Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1268 E. 2023/1362 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1268
KARAR NO : 2023/1362

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO :2020/497
KARAR NO :2022/228
KARAR TARİHİ :17/03/2022
DAVA : Menfi Tespit
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/07/2023

İSTEM :Davacı, davalının, şirketlerine ait … isimli, … Sok. No:… … Mh. … / … adresinde bulunan gıda işletmesinde kaçak elektrik kullanımı tespiti ile 48.489,93 TL tutarlı fatura düzenlediğini, mezkur adreste bulunan işletmenin ortalama elektrik tüketimi ihtilafsız dönem (elektrik tüketiminin dramatik düşüş yaşadığı dönemden önceki ilk fatura) 25.11.2019 tarihli fatura ile 27.12.2019 tarihli fatura arasında 4036 kwh tüketim farkı bulunduğunu, 27.01.2020 tarihli fatura ile ihtilafsız dönem faturası arasındaki fark 4710 kwh, 16 gün sonra düzenlenen 13.02.2020 tarihli fatura ile ihtilafsız dönem faturası arasında ise 5709 kwh fark bulunmakla birlikte bu dönem 16 günlük bir dönem olduğundan aylık farkın 2854 kwh olduğu kabul edilerek kurulu güç üzerinden tespit yapılmaksızın yapılan hesaplama üzerine davalıya 13.188 TL ek ödeme yapıldığını, kendisine uygulanan işlemin 30.05.2018 tarih ve 30436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 42. maddesinin (c) bendine göre yapılmış bir işlem olup, hesaplama işlemi ihtilafsız fatura döneminin son tüketim tutarı ile yüksek tüketim düşüşü yaşanan aylar arasındaki farkın baz alınarak bu değerin 1.5 ile çarpılarak fatura edilmesi gerektiğinin mevzuatta açık olduğunu, aradaki farkların 4036 kwh, 4210 kwh ve 2854 kwh, toplamda 11.100,5 kwh kadar olduğunu, bu farkın tümünün kaçak elektrik kullanımından doğmadığını, bu tarihlerde işletmenin ledleri ve bazı yüksek güç tüketen fırın ve dolap gibi ekipmanlarının kaldırılması ile de ortaya çıktığını, bu nedenle keşif yapılarak kurulu güç ölçümünün yapılması, 27.12.2019 tarihli fatura ile doğrudan bu kurulu güç arasındaki farkın baz alınmasına yönelik menfi tespit talebinde bulunmasının zaruri olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıya herhangi bir borcunun kalmadığının tespitini, elektriğin kesilmesi tehlikesi altında yapılan 15.000,00 TL fazla ödemenin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte istirdadını istemiştir.
CEVAP :Davalı, davacının kaçak elektrik kullandığının tutanak ve fotoğraflarla sabit olduğunu, kaçak elektrik tahakkuku ve hesaplamalarının EPTHY çerçevesinde yapıldığını, davacının kaçak elektrik kullanımına istinaden Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereği 25.800 W tespit edilen güç ile 14 saat üzerinden (2 vardiya-sahada tutanakla tespit edildi), eksik değer kaydettirilen sayacın son okuma tarihi olan 27.01.2020 ile 12.02.2020 aralığına(16 gün) 5.779,00 kWh kaçak elektrik tüketimi ve 12.02.2019 ile 27.01.2020 tarihleri aralığına (349 gün) 126.059,00 kWh kaçak elektriğe bağlı ek tüketim hesaplanarak 12.02.2020 tarihinden 12.02.2019 tarihine kadar eksik değer kaydettirilen sayaca bağlı olarak tahakkuk ettirilen tüketimler de tenzil edilme suretiyle 48.489,93-TL’lik Z/00101646 nolu kaçak elektrik ve kaçak elektriğe bağlı ek tahakkuk faturası oluşturulduğunu, davacının daha önce kaçak elektrik kullanımı mevcut olması nedeniyle birim fiyatın 2 katı alınmak suretiyle mükerrer kaçak elektrik kullanımına ilişkin hükümler uygulandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk derece mahkemesi,
“1-Davanın KABULÜNE;
2-Davacının 48.489,93-TL tutarındaki faturadan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
3-Dava konusu fatura nedeniyle davacı tarafından davalıya ödenen 35.301,93-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya iadesine, ” karar vermiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN :Davalı istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda; yönetmeliğe göre doğru bulgu ve belge bulunmaması durumunda güç üzerinden hesaplama yapılacağı ancak tüketim kırılma noktasının bulunduğu ve bunun 07.10.2019 olduğu bu tarihden öncesi emsal alınarak hesaplama yapılması şeklinde görüş bildirilmişse de söz konusu görüşün de hatalı olduğunu, söz konusu tesisata ilişkin abonelik 08.05.2018 tarihinde yapılmış olup bu tarihden sonra hiçbir zaman kaçak kullanımdan dolayı düzenli bir tüketim olmadığını, başlangıcından itibaren kaçak elektrik kullanıldığı için doğru bulgu ve belge bulunmadığını, uzun süreli kaçak elektrik kullanımından dolayı hiçbir zaman emsal olacak doğru tüketimi bulunmayan kaçak kullanım hesaplamasında örnekler var iken 07.10.2019 öncesi doğru tüketim ve emsal alınması doğru hesaplama şekli olmadığını, bu tür uzun süreli kaçak kullanımlarda hesaplamaların güç üzerinden yapılmasının yönetmeliğe uygun olduğunu, bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olup denetime elverişsiz olduğunu, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık kaçak elektrik kullanımı nedeniyle düzenlenen fatura ve yapılan ödeme nedeniyle açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirilmesine, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunmasına, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulmasına, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edilmesine, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olmasına, mahkeme hükmünün yasal unsurları taşımasına göre ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davalının, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/03/2022 tarih ve 2020/497 E. – 2022/228 K. sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)Davalıdan alınması gereken 2.411,47 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 602,90 TL harcın mahsubuna, bakiye 1.808,57 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3)İstinaf giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan kısmının HMK’nın 333/1. maddesi uyarınca yatırana iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10/07/2023 günü oybirliği ile karar verildi.