Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1581 E. 2022/2015 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1581
KARAR NO : 2022/2015

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/04/2021
NUMARASI : 2018/355 ESAS – 2021/325 KARAR
DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.10.2022
İSTEM:
Davacı vekili, davacı şirket ile davalı yan arasında yapılan abonelik sözleşmesi ile hat aktivasyonu sağlandığını, davalı yanca…. numaralı hatta ait; 02.05.2016 son ödeme tarihli 1.269,30 TL, 01.06.2016 son ödeme tarihli 1.267,90 TL, 04.07.2016 son ödeme tarihli 1.253,60 TL, 01.08.2016 son ödeme tarihli 1.253,60 TL, 01.09.2016 son ödeme tarihli 16.281,10 TL bedelli faturaların ödenmediğini, davalı yanca faturalara yapılan bir itirazın bulunmadığını, kaldı ki faturaya yapılan itirazların ödemeyi durdurmayacağını, davalının borca itiraz dilekçesinde sadece borcunun bulunmadığını belirttiğini, ödeme yapıldığına dair herhangi bir açıklaması bulunmadığını, davalının sözleşmede belirtilen aldığı hizmetin karşılığında fatura ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek; 21.325,40 TL asıl alacak, 1.104,88 TL işlemiş faizi, 1.00 TL matbu evrak masrafı olmak üzere 22.431,28 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2017/193 esas sayılı takip dosyasında, davalı borçlunun yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, hafriyat işi yapan davalının İzmir ili … ilçesi … köyü … mevkiinde bulunan çalışma sahasında, bas konuş hizmeti ile araçlar arası koordinasyonu sağlamak amacıyla davacı şirkete başvurduğunu, davacı yanın davalı şirketin çalışma yaptığı sahada şebeke sorunu yaşanmadığına yönelik vaatleri üzerine davalı tarafından, davacıdan 27 adet hat satın alındığını, davacının şebekesi çekmemesine rağmen davalı şirketi yanıltarak hat sattığını, davalı şirketin bu durumun ortaya çıkması üzerine şebeke sorunları nedeni ile bir çok kez davacı şirkete başvuruda bulunulmasına rağmen, davacı yanca herhangi bir cevap verilmediğini, davacı şirketin davalı şirkete cevap vermemesi üzerine davacı şirkete noter ihtarı gönderdiğini, buna rağmen ayıplı hizmeti gidermeyen davacının sözleşmesinin, davalı şirket tarafından yine noter ihtarı ile feshedildiğini, davacının alacağına dayanak gösterdiği faturaların tamamına itiraz edilerek iade faturaları kesildiğini, davalı şirketin kestiği iade faturalarına davacının hiçbir itirazda bulunmadığını, böylelikle iade faturalarının davacı tarafından kabul edildiğini, bu bakımdan davalı şirketin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığının belirgin olduğunu savunarak davanın reddinine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
MAHKEME :
” … Davalı ve davacı şirketin bayisi arasında bas-konuş hizmeti için anlaşma yapıldığı, davacı şirketin bayisinin davacıya verdiği hizmetlerin ve taahhütlü 27 adet telefon satışlarını yapabildiği, Davacı şirketin bayisinin sattığı telefonların bas-konuş özelliğini donanımsal olarak desteklemediği, Bas-konuş olarak piyasada sunulan hizmetin telefon destekli olarak düşük hızlı internette dahi çalışabilecek şekilde sunulduğu, Taraflar arasındaki bas-konuş hizmetinin internet üzerinden çalışan uygulamalar üzerinden çalışacak şekilde planlandığı ve yüksek hızlı internette çekimi olan bölgelerde dahi verimli çalışmadığının değerlendirildiği, Bu durumun davalı tarafından telefonlar kullanmaya başladıktan sonra anlaşıldığı, taraflar arasındaki faturalarda bas-konuş özelliği için satın alınan sadece GPRS-SMS tarifeli hatlardan yararlanamadığı ve bu tarife üzerinden çalışması planan telefonlar ile bas-konuş hizmetini kullanamaması bu telefonlardan başkaca hizmetlerin kullanılamadığı, davalının ve sözleşmeyi tek taraflı feshettiği ve telefonların iade edildiği, süresinde ayıp ihbarında bulunmuş olduğu, Davalı şirketinin 27 adet hat için iade faturasını kesmiş olduğu, faturaları itiraz edilmemesinin davacının kabulünde olduğu, bu hizmetler için davalının faturadan sorumlu tutulamayacağı bu nedenle davacının fatura borçlarını tahsilini talep edemeyeceği, Bilirkişi tarafından her ne kadar davalının, sadece … hat için 50 TL’lik kullanım ücretinin 5 aylık kısmından, yani 250 TL’lik kısmından sorumlu olabileceği tespitinde bulunsa da, davalının telefon hatlarını 20/02/2016 tarihinde Tip GSM Abonelik Sözleşmesi çerçevesinde bas-konuş özelliğinin kullanmak üzere aldığı bu özellik bulunmadığından tamamını iade ettiği anlaşılmakla davacının itiraz edilmeyen ve iade faturasına konu edilen 27 adet hat için hizmet ve satış bedelini talep edemeyeceğine kanaat getirilmiş davacının davasının reddine karar verilmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, “1-Davacının davasının REDDİNE,” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davacı vekili, davacı tarafından sözleşmeden kaynaklanan tüm edimler eksiksiz olarak yerine getirildiği halde davalı tarafından taahhüt süresi dolmadan ve ödenmemiş faturalar mevcutken sözleşmenin haksız olarak feshedilmiş olduğunu, … AŞ’nin kaşesinin bulunduğu faturaların, cihaz teslim faturaları olduğunu, … AŞ’nin sözleşme ilişkisinin tarafı olmadığını, sözleşmenin taraflarının davacı ile davalı olduğundan, … AŞ’ye kesilmiş iade faturalarının ve gönderilen 06.05.2016 tarihli fesih ihtarının davacı şirket bakımından hüküm doğurmadığını, iade faturalarının davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmasının, davacı lehine veya aleyhine delil oluşturmayacağını, iade faturası kesilmesinin, faturaya itiraz edildiği anlamına gelmeyeceğini, davalının kapsama sorunu yaşadığı iddiasının soyut olduğunu, bölgedeki altyapı sinyallerinin yeterli olduğunun bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, davacı tarafından belirtilen adresteki şikayete yönelik yapılan inceleme neticesinde, bölgeye servis sağlayan istasyonda alarm ve istasyona ait cell istatistiklerinde bir problem görülmediğinin tespit edildiğini, ilgili bölgede yapılan araştırmada diğer GSM operatörleriyle ile aynı lokasyonlarda baz istasyonu bulunduğunu, bugüne kadar ilgili adreste kapsama sorunu yaşandığına dair herhangi bir şikayet alınmamış olduğunu, davacı ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme hükümleri uyarınca abonelik sadece GPRS (internet) ve SMS hizmeti için yapıldığını, yazılı hiç bir belgede, sözleşmenin hiç bir yerinde “bas konuş özelliğinin … cihazlar ile internet üzerinden çalışacak şekilde davalıya satıldığı”na dair bir bilgi, bir taahhüt bulunmadığını, bilirkişinin, hangi gerekçeyle böyle bir tespit yaptığının belirsiz olduğunu, davalı şirket cihazları bas-konuş kullanmak için almış olsa dahi uygulamalar üzerinden internet vasıtasıyla kullanmak amacıyla satın almış olacaktır ki bu halde buna ilişkin sorumluluğun davacı şirkete yüklenmesinin hukuk ve hakkaniyetle bağdaşmayacağını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri ile kamu düzeni kapsamında Daire önüne gelen uyuşmazlıklar dikkate alınmak suretiyle yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
Taraflar arasında ürün satışından kaynaklanan bir sözleşme ilişkisinin varlığı konusunda uyuşmazlığın bulunmadığı eldeki davada; gerekçeli, denetime elverişli alanında uzman bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere davacı yanca Kurumsal Tip Abonelik sözleşmesi nedeni ile vaat edilen hizmetin ayıplı olarak sunulduğundan, sözleşmeyi haklı nedenle fesih eden davalı yanın, takip ve dava konusu faturalardan sorumlu tutulamayacağına yönelik mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davanın reddine dair verilen kararın; dava dosyası kapsamında mevcut maddi delillere uygun, Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçelere dayandığı, delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik ve kamu düzenine aykırı bir halin varlığının tespit edilemediği dikkate alınmak sureti ile davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davacı vekilinin, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.04.2021 tarih ve 2018/355 Esas – 2021/325 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3)İstinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4)İstinaf giderinin kullanılmayan kısmının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca ilgilisine iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile 20.10.2022 tarihinde karar verildi.