Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/985 E. 2023/921 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/985
KARAR NO : 2023/921

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2022 (Dava) – 03/03/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/800 Esas (Derdest Dosya)
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

BİRLEŞEN AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2023/123 ESAS 2023/72 KARAR SAYILI DOSYASINDA
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2023
BAM KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2023 ara karar tarihli ve 2022/800 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili adına öncelikle Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/800 esas sayılı dosyası ile irtibatlı olması nedeniyle 6100 sayılı HMK 166 maddesi gereğince birleştirilmesini, davalıya protestodan sonra beyaz ciro ile devredilen 05/072022 tanzim 28/09/2022 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli bononun icra takibine konu edildiği Niğde İcra Müdürlüğünün 2022/10267 esas sayılı dosyasının ihtiyati tedbir kararı ile yargılama sonuna kadar durdurulmasını, davacının davalıya hiçbir borcu ve alışverişi olmadığını elinden zorla alınan 05/07/2022 tanzim 28/09/2022 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli bonodan borçlu olmadığının tespitine, davalının protestodan sonra devir aldığı bonoda beyaz ciro nedeniyle alacağın temlikinin yazılı şekli şartı bulunmadığını alacaklı olmadığının tespiti ile müvekkil elinden zorla alınan ve Niğde İcra Müdürlüğünün 2022/10267 esas sayılı dosyasına dayanak bononun iptalini, davalının yedinde bulunan veya beyan ettiği …’a cirosu ile verilen 05/07/2022 tanzim 28/09/2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli bononun yargılama sürecinde protesto sonrası beyaz ciro ile verilen bononun icra takibine konu edilmesi nedeniyle İİK 72/1-2 gereğince dosyada mevcut %15 miktarlı 15000 TL bedelli nakti teminat mukabilinde ihtiyati tedbir verilmesine, takibin yargılama sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, haksız ve kötü niyetli davalının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideriyle avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; borca konu kambiyo senedi incelendiğinde düzenleme yeri olarak “NİĞDE” yazdığının görüldüğünü, yetkisiz mahkemede işbu davanın ikame edildiğini, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Niğde Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, davacının sunmuş olduğu olay örgüsünü kabul etmenin mümkün olmadığını, maddi anlamda karşılığı olmayan kurgusal yollarla olay örgüsü oluşturmaya çalışılıp anlaşmalı tanıklarla ispat etme çabası içine giren davacı yanın bu şekilde borçtan kurtulmaya çalıştığını, davalı yanın borcuna karşılık olarak senet verdiğini, söz konusu borç senet borcu olup sebepten mücerrett olduğunu, davacı yanın belirtmiş olduğu gibi zorla alınma iddiasının somut olayda mevcut olmadığını, zorla senet alınan kişinin cebir altında senedin fotoğrafını çekmesi/çekebilmesinin kendisinden beklenemeyeceğini, iddia ettiği olay ile somut olayın çeliştiğini, yine zorla senet alınma iddiası karşısında alındığı iddia edilen yer kamusal bir alan olup aleniyete konu bir yol kenarı olduğunu, davacının bile bu hususu şikayetinde ikrar ettiğini, söz konusu aleni bir yerde zorla senet alınmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı yanda en ufak bir yaralanma dahi olmamışken davacı yanın bu iddiasının yine somut karşılığı bulunmadığını, zorla senet alındığı iddiasına rağmen olaydan 1 gün geçtikten sonra şikayette bulunulmuş olunmasının yine çelişkiye konu bir durum olduğunu, davacı yandan beklenen durum hemen adli mercilere başvurması iken yağma suçunun mağduru olduğunu iddia eden davacının 1 gün bekledikten sonra şikayette bulunmuş olmasının yine çelişki dolu, borçtan kurtulma amaçlı kötüniyete konu bir davranış olduğunu, ispat külfetinin davacıda olduğunu, bonodaki keşideci imzasının inkar edilmediğini, takip dayanağı bonoda temel ilişkiye dair kayıt da bulunmadığını, bononun konu olduğu bir menfi tespit davasında Yargıtay’ın verdiği güncel kararlarda borç ikrarını (imzayı kabul) içeren bir bononun bedelsiz olduğunu ispatlama yükümlülüğünün borçluya ait olduğu yönünde karar verildiğini, davacının dilekçesinde kurgusal olay örgüsünü ispatlamak amacıyla delil dilekçesi ekinde tanık isimleri sunduğunu, söz konusu davanın HMK md 200 gereği tanık ile ispatının mümkün olmadığını, zira davacı, senedin (bononun) keşidecisi, davalı da lehtarı bulunduğuna göre, senedin tarafı olan davacı üçüncü kişi olmadığından, bedelsizlik iddiasını tanıkla değil, HMK ilgili maddesinin öngördüğü biçimde yazılı delille/makbuzla/banka havelesi/senetle ispatlamasının zorunlu olduğunu, davacı tarafından tedbir talep edilmiş olsa da davacı tarafından müvekkiline dava konusu senet öncesinde de verilmiş ve ciro edilmiş senetlerin de mevcut olduğunu, söz konusu tedbir talebi ile davacı yanın kötüniyetli olarak borçtan kurtulma çabasının kabul edilemeyeceğini, tedbirin kaldırılmasını talep ettiklerini belirterek ara karar ile verilen ihtiyadi tedbir kararının kaldırılmasını, alacağın %20sinden az olmamak kaydıyla davacının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; “… Davacı vekilinin takibin durdurulması TALEBİNİN REDDİNE, alacağın %15′ i oranında teminat karşılığında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine, teminat yatırıldığında ilgili icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının, köylüsü olan … ile birlikte … ili … mahallesinde kiraz alımı ile uğraşırken asıl dosya davalısı …’ın yanındaki üç kişiyle birlikte müvekkilini çevrelediğini, müvekkilinin oğlunun kendilerine 100.000 TL borçlu olduğunu, bu borcu ödemeden kendisini salmayacaklarını, parası yoksa senet imzalamasını, yoksa oradan sağ çıkamayacağını tehdit ederek yanlarında getirdikleri bonoyu zorla yazdırtarak imzalattıklarını, müvekkilinin olayın şokunu ve korkusunu atar atmaz ertesi gün en yakın kolluk birimi Gözne Jandarma Karakolu’na giderek şikayette bulunduğunu, zorla imzalatılan bononun lehtarı …’a karşı icra takibinden önce Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/800 E. Sayılı dosyasında menfi tespit davası açılarak, İİK m. 72/2 kapsamında %15 teminat karşılığında icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı alındığını, asıl dosya davalısı …’ın, işbu bonoyu suç ortağı …’in annesi olan …’e protestodan sonra ciro ettiğini, … tarafından Niğde İcra Müdürlüğünün 2022/10267 E. Sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/800 E. Sayılı dosyası ön inceleme duruşmasında işbu davalı … aleyhine birleştirme talepli dava açmaları için süre verildiğini, ilk derece mahkemesine sundukları … Ödememe Protestosu ve ekindeki önlü arkalı bono ile … tarafından Niğde İcra Müdürlüğünün 2022/10267 E. Sayılı dosyasına dayanak bononun aynı bono olduğunu, yani asıl dosya davalısı …’ın, ödememe protestosu çekildikten sonra söz konusu bonoyu …’e devrettiğini, Av. …’ün, menfaat çatışması olmasına rağmen hem asıl dosya davalısı lehtar …’ın hem de takip alacaklısı …’in vekilliğini yürüttüğünü, Av. … tarafından “Davacının davalı …’a sıralı bonolar verdiğini, takibe dayanak bononun, davaya dayanak bonodan farklı diğer bono olduğunu” iddia edilmiş ise de bu güne kadar başkaca bono sunulmadığını, zira protestolu bono ile … tarafından takibe koyulan bononun aynı olduğunu, takipteki bono üzerindeki noterlikçe kaşelenmiş kısım kırpılarak icraya verildiğini, bononun üzerindeki Nazilli 2. Noterliğinin protesto numarası 7126 takipteki bono üzerinde de mevcut olduğu gibi, bono arkasındaki tarih ve numaratajın da aynı olduğunu, kaldı ki Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/45800 Soruşturma dosyasına sunulan fezlekede şüphelilerden (…(T.C No:…), … Oğlu …’den olma, ../../…. doğumlu, … ili, … ilçesi, … köy/mahallesi, … cilt, … aile sıra no, … sıra no’da nüfusa kayıtlı … Mevkıı … Sk. No:… … …/ … ikamet eder.) takip alacaklısı …’in oğlu olduğunun anlaşıldığını, sonuç olarak, asıl dosya davalısı lehtar … ve suç ortaklarının dava konusu bonoyu ödememe protestosundan sonra …’e ciro ederek icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir kararını etkisizleştirmek çabası içine girdiğini, davalıların kötü niyetinin yasalar tarafından korunamayacağını, ödememe protestosundan sonra yapılan cironun sonuçları 6102 sayılı TTK m. 690’da düzenlenmiş olup bu hüküm gereği kambiyo hukukuna ilişkin alacak değil, 6098 sayılı TBK’nın 183 üncü ve devamı maddeleri hükümlerinin uygulanması gerekeceğini, protestodan sonra yapılan cironun alacağın devri hükümlerini doğurmasının işbu dosya açısından iki önemli sonucu bulunduğunu, öncelikle, Borçlar Kanununun 184. maddesi“Alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır.” şeklinde düzenlenmiş olup şekil şartı, yazılı şekil olarak saptandığından alacağın devrinin mutlaka yazılı şekilde yapılması gerektiğini, yazılı şekilde yapılmadıkça alacağın devri sözleşmesinin geçerli olmadığını, uyuşmazlık halinde yargıcın, alacağın devri sözleşmesinin yazılı şekilde yapılıp yapılmadığını (re’sen) kendiliğinden araştıracağını, yazılı şekle uyulmadan yapılan devir sözleşmesini taraflar yargıç huzurunda beyan etseler dahi alacağın devrini kabul etmeyeceğini, oysa, protestolu bono, birleşen dosya davalısı alacaklı …’e beyaz ciro ile devredilmiş olup, alacağın temlikinin yazılı şekil şartı yerine gelmediğini, bu nedenle ortada geçerli bir temlik bulunmayıp, …’in yetkili hamil olmadığını, bu nedenle birleşen dosyada, müvekkilinin hiçbir borcu olmadığı halde oğlunun borcu olduğundan bahisle zorla elinden alınan işbu 05.07.2022 tanzim 28.09.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli bonodan borçlu olmadığının tespitine, ayrıca birleşen dosya davalısı …’e protestodan sonra beyaz ciro ile devredilen ve alacağın temlikinin yazılı şartını taşımayan senedin iptaline karar verilmesinin talep edildiğini, davanın takipten sonra açılan dava olarak nitelenemeyeceğini, Yargıtay kararında da, lehtara karşı alınan ihtiyati tedbir kararının sonraki alacaklıya karşı da uygulanıp uygulanmayacağı konusunda, bononun ödememe protestosundan önce mi sonra mı devredildiğine göre karar verilmesi gerektiğinin içtihat edildiğini, Zira TTK m. 690 uyarınca, protestodan sonra yapılan ciro alacağın devri hükümlerini doğuracak olup, borçlu, lehtarla arasındaki defi ve itirazları bonoyu protestodan sonra devralan alacaklıya karşı da ileri sürebileceğini, bu kapsamda borçlunun, lehtara karşı verilen icra takibinin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir kararını da sonraki alacaklıya karşı ileri sürebileceğini ve sonraki alacaklının ihtiyati tedbir kararı ile bağlı olacağını, bononun protestodan sonra …’e devredildiğinin açık bir şekilde görüldüğünü belirterek İlk derece mahkemesinin 03.03.2023 tarihli ara kararının kaldırılmasına, davalıya protestodan ve davadan sonra beyaz ciro ile devredilen 05.07.2022 tanzim 28.09.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli bononun icra takibine konu edildiği Niğde İcra Müdürlüğünün 2022/10267 E. Sayılı dosyasının %15 teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı ile yargılama sonuna kadar durdurulmasına, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir .
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bonoya dayalı olarak yapılan icra takibine karşı açılan borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Talep ise; takibin tedbiren durdurulması talebinin reddi ara kararının istinafı istemine ilişkindir.
Mahkemece; talebin reddine karar verilmiş olup, karar davacı-ihtiyati tedbir isteyen vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, İİK’ nın 72/3 maddesi uyarınca icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2023 tarihli ve 2022/800 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/06/2023