Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1892 E. 2022/26 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2020/1892
KARAR NO : 2022/26

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2020
NUMARASI : 2018/83 ESAS – 2020/275 KARAR
DAVA : İstirdat (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ :05.01.2022

İSTEM:
Davacı vekili, … ili … ilçesi … köyü … ada, …parsel sayılı taşınmazda 23976628 tesisat nolu tarımsal sulama abonesi olan davacı aleyhine, davalı tarafından İzmir 17. İcra Müdürlüğünün 2016/2369 esas sayılı dosyası ile 2015/6-8-11 dönemine ait elektrik tüketim bedeli 20.432,30 TL’nin tahsili için başlatılan takibe davacı yanca süresinde itiraz edilemediğinden takibin kesinleştiğini, davacının icra tehdidi altında 05.08.2016 tarihinde ihtirazı kayıtla 28.235,00 TL olarak takip dosyasına ödediğini, icra takibine konu olan bedelin ve faiz miktarının ve oranının hatalı ve fahiş olduğunu, yapılan başvuru sonucunda sayacın hatalı okunduğunun davalı tarafından da tespit edildiğini ileri sürerek; davacı tarafından fazla ödenen bedelin ödeme tarihi olan 05.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdadına, iş bu talepleri yerinde görülmediği takdirde yine takip tarihinden önce asıl alacağa işletilen %16,80 oranındaki haksız ve hukuka aykırı faizin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesin istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davacının tarımsal sulama aboneliğinin bulunduğunu, 23976628 numaralı tesisatın sayaç raporuna ve endeks dökümüne göre itiraza konu olan faturada herhangi bir hata bulunmadığını, iddia edildiği gibi herhangi bir hatalı okumanın olmadığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
MAHKEME:
“… Dosya içerisine sunulan taraflar arasındaki perakende elektrik satış sözleşmesi, sayaç değiştirme tutanağı davacı tarafından sunulan fotoğraflar ile davacı tanığının beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bilirkişi ek raporunda davacının beyan ve itirazlarının karşılandığı görülmekle bilirkişi raporu mahkememizce de benimsenerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle,
“1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 2.181,32-TL’nin 05/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar vermiştir.
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ:
Davacı vekili, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları itirazlar ve duruşmada dinlenilen tanığın beyanları nazara alınmaksızın hüküm kurulduğunu, dava konusu yapılan sayacın 4 hane olarak okunması gereken küsurat hanesi de dahil edilerek 5 haneli gibi okunması neticesinde söz konusu hatalı okumanın meydana geldiğini, sayaç panosu üzerinde … tarafından sayacın “4 haneli” olduğuna ilişkin not düşüldüğünü, sayacın hatalı okunduğunun … Kemalpaşa Müdürlüğü tarafından tespit edilmiş olduğunu, talep edilmesine rağmen Mahkemece, aboneliğe ait dosyanın ve endeks okuma tutanaklarının celp edilmediğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili, davalı şirket tarafından düzenlenen faturada işletilen faiz miktarı ve toplam borç miktarı yasal düzenlemelere uygun olduğundan ve sayaç okumasında bir hata bulunmadığından davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
Dava, davacının taraf olduğu “tarımsal sulama” nitelikli elektrik aboneliğine ilişkin sözleşme uyarınca, hatalı sayaç okunması nedenine dayalı olarak fazladan ödendiği iddia edilen enerji tüketim bedelinin istirdadı istemine ilişkin olup, istinaf başvuru sebepleri ve kamu düzenine çerçevesinde Daire önüne gelen uyuşmazlıklar dikkate alınarak yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
Anayasanın 37. maddesine göre, “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’unun (HMK) 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 114/c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Dolayısıyla görev konusunun, mahkemelerce her aşamada resen gözetilmesi gerekir.
Bununla birlikte HMK’nın 23/2. maddesinde, “Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.” hükümlerine yer verilmiştir.
Buna göre, Mahkemece verilen görevsizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde; bu karar dosyanın görevsizlik kararıyla gönderildiği mahkemeyi bağlamaz. Dosyanın gönderildiği mahkeme de görevsizlik kararı verebilir.
Somut olayda; hakkında tacir olduğu iddiası bulunmayan davacı ile davalı arasındaki aboneliğin tarımsal sulama aboneliği niteliğinde olduğu ve davaya konu edilen faturanın da bu aboneliğe ilişkin olduğu anlaşıldığından; uyuşmazlığın çözümü Ticaret Mahkemelerinin değil, Genel Mahkemelerin görevi içerisindedir. (Yargıtay 3. HD’nin 28.05.2018 tarih ve 2016/19575 esas – 2018/5862 karar sayılı ilamı)
Hal böyle olunca, davayı yürütmekte Asliye Hukuk Mahkemelerin görevli olduğu belirgin olduğundan, HMK’nin 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usul (görev) yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmesine karşın, esasa girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve esas yönlerden hukuka aykırı olup; sair istinaf başvuru gerekçeleri bu aşamada değerlendirilmeksizin aynı kanunun 353/1-a.3 maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemelerin görevli olduğuna dair görevsizlik kararı verilmesi için Mahkeme kararının kaldırılmasına yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun kabul edilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1)Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.06.2020 tarih ve 2018/83 Esas – 2020/275 Karar sayılı kararının HMK’nin 353/1-a.3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3)Davacı ve davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harçlarının istekleri halinde taraflara iadesine,
4)HMK’nin 331/2. maddesi gözetilmek suretiyle istinaf kanun yolu başvuru giderlerinin yeniden verilecek hükümde değerlendirilmesine, kullanılmayan istinaf giderinin ilgilisine iadesine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile 05.01.2022 tarihinde karar verildi.