Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/94 E. 2023/139 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/94
KARAR NO : 2023/139

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2016 (Dava) – 19/10/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/115 Esas – 2022/852 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/10/2022 tarihli 2022/115 Esas ve 2022/852 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketinde ZMMS ile sigortalı … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın çarpışması etkisinde aynı yöne seyreden müvekkiline ait … plakalı aracına çarptıkları, kaza sonucu müvekkilinin aracında yüksek maddi hasar meydana geldiği, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu, şigorta şirketine başvurulduğu, hasar dosyasının açıldığı, davalı şirketçe bir ödemenin yapılmadığı, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları değer kaybının da sigorta kuvertürü içerisinde olduğuna yönelik olduğunu, anılı nedenlerle zarar hesabında bu hususların özellikle incelenmesini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle şimdilik 15.000 TL nin davalıdan poliçe teminat limit ve şartları tahilinde temerüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın, kaza tarihini de kapsar şekilde müvekkil şirkete TZMM sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, davacı … nın araç kiralama işi ile iştigal ettiğini, bu davada tazminat talep edilen … plakalı aracı da kiralamakta olduğunu, söz konusu aracın evvelce iki kazaya daha karıştığı ve çıkma parçalarla ve doğrultma suretiyle onarım gördüğünü, orjinalliğini yitirmiş bulunduğunu, tramer kayıtlarına göre, dava konusu kazada mağdur konumunda bulunan … plaka sayılı aracın sürücüsü olduğu beyan edilen … isimli şahıs, müvekkil şirket sigortalısı …’un maliki olduğu ve davaya konu kazada kusurlu durumda görünen … plaka sayılı aracı 31.03.2012 ve 07.11.2012 tarihlerinde kullanmakta iken kazalara karıştığını, dolayısıyla kazaya karışan araçların malikleri ile sürücülerinin tanışıklık içinde oldukları ve başka kaza hikayelerinin de içinde yer aldıkları, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmisin talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Davanın REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme dosyası ile yapılan yargılamada alınan Adli Tıp Kurumu raporunda “hasarlı araç fotoğrafları, kaza sonrası olay yeri gösterir fotoğraflar dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucunda kazanın oluş şekliyle meydana gelen hasarın uyumlu olduğu, dava konusu kazanın trafik kaza tespit tutanağında belirtildiği şekliyle olabileceği”nin açık ve net olarak ifade edildiğini, hal böyle iken ve dosya kapsamında toplanılan deliller arasında kazanın oluşumunun aksine dair hiç bir delil mevcut değilken Yerel Mahkemece dava konusu kazadan 3 yıl önce gerçekleşen başka kazalarda işbu kazaya karışan diğer araç sürücü ve maliklerinin isimlerinin geçmesi nedeniyle tarafların birbirlerini tanıdığı ve kazanın tesadüfen gerçekleşmiş olamayacağı iddia edilerek ispat yükünün yer değiştirdiğinin kabul edilmesinin yerinde olmadığını, Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere kaza tutanakları aksi ispat oluncaya kadar geçerli ve resmi belge niteliğinde olup aksinin ispat yükünün de davalı … şirketinde olduğunu, Yüksek Mahkeme kararlarından da açıkça görüleceği üzere kaza tespit tutanağı aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli resmi belge niteliğinde olup, davalı tarafın kazanın kaza tutanağında açıklanan şekilde gerçekleşmediğine veya hasar ile kazanın uyumsuz olduğuna dair bir iddiasının da söz konusu olmadığını, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi kararında davalının dava konusu kazada zarar gören parçaların daha önceki kazalarda da zarar gördüğü iddiasına ilişkin TRAMER kayıtlarının ve hasar dosyalarının celp edilerek hasar gören parçaların ve eski kazaların karşılaştırılması suretiyle hasarın dava konusu kazada gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti için ATK’dan rapor alınması gerektiğinin ifade edildiğini, bu doğrultuda hasar dosyalarının celbinin ardından alınan ATK raporunda kaza tutanağı hasar fotoğrafları ve kaza yeri fotoğraflarına göre yapılan teknik inceleme sonucunda hasar ile kazanın uyumlu olduğunun tespit edildiğini, buna rağmen Yerel Mahkemece halen “kaza tespit tutanağında davacıya ait aracın sol yan kısmından tamamen çarpmaya maruz kaldığı belirtildiği halde davalı … tarafından yapılan ekspertizde bu yönde herhangi bir hasar tespit edilmediği, tüm araçlar bir arda yer alacak şekilde kaza ve hasara ilişkin fotoğraf sunulmadığı ve kazanın meydana geldiği mahal değerlendirildiğinden” şeklinde gerekçeler öne sürülerek hasar ile kazanın uyumsuz olduğunun ispata çalışılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kaza tutanağının aksine dosya kapsamında hiç bir somut delil bulunmadığı ve yüksek mahkeme kararları da dikkate alındığında kazanın kaza tutanağında belirtilen şekliyle gerçekleştiği kabul edilerek hesaplanan zarardan davalının sorumlu olduğunun kabulü gerektiğini, bu nedenlerle kaza ve hasarın kaza tespit tutanağında ifade edilen şekilde gerçekleşmediği yönünde herhangi bir iddia ve bu iddiayı ispata yeterli somut delil bulunmamasına rağmen sadece davaya karışan diğer tarafların daha önce başka kazalarda isminin geçmesinden yola çıkarak birbirlerini tanıdıkları varsayımı ile müvekkiline ait araçta meydana geldiği ve kaza ile uyumlu olduğu tespit edilen hasarın kazada kusurlu olan aracın ZMMS poliçesi kapsamında davalıdan talep edilemeyeceğinin kabulü hukuka aykırı olduğunu belirterek Yerel Mahkemenin davanın reddine dair kararının gerekçesinin somut gerçeklikten uzak varsayımsal yoruma dayalı, BAM kararı doğrultusunda ATK’dan alınan teknik rapora aykırı olması nedeniyle dosya kapsamına göre oluştuğu tespit edilen müvekkili zararının giderilmesi için yasal mevzuat hükümleri çerçevesinden yeninden değerlendirme yapılarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından dolayı davacının aracında oluşan hasar nedeni ile, değer kaybı ve hasar bedeli istemine ilişkin tazminat davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olayda; 31/01/2015 günü saat 20.00 sıralarında sürücü …, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile Torbalı istikametinden İzmir istikametine bölünmüş il yolunu takiben seyri sırasında olay mahalline geldiğinde geldiği sol şeritten sağ şeride geçmek için ani manevra yaptığı sırada sağındaki Sarnıç yoluna yoluna gitmek isterken aracının sağ ön köşe tampon kısmı ile aynı istikamette seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin sol kısımlarına çarpması akabinde çarpmanın etkisiyle … plaka sayılı otomobilin sağ şeritte seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin sol yan kısımlarına çarpması ile her iki araç yoldan çıkarak … plaka sayılı otomobilin yolundan sağındaki istinat duvarına, … plaka sayılı otomobilin de trafik ışıklarına çarpması sonucu maddi hasarla sonuçlanan davaya konu trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, 12/12/2018 tarih ve 2016/1415 esas, 2018/1072 karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verildiği, bu karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvuruda bulunduğu, istinaf incelemesi neticesinde davalı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek Dairemizin 29/12/2021 tarihli 2020/881E.-2021/1485K. Sayılı kaldırma kararı doğrultusunda; mahkemece, Dairemiz kaldırma kararında belirtilen hususlar gözetilerek işlem yapıldığı, 31/01/2015 tarihli kaza tespit tutanağı ve yukarıda belirtilen kazaya karışan araç sürücüleri ve maliklerinin geçmiş kaza kayıt durumları gözetilerek dava konusu kazanın oluş şekliyle meydana gelen hasarın uyumlu olup olmadığı, dava konusu kazanın davalı tarafından savunulduğu gibi kurgusal olup olmadığı hususlarında dosyada mevcut bilgi ve belgeler değerlendirilmek suretiyle Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor düzenlenmesi temin edilerek bu yöne ilişkin eksikliğin giderildiği anlaşılmıştır.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 27/07/2022 tarihli raporda, dosyada mevcut olan 24/03/2015 Oto Mecburi Mali Mesuliyet (Kesin rapor) Ekspertiz raporu, makine mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen 08/06/2017 tarihli kök rapor ile 02/10/2017 tarihli Ek rapor, emniyet görevlileri tarafından kaza sonrası olay yerinde yapılan tespitler neticesi tanzim edilen maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı ve kaza yeri krokisi ile hasarlı araç fotoğraf fotokopileri, mahkemece değerlendirme ve tespitinin yapılması istenilen tüm hususların dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilerek; dava konusu kazanın oluş şekliyle meydana gelen hasarın uyumlu olduğu, dava konusu kazanın kaza tespit tutanağında belirtildiği şekliyle olabileceği görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Davalı … şirketinin itirazı doğrultusunda Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan ve dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler ile raporların taraf beyanlarının değerlendirilerek düzenlendiği raporda kaza ve hasarın uyumlu olduğunun belirtildiği, aksi duruma ilişkin ispat yükünün davalı … şirketinde olduğu, kazanın oluşumu ve tarafları ile ilgili olarak ileri sürdüğü soyut iddialarını ispat edemediği; diğer taraftan davalı … şirketinin iddia ettiği hususlara ilişkin ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunduğu ya da devam eden ceza yargılaması bulunduğu hususunda dosyaya yansıyan bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin itirazının kabulü ile, mahkemenin davanın reddi yönündeki kararının kaldırılması gerekmiştir.
Davacı vekili 12/12/2018 tarihli duruşmada,”… 21/11/2018 tarihli beyan dilekçemizi şu şekilde düzeltiyoruz, dava açarken bildirmiş olduğumuz harca esas değer olan 15.000,00 TL’ nin 14.990,00 TL’ si hasar bedeli talebimize ilişkin, 10 TL’ si ise değer kaybı talebine ilişkindir, ayrıca müvekkil sigorta şirketine başvurusunu şahsi olarak yapmıştır, bu nedenle daha ileri bir tarih olan ve hasar dosyası içerisinde bulunan 24/03/2015 tarihli rapor kayıt tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesini istiyoruz davamızın kabulüne karar verilsin,…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya kapsamı ve oluşa uygun, dosyadaki tüm deliller değerlendirilerek düzenlenen 27/07/2022 tarihli ATK raporunda kazanın hasar ile uyumlu olduğunun tespit edilmiş olması; makine mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen 08/06/2017 tarihli kök raporda davalı … tarafından kaza tarihi itibarı ile teminat altına alınmış bulunan sigortalı aracın sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 asli ve tam kusurlu olduğu, araçta değer kaybı oluşmadığı yönündeki tespiti ile; tarafların itirazı üzerine alınan 02/10/2017 tarihli Ek raporda da araçta oluşan hasar bedeli 15.200,00 TL olduğu yönündeki tespitleri nazara alınarak, mahkeme kararının kaldırılarak; davanın hasar bedeli yönünden taleple bağlı kalınarak talep edilen miktar üzerinden kabulüne, değer kaybı tazminatı talebi yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/10/2022 tarihli 2022/115 Esas ve 2022/852 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davanın KISMEN KABULÜ ile 14.990,00-TL tazminatın temerrüt tarihi olan 24/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, değer kaybı tazminatı yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.023,97-TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 256,17-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 767,80-TL’ nin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
c-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvurma harcı, 256,17-TL peşin harç ve 4,30-TL vekalet harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ç-Davacı tarafından yapılan 130,00-TL tebligat masrafı, 30,30-TL e-tebligat masrafı, 77,20-TL posta masrafı, 350,00-TL bilirkişi ücreti ve 7,50-TL KEP masrafı olmak üzere toplam 595,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 594,60-TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Dosyanın incelenmesinden dosyada alınan rapora ilişkin Adli Tıp Kurumunun 14/06/2022 tarih 2022/115 nolu 1.145,00-TL bedelli faturaya ilişkin reddiyat düzenlenmediği görülmekle fatura bedelinin ödenip ödenmediği tespit edilememiş olup, fatura bedelinin ödenmemiş olması halinde ATK rapor bedelinin davalıdan tahsili ile ilgili kuruma ödenmesine ,
e-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 10,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili olduğu tarafa iadesine”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26/01/2023