Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1295 E. 2022/1647 K. 05.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1295
KARAR NO : 2022/1647

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2022
NUMARASI : 2021/656 E. – 2022/55 K.
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/09/2022
İSTEM:
Davacı vekili, davacı ile davalı taraf arasında Beşiktaş 12.Noterliğinin 4515 yevmiye sayılı 24 mart 2021 tarihli araç satış sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile … plaka sayılı Volkswagen 2017 marka modelli aracın davacı uhdesine geçtiğini, araç satın alınırken yalnızca su hasarlı şekliyle alınmış olmasına rağmen araçta davacının tespit edemeyeceği ve ilk etaptaki muayenesinde de belirlenebilir hasarın olmaması ve aracın tramer kaydında da sadece davacıya söylendiği gibi su baskınından dolayı hasarlı yazması nedeniyle davacının iradesinin davalı tarafça fesada uğratıldığını, davacının aracı alıp kullanmaya başladıktan sonra sıkıntılar yaşamaya başladığını, bunun üzerine ekspertiz raporu alındığını ve davalının beyanlarının tam aksine araçta birçok hasarın olduğu belirlendiğini ve aracın ayıplı olduğunun ortaya çıktığını, bunun üzerine davacının Beşiktaş 8.Noterliğinin 09/04/2021 tarih 02648 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile malın ayıplı olduğunu ve onarım bedelinin tarafına ödenmesini aksi takdirde yasal yollara başvuracaklarını ihtar ettiklerini ancak davalı tarafın İzmir 20. Noterliğinin 27/04/2021 tarihli 05057 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kabul etmediklerini bildirdiklerini, bu nedenle davacıya ayıplı satılan araç nedeniyle davacı tarafından yapılan onarım bedelinin davalı taraftan yasal faizi ile birlikte tahsiline, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafından ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davalının dava konusu … plakalı aracı … Aş. …. Km. No:… … adresinde faaliyet gösteren … AŞ. adlı şirketten 06.3.2020 tarihinde 200900024 araç dosya nolu satış ekspertiz ve teslimat raporuyla satın aldığını, raporda aracın “ön kaput lokal boyalı, sol ön çamurluk sökülüp takılmış” olarak, değişen kaporta parçasının olmadığı ve 52.000 km. de satıldığı yazılı olup ayrıca satıcı kurum davalıya şifahen sürtme sonucu hasarlandığı ve parçası dahi değişmediğinden airbaglerde sorun olmadığının söylendiğini, davalı olarak gösterilen davalının davada pasif husumet ehliyeti bulunduğunu, davacının dava konusu aracı davalıdan değil, davalının banka hesabına dosya ödemesi açıklamasıyla 24.3.2021 tarihinde 186.600 TL.’sı ödeme yapan … Şti.’den satın aldığını, bu nedenle kötü niyetli olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline, davacı tarafa disiplin para cezası uygulanmasına karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEME :
” Somut olayda, davalının tacir kaydının bulunmaması, davaya konu aracın hususi araç olduğu, bu haliyle davalının tacir niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde eldeki davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.” gerekçesiyle,
“1-Davacı tarafından açılan iş bu davada davalının tacir kaydının bulunmaması, davaya konu aracın hususi araç olması nedeniyle Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davalı vekili, yerel mahkemenin eksik inceleme yaparak hatalı karar verdiğini, davalının tacir olmadığı ve aracın hususi araç olduğunu, gerçekte davacı şirkete aracı davalının satmamış olduğunu, davalının aracı 02.02.2021 tarihine kadar yaklaşık 11 ay özel işlerinde yani arıza olarak hiçbir kaza yapmaksızın kullandığını ancak İzmir’de yaşanan sel felaketinde araç sel nedeniyle su içinde kalmış olduğunu, davalının durumu aracın sigortasını yapan … AŞ.’ne bildirdiğini ve araç sigorta şirketinin talep ve talimatı ile çekici vasıtasıyla 0925041251300013 mersis nolu …. AŞ. adlı firmaya durum tespiti için götürülmüş olduğunu, davalı aracını en son çekici ile çekilmesi esnasında gördüğünü, daha sonra bir daha aracını görmemiş olduğunu, davalının sigorta şirketinden yapılan bildirimlerle daha sonra öğrendiği kadarıyla aracın durum tespiti için “…” adlı firmaya gönderildiğini, burada aracın sel nedeniyle su içinde kalması nedeniyle tamir ve temizlik gerektiren hususları gösteren 05.02.2021 tarihli Servis ön işlem formu düzenlendiğini, masrafının yüksek olması nedeniyle perte ayrıldığını, araç bedeli olarak 290.000 TL.”sının kendisine ödeneceğini, böylece aracın kendilerine ait olacağı ve perte ayrılmış araç olarak kendileri tarafından satılacağının söylendiğini, davalıya bir örnek gönderilerek vekalet vermesi istenip davalının istenen 12.03.2021 tarihli vekaleti daha önce hiç tanımadığı ve geçmişte hiçbir ilişkisi olmamış … adlı kişiye vermiş olduğunu, davalının aracın kime satıldığını dahi bilmeden sigorta şirketinin talimatıyla sadece vekaletname vermiş olduğunu, davacının aracı davalıdan satın almayıp yapılan sovtaj işlemiyle aracın sigorta şirketi olan … AŞ’nden satın aldığını, bu nedenle davaya konu satış işlemi davalıya davacı arasında değil … AŞ. ile davacı şirket arasında yapılmış olduğunu, bu şirketlerin tacir olduğunu, taraflarınca somut olaya iştirak eden kişilere davanın ihbarının talep edildiğini yerel mahkemenin bu hususta bir karar vermediğini belirterek ilk dereceme mahkemesi kararının kaldırılmasına ve diğer yasal sonuçlarına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım sözleşmesinden kaynaklanan ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı onarım bedeli istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince; davalının tacir sıfatına haiz olmadığı gerekçesi ile asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;
“Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık araç satım sözleşmesinden kaynaklı alacağa ilişkin olup, davalının tacir sıfatına haiz olmaması nedeniyle her iki taraf için mutlak veya nispi ticari dava niteliği bulunmadığından dolayı davaya bakmaya genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Öyleyse, HMK’nin 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usul (görev) yönünden davanın reddine ilişkin kararda usul ve esas yönlerden hukuka aykırılık bulunmamasına göre davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davalının İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/01/2022 tarih ve 2021/656 Esas ve 2022/55 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)Alınması gereken istinaf harçları peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3)İstinaf giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5)İstinaf giderinin kullanılmayan kısmının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca yatırana iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.