Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/911 E. 2021/1226 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/911
KARAR NO : 2021/1226
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :2019/938
KARAR NO :2019/589
KARAR TARİHİ :02/10/2019
DAVA : Menfi Tespit
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/07/2021
İSTEM: Davacı, kaynak suyunun kirlenmesi nedeniyle su ihtiyacını karşılamak için kuyu açıldığını ve bu şekilde kuyu suyu temin edildiğini, kullanılan kuyu suyunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca kontrol edildiğini ve denetimden her sene geçtiğini ve yaklaşık 15 yıldır biyolojik arıtmaya tabi tutulduğunu, kooperatifleri tarafından yapılmış olan ve yine kooperatife ait biyolojik arıtma tesisinde arıtılmakta olan kuyu suyundan çıkan atık suların arıtma işleminden geçirildikten sonra site içerisinde bulunan boş alanlara verildiğini, davalı kurumun site için kanalizasyon şebekesi yapmadığından dolayı kendileri tarafından arıtma tesisi yapılmak zorunda kalındığını, arıtma tesinin ruhsat, elektrik ve işletme giderlerinin de kooperatifleri için büyük külfet oluşturduğunu, şehir suyu bağlanması yönündeki taleplerinin ilgili kurumca kabul görmediğini, daha sonra … tarafından sunulu 10/09/2018 tarihinde tutulan tutanakla taraflarınca kooperatif bünyesinde açılan kuyu suyu için resen atık su aboneliği başlatıldığını, bu hususta yapılan işlemin hukuka aykırı olduğu yönündeki itirazlarının ilgili idarece dikkate alınmadığını, ancak sitelerinde mağduriyetlere sebep olunmaması adına ihtirazi kayıtla bu güne kadar fatura bedelleri olan 37.317,00 TL’nin davalıya ödendiğini, oysa kanalizasyon hizmeti olmayan yerlerde atık su bedeli alınamayacağını, davanın kabulüne, borçlu olmadıklarının tespitine 37.317,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile istirdadına, karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı, atık su kaynaklarının kanala bağlı olmasalar bile yine de yasal olarak atık sularını bertaraf etmek için …’dan atıksu hizmeti almak zorunda olduklarını, yani davalının hukuki olarak tabii olduğu mevzuata göre atıksuyunu vidanjörle taşıyarak idarelerinin … Tesisine deşarj etmek zorunda olduğunu, bu durumda ise atıksu bedeli için davalının idarelerinden atıksu hizmeti alıp almadığının ispat yükünün davalıya ait olduğunu, kanalizasyon hizmeti olmayan yerlerde de atıksu bedeli alınabileceğine ilişkin birçok Yargıtay kararı bulunduğunu, davanın reddine, karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:İlk derece mahkemesi, davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN :Davacı istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı, kooperatiflerin tacir olduğunu, davanın görev yönünden reddinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık ödenen atık su bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Kanunun 5. maddesi uyarınca ticari davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olup, dava tarihi itibariyle de Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesinde kooperatifin tanımı yapılmış ve tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek kişilerle kamu tüzel kişileri tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar olarak tanımlanmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 16/1. maddesinde de bütün ticari şirketler tacir olarak sayılmış, İkinci Kitabın “Ticari Şirketler” i düzenleyen Birinci kısımda yer alan 124/1. maddesinde de 136. maddesi hükmü aynen tekrar edilerek ticari şirketlerin kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibaret olduğu belirtilmiştir.
Yeni Türk Ticaret Kanunu bakımından da ticaret şirketleri arasında sayılan kooperatiflerle ilgili ana düzenleme şüphesiz ki 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’dur. Bu Kanunun 3. maddesinde kooperatif ve şubelerinin ticaret siciline tescil olunacağı, 7. maddesinde kooperatifin ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanacağı, 98. maddesinde de bu Kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda TTK’daki anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir. Ayrıca 99. maddesinde tarafı olduğu hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlendiği gibi 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 179. maddesindeki düzenleme uyarınca kooperatiflerin iflasa tabi oldukları da gözden kaçırılmamalıdır.
Tüm bu yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatiflerin ticaret şirketi ve tacir olduğu açıkça görülmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı kooperatif tacir olup, davalı … da tacir olduğundan davaya bakma görevi ticaret mahkemesine ait bulunmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde mahkemece, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.
Anlatılan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan davacının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1-a.3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/10/2019 tarih ve 2019/938 Esas – 2019/589 Karar sayılı kararının HMK’nin 353/1-a.3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2)Açıklanan eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3)Ödediği istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde davacıya iadesine,
4)İstinaf kanun yolu yargılama giderlerinin, yeniden kurulacak hükümde gözetilmesine,
5)Artan istinaf gider avansının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.