Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/793 E. 2021/932 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/793
KARAR NO : 2021/932
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09.03.2021
NUMARASI : 2020/528 Esas 2021/218 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.06.2021
İSTEM : Davacı vekili; Müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen 05/10/2017 Tarihli Abonelik Sözleşmesi kapsamında müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklanan bütün edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının takip dayanağı 14 adet faturadan kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini, alacağın tahsili amacıyla İzmir 5. İcra Dairesi’nin 2019/2945 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve davalı tarafından takibe tamamen haksız olarak itiraz edildiğini, arabuluculuk sürecinin sonuçsuz kaldığını beyan ederek davanın kabulü İzmir 5. İcra Dairesi’nin 2019/2945 E. Sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, davalının kötü niyetli olması sebebi ile %20’den az olmamak üzerine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili; Taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesi kapsamında sözleşmeden ve eklerinden doğabilecek olan ihtilaflar için İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemelerinin yetkili kılındığını, ilamsız icra takiplerinde genel yetki kurallarına göre yetkili icra dairesinin genel olarak borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi olduğunu, itirazın iptali davasının görülebilmesinin geçerli bir icra takibinin varlığına bağlı olduğunu, ortada geçerli bir takip yoksa itirazın iptali davasının görülmesinin usulen mümkün olmadığını, davacı taraf ile müvekkili arasında yapılmış olan sözleşme kapsamında davacı tarafın kurulum işlemlerini geç yapması sebebiyle davacının Aralık 2017 itibari ile taraflarına hizmet vermeye başladığını, sonrasında ise yaşanan teknik sıkıntılardan dolayı Mart 2018 döneminden sonra müvekkilinin davacı tarafın sağlamayı taahhüt etmiş olduğu hizmeti alamadığını, fakat davacı tarafın yetkilendirmiş olduğu kişilerce müvekkili şirketin oyalanarak hiçbir çözüm üretilmeden fatura kesilmeye devam edildiğini, sözleşme kapsamında sağlamayı taahhüt ettiği hizmeti sağlayamamış olan davacı tarafın, sözleşme kasamında edimini yerine getirmeyerek müvekkilinden tek taraflı olarak edimin yerine getirilmesi çabası içerisinde olduğunu, fatura kesiminin devam ettiğini fark eden müvekkilince davacı tarafa Antalya 13. Noterliğince 08/11/2018 tarihli ve 26137 yevmiye numaralı ihtarname çekildiğini ve davacı tarafa tebliğ edildiğini beyan ederek hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olan itirazın iptali davasının reddi ile haksız ve kötüniyetli olarak takip başlatmış olan davacı taraf hakkında %20’den az olmamak koşulu ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; her iki tarafın tacir olduğu, taraflar arasında 05/10/2017 tarihli abonelik sözleşmesinin akdedildiği, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 9. maddesinde; Uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi veya sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi, veya davalının veya vekilinin dava açıldığı zaman orada bulunmaları şartıyla sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesi veya abonenin ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi ve bu yerlerdeki icra dairelerinin yetkili kılındığı, davacı şirketin ikametgahının Maltepe/İstanbul, davalının ikametgahının …/… olduğu, davacı tarafından ibraz edilen sözleşmenin İzmir İlinde yapıldığına ilişkin herhangi bir delil ibraz edilmediği, buna göre davalının İstanbul Anadolu Adliyelerinin yetkili olduğuna dair itirazı nazara alındığında, davalının yetki sözleşmesinde yetkili kılınan yer mahkemelerinden İstanbul mahkemesini tercih ettiği, her ne kadar davalı Elektronik Haberleşme Hizmetlerine İlişkin Çerçeve Sözleşmesinin 11.maddesinde İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığını belirtmiş ise de bu sözleşmede davacı tarafın imzasının bulunmadığı, bu sebeple mahkememizce delil olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine ve yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN : Davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemenin yetkisizliğine ilişkin karara bir itirazlarının bulunmadığını, ancak yetkili mahkeme olarak İstanbul Anadolu Adliyesi Asliye Ticaret Mahkemesi olarak gösterilmesini kabul etmediklerini, sözleşmede düzenlenen yetki şartındaki üç ihtimalde de Antalya mahkemelerinin yetkili olduğunun düzenlendiğini, bu nedenle Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğuna karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan ücretin tahsili amacıyla girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf başvurusu ile dairemiz önüne gelen uyuşmazlık, yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkindir.
Davalı tarafça, cevap dilekçesinde, abonelik sözleşmesinde Anadolu Adliyesi Mahkemelerinin yetkili kılındığı ileri sürülerek yetki itirazında bulunulmuş; mahkemece, taraflar arasında akdedilen abonelik sözleşmesinin 9. maddesi kapsamında İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemelerinin yetkili kılındığı gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, süresi içinde talepte bulunulması halinde dosyanın İstanbul Anadolu Adliyesi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu ile yetki sözleşmesine göre kendisinin yerleşim yeri Antalya Mahkemelerinin yetkili olduğu ileri sürülerek ilk derece mahkemesi kararının bu yönden kaldırılması talep edilmiştir.
Mahkemenin gerekçesinde dayanılan sözleşmenin yetki şartını düzenleyen 9. maddesinde aynen ” Davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi veya davalının veya vekilinin dava açıldığı zaman orada bulunmaları şartıyla SÖZLEŞME’nin yapıldığı yer mahkemesi veya ABONE’nin ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi ve bu yerlerdeki İcra Daireleri yetkilidir” düzenlemesine yer verilmiştir. Söz konusu yetki şartı somut olayla birlikte değerlendirildiğinde öngörülen üç ihtimalde dahi yetki sözleşmesine göre Antalya Mahkemelerinin yetkili olarak belirlendiği, mahkemece dosyanın gönderilmesine karar verilen İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemelerinin yetkili olmasının mümkün olmadığı görülmüştür. Bu nedenle mahkemece yetki şartına dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Her ne kadar davalı tarafından Antalya Mahkemelerinin yetkili olduğu ileri sürülerek istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, davalının cevap dilekçesinde İstanbul Anadolu Adliyesi Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirdiği, açık şekilde Antalya Mahkemelerinin yetkisine dayanmadığı anlaşıldığından bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 17. maddesinde düzenlenen yetki sözleşmesiyle yetkili mahkemenin belirlenmesi münhasır yetki olup kesin yetki gibi re’sen nazara alınması mümkün bulunmadığından tarafların bu sözleşmede kararlaştırılan mahkemeyi açıkca yazmak suretiyle usulüne uygun şekilde yetki itirazında bulunmaları gerekir. Somut olayda yukarıda açıklandığı üzere davalı tarafça yetki sözleşmesi kapsamında usulüne uygun şekilde yetki itirazında bulunulmadığından yetki şartına dayanılarak karar verilemesi mümkün olmadığından artık genel yetki kurallarından hareketle yetkili mahkemenin belirlenmesi gerekir.
HMK.nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca TBK.’ nun 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava mahkemece isabetli olarak belirlendiği şekilde yetkisiz İzmir mahkemesinde açıldığından seçimlik hak kendisine geçen davalı hem genel ve hem de özel yetkili mahkemeyi tercih edebilir.
Açıklanan nedenle, para alacağının tahsili istemi ile ilgili olarak açılan davada, alacaklının ikametgahı Mahkemesi de bu davaya bakmaya yetkili olduğundan, davalının seçimlik hakkını davacı alacaklının yerleşim yeri olan İstanbul Anadolu Adliyesi Asliye Ticaret Mahkemesinden yana kullanması nedeniyle, mahkemece yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Adliyesi Asliye Ticaret Mahkemesi olarak kabul etmesi yerinde görülmüştür.
Açıklanan nedenle, davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Davalının İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/03/2021 tarih ve 2020/528 E. 2021/218 K. sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)İstinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığın,
3)İstinaf giderinin kullanılmayan kısmının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca davalıya iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 08.06.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.