Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/789 E. 2021/1113 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/789
KARAR NO : 2021/1113
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.11.2019
NUMARASI : 2019/201 Esas 2019/657 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.06.2021
İSTEM:
Davacı vekili, davacı ….’nın diğer davacı şirketin yetkili temsilcisi olduğunu, davacı …’nın yetkilisi olduğu diğer davacı şirket adına davalıdan nakden aldığı borca karşılık 01.03.2019 tarihinde alacaklısı davalı olan 05.05.2019 vade tarihli, 135.000,00 TL bedelli senedi kendi adına asaleten, diğer davacı şirket adına yetkili temsilci sıfatı ile imzalamak sureti ile verdiğini, senede konu borcu 18.03.2019 tarihinde 65.000,00 TL, 01.04.2019 tarihinde 50.000,00 TL ve 06.05.2019 tarihinde 15.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 TL ödediği halde senedin iade edilmediğini ileri sürerek; söz konusu senet nedeniyle 130.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline karar verilmesini istemiş iken, 14.05.2019 tarihili dilekçesi ile, 05.05.2019 vade tarihli 135.000,00 TL bedelli senedin 130.000,00 TL’si davacılar tarafından ödenmiş olmakla bu işbu senet karşılığında 130.000,00 TL borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davacı tarafından yapılan toplam 130.000,00 TL ödemenin, davacı tarafından davalıdan alınan önceki borçlara istinaden verilen 10.04.2019 vade tarihli 235.000,00 TL bedelli ve aynı vade tarihli 270.000,00 TL bedelli senetlere ilişkin olduğunu, dava konusu yapılan senede ilişkin davacı yanca bir ödeme yapılmadığını, ödemelerin senet tarihinden önce olması ve senede ait ödeme olduğuna dair açıklama bulunmaması nedeniyle senet bedelinin ödendiğinin kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
MAHKEME:
“… senetten doğan hakkın varlığını iddia eden ve bundan dolayı lehine hak çıkaran davalı tarafın 235.000,00 TL bedelli ve 270.000,00 TL bedelli senetlerin davacı tarafından düzenlenip kendisine verdiğini ispatlaması gerekir. Oysa davalı taraf bu ispat yükünü yerine getirememiş olup, senetlerin asıllarının davacı tarafa teslim edildiğini bildirmiş ise de bu hususu ispatlayamamıştır. Buna karşılık davacı taraf, gerçekleşen 130.000,00 TL ödeme ile dava ve takip konusu 05.05.2019 vade tarihli ve 135.000,00 TL bedelli bononun 130.000,00 TL’lik bölümünü ödediğini ispatlamıştır.
Bu açıklamalar ışığında, davacı tarafından davalıya banka kanalıyla 18.03.2019 tarihli 65.000,00 TL bedelli, 01.04.2019 tarihli 50.000,00 TL bedelli ve 06.05.2019 tarihli 15.000,00 TL bedelli ödemelerin dava ve takip konusu senede mahsuben gerçekleştiği, 135.000,00 TL bedelli senedin 130.000,00 TL’lik bölümünden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle,
” I – Davanın KABULÜNE,
Davacıların İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2019/7459 E.sayılı icra takibine konu edilen 05/05/2019 vade tarihli ve 135.000,00 TL bedelli bononun 130.000,00 TL’lik bölümünden dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Davalı tarafın ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin REDDİNE, ihtiyati tedbirin DEVAMINA,” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davalı vekili, davacı tarafından yapılan toplam 130.000,00 TL ödemenin, davacı tarafından davalıdan alınan önceki borçlara istinaden verilen 10.04.2019 vade tarihli 235.000,00 TL bedelli ve aynı vade tarihli 270.000,00 TL bedelli senetlere ilişkin olduğunu, davacı yanca söz konusu bu senetlere konu borcun büyük bir kısmı ödendiğinden ve bakiye kalan 135.000,00 TL için dava konusu yapılan senet düzenlenerek davalıya verildiğinden, davalı yanca söz konusu 10.04.2019 vade tarihli 235.000,00 TL bedelli ve aynı vade tarihli 270.000,00 TL bedelli senet asıllarının davacıya iade edildiğini, dava konusu yapılan senede ilişkin davacı yanca bir ödeme yapılmadığını, ödemelerin senet tarihinden önce olması ve senede ait ödeme olduğuna dair açıklama bulunmaması nedeniyle senet bedelinin ödendiğinin kabul edilemeyeceğini istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
Dava, bedelinin ödendiği iddia olunan bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri ile kamu düzeni kapsamında Daire önüne gelen uyuşmazlıklar dikkate alınmak sureti ile yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu;
Davacı borçlu tarafından senet bedelinden 130.000,00 TL’nin banka havalesi ile davalıya ödendiğini iddia edilmiştir. Davalı alacaklı tarafından söz konusu dekontla yapılan ödemenin gönderenle olan başka ilişkileri (10.04.2019 vade tarihli 235.000,00 TL bedelli ve aynı vade tarihli 270.000,00 TL bedelli senetlere ilişkin olduğu) sebebi ile yapıldığı ileri sürülmüş, ödeme savunması kabul edilmemiştir.
Davaya konu senedin borçlusu davacılar, alacaklısı davalı olup, tanzim tarihi 01.04.2019 ve vade tarihi 05.05.2019’dur. Davacı tarafından davalıya gönderilen 18.03.2019 tarihli 65.000,00 TL, 01.04.2019 tarihli 50.000,00 TL ve 06.05.2019 tarihli 15.000,00 TL miktarlı hesaptan EFT banka dekontlarında, “Sıhli İpkıran senet bedeli” şeklinde açıklamanın bulunduğu anlaşılmaktadır.
İmzası ve altındaki içeriğine itiraz edilmeyen senetle, davacıların davalıya yazılı miktarda borçlu olduğu sabit olduğundan, davacıların, senet bedelini davalı alacaklıya ödediğini yasal delillerle kanıtlaması zorunludur. Dava konusu senedin, düzenleme tarihinden önce yapılan 18.03.2019 tarihli 65.000,00 TL ile tanzim tarihi olan 01.04.2019 tarihinde yapılan 50.000,00 TL ödemeler davalı/ alacaklı tarafından kabul edilmediği ve dekontta dava konusu yapılan senede mahsuben ödeme yapıldığı belirtilmediğinden bu dekontlar tek başına davacıların borcuna mahsuben ödemeyi ispata elverişli değildir. Bununla birlikte, senedin yazılı tanzim tarihinden önce davalı alacaklıya verildiği yönündeki iddia da davacı yanca ispat edilemediği belirgin olduğundan, belirtilen miktar (115.000,00 TL) yönünden davanın kabulüne dair verilen usul ve esas yönlerden hukuka aykırı olduğundan; açıklanan yöne ilişkin davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 102. (818 sayılı BK’nın 86/1.) maddesinin “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır.” hükmünü haiz olup, 06.05.2019 tarihli 15.000,00 TL miktarlı ödemenin muaccel olan başka bir borca mahsuben yapıldığını kanıtlama durumunda bulunan davalının bu hususu kanıtlayamamış olmasına göre, yapılan bu ödemenin davacıların davalıya olan senede bağlanmış borcuna yönelik olduğuna dair Mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığından, bu miktar yönünden davanın kabulüne dair usûl ve esasa uygun olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılan mahkeme hükmüne yönelik, davalı vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçelerinin yerinde ve kabul edilebilir olmadığı sonucuna varılmıştır.
Hal böyle olunca; davalının, talep edilebilir alacağının 120.000,00 TL olduğu gözetilerek; takibe konu senedin 15.000,00 TL’si yönünden davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu halde, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, incelenen kararın HMK’nin 353/1-b.2 maddesi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesi, gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
A)Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle; Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.03.2019 tarih ve 2017/97 Esas – 2019/76 Karar sayılı kararının, HMK’nin 353/1-b.2 maddesi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASINA ve ESAS HAKKINDA YENİDEN KARAR VERİLMESİNE;
B-1)Davanın Kısmen Kabulü ile;
İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2019/7459 esas sayılı icra takibine konu edilen 05.05.2019 vade tarihli ve 135.000,00 TL bedelli bononun; 15.000,00 TL’si yönünden davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2)Davacı tarafından yatırılan 2.220,08 TL peşin harçtan, alınması gereken 1.024,65 TL nispi karar ve ilam harcın mahsubu ile bakiye 1.195,43 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3)Davacı tarafça yatırılan 1.024,65 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4)Davacı tarafça yapılan 44,40 TL başvurma harcı, davetiye gideri, posta masrafı 114,80 TL olmak üzere toplam 159,2 TL yargılama giderinden, davanın kabul edilen kısmına göre oranlanan 18,37 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
5-a)Davacılar, davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
b-Davalı, davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 14.875,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
C-1)Ödediği istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde davalıya iadesine
2)İstinaf başvurusunda bulunan davalının yapmış olduğu 31,50 TL istinaf giderinin davacılardan alınarak, davalıya verilmesine,
3)Kullanılmayan istinaf gider avansının HMK’ nin 333/1. maddesi uyarınca ilgilisine iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, HMK’nın 361 vd. maddeleri uyarınca kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 29.06.2021 günü oybirliği ile karar verildi.