Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/476 E. 2021/498 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/476
KARAR NO : 2021/498
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21.12.2018
NUMARASI : 2017/1471Esas 2018/1111 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 30.03.2021

İSTEM:
Davacı vekili, taraflar arasında, bilgisayar programı yapılması hususunda sözleşmeye dayanan ve davacı tarafından borcu ifa edilmiş, program temini/yapılması hususunda sözleşme bulunduğunu, davalının sahip olduğu rehabilitasyon merkezine danışmanlık hizmeti veren davacının, ödenmeyen danışmanlık ücretinin tahsili için başlatılan İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2017/703 Esas sayılı dosyasında, davalı borçlunun yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, bilgisayar programı yapımı (üretimi) konusunda davacı ile davalı arasında hiçbir zaman anlaşma ya da sözleşme düzenlenmediğini, davalının, disleksi rahatsızlığı olan çocuklar için kurduğu özel okul için yapılacak web sitesi ve sosyal medya hesaplarının yönetilmesi işi için davacının sahibi olduğu şirketin yetkilisi olduğunu bildiren … ile görüştüğünü, sosyal medya hesaplarının yönetilmesi hizmetleri için talep edilen ücretler, fahiş sayılabilecek lüks yol ve yemek masrafları ile üçüncü kişilere ödenen miktarların tümünün davalı tarafından ödendiğini, davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacıdan herhangi bir hizmet alınmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME:
“Bu açıklamalara göre; somut olayda davacı taraf tacir olmayıp, sadece davalı tarafın tacir olması, uyuşmazlığı ticari bir iş saysa dahi, ticari bir dava niteliğine getirmeyeceği, uyuşmazlığın TTK.’nun 4.maddesinde sayılan uyuşmazlıklar arasında yer almadığı, davanın ticaret mahkemelerinde bakılacağına ilişkin açık bir yasa hükmünün de bulunmadığı, bu itibarla davanın; ticari bir dava olmaması nedeniyle davaya bakma görevi mahkememize ait olmayıp, genel hükümlere göre çözülmesi gereken ve genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine aittir.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 18/10/2016 tarih, 2016/10789 Esas ve 2016/8226 Karar)
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı aleyhine açılan davada; “görev” dava şartı yokluğundan HMK 1, 114/1-c, 115/1-2, 6102 sayılı TTK 4/1-a maddeleri gereğince, davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesi ve HMK”nın 20. maddesi gereğince iki haftalık sürede başvurulması halinde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi”ne gönderilmesine, dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle,
“1-Davalı aleyhine açılan davada; “görev ” dava şartı yokluğundan HMK 1, 114/1-c, 115/1-2, 6102 sayılı TTK 4/1-a maddeleri gereğince, davanın Usulden Reddine,
2-Kararın kesinleşmesi ve HMK’nın 20. maddesi gereğince iki haftalık sürede başvurulması halinde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi”ne gönderilmesine,” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davacı vekili, ticari işletmeden kaynaklanan eldeki uyuşmazlıkta Ticaret Mahkemeleri görevli olduğundan, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
İstinaf başvuru sebep ve gerekçeleri ile kamu düzeni kapsamında Daire önüne gelen uyuşmazlıklar dikkate alınmak sureti ile yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu;
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a),(b),(c),(d),(e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması, ya da açılan davanın maddede 6. bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Somut olayda; uyuşmazlık danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve mahkemenin uyuşmazlığı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla çözmesi için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur.
Davalı tacir ise de, davacı, uyuşmazlık konusu işleri, esnaf işletmesiyle ilgili olarak yapmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere, davacı tacir niteliği taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir.
Bu halde, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen kararın; dava dosyası kapsamında mevcut maddi delillere uygun, yasal ve hukuksal gerekçelere dayandığı, delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik ve kamu düzenine aykırı bir halin varlığının tespit edilemediği dikkate alınmak sureti ile davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davacı vekilinin, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.12.2018 tarih ve 2017/1471 Esas – 2018/1111 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)Alınması gereken 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3)İstinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4)İstinaf giderinin kullanılmayan kısmının HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca 30.03.2021 tarihinde KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.