gün kaçak tüketici cezası kesildiğini, kaçak öncesi ve sonrası tüketimin benzer miktarlarda olduğunu, müvekkilinin kaçak hat çekmesini gerektirir yüksek enerji tüketiminin bulunmadığını, kaldı ki taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinde kurulu güç 5,94 kWh iken, tahakkuk ettirilen faturada toplam gücün 62,94 kWh olarak tespiti üzerinden hesaplama yapılmasının hukuk yargılamasının doğasına aykırılık teşkil ettiğini, ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine, takibin durdurulmasına, mümkün olmadığı taktirde dosyaya giren paranın alacaklıya ödenmemesine, yine davalının elektrik enerjisini kesmemesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
CEVAP :Davalı, işlemin ve faturanın mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :Mahkemece, eldeki davanın harcı yatırılan 5.000 TL yönünden menfi tespit istemine ilişkin olduğu, buna bağlı olarak geçici hukuki koruma talepleri yönünden karar verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin aboneye bağlı elektriğin kesilmesi ve icra takibinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN: Davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek ihtiyati tedbir kararı verilmemesinin müvekkilinin mağduriyetine neden olacağını, kaldı ki İİK’nın 72/3 maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit davasında yargılamanın sonuna kadar icra takibinin durdurulmasına karar verilmesinin talep edildiğini, mahkemece bu talep kapsamında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verebileceğini, en azından harçlandırılan 5.000 TL yönünden bu kararın tesis edilebileceğini, talebin tümden reddine karar verilmesine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının bu yönden kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Taraflar arasındaki uyuşmazlık kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen fatura ve icra takibi nnedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı, kaçak elektrik tüketimi bulunmadığını belirterek ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş; mahkemece talebin reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
6100 Sayılı HMK’nın 390/1. maddesinde, ihtiyati tedbir, dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edileceği, aynı yasanın 390/3. fıkrasında ise, tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu,
6100 Sayılı HMK’nın 390/3. maddesinde ise; tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
Bu açıklamalara göre somut olayda; davacının ve davalı kurumun istem ve beyanlarının içeriği ve kaçak elektrik tespit tutanağı muhtevası, dosyada mevcut diğer delil durumu dikkate alınarak HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gereken yaklaşık ispat koşulunun gelinen aşama itibariyle oluşmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmesi doğru görülmüştür.
Bu itibarla, ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davacı vekilinin, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/306 esas sayılı dosyasında verilen 16.06.2022 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)Alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3)İstinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan istinaf giderlerinin davalıya iadesine,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 04.08.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.