Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1424 E. 2022/1655 K. 05.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1424
KARAR NO : 2022/1655

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2021
NUMARASI : 2021/149 E. – 2021/819 K.
DAVA : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/09/2022

İSTEM:
Davacı vekili, müvekkilinin … Mah. … Sokak, … adresindeki … Sosyal Tesislerini 18 yıldan bu yana işletmekte olduğunu ve bu işyeri için müvekkili ile davalı arasında 06.08.2015 tarihinde 22792971 tesisat nolu perakende satış sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin belirtilen tesislerde 2019 yılı başından itibaren elektrik kullanmasına rağmen kendisine herhangi bir fatura tanzim edilmemesi üzerine davalı şirkete giderek durumu araştırdığını ve 42.329,85-TL tutarında borcunun olduğunu öğrendiğini, ayrıca müvekkiline abonelik sözleşmesinin tek taraflı olarak fesih edildiğinin, yeni abonelik tesis edilebilmesi için yeni sözleşme imzalaması gerektiğinin ifade edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin 03.09.2019 tarihinde yazılı olarak “abonelik sözleşmesinin hangi sebeple ve hangi gerekçelerle fesih edildiğinin kendisine bildirilmesini” belirten dilekçeyi davalı şirkete vermesine karşılık davalı taraftan herhangi bir cevap alamadığını, bunun üzerine müvekkilinin borçlu duruma düşmemek için dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafça çıkarılan borcu ödediğini, müvekkili ile davalı arasında sözleşmenin “Sözleşmenin sona ermesi ve feshi” başlıklı maddesinde sözleşmenin feshedilebilmesi için ihtar gönderilmesi gerektiği belirtilmesine karşılık müvekkiline yazılı bir ihtarda bulunulmadığını, müvekkilinin hiçbir ihbar ve ihtarla temerrüde dahi düşürülmeksizin aboneliğinin fesh edilmesi, hukuken genel ilkelere aykırı olduğu gibi, sözleşmenin 18.maddesinin 8.bendine de açıkça aykırı olduğunu, yine müvekkiline tahakkuk ettirilen 42.329,85 TL tutarındaki faturanın hesaplanmasının da hukuka ve sözleşmeye aykırı olup, müvekkilinin geçmiş yıllardaki tüketimleri ve ödemeleri dikkate alındığında bu faturanın fahiş olduğunu, açıklanan nedenlerle; müvekkiline ait … Sitesi – … adresindeki sosyal tesislerde kurulu …. 1 tesisat nolu elektrik abonelik sözleşmesinin haksız fesih edildiğine, feshin geçersizliğinin ve sözleşmenin halihazırda geçerli ve yürürlükte oldsuğunun tespitine, müvekkilinden fazla tahsit edilen miktarın, önceki yıllardaki tüketim endeksleri mukayese edilerek hesaplanmasını ve fazla tahsil edilen miktar için şimdilik 15.000 TL’nın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … A.Ş. vekili,açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, reddinin gerektiğini, dava dilekçesindeki “Abonelik Sözleşmesine” ait 1 nolu talep yönünden perakende satış sözleşmesinin tarafı olan … A.Ş.’ne husumet yöneltilmesi Gerektiğini, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 12.09.2012 tarihli toplantısında; dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin, dağıtım şirketleri tarafından 01.01.2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine ilişkin hazırlanan “Dağıtım ve Perakende Satış Faaliyetlerinin Hukuki Ayrıştırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar” kabul edilerek 27.09.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlandığını, EPDK’nın bu kararı sonrası İzmir ve Manisa illerinde faaliyet göstermek üzere … A.Ş.’nin kurularak 13.12.2012 tarihinde ticaret siciline tescil edilerek kuruluş işlemlerinin tamamlandığını ve 01.01.2013 tarihinden itibaren bu şirketin perakende satış faaliyetini sürdürmekte olduğunu, bu çerçevede davacının abonelik sözleşmesine ilişkin işlemin müvekkil! … A.Ş.’nin faaliyet konuları arasında olmadığını, bu yüzden aboneliğin feshine ilişkin talebin tarafının … A.Ş. olduğunu, nitekim davacı tarafın dosyaya sunduğu perakende satış sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin tarafının … A.Ş. olduğunun görüleceğini, davacının elektrik faturası gelmeyince müvekkil şirketin veznesine geldiği yönündeki ifadesinin de doğru olmadığını, zira müvekkil şirketin veznesinin bulunmadığını, bu yüzden davanın dava dilekçesindeki 1 nolu talep yönünden husumet sebebiyle reddini talep ettiklerini, davacının, … A.Ş.’ne olan borcu sebebiyle kesilen elektriğini, mührü sökmek suretiyle birden fazla kere kaçak elektrik kullandığını, bu nedenle davaya konu faturaların tahakkuk ettirildiğini, davaya konu edilen Y/00767803 seri nolu ve 40.793,00 TL, Y/00769177 seri nolu ve 686,80 TL, Y/00782753 seri nolu ve 4.985,10 TL’lık faturaların kaçak elektrik kullanım faturaları olduğunu, davacı …’a ait …. tesisat nolu aboneliğin enerjisinin … A.Ş’ne olan borcundan dolayı Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 35. Maddesi gereği görevli tedarik şirketinin bildirimi üzerine kesildiğini, kesilen elektrik enerjisinin mühür sökerek tekrar bağlanması üzerine Y/00447437- Y/00447834 – Y/00462105 – Y/00466597 ve Y/00482819 nolu kaçak elektrik faturalarının tahakkuk ettirildiğini, daha sonra belirtilen tesisatta 2018 yılı yaz dönemi sayaç okumasının yapılamadığını, ardından 23.08.2019 tarihinde dava konusu edilen Y/00767803 seri nolu ve 40.793,00 TL . tutarındaki faturanın mühür sökerek kaçak elektrik kullanımı sebebiyle düzenlendiğini, bu faturanın ardından 26.08.2019 tarihinde tekrar mühür sökerek enerji kullanıldığı gerekçesiyle Y/00769177 seri nolu ve 686,80 TL tutarındaki faturanın düzenlendiğini, 23.09.2019 tarihinde tekrar aynı aboneliğe gidildiğinde mühür sökülerek kaçak elektrik kullanımı yapıldığının belirlenmesi üzerine bu kere Y/00782753 seri nolu ve 4.985,10 TL tutarlı faturanın düzenlendiğini, davacının aboneliğinde yapılan işlemlerin ve düzenlenen faturaların bu konudaki yasal mevzuata ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olduğunu, açıklanan nedenlerle; öncelikle dava dilekçesindeki 1 nolu talep yönünden; davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle husumetten reddine, dava dilekçesindeki 2 nolu talep yönünden; Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli mahkeme olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesine ve görevsizlik kararı verilmesi halinde görevli mahkemeye arabuluculuk müracaatı yapılmamış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, bunun kabul edilmemesi halinde davanın, zaman aşımı ve hak düşürücü süreye ilişkin itirazları doğrultusun usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME :
“Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmalar, İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/154 Esas 2019/113 Karar sayılı görevsizlik kararı, davacıya ait 22792971 tesisat numaralı Perakende Satış Sözleşmesi, davacıya ait …. tesisat numaralı sayaç tüketim endeks ve ödeme bilgileri, davacıya ait …. tesisat numaralı aboneliğe ilişkin cari hesap borç dökümü, davacı tarafından davalı şirkete yapılan 03/09/2019 tarihli başvuru dilekçesi, davacı tarafından 22792971 tesisat numaralı aboneliğe ilişkin olarak yapılan ödeme belgeleri, İzmir Arabuluculuk Bürosunun 2020/678 Dosya 2020/12265 Arabuluculuk numaralı 24/01/2020 başvuru tarihli 13/02/2020 tarihli arabuluculuk son anlaşamama tutanağı, mahkememizin 2020/60 Esas 2020/2020/225 Karar sayılı kararı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 14/10/2020 tarihli 2020/1863 Esas 2020/130 Karar sayılı kararı, mahkememizin 2020/546 Esas 2020/622 Karar sayılı kararı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 03/03/2021 tarihli 2021/2793 Esas 2021/315 Karar sayılı kararı, … Şirketi nezdinde bulunan, davacı …’a ait …. Tesisat numaralı sayaç kapsamında bulunan aboneliğe ilişkin olarak imzalanan abonelik sözleşmesinin feshedilip feshedilmediği, feshedilmiş ise hangi tarihte ve hangi sebeple feshedildiği, davacı …’a ait …. Tesisat numaralı sayaç kapsamında bulunan aboneliğe ilişkin olarak düzenlenen faturaların ve faturaların davacıya tebliğini gösterir evrak ve kayıtlar ile abonelik sözleşmesinin onaylı sureti, davacı …’a ait …. Tesisat numaralı sayaç kapsamında bulunan aboneliğe ilişkin sayaç okuma kayıtları, bahsi geçen sayaca ait 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin olarak düzenlenen enerji kullanım kayıtları, davacı … adına ait …. Tesisat numaralı sayacın bulunduğu adres itibariyle düzenlendiği iddia olunan kaçak elektrik tespit tutanakları ve faturalar, kaçak elektrik kullanımını gösterir fotoğraflar, davacı adına tahakkuk ettirilen 42.329,58-TL tutarındaki tesisat cari hesap borç dökümü bedelinin davacı tarafından ödenip ödenmediğine ilişkin olarak düzenlenen kayıtlar, Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişi ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 24/09/2021 havale tarihli raporları ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın davacıya ait abonelik sözleşmesi gereğince davacı adına tahsis edilen …. Tesisat numaralı sayaç kapsamında kullanılan elektrik aboneliği sebebiyle davalı şirket tarafından davacı adına fatura düzenlenmemesi ve bu sebeple kullanım bedellerinin davacı tarafından ödenememesi neticesinde davacıya ait abonelik sözleşmesinin feshedilmesi akabinde davacı adına tahakkuk ettirilen 42.329,58-TL tutarındaki tesisat cari hesap borç dökümü bedelinin davacı tarafından davalı şirkete ödenmesine rağmen, davacıya ait abonelik sözleşmesinin herhangi bir ihtarat olmaksızın feshedildiği iddiası kapsamında …. Tesisat numaralı sayaca ait abonelik sözleşmesinin haksız sebeple feshedildiğinin, feshin geçersizliğinin ve sözleşmenin halihazırda geçerli ve yürürlükte olduğunun tespiti ile davacı tarafından fazla ödendiği iddia edilen tesisat cari hesap borç dökümü bedelinin önceki yıllardaki tüketim endeksleri ile mukayese edilerek hesaplanması neticesinde davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, davanın ticari dava niteliğinde olduğu, yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları kapsamında istirdat davasının arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, dava şartlarının bulunup bulunmadığı mahkemece re’sen gözetileceği, dava şartı noksanlığını belirleyen hakimin davayı usulden reddetmekle yükümlü olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesi ile 6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3/1. ve 18/A. maddeleri gereğince dava tarihi itibariyle zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulması dava şartı olmasına rağmen davacı tarafça arabuluculuk başvurusu yapılmaksızın görevsiz mahkemede doğrudan dava açılmış olduğu, arabuluculuk dava şartının sonradan tamamlanabilecek dava şartlarından olmadığı mahkememizin hali hazırda kabulünde olmakla birlikte, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 03/03/2021 tarihli 2021/2793 Esas 2021/315 Karar sayılı kararı gereğince davanın esasına girilerek yargılamaya devam olunduğu, davacıya ait iş yerine ilişkin abonelik sözleşmesi ve sözleşmeye bağlı tüm evraklar ile davalı şirket tarafından tanzim olunan kaçak elektrik tespit tutanakları ve tutanaklara bağlı olarak davacı adına düzenlenen faturaların ve sair gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde mahkememizce yapılan görevlendirme sonucunda bilirkişi heyetinin 24/09/2021 havale tarihli raporlarında davacının, bu davaya konu ettiği 14/10/2017, 23/08/2019 ve 26/08/2019 tarihli kaçak elektrik faturaların yönetmeliğe ve tarifelere uygun hesaplandığı görüşüne varıldığını, davacının ödemesi gereken tutarın 14/10/2017 tarihli kaçak elektrik faturası olarak 578,70-TL, 14/10/2017 tarihli kaçak elektrik faturası gecikme zammı ve KDV bedeli olarak 272,45-TL, 23/08/2019 tarihli kaçak elektrik faturası olarak 40.793,00-TL ve 26/08/2019 tarihli kaçak elektrik kullanım faturası olarak 686,80-TL olmak üzere toplamda 42.330,95-TL olduğunu mütalaa ettikleri, davacının elektrik aboneliği kapsamında kendisine sunulan elektrik tedarikine ilişkin olarak düzenlenen faturaları ödememesi üzerine kesilen elektriğini ilgili mevzuata aykırı olarak izinsiz bir şekilde açmak ve mühür bozmak suretiyle kullanmaya devam etmesinin kaçak elektrik kullanımı olduğu, kaçak elektrik kullanımı sebebiyle davacı adına düzenlenen kaçak elektrik kullanımına ilişkin fatura bedellerinin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine ve söz konusu faturaların tahakkuk ettirildiği tarihlerde geçerli EPDK tarifelerine uygun olduğu, davacının adına tahakkuk ettirilen ve ödediğini belirttiği usul ve ilgili mevzuata uygun olarak düzenlenen fatura bedellerini davalıdan talep edemeyeceği, davacının bu talebi yönünden davasının usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatlayamadığı, davacıya ait …. tesisat numaralı Perakende Satış Sözleşmesinin davacı ile dava dışı … Şirketi ile imzalandığı ve davalı … Şirketinin abonelik sözleşmesinin tarafı olmadığı nazara alındığında, dava dilekçesine konu edilen haksız olarak feshedildiğinin ve hali hazırda geçerli olduğunun tespiti talebi açısından davalı … Şirketinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla, Perakende Satış Sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğinin ve hali hazırda geçerli olduğunun tespiti talebi yönünden davanın usulden reddine, istirdat talebi açısından davanın reddine, … Şirketi hakkında, en başından taraf olmadığı ve sehven dahil edilmesi akabinde kaydının silindiği iş bu dava açısından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle,
“1-Davacıya ait …. tesisat numaralı sayaç kapsamındaki aboneliğe ilişkin olarak imzalanan Perakende Satış Sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğinin ve hali hazırda geçerli olduğunun tespiti talebinin pasif husumet ehliyeti dava şartı yokluğu sebebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-e. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 115/2. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Fazla ödenen bedelin istirdadı talebinin REDDİNE,
3-… Şirketi yönünden HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA, ” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:

Davacı vekili, İşbu davanın öncelikle 01.10.2019 tarihinde 2019/154 E. numarasıyla İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup mahkemenin, davacının gerçek kişi bile olsa parekende satış sözleşmesinde tacir olduğundan bahisle sözkonusu ihtilafı ticari olarak nitelendirdiğini ve dosyayı görevsizlik kararı vererek asliye ticaret mahkemesine göndermiş olduğunu, yerel mahkemenin kendisinden daha üst konumdaki Bölge Adliye Mahkemesinin kararlarını hiçe sayarak iki kez aynı kararı vermiş olduğundan ve verilen bu kararların HMK m.353/(1-a) hükmüne açıkça aykırı olduğundan 3. kez istinaf kanun yoluna başvurmakta olduklarını, Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına giren bir davada dava şartı olarak arabulucuya gitme zorunluluğu bulunmadığını, dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine müteakip arabulucuya başvurulduğunu ve bu dava şartının ikmal edildiğini, harcın ödendiği 01.10.2019 tarihinde arabulucuya gitme zorunluluğu olmadığından dolayı taraflarına ihtiratlı davetiye çıkarılması gerekirken bu hususun eksik bırakıldığını, başvurdukları istinaf yolu sonucunda İZMİR BAM 21. HUKUK DAİRESİ taraflarını haklı bulduğunu ve verdiği 14.10.2020 tarih, 2020/1863 E.- 2020/130 K. sayılı kararında, yerel mahkemenin verdiği 30.06.2020 tarih, 2020/60 E.- 2020/225 K. sayılı kararını kaldırmış ve yargılamanın yenilenmesini istediğini, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 03.03.2021 tarihli 2021/379 E. – 2021/315 K. sayılı kararında bu hususta yine aynı yönde kanaat belirttiğini ve yerel mahkeme kararını tekrardan kaldırılarak dosyanın mahalline iadesine karar vermiş olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği kararlarının kesin ve emredici nitelik taşıdığından yerel mahkemenin bu kararlara uyma zorunluluğu bulunduğunu, yerel mahkemenin verdiği kararların; adil yargılanma ilkesine, hukukun üstünlüğüne, hukuki hiyerarşiye ve anayasadaki sair hükümlere tamamen aykırı olduğunu, yerel mahkemenin üst mahkemeleri tarafından uyarılmasına rağmen haksız olarak direnmeye devam etmesinin tarafsız olmadığı şüphesini de uyandırmakta olduğunu, dâhili davalı … A.ş. yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığı kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tedarikçi konumunda bulunan dağıtım şirketi ile pazarlayıcı konumda olan parakende satış şirketi abonelerle karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek 6325 sk 18/A-II, 6100 sk 115/2, 115/3 ve 165. maddelerinin uygulanmayıp yargılamanın uzamasına defalarca kez sebep vermek hukuka, kanunun özüne açıkça aykırı olduğundan ve HMK m.353/(1-a) hükmüne göre, kesin karara uyma zorunluluğu bulunduğundan istinaf başvurularının kabulüne haksız ve hakkaniyete aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,masraf ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
Dava, perakende satış sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle geçerli olduğunun tespiti ve fazla ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
Somut olayda; davacı, davasını … A.Ş.’ye yöneltmiş, davalının itirazı üzerine HMK’nın 124/3.maddesi gereğince elektrik şirketinin kendi iç yapısı nedeni ile husumette yanıldığını belirterek davanın doğru hasım olan … A.Ş.’ ye tebliğini talep etmiştir. Mahkemece, talebin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmadığı gerekçesiyle tarafta değişiklik talebi reddedilerek (bu konuda verilmiş kabule ilişkin ara kararından rücu edilmek suretiyle) davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Tarafta iradî değişiklik” başlıklı 124. maddesi gereğince, bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.
Bu açıklamalar ışığında davacının her iki istemi yönünden ayrı ayrı yapılan değerlendirmede;
a)Fazla ödenen bedele ilişkin istirdat talebi yönünden; istirdat talebine konu faturaların ve fatura dayanağı kaçak elektrik tutanaklarının … A.Ş. tarafından düzenlendiği, yine davacı tarafça ihtirazi kayıtla 05.09.2019 tarihinde yapılan ödemenin de bu şirkete yapıldığı dikkate alındığında bu istem yönünden dava dilekçesinde davalının yanlış gösterilmesinin, dolasıyla HMK’nın 124. maddesinin uygulanmasının da söz konusu olamayacağı belirlenmiştir.
b)Parakende satış sözleşmesinin haksız feshedildiği ve geçerli olduğunun tespitine ilişkin talep yönünden ise, husumetin … A.Ş. yöneltilmesi gerekirken dava dilekçesinde bu talep yönünden de … A.Ş.’nin davalı gösterildiği; ancak, sözleşmenin feshedilmesinin sebeplerinden birinin de davalı … A.Ş. tarafından düzenlenen kaçak elektrik tutanakları ve bunlara istinaden düzenlenen faturalar olması ve her iki elektrik şirketinin unvanları arasında benzerlik olması dikkate alındığında dava dilekçesinde davalının yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir yanılgıya dayandığı ve davalı … A.Ş ile … A.Ş. arasındaki ilişkinin davacı tarafından bilinmesinin beklenemeyeceği, bu durumda HMK’nın 124. maddesi gereğince davanın … A.Ş.’ye yöneltilmesi talebinin kabul edilerek bu istem yönünden de işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Anlatılan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun değinilen yönlere ilişkin olarak kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan HMK 353/1-a,4.6 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/10/2021 tarih ve 2021/149 Esas – 2021/819 Karar sayılı kararının HMK’nin 353/1-a.4.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2)Açıklanan eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3)Ödediği istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde davacıya iadesine,
4)İstinaf kanun yolu yargılama giderlerinin, yeniden kurulacak hükümde gözetilmesine,
5)Artan istinaf gider avansının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca yatırana iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-g maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/09/2022 oybirliği ile karar verildi.