Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/991 E. 2021/1555 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/991
KARAR NO : 2021/1555
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2019
NUMARASI : 2018/453E.2019/1175 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/10/2021
İSTEM:
Davacı vekili, davacının kendisine ait yapı marketin, market içi asma imalatında kullanılmak üzere, davalıdan 18.000 m3 planyalı silinmiş kereste ve 3.895 m3 kızılçam lamine ahşap profil satın aldığını ve bedelini ödediğini, davalı şirketten alınan ve imalatta kullanılan taşıyıcı kalasların bir müddet sonra esnemeye ve kırılmaya başladığını, davacı tarafından, davalı yandan bu ayıbın giderilmesinin istenildiği, ancak ayıp davalı yanca giderilmemesi üzerine, davacı yanca öncelikle 3 adet taşıyıcı kalasın 2.500,00 TL bedel ödenerek değiştirildiğini, sonrasında marketin içi asma tavanın düşmemesi için de asma tavanı çelik bağlantılar ile yapının çatısına bağladığını, bunun için de 1.239,40 TL değerinde malzeme aldığını ve 1.600,00 TL işçilik gideri ödediğini, yapılan tüm başvurulara rağmen davalı şirket tarafından ayıp giderilmeyince davacının geçici olarak bu önlemlere başvurduğunu, ancak geçici önlemlerin de mağazadaki hareketlilik göz önünde bulundurulduğunda yetersiz kalacağını, zararlarının tazmininin gerektiğini ileri sürerek; asma tavanın güçlendirilmesi için yapılan 2.839,40 TL, üç adet kirişin değiştirilmesi ödenen 2.500,00 TL malzeme ve işçilik ücreti, 350,00 TL bilirkişi ücreti, hatalı asma tavan kirişlerinin değiştirilmesi gereken 25.960,00 TL olmak üzere toplam 31.649,40 TL miktarın zarara sebep olan davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, görev ve yetki ilk itirazında bulunarak, davacı yanca yokluklarında alınan raporları kabul etmediklerini, davacı yanca süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, davacı tarafından sipariş edilen ebat ve boyutlarda ürünler hazırlanarak satıldığını, satın alma işlemi esnasında davalı yana söz konusu malzemelerin nerede ve ne amaçla kullanılacağı, proje vb. teknik herhangi bir belge sunulmadığını, davacını kendi hatalı eylemleri ile uğradığı zararda davalı yana kusur yüklenemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Ferdi Müdahil … vekili, davacının ahşap profil ve keresteleri alırken ne amaçla ve nerede kullanacağını belirtmediğini ve uygulamanın başkası tarafından yapıldığını, davalının davayı şirkete ihbar ettiğini, lamine ahşapların genelde dekoratif amaçla üretildiğini, taşıyıcılık görevi ifa edecek lamine ahşapların ise bir mimari projeye bağlı kalınarak ve bir statik konusunda uzman inşaat mühendisi tarafından statik hesabı yapılmış olarak özel üredildiğini, gerek davacının davalıya, gerekse davalının şirkete sundukları sipariş formunda, talep ettikleri kereste ve lamine ahşapların taşıyıcı kiriş olacağının belirtilmediği gibi, teknik bir projede sunulmadığını, dava sonunda verilecek kararın şirketi yakından ilgilendirdiğinden davaya Fer’i Müdahil olarak katılmalarına karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME:
“Davacıya, davaya konu malların 11/05/2016 ve 17/05/2016 tarihlerinde teslim edildiği, davacının, Türk Ticaret Kanunu’nun madde 23/1-c kapsamında davaya konu malın ayplı olduğunu davalı satıcıya yasal süresinde ihbarda bulunmadığı, kaldı ki dava konusu ahşap asma tavan işindeki hatalı ve problemli iş, malzeme ve imalattın davacının kendi şahsi hatasından kaynaklandığı, dosya kapsamında davalının ayıp ve kusurunun olmadığı kanaatine varılarak ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.,” gerekçesiyle, ” 1-Davacının davasının reddine,” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davacı vekili, dosyada da bulunan ve karara esas alınan bilirkişi raporu ile çelişen iki adet uzman görüşü ve rapora ilişkin itirazlarının mahkeme tarafından hiç dikkate alınmadığını, davacıya teslim edilen lamine ahşapların dekoratif amaçlı üretildiğini, taşıyıcılık görevi ifa edecek lamine ahşapların ise bir mimari projeye bağlı kalınarak özel olarak üretildiğinin feri müdahil vekili tarafından ifade edildiğini, davacının işyerindeki uygulamayı yapan davalı tanığı …’ın ifadesine göre “firma yetkililerine lamine istediklerini ancak bu laminenin nerede kullanılacağını yani çelik konstrüksiyon ile tutturulacağını ve asma tavan yapılacağını söyledikleri” beyanı karşısında davacıya istenilen malzemenin teslim edilmediğinin açık olduğunu, ürünlerde esneme, kırılma, tehlike yaratma hususlarının ayıplı olup olmadığının anlaşılabilmesi için uygun bir sürenin geçmesi gerektiğini, ayıp ortaya çıktığında hemen davalı tarafa bildirildiğini, imalatın ayıplı olduğu ve lamine ahşabın asma tavan ve çelik konstrüksiyonda kullanılacağı bilinmesine rağmen bu vasıfta olmayan basit ahşap laminenin davacıya teslim edildiği de açık olduğundan davanın kabulün karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
Dava, ticari satıştan kaynaklanan ayıba dayalı tazminat istemine ilişkin olup, istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri ile kamu düzeni kapsamında Daire önüne gelen uyuşmazlıklar dikkate alınmak sureti ile yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu;
Satış tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 23/c. maddesi uyarınca ticari alım satımlarda alıcı, açık ayıplar için iki, gizli ayıplar için ise sekiz günlük olan yasal süreler içerisinde inceleme yükümlülüğünü yerine getirip ayıp ihbarında bulunmalıdır. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223. maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. Türk Borçlar Kanunu 223/2 maddesine de göre, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Buna göre inceleme konusu somut olayda, ortaya çıkan ayıbın davalıya hemen bildirilmesi gerekirken bu bildirimde bulunulmamıştır. Öte yandan davacı yanca ürünleri ayıplı olduğu davalıya bildirildiği iddia edilmiş ise de; dosyada ayıpların davalı tarafa zamanında ve yasal şekilde ihbar edildiğine ilişkin herhangi bir belge ve delil bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; süresinde yapılan bir ayıp ihbarı bulunmadığı gözetildiğinde davacının ayıp ihbarında bulunmamakla satılanı ayıbı ile birlikte satın aldığının kabulü gerekir. Kaldı ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda malzemenin ayıplı olduğundan değil, davaya konu malzemenin asma tavan yapımına uygun olmaması nedeniyle belirtilen sorunlara yol açtığı da saptanmıştır.
Bu itibarla, Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın; dava dosyası kapsamında mevcut maddi delillere uygun, Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçelere dayandığı, delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik ve kamu düzenine aykırı bir halin varlığının tespit edilemediği dikkate alınmak sureti ile davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davacı vekilinin, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.11.2019 tarih ve 2018/453 Esas – 2019/1175 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3)İstinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4)İstinaf giderinin kullanılmayan kısmının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda,HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/10/2021 günü oybirliği ile karar verildi.