Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1570 E. 2022/2023 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1570
KARAR NO : 2022/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2021
NUMARASI : 2020/241 ESAS – 2021/367 KARAR
DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.10.2022
İSTEM:
Davacı vekili, tarafların kardeş olduklarını, bir kaç yıl önce nakit sıkıntısına giren davacının, davalıdan 300.000,00 TL borç para aldığını, karşılığında da 200.000,00 TL ve 100.000,00 TL bedelli iki adet senet verdiğini, bu davanın konusunu 100.000,00 TL tutarındaki senedin oluşturduğunu, davacının borçlu olduğu senetleri zaman içinde peyder pey davalıya ödediğini, bir kısmını elden ödediğini, bir kısmını ise davalının borçlarını kapatmak suretiyle yaptığını, hatta davalının oğlunun borcunu ödenmesi için de 20.000,00 TL çek verdiğini, bazı kimselerdeki borçlarına karşılık ödemeler yaptığını, davalının hesabına doğrudan 6.000,00 TL para gönderildiğini, emin olmamakla birlikte …’tan 7.000,00 TL tutarında ayrıca para gönderildiğini, buna rağmen 200.000,00 TL tutarındaki senedin takibe konulduğunu, dava konusu olan ve ödemesi yapılan 100.000,00 TL bedelli senedin geri istendiği halde iade edilmediğini ileri sürerek; keşidecisi davacı …, lehtarı davalı … olan 27.02.2018 düzenleme tarihli 15.03.2020 vade tarihli 100.000,00 TL tutarındaki senetten dolaylı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, yakın akrabalar arasındaki borç ilişkisi senede dayandırıldığından senede karşı ancak senet ile ispat olunabileceğini, davacının harci borçlarına ilişkin ödediği bazı belgeler mevcut ise de bu ödemelerin muaccel borç ödemesine dahil olduğunu, müeccel borçtan mahsup edilemeyeceğini savunarak davanın reddine, kötü niyeti tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
MAHKEME :
“… Davalı taraf dava konusu 100.000,00 TL tutarlı senedin bedelini … Bankası Girne Bulvarı İzmir Şubesinin 09/11/2019 tarih 6.000,00 TL bedelli dekont, … Menemen Şubesinin 02/08/2018 tarih 6.535,00 TL bedelli dekont, 29/01/2019 tarih 20.000,00 TL bedelli tahsilat makbuzu dekontları ile ödendiğini iddia etmiş ise de, dava konusu bononun vade tarihinin 15/03/2020 olması ve makbuzlarda açıklık bulunmaması karşısında bu ödemelerin dava konusu 15/03/2020 tarih 100.000,00 TL bedelli senet için değil başka bir muaccel borç için yapıldığı kabulü gerekmiştir. Keza, davacı tarafından sunulan ve davalının eşine ait olduğu iddia edilen imzasız rakamları ve tarihlerin bulunduğu fotokopi belgelerin geçerli bir belge olması bir yana 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin olması nedeniyle aynı sebepten ilgili senet bedelini ödemeyi ispata elverişli kabul edilemez. Yine, whatsapp yazışmalarına dayanılmış ise de, bu delil ile ilgili hiçbir bilgi ve kayıt sunulmamış ve dosya kapsamına göre ihticaca salih bir delil olarak da görülmemiştir. Son olarak, kardeşler arasındaki işlemlerde tanık dinlenmesi mümkün ise de, daha önceden kardeşler arasındaki ilişki senede bağlandığından ve açıkça tanık dinlenmesine muvafakat edilmediğinden davacı tanıklarının dinlenmesi uygun bulunmamıştır. … davalı tarafın yasal cevap süresi geçtikten sonra verdiği 28/07/2020 uyap tanzim tarihli dilekçe ile kötü niyet tazminatı talebinde bulunduğu anlaşıldığından, sırf bu nedenle kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. …” gerekçesiyle,
” Davanın REDDİNE,
Davalının kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davacı vekili, taraflar kardeş olduğundan tanık dinletme taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı yanca isticvap aşamasında 50.000,00 TL’lik bir borçtan bahsedilmiş olsa da buna ilişkin yazılı delil sunulmamış olduğunu, muaccel borcun varlığı iddiasının davalı tarafından senetle ispat edilmesi gerektiğini, davacının ödemeleri yaptığını yazılı belge ile ispatlanmışken, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının kardeşlikten kaynaklı itimada dayalı olarak ödemelerini yapmış olduğunu, mahkemenin eksik inceleme ile hatalı karar verdiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.

Davalı vekili, davacının üçüncü kişi olmadığını, senedin borçlusu olup imzanın kendi el ürünü ve borcun kendine ait olduğunu bilmekte olduğunu, davacının senet borçlusu parayı ödemeyip teminat yatırarak icrayı durdurması neticesinde davalı alacağını alamadığı için borçlarını ödeyemeyip üçüncü kişilere karşı temerrüde uğramış olduğunu, davacının kötü niyetli olduğu sabit iken mahkemece tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
Dava, bedelinin ödendiği iddia olunan bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri ile kamu düzeni kapsamında Daire önüne gelen uyuşmazlıklar, dikkate alınmak sureti ile yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu;
Davacı borçlu tarafından senet bedelinin peyderpey davalıya ödendiğini iddia edilmiştir. Davalı alacaklı tarafından söz konusu dekontla yapılan ödemenin gönderenle olan başka ilişkileri (ödünç olarak elden verilen 50.000,00 TL’ye ilişkin olduğu) sebebi ile yapıldığı ileri sürülmüş, ödeme savunması kabul edilmemiştir.
Davaya konu senedin borçlusu davacı, alacaklısı davalı olup, tanzim tarihi 27.02.2018 ve vade tarihi 15.03.2020’dur. Davacı tarafından davalıya gönderilen 09.11.2019 tarihli 6.000,00 TL, 02.08.2018 tarihli 6.535,00 TL miktarlı hesaptan EFT banka dekontlarında ve 29.01.2019 tarihli 20.000,00 TL tutarlı tahsilat makbuzunda herhangi bir açıklamanın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, dava konusu senet tutarı HMK 201 maddesinde düzenlenen istisna kapsamında kalmadığından ve taraflar arasında HMK 203. maddesinde açıklanan yakınlık ilişkisi bulunsa bile, akdi ilişki senede bağlandıysa buna karşı ileri sürülen iddia ve savunmaların senetle ispatı gerektiğinden, bu hususta tanık beyanına başvurulamayacağı da açıktır.
İmzası ve altındaki içeriğine itiraz edilmeyen senetle, davacının, davalıya yazılı miktarda borçlu olduğu sabit olduğundan, kardeş olan taraflar arasındaki ödünç akdi senede bağlanmış olduğundan, davacının, senet bedelini davalı alacaklıya ödediğini yasal delillerle kanıtlaması zorunludur. Dava konusu senedin, düzenleme tarihinden önce yapılan ve az yukarıda belirtilen ödemeler davalı/ alacaklı tarafından kabul edilmediği ve dekontta/makbuzda dava konusu yapılan senede mahsuben ödeme yapıldığı belirtilmediğinden bu dekontlar tek başına davacıların borcuna mahsuben ödemeyi ispata elverişli değildir. Bu durumda, davacı davaya konu senet bedelini ödediğini yazılı delil ile kanıtlaması gerekirken kanıtlayamamıştır. Bu hal Mahkemeninde kabulündedir.
Ne var ki; davacı dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmıştır. Hal böyle olunca, Mahkeme tarafından yapılması gereken, dava dilekçesinde yemin deliline de dayandığı anlaşılan davacıya, davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak hâsıl olacak sonuç dairesinde bir karar vermektir.
Bu çerçevede, yukarıda belirtilen, kuşku ve duraksamaya yer olmayacak şekilde yargılamanın sonuçlandırılabilmesi için, gereken deliller toplanmaksızın ve değerlendirmeler yapılmaksızın karar verilmiş olduğu belirgin olup, açıklanan eksiklikler ikmal edilerek sonuca ulaşılması için 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.06.2021 tarih ve 2020/241 Esas – 2021/367 Karar sayılı kararının HMK’nin 353/1-a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2)Açıklanan eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3)Ödediği istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde davacıya iadesine
4)İstinaf kanun yolu yargılama giderlerinin, yeniden kurulacak hükümde gözetilmesine, artan istinaf gider avansının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-g maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile 20.10.2022 günü karar verildi.