Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/788
KARAR NO : 2021/1119
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03.12.2019
NUMARASI : 2019/453 Esas 2019/144 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.06.2021
İSTEM:
Davacı vekili, davacı şirket tarafından, davalıya tahsis edilen şoförlü araç kira bedeli olan 8.300 USD’nin gönderilen ihtarnameye rağmen ödenmediği ileri sürerek; ödemeyen araç kira bedeli 8.300 USD, işlemiş faiz 379,30 USD olmak üzere toplam 8.679,30 USD ile 320,00 TL ihtarname ücretinden oluşan miktarın tahsili amacıyla başlatılan İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/15478 sayılı dosyasında, davalı borçlunun yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, kira alacağından doğan eldeki dava da görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olan Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının, davacıdan araç kiralama hizmeti satın almadığını ve davacıya borcu bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
MAHKEME:
“…Yapılan araştırma sonucunda Davalı …’in tacir olmadığı, ayrı bir ticari işletmesinin bulunmadığı, davacının tacir olmasının ise tek başına uyuşmazlığı ticari bir dava niteliğine getirmeyeceği, yapılan hizmet sözleşmesi ile her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren bir husus bulunmadığı gibi; uyuşmazlığın TTK.’nun 4. maddesinde sayılan diğer uyuşmazlıklar arasında yer almadığı, davanın ticaret mahkemelerinde bakılacağına ilişkin açık bir yasa hükmünün de bulunmadığı, bu itibarla davanın; ticari bir dava olmaması nedeniyle davaya bakma görevi mahkememize ait olmayıp, genel hükümlere göre çözülmesi gereken ve genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu görev hususu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece her aşamada görevsizlik kararı verilebileceğinden davalı aleyhine açılan davada; İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğu, …” gerekçesiyle,
“1-HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle usulden REDDİNE,
2- HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davalı vekili, mahkemenin görevli olmadığında ilişkin kabulü doğru ise de, kira alacağından doğan eldeki dava da görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olan Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğuna yönelik yapılan ilk itirazları hakkında mahkemece bir karar verilmediğini,davanın kabulüne dair verilen kararın hukuka aykırı olduğunu istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE;
Dava, şoförlü araç hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri ile kamu düzeni kapsamında Daire önüne gelen uyuşmazlık; görevli mahkemenin belirlenmesidir.
Somut olayda; takip dayanağı fatura içeriği göz önüne alındığında sözleşmenin şoförlü taşıma hizmetine ilişkin olduğu, taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, dava; şoförlü taşıma hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğundan, sözleşme taraflarının tacir olması halinde TTK m. 4 uyarınca davanın ticari dava olarak aynı kanunun 5. maddesi gereğince Ticaret Mahkemesinde bakılması, tarafların tacir olmaması halinde ise Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekecektir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. maddesi dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçılar Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’a göre kurulmuş olan davalı birliğin tacir sıfatı bulunmamaktadır. O halde, davalı tacir olmadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir.
Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, dava şartları ilk itirazlardan farklıdır. Dava şartlarının bulunmadığı davanın her aşamasında ileri sürülebildiği ve mahkemece kendiliğinden dikkate alınabildiği halde, ilk itirazlar ancak davanın başında cevap süresi içinde cevap dilekçesiyle ileri sürülebilir ve mahkemece kendiliğinden dikkate alınamaz. İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir (HMK. m.117.2). İlk itirazlar ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır (HMK. m. 117.3). Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı ise ilk itirazlardandır. Bu halde mahkemece öncelikle dava şartı olan görevli olup olmadığının incelenmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu halde, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen kararın; dava dosyası kapsamında mevcut maddi delillere uygun, yasal ve hukuksal gerekçelere dayandığı, delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik ve kamu düzenine aykırı bir halin varlığının tespit edilemediği dikkate alınmak sureti ile davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1-b.3 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davalı vekilinin, İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.12.2019 tarih ve 2019/453 Esas – 2019/144 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b.3 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3)İstinaf giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4)İstinaf giderinin kullanılmayan kısmının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca davalıya iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 29.06.2021 günü oybirliği ile karar verildi.