Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1138 E. 2023/1138 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1138
KARAR NO : 2023/1138

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2022
NUMARASI : 2021/440 E. 2022/233 K.
DAVA KONUSU : Menfi Tespit
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2023

İSTEM:
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin … ili … ilçesi … Mevkiinde 178 konuttan oluşan site olduğunu, 30 yıldan beri konutlarda kaynak suyu kullanıldığını, kaçak yapılardan sızan kanalizasyon sularından kaynaklı kirlilik meydana gelmesi nedeniyle kaynak suyunun bozulduğunu, bu nedenle su ihtiyacını karşılamak için kuyu açıldığını, açılan kuyu suyunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca denetimden geçtiğini ve 15 yıldır biyolojik arıtmaya tabi tutulduğunu, davalı kurumun site için kanalizasyon şebekesi yapmaması nedeniyle müvekkili kooperatif tarafından arıtma tesisi yapıldığını, arıtma tesisinin ruhsat, elektrik ve işletme giderlerinin kooperatif için büyük külfet olduğunu, kanalizasyon şebekesi tesis edildiğinde bunun sona ereceğini, davalı kuruma defalarca şehir suyu bağlanması konusunda müracaat edildiğini, ancak yeterli su temin edilemediğinden talebin reddedildiğini, 10/09/2018 tarihinde tutulan tutanakla kooperatif bünyesinde açılan kuyu suyu için resen atık su aboneliği başlatıldığını, kooperatifçe bu işlemin hukuka aykırı olduğu yönündeki itirazlarının ilgili idarede dikkate alınmadığını, bugüne kadar 37.317,00 TL ödendiğini, kanalizasyon hizmeti olmayan yerlerde atık su bedeli alınamayacağına ilişkin Yargıtay kararlarını olduğunu, bunun yasal olmadığını, bu nedenle öncelikle müvekkili kooperatifin mağduriyetinin önlenmesi amacıyla … tarafından gelecek aylara ait yansıtılacak olan atık su bedeli ve katı atık toplama bedellerinin dava neticesine kadar davalı kuruma ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, … tarafından hukuka aykırı olarak müvekkili kooperatiften talep edilen atık su bedeli ve katı atık toplama bedellerinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve davacı tarafından ihtirazi kayıt ile ödenen atık su bedeli ve katı atık toplama bedeli 37.317,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davalı sitede yapılan kontrolde şebeke aboneliği olmayıp mevcut konutlarda artezyen suyu kullanıldığının tespit edildiğini, bununla ilgili olarak tutanak tutulduğunu ve atık su abonelik sözleşmesi imzalamak üzere idareye başvurmaları gerektiğinin bildirildiği, başvuru yapılmadığı takdirde örnekseme atık su aboneliği yapılarak tahakkuk çıkarılacağının bildirildiğini, süre bitiminde davacı site tarafından başvuru yapılmadığından, atık su örnekleme aboneliği yapılarak buna ilişkin yazının 13/12/2018 tarihinde gönderildiğini, davacı site yönetiminin sitede atık su tesisi bulunması nedeniyle atık su aboneliği yapılamayacağına ilişkin yazısı üzerine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yapılan incelemede sitenin vidanjör çekim hizmetlerinin … şirketi tarafından yapıldığı ve bu şirketin çalışma izninin bulunduğu, atık su deşarj noktasından alınan numunelerin bahçe sulamasında kullanılabilmesi için sulama suyu kalite kriterlerine uyması gerektiğini, bu şekilde davacı site yönetimi ile Büyükşehir arasında çeşitli yazışmalar yapıldığını, davacı sitenin su şebekesi aboneliği talebinin yeterli miktarda suyun bulunmasından sonra değerlendirilebileceğinin bildirildiği, davacı sitede atık su üretilmesi nedeniyle atık su kaynağı tanımına girdiğini ve atık su tesislerinden yararlanılması durumunda atık su bedeli ödenmesi gerektiğini, davalı kooperatif içerisinde bulunan arıtma tesisinin çamurunun ve kanal temizliğinin belediye tarafından çalışma izni verilmiş özel bir vidanjör şirketine çektirmek suretiyle atık su hizmeti alındığını, atık su hizmeti alan her gerçek veya tüzel kişinin atık su abonesi olmak ve atık su bedeli ödemek zorunda olduğunu, davaya ait arıtma tesisinin tam kapasite ile çalışmadığının ve gerekli krediterleri sağlayamadığını, kanalizasyon hizmeti bulunmayan yerlerde de atık su bedeli alınabileceğine ilişkin Yargıtay kararları bulunduğunu belirttiği ve idare aleyhine haksız ve yasal dayanaktan uzak olarak açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir.
MAHKEME:
“…….Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı kooperatif vekili tarafından kooperatife tahakkuk ettirilen atık su bedelinin ilk dört ay tahakkuk eden miktarına itiraz edildiği, bilirkişiye verilen yerinde inceleme yetkisi ile tanzim edilen rapor içeriğinden 178 haneden ibaret kooperatifin arıtmasının bulunmayıp, bu bağlamda atıkların çukurda toplanarak vidanjör yardımıyla yakındaki arıtma tesisine naklinin yapıldığı, davacı kooperatifin bulunduğu yerde kanalizasyon sisteminin bulunmayıp atık suyunun kooperatifin yaptığı fosseptikte biriktirildiği, vidanjörle alınması herhangi bir yere boşaltılması söz konusu olduğu bu durumda davalı idarenin hizmet verdiğinin kabulünün gerekeceği, işbu atık su ve katı atık toplamı bedelinin deniz, göl, akarsu, yeraltı suyu gibi temiz tutulması ve kirlenmesinin önlenmesi amacıyla tespit edilen alanlarda deşarj edilmek suretiyle hizmet alındığı, toplu yaşamda bu ödemenin yeraltı suyu ve açık kanallarının temiz tutulması amacını içerdiği, bu itibarla davaya konu 28/12/2018 dönemi için toplam 7.338,00 TL, 25/01/2019 dönemi için 15.156,00 TL, 28/02/2019 dönemi için 7.216,00 TL ile 28/03/2019 dönemi için 7.607,00 TL olmak üzere toplam 37.317,00 TL atık su bedeli alınmasının hukuka uygun olduğu değerlendirilmekle davacının istirdat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” gerekçesi ile;
“Davanın REDDİNE,” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davacı vekili, dava dilekçesindeki beyanlarına ve dosyaya sunulan belgelere ek olarak yerel Mahkemede sunulan Yargıtay Kararını ve dosyaya sunulan davalı idareye yapılan tüm yasal başvuruların hiç dikkate alınmadan davanın reddine karar verildiğini, sonuç olarak davalı idarenin yapmış olduğu hizmetin karşılığını alması gerekeceği iddiasıyla davanın reddedilmesinin açıkça yasa ve hukuk kurallarına aykırı olduğunu, bir diğer hususun ise müvekkili kooperatifin zaten yapılan vidanjör hizmetini ücretsiz olarak almadığını, kaldı ki bu hizmetin bedelini de ödediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından davacı aleyhine atık su ve katı atık toplama bedellerine ilişkin olarak tahakkuk ettirilen ve ihtirazi kayıt ile ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacıya ait aboneliğin kurulu bulunduğu adreste, davalı idarenin kanalizasyon hattının bulunmadığı, uyuşmazlık konusu değildir. Diğer bir anlatımla, davalı idare, aboneliklerin bulunduğu yerde bir kanalizasyon hizmeti vermemektedir.
Uyuşmazlığa konu dönemde davacıya ait aboneliğin kurulu bulunduğu adreste, davalı idarenin kanalizasyon hattının bulunmadığı, diğer bir anlatımla, davalı idare, aboneliklerin bulunduğu yerde bir kanalizasyon hizmeti vermediği gözetildiğinde, davalı idare tarafından Tarifeler Yönetmeliğindeki düzenleme uyarınca, kanalizasyon hizmeti verilmiş gibi atık su bedeli tahakkuk ettirilmiş olması hukuki dayanaktan yoksundur. (Aynı yönde HGK’nun 22.01.2014 gün ve 2013/13-508 E. 2014/39 K. ve 20.01.2016 gün ve 2014/13-193 E. 2016/16 K. sayılı ilamları)
Atık suların uzaklaştırılması için hizmet vermesi halinde davalı idarenin atık su bedelini talep edebileceği, ancak davalı idare tarafından davacının adresinde kanalizasyon hattının olmadığının bildirildiği, bu durumda atık suyun uzaklaştırılması için hizmet vermeyen davalı idarenin bedel talep etmesinin de mümkün olmayacağının kabulü ile davacı tarafından açılan davanın kabulüne, ödenen her bir bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olası doğru bulunmamış davacı vekilinin istinaf itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan davacının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
A)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/03/2022 tarih ve 2021/440 E. 2022/233 K. sayılı ilamının, HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASINA ve ESAS HAKKINDA YENİDEN KARAR VERİLMESİNE;
B)1-Açılan davanın kabulü ile 37.317,00 TL’nin; 15.156,00 TL’sine 21.01.2019 tarihinden, 7.338,00 TL’sine 23.01.2019 tarihinden, 7.607,00 TL’sine 26.02.2019 tarihinden, 7.216,00 TL’sine 28.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
2-a)Alınması gereken 2.549,12 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 637,29 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.911,83 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b)Davacının peşin olarak yatırdığı ve mahsubuna karar verilen 637,29 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 717,90 TL yargılama gideri ile 44,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 762,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333/1. maddesi uyarınca yatırana iadesine,
C)1- Davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusunda bulunan davacının yapmış olduğu 220,70 TL istinaf başvuru harcı ile 31,50 TL istinaf giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
3-İstinaf gider avansı bakiye kısımlarının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 09/06/2023 günü oy birliği ile karar verildi.