Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/2018 E. 2022/247 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/2018
KARAR NO : 2022/247

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2018
NUMARASI : 2015/231 E. 2018/487 K.
DAVA KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/02/2022

İSTEM: Davacı, taraflar arasında elektrik enerjisi tedariki ve satışına ilişkin sözleşme imzalandığını, düzenlenen kullanım faturalarının müvekkilince zamanında ödendiğini, bu faturalar kapsamında müvekkilinden sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, kayıp kaçak bedeli, TRT payı vs. adı altında haksız tahsilatlar yapıldığını, bu tahsilatların sözleşme ve elektrik mevzuatına aykırı olduğunu ileri sürerek 2.123.817,27.-TL’nin işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı, yapılan kesintilerin mevzuata ve EPDK kararlarına uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı yasada yapılan değişiklikler gerekçe gösterilerek “davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN: Davacı istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı mahkeme kararının yasal mevzuata ve yerleşik mahkeme kararlarına aykırı olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Davacı ile Davalı arasında elektrik tüketimine ilişkin abonelik sözleşmesinin bulunduğu, davalının normal tüketim bedelinin yanısıra davaya konu kayıp-kaçak v.s bedeller adı altında bir takım miktarları da davacı adına düzenlenen faturaya eklediği ve bu bedellerin davacıdan tahsil edildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Çözülmesi gereken öncelikli sorun davacıdan tahsil edilen bu bedelleri davacının talep edip edemeyeceği hususudur. Bu konuda daha önce açılan ve Yargıtay denetiminden geçen dava dosyalarında verilen mahkeme kararlarında, elektrik dağıtım şirketi tarafından tahsil edilen bu bedellerin sözleşmeye ve yasal mevzuata aykırı olduğu kabul edilerek bu bedellerin davacıya iadesine karar verildiği bilinen bir husustur. Dolayısıyla davacının dava açıldığı tarihte dava açmakta haklı olduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır.
Asıl ihtilaf 6719 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra davacının kendisinden kesilen bu miktarları davalıdan tahsil edip edemeyeceği sorunudur. 17.06.2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile 6446 sayılı yasanın 17,19 ve 20.maddeleri değiştirilerek davaya konu kesintiler hakkında dava açılamayacağı belirtilmiş, açılan davalarda denetimin sadece yapılan kesintilerin EPDK karar ve ilkelerine uygun olup olmayacağı ile sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. 6719 sayılı yasanın 21. maddesi ile 6446 sayılı yasanın değiştirilen 17,19 ve 20.maddelerinin Anayasaya aykırı olduğundan bahisle Mahkemelerce, Anayasa Mahkemesine itiraz yoluna başvurulup TBMM üyeleri tarafından iptal davası açılmış ise de Anayasa Mahkemesi’nin 15.02.2018 tarih 30333 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 28.12.2017 gün, 2016/150 Esas, 2017/179 Karar sayılı kararı ile sadece açılan davalarda denetimin, yapılan kesintilerin EPDK karar ve ilkelerine uygun olup olmayacağı ile sınırlı olduğuna dair hükmün iptaline karar verildiği, diğer kanun maddelerine ilişkin itiraz ve iptal taleplerinin reddedildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla elektrik abonelerinden kayıp kaçak v.s adlar altında tahsil edilen bedellerin iadesi hususunda dava açılamayacağına dair kanun hükmünün halen yürürlükte olduğu ve bu kanun hükmü uyarınca değinilen hususlarda dava açılamayacağının kabulü gerekir.
Anayasa Mahkemesince mahkeme denetiminin sınırlandırılmasına ilişkin kanun hükmü iptal edilmiş olup bu durumda aboneden yapılan kesintilerin sözleşmeye ve yasal mevzuata uygun olup olmadığının incelenmesi gerekmekte ise de 6446 sayılı yasanın ilgili hükümleri uyarınca yapılan kesinti haksız olsa dahi dava açılamayacağı anlaşıldığından bu hususta inceleme yapılması olanağı bulunmamaktadır. Bu itibarla yapılan kesinti, EPDK’nın tarifelerine ilke ve kararlarına uygun bulunduğu müddetçe kesintilerin dava yoluyla istenmesi olanağı yoktur.
Sonuç olarak, 6719 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden önce ve sonra açılan davalarda, yapılan kesintinin EPDK’nın ilke ve kararlarına uygun olması halinde abonenin kesintilerin iadesi istemiyle dava açma hak ve yetkisinin bulunmadığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
Bu durumda davanın açılmasından sonra 6719 sayılı yasa yürürlüğe girmiş olmakla; davanın konusu kalmadığından açılmış bulunan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davacının İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/04/2018 tarih ve 2015/231 E. 2018/487 K. sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3)İstinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4)İstinaf giderinin kullanılmayan kısmının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca yatırana iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda HMK’nin 361. vd. maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 04/02/2022 günü oybirliği ile karar verildi.