Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/997 E. 2023/1000 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/997
KARAR NO : 2023/1000

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2023 (Talep) – 22/03/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/224 Esas (derdest)
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senedine Dayalı)
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 14/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/224 Esas sayılı dosyasından verilen 22/03/2023 tarihli ara kararın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA/TALEP:
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; davalı takip alacaklıları tarafından, müvekkili aleyhine Ödemiş İcra Müdürlüğü’nün 2023/404, 2023/405, 2023/406, 2023/407, 2023/408 ve 2023/409 sayılı dosyaları ile kambiyo senetlerine müstenit haciz yolu ile takip başlatıldığını, müvekkilinin davalı takip alacaklılarına herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili … ile davalılar arasında patates üretimine ilişkin sözleşme bulunduğunu, müvekkilinin, davalılara sözleşme gereği edimini yerine getirdiğini, 28/11/2022 tarihinde alacaklı oldukları iddiasıyla davalılar ve dava dışı … ve … isimli şahısların, müvekkilinin geliş gidişini kolladığını ve en nihayetinde …’de bulunan … isimli işyeri önünde sıkıştırdıklarını, restoranda silah zoruyla 2-3 saat alıkoyduklarını, alıkoyan kişiler arasında davalılar …, …, …, …, …, … ve dava dışı …, …’ın bulunduğunu, restoranda hiçbir müşteri olmadığından emin olarak müvekkilini oraya getirdiklerini, zorla alıkoyma anında müvekkilinin yanında bulunan … ile işletme sahipleri … ve …’in tüm olaylara şahit olduklarını, davalı …’ın, bulundukları işletmeden bir sipariş adisyon fişi aldığını ve kafasına göre tek tek kimin ne kadar alacaklı olduğunu bu sipariş adisyon fişine yazarak müvekkiline uzattığını, senetlere bu bedelleri yazmasını ve imza etmesini istediğini, davalıların lideri ve sözcüsü gibi hareket eden dava dışı …’nin de belindeki silahı görüşme boyu göstererek davalı … tarafından bilgileri doldurulmuş bonoları müvekkilinin önüne koyduğunu ve “buradan çıkış biletin bu, imzalamadan çıkış yok sana …!” demek suretiyle müvekkiline korkutma ve tehdit ile bonoları imzalattıklarını, müvekkilinin önüne koyulan bonoları uzunca süre imzalamaktan imtina ettiğini, davalılar ve beraberindekileri iknaya çalıştığını ve direnmişse de silah tehdidi ve başka çıkış yolu olmaması nedeniyle sonunda zorla imzalamak durumunda kaldığını, müvekkilinin alacaklı görünen davalılara herhangi bir borcu olmadığını, icra takibine konu senedin korkutularak, alıkonularak müvekkiline zorla imzalatılması nedeniyle geçersiz olduğunu, davalıların ve beraberindeki şahısların yaptıkları silahla yağma ve hürriyeti yoksun kılma suçlarını oluşturduğunu, bu konuda davalılar ve dava dışı … hakkında suç duyurusunda bulunulması sonucunda Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2023/1281 soruşturma numaralı dosyasıyla yürütülen soruşturmanın devam ettiğini, orada bulunan … ve esasen orada bulunmamakla birlikte …’ nin talimatıyla lehine bono düzenlenen … ve …’ın alacaklı olmadıklarını bildiklerinden ve işlenen suçu benimsemediklerinden bonolardaki boşlukları doldurmadıklarını, bonoları müvekkiline iadeye hazır olduklarını bildirdiklerini, orada bulunan …’ın kalabalık içinde tepki çekmemek adına ses edemediğini, fakat işlenen suçu tasvip etmediğinden bahisle müvekkilinden alacaklı olmadığını bildirdiğini, tüm davalılar tarafından yakın saatlerde müvekkiline karşı icra takibi başlatılmasının müvekkiline karşı organize şekilde hareket edildiğini gösterdiğini, ekte … lehine düzenlenmiş, adres vade ve diğer bilgileri henüz doldurulmamış bono örneği bulunduğunu, buradan bonoların boş verildiği ve boş yerlerin davalı …’ın kafasına göre doldurulduğunun ve dolayısıyla müvekkiline zorla imzalatıldığının ortaya çıktığını, yazıların tek elden çıktığının ve davalı …’a ait olduğunun rahatlıkla anlaşıldığını, müvekkilinin davaya konu ve dava dışı takiplere dayanak bonoların her birinde kendi imzasına benzeyen, fakat korku ve endişe ile her defasında birbirinden farklı imzalar attığını, müvekkilinin, maddi ve manevi anlamda zor günler geçirdiğini, haciz tehdidi altında olduğunu, mesleki faaliyetlerinin durma noktasına geldiğini, temelde yer almayan bir borç ilişkisine dayalı olarak müvekkili hakkında icra takibi başlatılmasının ve haciz işlemlerinin, telafisi zor olaylar meydana getirebileceğini, icra takiplerinin teminatsız, aksi halde uygun bir teminat karşılığı tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, mümkün olmaması halinde icra dairesi hesabına yapılan ödemelerin alacaklılara ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasını, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalıların asıl alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Somut olayda; davaya konu bonolardaki imzaların inkar edilmediği ve davacılar vekilinin ‘bu bonoların müvekkillerine korkutularak, alıkonularak ve zorla imzalatılması nedeniyle geçersiz olduğu’ nu ileri sürdüğü, davacılar vekilinin dava dilekçesi ekinde delil olarak adisyon fişini sunduğu ve ceza dosyasına da delil olarak dayandığı, getirtilen ceza dosyası incelendiğinde ise; soruşturmanın yeni başlatıldığı ve henüz ifadelerin alınmadığının görüldüğü, ihtiyati tedbir isteğinde bulunan tarafın haklılığını, haklı sebebin varlığını yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde kanıtlaması gerektiği, soyut iddiadan daha çok, tam ispattan daha az bir durumun varlığı halinde yaklaşık ispat halinden söz edilebileceği, dolayısıyla ihtiyati tedbir isteyenin, ileri sürülen hakkın varlığı ve bu hakkın tehlikede olduğu konusunda mahkemede güçlü bir kanaat oluşması gerektiği, dava dilekçesi ekinde ileri sürülen iddiaların yargılamayı gerektirir nitelikte olup, dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerden ‘yaklaşık ispat’ kuralı çerçevesinde mahkemede ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönünde kanaat oluşmadığından, yerinde görülmeyen İHTİYATİ TEDBİR İSTEĞİNİN REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından, “…İhtiyati tedbir taleplerinin reddine dair kararın hakkaniyete, yasalara ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı görünen davalılara borcu bulunmadığını, müvekkili … ile davalılar arasında patates üretimine ilişkin sözleşme bulunduğunu, müvekkilinin, sözleşme gereği edimini yerine getirdiğini, alacaklı oldukları iddiasıyla davalılar ve dava dışı … ve … isimli şahısların, müvekkilinin geliş gidişini kollayıp gelmesini beklediğini ve en nihayetinde …’de bulunan … isimli işyeri önünde sıkıştırdıklarını, restoranda silah zorluya 2-3 saat alıkoyduklarını, müvekkilinin yanında bulunan … ile işletme sahipleri … ve …’in tüm olaylara şahit olduklarını, davalı …’ın, bulundukları işletmeden bir sipariş adisyon fişi aldığını ve kafasına göre tek tek kimin ne kadar alacaklı olduğunu bu sipariş adisyon fişine yazarak müvekkiline uzattığını, senetlere bu bedelleri yazmasını ve imza etmesini istediğini, davalıların lideri ve sözcüsü gibi hareket eden dava dışı …’nin, belindeki silahı göstererek; ‘buradan çıkış biletin bu, imzalamadan çıkış yok sana …!’ demek suretiyle müvekkiline zorla (korkutma ve tehdit ile) bonoları imzalattıklarını, senetlerin korkutularak, alıkonularak müvekkiline zorla imzalatılması nedeniyle geçersiz olduğunu, şahısların yaptıkları silahla yağma ve hürriyeti yoksun kılma suçlarını oluşturduğundan bu konuda suç duyurusunda bulunulması sonucunda Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2023/1281 soruşturma numaralı dosyasıyla yürütülen soruşturmanın devam ettiğini, tanık ifadelerinin alındığını, tanık ifadeleri ile senetlerin müvekkiline zorla imzalatıldığının ispatlandığını, savcılığa şikayette bulunmadıkları …, … ve …’ın alacaklı olmadıklarını bildiklerinden ve işlenen suçu benimsemediklerinden bonoları müvekkiline iadeye hazır olduklarını bildirdiklerini, davalılar tarafından aynı gün ve saatlerde icra takibi başlatılmasının müvekkiline karşı organize şekilde hareket edildiğini gösterdiğini, dava dilekçesi ekinde … lehine düzenlenmiş, adres vade ve diğer bilgileri henüz doldurulmamış bono örneğinin ve müvekkiline silah zoruyla imzalatılan ve icra takibine konu edilen diğer bono örneklerinin yer aldığını, buradan bonoların boş verildiği ve boş yerleri davalı …’ın kafasına göre doldurduğu ve dolayısıyla müvekkiline zorla imzalatıldığının ortaya çıktığını, yazıların tek elden çıktığı ve davalı …’a ait olduğunun rahatlıkla anlaşıldığını, müvekkilinin bonoların her birinde kendi imzasına benzeyen fakat korku ve endişe ile her defasında birbirinden farklı imzalar attığını, müvekkilinin, maddi ve manevi anlamda zor günler geçirdiğini, haciz tehdidi altında olduğunu, mesleki faaliyetlerinin durma noktasına geldiğini, mahkemenin vermiş olduğu karara dayanak gösterdiği gerekçelerin de hukuki bulunmadığını, müvekkilinin hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmasından ya da tamamen imkansız hale gelmesinden zarar görecek kişi olduğunu, ayrıca, sundukları delillerin haklılıklarını ispatlayacak nitelikte olduğunu, soruşturma dosyasında alınan tanık ifadeleriyle de senetlerin müvekkiline zorla imzalatıldığının ispatlandığını, esasen temelde yer almayan bir borç ilişkisine dayalı olarak müvekkili hakkında icra takibi başlatılmasıyla telafisi imkansız sonuçlar meydana getirebileceğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, İİK’ nın 72/3. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan bonolara dayalı menfi tespit davası içinde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verildiği, karara karşı ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK 390/3. maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; her ne kadar ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından, takibe konulan tüm senetlerin silah tehdidi altında cebir ve baskıyla imzalatıldığı ileri sürülmüşse de, bu konudaki iddiaların henüz savcılık soruşturması aşamasında olduğu, davacının beyanlarında davalılarla “patates alım satım ilişkisi” olduğunu beyan etmekle birlikte, bonolardaki borcu kabul etmediğinin görüldüğü, taraflar arasında ticari ilişki bulunmasına ve davacının iddialarını somut olarak destekleyecek delillerin dosya kapsamında bulunmamasına, bahse konu sipariş fişinin imzasız olup kim tarafından düzenlendiği belirsiz ve belge vasfının bulunmamasına, tarafların aralarındaki alacak-borç miktarının henüz belirlenmemiş olmasına, yine bonoların boş olarak zorla imzalatılıp sonradan doldurulduğuna dair iddiaların da yargılamaya muhtaç olmasına göre bu aşamada, dosya kapsamı itibariyle yaklaşık ispat koşulunun sağlanmamış olduğu, bu nedenle mahkemece verilen kararda ve gerekçesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/224 Esas sayılı dosyasından verilen 22/03/2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir talep eden/davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/06/2023