Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/1352
KARAR NO : 2023/1403
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/02/2022
NUMARASI : 2020/143 ESAS – 2022/70 KARAR
DAVA KONUSU : Menfi Tespit
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.07.2023
İSTEM:
Davacı vekili, davacının, dava dışı … isimli kişiden 26.02.2019 tarihinde devir aldığı ve 01.03.2019 tarihinde faaliyete başladığı … … adresinde bulunan işyerinde kurulu olan ve abonesi dava dışı … olan … tesisat nolu abonelikte, davalı yanca kaçak elektrik kullandığının tespit edilerek, davacı hakkında kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini ve bu tutanağa dayanılarak 13.11.2019 son ödeme tarihli, 45.349,09 TL tutarlı faturanın tahakkuk ettirildiğini, söz konusu kaçak elektrik faturasına davacı yanca yapılan itiraz üzerine, davalı tarafından yapılan değerlendirme sonucu; eski faturanın iptal edilerek yerine 05.02.2020 son ödeme tarihli 36.193,35 TL tutarlı faturanın tahakkuk ettirildiğini, davacının, şube olarak çalıştırdığı bu işyerinde haksız fiil olarak yasalarda yer alan kaçak elektrik kullanma eylemi olmadığını, elektrik faturalarını düzenli olarak ödediğini, eğer elektrik sayacına yasal olmayan bir müdahale yapılmış ise, bu müdahalenin işyerini davacıya devreden kişilerce veya daha önceden yapılmış olabileceğini ileri sürerek; davacının, 05.02.2020 son ödeme tarihli 36.193,35 TL tutarlı faturadan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davacının kaçak elektrik kullanmış olduğunun tutanakla sabit olduğunu, davacıya ait … tesisat numaralı aboneliğe 25.10.2019 tarihli K/26900 zabıt numaralı protokolde “sayaç giriş çıkışını şöntlemek suretiyle kaçak elektrik kullanıldığı” tespiti ile kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenmiş olduğunu, söz konusu kaçak elektrik tespit tutanağı doğrultusunda 28653 kwh güç üzerinden 02.10.2019 – 25.10.2019 tarihleri arasına 23 gün günlük 8 çalışma saati ile 5272 kwh kaçak , 25.10.2018 – 02.10.2019 tarihleri arasına da 342 günlük kaçak revizyon hesaplaması ile 27222 kwh tenzil de uygulanarak toplam 45.343,09 TL tahakkuk oluşturulduğunu, davacının itirazı üzerine, 32234 kwh güç üzerinden 02.10.2019 – 25.10.2019 tarihleri arasına 23 gün günlük 8 çalışma saati ile 5931 kwh kaçak , 01.03.2019 – 02.10.2019 tarihleri arasına da 215 günlük kaçak revizyon hesaplaması ile 18742 kwh tenzil de uygulanarak toplam 36.193,35 TL tahakkuk oluşturulduğunu, tahakkuk eden faturanın yönetmelik hükümlerine uygun olduğunu, ihtirazi kayıt olmaksızın yapılan ödemenin istirdadının mümkün olamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmişlerdir.
MAHKEME :
“… tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının iş yerinde, faaliyete başladığı tarihin 01/03/2019 olduğu, kaçak elektrik tutanak tarihinin 25/10/2019 olup, sayaca, davacı …’dan önceki kiracının kullanım döneminde müdahale edildiği, sayaca yapılan müdahalenin ancak uzman kişilerce anlaşabilinecek nitelikte olması sebebiyle, davacının, müdahaleli sayacı, farkında olmadan, kullanmaya devam ettiği, bu haliyle, … A.Ş tarafından yapılan tespitin gecikmiş bir tespit olduğu, davacı şirketin uzun yıllar sayacı, uzman ekipler tarafından, denetlenmediğinden, sayaca yapılan müdahaleyi, kısa sürede tespit edemediği, kaçak elektrik kullanımını, iş yerini devir alan sonraki kullanıcı döneminde tespit edildiği, kaçak elektrik kullanımı ve sayaca müdahale davacıdan önce, başlamış olsa da, davacının kullanım döneminde, sayaca önceden yapılan müdahale nedeniyle, eksik faturalamanın söz konusu olduğu ancak sayaca müdahalenin davacı tarafından yapılmamış ve davacıdan çok daha önce başlamış olması nedeniyle, bu eksik tüketim bedelinin, davacıdan cezalı olarak değil, normal elektrik birim fiyatları ile tahsil edilmesi gerektiği ve davacının bu faturanın, … A.Ş tarafından 36.193,35 TL lik fatura toplamından, davacının 23.483,54 TL lik bölümünden borçlu olduğu, 12.709,81 TL lik bölümünden, borçlu olmadığı ve bu haliyle, davacının kendi kullanmadığı, döneme ilişkin, fatura bedellerine yönelik hesaplamanın bu haliyle yapıldığı, bilirkişi raporunda da belirtileceği üzere, müdahalenin davacı tarafından yapılmamış olması ve davacıdan çok daha önce başlamış olması sebebiyle, bu eksik tüketim bedelinin davacıdan, cezalı olarak değil, normal elektrik birim fiyatı ile, tahsil edilmesi gerekeceği bilirkişi raporuyla da açıkça belirtilmekle, ve davanın 12.709,81 TL lik bölüm yönünden davacının borçlu olmadığı kabul edilmekle ve bu husus bilirkişi raporuyla belirlendiğinden ve davacıdan önceki, dönemde, sayaca önceden yapılan müdahale nedeniyle, önceki kullanıcı tarafından sayaca müdahale edildiği de dikkate alınarak, davacının açmış olduğu davasında bilirkişi raporuyla belirlenecek fatura bedelini de bilebilmesi de mümkün olmadığından, kullanmış olduğu faturayı belirterek, bu yönüyle borçlu olmadığını belirtmiş ise de, tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, reddedilen miktar yönünden, davacı aleyhine, vekalet ücretine ve yargılama giderine, karar verilmemiştir,” gerekçesiyle,
“1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
12.709,81 TL lik bölümden, davalının borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davalı vekili, yukarıda “cevap” kısmında yer verilen savunmalarına ek olarak, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olan kaçak elektrik tespit tutanağının aksinin iddia eden tarafça ispatlanması gerekmekte olup, davacının fotoğraflarla ve tutanakla sabit olan, ayrıca OSOS kayıtları ve sayaca ait faz akım bilgilerini gösterir kayıtlarla da desteklenen kayıtların, aksini ispata elverişli hiçbir delil ileri sürememiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
Dava, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle davacı hakkında yapılan kaçak elektrik tahakkukundan dolayı kaçak elektrik bedelinden borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri ile kamu düzeni kapsamında Daire önüne gelen uyuşmazlıklar dikkate alınmak sureti ile yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu;
Davacının, dava konusu aboneliğin bulunduğu ve kaçak elektriğin kullanıldığı işyerini dava dışı …’dan devir aldığı tarihten sonra kaçak elektrik kullanım tutanağının düzenlendiği ve tüketilen elektrik enerjisinin fiili kullanıcısı olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlık kaçak elektriğin kullanıldığı işyerini devir alan ve mahkemece “sayaca müdahale etmediği ve müdahaleli sayacı, farkında olmadan, kullanmaya devam ettiği” kabul edilen davacının, kaçak kullanımdan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, davacı 01.03.2019 tarihinden itibaren dava konusu işyerini kullanmaya başlamıştır. 25.10.2019 tarihinde kaçak elektrik tutanağı düzenlenmiştir.
Kaçak elektriği fiilen kullanan kişinin haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak, bu sorumluluk abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmamaktadır. Kaçak elektrik kullanan şahsın haksız fiil hükümleri uyarınca, abonenin de sözleşmeden doğan sorumluluğunun bulunduğu, bu durumda kaçak kullanımdan her ikisinin de müteselsilen sorumlu oldukları belirgin olmasına göre, alacaklının alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebileceğinin kabulü gerekir.
Bu açıklamalar ışığında; dava konusu sayacın kurulu bulunduğu iş yerinde kaçak elektrik tutanak tarihinde fiili kullanıcı olan davacının, uyuşmazlığa konu dönemde fiili kullanıcı olarak kaçak kullanımının bulunduğu gözetildiğinde; sayaca dava dışı 3. şahıs veya şahıslarca müdahale edilmiş olmasının kaçak kullanımı bulunan davacının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, faturaya esas alınan dönemde fiili kullanıcı olan davacının tahakkuk eden bedelden sorumlu olduğu göz önünde bulundurularak; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve esas yönlerden hukuka aykırıdır.
Bu halde, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b.2 maddesi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
A)Davalı vekilinin, istinaf başvurusunun kabulü ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.02.2022 tarih ve 2020/143 Esas – 2022/70 Karar sayılı kararının, HMK’nin 353/1-b.2 maddesi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASINA ve ESAS HAKKINDA YENİDEN KARAR VERİLMESİNE;
B-1)Davanın reddine,
2)Davacı tarafından yatırılan 618,10 TL peşin harçtan, alınması gereken 269,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 348,25 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,,
3)Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4)Davalı taraf kendisini bir vekil aracılığı ile temsil ettirmiş olması sebebiyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6)Gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’ nin 333/1.maddesi uyanınca yatırana iadesine,
C-1)Ödediği istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde davalıya iadesine
2)İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından karşılanan istinaf gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kullanılmayan istinaf giderinin HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca ilgilisine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda KESİN olmak üzere 13/07/2023 günü oybirliği ile karar verildi.