Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1023 E. 2022/1360 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1023
KARAR NO : 2022/1360

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2022
NUMARASI : 2021/788 E. 2022/172 K.
DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/06/2022

İSTEM:
Davacı vekili; davalının ticari nitelikteki abonelik sözleşmesi kapsamında gerçekleştirdiği elektrik tüketim bedeline ilişkin faturaların ödemesini yapmaması nedeniyle davalı aleyhine İzmir 10. İcra Müdürlüğü’nün 2020/10929 esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, ancak bu icra takibine haksız şekilde davalının itirazı neden ile takibin durdurulduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere davalı tarafın kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafça cevap verilmemiştir.
MAHKEME:
Davacı tarafın arabuluculuğa başvurmadan dava açtığı gerekçesi ile;
“Arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davacı vekili; arabuluculuk son tutanak aslının dava dilekçesi ile birlikte tevzi bürosuna verildiğini, davanın usulden reddinin hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini bildirerek istinaf itirazında bulunmuştur.
GEREKÇE:
Dava, abonelik sözleşmesi kapsamında tüketimi yapılan elektrik alacağı nedeniyle girişilen takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/a maddesi “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yine 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesi;
“MADDE 18/A- (Ek:6/12/2018-7155/23 md.)
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…” hükmünü amirdir.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tacirler arası abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan eldeki davanın ticari dava olması nedeniyle zorunlu arabulucuğa tabi olduğunda kuşku bulunmayıp davacı tarafça da arabuluculuk son tutanağı örneğinin dava dilekçesine eklenmiş olması, kaldı ki arabuluculuk dosyasının UYAP’ta dosyaya bağlanması nedeniyle tutanak aslına bu şekilde ulaşılmasının da mümkün bulunması karşısında bu yöndeki dava şartının davacı tarafça yerine getirilmesine rağmen mahkemece yazılı gerekçelerle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olduğundan istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a.4 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına; davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.03.2022 tarih, 2021/788 E. 2022/172 K. sayılı kararının, HMK.’nun 353/1-a.4 uyarınca KALDIRILMASINA;
2-Davanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-Sair istinaf yargılama harç ve giderlerinin mahkemesince yeniden yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-g maddesi uyarınca 16/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.