Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1110 E. 2023/1300 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1110
KARAR NO : 2023/1300

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2022
NUMARASI : 2021/339 ESAS – 2022/155 KARAR
DAVA KONUSU : Alacak
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2023

İSTEM:
Davacı vekili, davacı şirketin sahibi olduğu, … ilçesinde bulunan otelin elektrik abonesi olduğunu, otelde kurulu bulunan sayacın davacı şirket bilgisi dışında davalı şirket tarafından 15.12.2020 tarihinde söküldüğünü ve 31.01.2021 tarihinde yeniden takıldığını, bu döneme ilişkin elektrik kullanımının tam olarak hesaplanamaması sebebiyle davalı şirket tarafından bir önceki yılın aynı ayı muadil alınmak suretiyle fatura bedeli belirlenmesi yoluna gidildiğini, oysaki davacı şirkete ait otel pandemi nedeniyle kapalı olduğunu, herhangi bir şekilde elektrik tüketimi bulunmadığını, bu nedenle sayacın bulunmadığı dönemde yapılacak hesaplamanın bir önceki yılın aynı dönemi kıyaslanarak yapılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğun, hesaplamanın bir önceki aylar olan Ekim – Kasım 2020 ayları baz alınarak yapılması gerektiğini, elektriğinin kesilmemesi amacıyla tahakkuk eden faturaların ihtirazı kayıtla ödendiğini ileri sürerek; şimdilik 10.000,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş iken, ıslah dilekçesi ile alacak miktarını 17.002,05-TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili, görev ve yetki itirazında, zamanaşımı def’inde bulunarak, davacının aboneliğinin bulunduğu otelde kurulu sayaçta, davalı şirket görevlilerince yerinde yapılan ölçü kontrolde, giriş ayırıcısının sağlıklı çalışmadığı, ölçü kontrol esnasında tekrar enerji verildikten sonra S ve T fazlarına ait gerilim trafolarının yandığının, periyodik kontrol protokolü ile tespit edilmesi üzerine sayaç değişimi yapıldığını, davalı şirket tarafından Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 37. maddesi hükmü doğrultusunda inceleme ve hesaplama yapılarak 15.12.2020 – 31.12.2020 tarih arası 23860 kwh ve 31.12.2020 – 22.01.2021 tarih arası 38879,621 kwh ek tüketim hesaplanarak fatura düzenlendiğini, ek tüketim hesaplamasının ve faturalandırmanın hukuka uygun olduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
MAHKEME :
“… bilirkişi tarafından hesaplamaya esas ve emsal olarak alınan 21/01/2021 – 28/02/2021 tarihleri arasındaki dönemin kış sezonu içerisinde yer aldığı, yine davaya konu faturaların da 15/12/2020 ile 21/01/2021 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olduğu, bu halde sezon farklılığından bahsedilemeyeceği, ülkemizde ve dünyada 2020 yılı başından itibaren coronavirüs salgınının yaşandığı, salgın nedeniyle özel ve kamu işletmelerinin çoğunun faaliyetlerini kısıtladığı veya bazı dönemlerde kısmi veya tam kapanma yoluna gittiği ve bu süreçte insan hareketliliğinin ve turist sayısının azaldığı ve bu durumun halen günümüzde de devam ettiği hususları herkes tarafından bilinen vakıa olup bu halde otel işletmesine ait olan davacı aboneliği yönünden 2019 yılı Aralık ayı ve 2020 yılı Ocak verilerinin hesaplamaya esas alınmasının hakkaniyet ile bağdaşmayacağı, hal böyle iken uyuşmazlık dönemi olan 15/12/2020 ile 21/01/2021 tarihleri arasındaki dönem için 21/01/2021 – 28/02/2021 tarihleri arasındaki dönemi emsal alan bilirkişi raporunun somut olaya ve hakkaniyete uygun olduğu, buna göre davacı tarafından davalıya yapılan ödemenin fazla olduğu ve davacıya iadesi gerektiği, davacının 18/02/2021 tarihinde davalı şirkete müracaat ettiği ve yapmış olduğu fazla ödemenin iadesini istediği, bu durumda 31/01/2021 tarihli faturayı 12/02/2021 tarihinde, 10/02/2021 tarihli faturayı ise 22/02/2021 tarihinde davalı şirkete ödeyen davacının 31/01/2021 tarihli faturaya ilişkin yapmış olduğu 11.875,61 TL fazla ödemeyi başvuru tarihi olan 18/02/2021, 10/02/2021 tarihli faturaya ilişkin ise 5.126,44 TL’lik fazla ödemeyi ise ödeme tarihi olan 22/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte talep edebileceği, tarafların arasındaki işin ticari iş olmasına göre davacının ticari faiz talebinde bulunabileceği, …” gerekçesiyle,
“1-Davanın KABULÜ ile, 17.002,05 TL’nin 11.875,61 TL’sinin 18/02/2021, bakiye 5.126,44 TL’sinin ise 22/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davalı vekili, yukarıda “cevap” kısmında yer verilen savunmalarına ek olarak, davacı şirketin ihtilaf dönemine ilişkin tüketim değerleri, davalı şirket tarafından Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 37. maddesi uyarınca hesaplanarak davacıya ihtilaf dönemine ait tüketim faturası tahakkuk ettirildiğini, söz konusu yönetmelik hükmünde, hesaplama yöntemi bakımından sıra gözetilmiş olduğunu, buna göre hesaplama yöntemi bakımından sayaç değişim tarihinden sonraki ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait günlük ortalama tüketim değerlerinin esas alınabilmesi, abonenin geçmiş dönem tüketimlerinin bulunmaması koşuluna bağlanmış olup, hâkimin ancak kendisine kanunen açık yahut zımni olarak takdir yetkisi hakkının tanınmış olduğu durumlarda bu hakkı kullanabilmesi söz konusu iken somut olayda, emredici mevzuat hükmü dışına çıkılarak karar verilmiş olduğunu, açık yasal düzenlemenin hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesi ile mevzuata aykırı şekilde hüküm kurulamayacağını, Mahkemenin, yasal dayanağı olmayan bir tercihe göre yapılan hesaplamayı uygun bulunması, yani takdir hakkı kullanması karşısında artık hukuka aykırı bir işlemi bulunmayan davalının faiz ve yargılama giderinden sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, temerrüt olgusu gerçekleşmediğinden faiz başlangıç tarihinin dava ve ıslah tarihi olması gerektiğini, istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından düznelenen ek elektrik tüketim faturası nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olup, istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri ile kamu düzeni kapsamında Daire önüne gelen uyuşmazlıklar dikkate alınmak sureti ile yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu;
Mahkemece, hukuki nitelendirmenin, davada ki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu ve mahkeme hükmünün yasal unsurları taşıdığı, istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede; ilk derece mahkemesi kararının ûsul ve esasa uygun bulunduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK’nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davalı vekilinin, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.02.2022 tarih ve 2021/339 Esas – 2022/155 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)Alınması gereken 1.161,41 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 290,35 TL’nin mahsubu ile bakiye 871,06 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3)İstinaf giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4)İstinaf giderinin kullanılmayan kısmının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca davalıya iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/07/2023 günü oy birliği ile karar verildi.