Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/935 E. 2023/892 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/935
KARAR NO : 2023/892

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2022 (Dava) – 06/12/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/137 Esas – 2022/1161 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 31/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/05/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/12/2022 tarihli ve 2022/137 Esas – 2022/1161 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/03/2016 tarihinde, davacıya ait ve dava dışı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın dava dışı …’ın maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araçların maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ın “sola dönüş kurallarına uymamak ve şerit ihlali” kusurları nedeniyle asli kusurlu olduğunu, … plakalı aracın davalılardan … A.Ş.’de 311000009321844 no’lu poliçe ile KZMM sigortası olduğunu, diğer davalı … A.Ş.’de ise 0001021012791108 no’lu poliçe ile İMM sigortasının olduğunu, davacıya ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduklarını, kaza sonrası davacıya ait araçtaki hasarın davalı … A.Ş.’ye ihbar edildiğini, davalı şirket tarafından 2016311041132/1 no’lu hasar dosyasının açıldığını, açılan hasar dosyası gereği davalı şirket tarafından atanan eksper tarafından davacıya ait araçta KDV hariç eşdeğer parça baz alınmak sureti ile 55.362,00-TL tutarında maddi hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, ancak değerlendirmenin KDV’siz ve eşdeğer parça iskontolu yapıldığını, gerçek hasar bedelinin 66.028,60-TL yedek parça+3.580,00-TL işçilik olmak üzere toplam 69.608,60-TL’ye %10’lik KDV eklemesi ile oluşan 82.138,14-TL olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davacıya ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 50.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları oranında (… için poliçe limiti olan 31.000,00-TL ile sınırlı olmak, … için 31.000,00-TL’den artan hasar bedeli açısından poliçe limiti olan 100.000,00-TL ile sorumlu olmak kaydı ile) tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunulduğu, davalı şirketin adresinin İstanbul olduğunu ve yetkili Mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerinin olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, … plakalı aracın davalı şirket nezdinde 0001021012791108 no’lu …ile 10/09/2015-10/09/2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı maddi zarar başına azami sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve 100.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacıya ait araçta meydana gelen gerçek zararın tespitinin gerektiğini, KTK Md. 99 ve yerleşmiş Yargıtay kararları gereğince, yeterli ve gerekli belgeler ile davalı şirkete müracaat edilmediğini, bu nedenle davalı şirketin temerrüdünün söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunulduğu, davalı şirketin adresinin Beykoz/İstanbul olduğunu ve yetkili Mahkemenin Beykoz Asliye Hukuk Mahkemelerinin olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafın davalı şirkete maddi hasarın giderilmesi için başvuruda bulunduğunda gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, davaya konu araçta meydana gelen hasar ile davalı şirket başvuru sırasında beyan edilen hasarın oluş şekli arasında uyumsuzluk olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile maddi hasar için talep edilen miktarın fahiş olduğunu, yine kabul anlamına gelmemek kaydı ile davalı şirketin söz konusu zarardan sorumluluğunun poliçe teminat limitleri dahilinde olduğunu, söz konusu davanın haksız fiile dayanması nedeniyle uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiğini savunarak, davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 19/09/2018 TARİHLİ KARARI :
İlk derece mahkemesince ; “… 31/03/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıya ait … plakalı aracın hasar gördüğü iddiası ile hasar bedelinin … plakalı karşı taraf aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile İhtiyari Mali Sorumluluk Sigorta Poliçeleri uyarınca bu poliçeleri düzenleyen davalı şirketlerden tazmini istemi ile iş bu davanın açıldığı, davalı sigorta şirketleri vekillerinin davanın reddini istedikleri ve yetki itirazında bulundukları görülmüştür. Davalı tarafça kazanın davacının iddia ettiği şekilde olmadığı yönünde iddiada bulunulmuş ise de, kaza tespit tutanağının aksini ispatlamaya dönük herhangi bir maddi delilin dosyaya sunulmadığı, olayın oluş şekline ilişkin kaza tutanağı haricinde başkaca bir delilin dosyada bulunmadığı, bilirkişi tarafından sadece varsayıma dayalı olarak yapılan açıklama ile kazanın davacının beyan ettiği şekilde meydana gelmesinin lastiklerin mevcut hali dikkate alınarak mümkün olmadığının beyan edilmesinde Mahkememizce kabule şayan olmadığı, davalı sigorta şirketlerinin bu konuda iddialarını ispata dönük net delillerini dosyaya sunmaları gerektiği, ancak mevcut delillere göre bu hususun kabul edilemeyeceği, davacıya ait araçta meydana gelen hasar miktarı dikkate alındığında toplam hasar bedelinin 82.138,00-TL olduğu, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda tespit edilen bedel yönünden bu bedele itibar edilebileceği, davalı … A.Ş.’nin aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesini düzenleyen şirket olduğu ve poliçe hükümlerine göre poliçe limitinin kaza tarihi itibariyle 31.000,00-TL olduğu, davacıya ait araçta oluşan zarar miktarından bu bedel kadar sorumlu olduğu, davalı … A.Ş. tarafından düzenlenen İhtiyati Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında davacıya ait araçta oluşan bakiye hasarın tazmini gerektiği, zira teminat limitinin 100.000,00-TL olarak gösterildiği, buna göre 51.138,00-TL bakiye bedel yönünden davalı … şirketinin sorumlu olduğu ve bu bedelin … kapsamında teminat limiti içinde bulunduğu…” gerekçesiyle davanın KABULÜNE, davacıya ait araçta meydana geldiği tespit edilen 82.138,00-TL zarardan; 31.000,00-TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı taraf ZMSS Sigortacısı davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya ödenmesine, 51.138,00-TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı tarar İMSS Sigortacısı davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararın … A.Ş vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır.
DAİREMİZİN 26/01/2022 TARİHLİ KARARI:
Dairemizce; “…kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporu ve 10.09.2016 tarihli uzman görüşü arasında oluşan çelişkiyi giderecek şekilde tarafların iddia ve savunmaları ile kaza tutanağı, hasar beyan dilekçeleri, araçların fotoğrafları, davacıya sigortalı araca ve dava dışı araca ait ekspertiz raporlarını içeren varsa önceki ve davaya konu kazaya ait hasar dosyaları göz önünde bulundurularak, araçların çarpma noktaları, hasar durumları vs. gibi hususlar birlikte incelenip değerlendirilmek üzere, dosyanın İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kuruluşlardan seçilecek uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile kazanın ve hasarın iddia edilen yer ve şekilde meydana gelip gelemeyeceği noktasında ve meydana gelen çelişkileri giderecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık yeni bir rapor alındıktan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle davalılardan … A.Ş vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 06/12/2022 TARİHLİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; ” davacıya ait … plakalı araç ile davalı … A.Ş. tarafından ZMSS, davalı … A.Ş. Tarafından İMMS poliçelerinin düzenlendiği … plakalı araçların 31/03/2016 tarihinde çarpıştığı ve davacıya ait araçta oluşan hasarın davalılar tarafından tazmini gerektiği iddiası ile Mahkememiz nezdinde iş bu dava açılmıştır. Meydana gelen kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketlerinin teminat sorumluluk tarihlerinin devam ettiğinin kabulü gerektiği görülmüştür. Davalı … A.Ş. tarafından düzenlenen ZMSS poliçesine göre 31.000,00 TL poliçe limitinin bulunduğu, davalı … A.Ş. tarafından düzenlenen İMSS poliçesinin ise bu limitin aşılması halinde devreye gireceği ve bakiye zarardan sorumlu olacağının kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Davalı şirketler tarafından sigortalı araç ile davacıya ait araç arasında meydana geldiği iddia edilen kaza ile davacıya ait araçtaki hasarın birbiri ile uyumlu olmadığı iddiasında bulunulmuş, Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda ilk verilen karar ile davanın kabulüne karar verildiği halde BAM 20. Hukuk Dairesi tarafından dosyada mevcut raporların değerlendirilmesi ve buna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Mahkememizce verilen kararın kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. TTK Md. 1409/1 uyarınca davalı sigorta şirketlerinin geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşacak rizikolarda sorumlu olduğu, Md. 1409/2’ye göre ise söz konusu rizikonun teminat dışında kaldığı hususunun sigorta şirketi tarafından kanıtlanması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Davacının düzenlenen sigorta poliçeleri uyarınca rizikonun gerçekleştiğine ilişkin doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini gösterir herhangi bir delilin tespit edilemediği anlaşılmıştır. Bu hususta davalı tarafça dosyaya sunulan delillerin yapılan incelemesine göre doğru ihbar yükümlülüğünün aksine ve buna aykırı hareket edildiğini gösterir bir delilin olmadığı görülmüştür. Davacı tarafın doğru ihbar yükümlüğünü yerine getirmemesi veya iyi niyet kurallarına aykırı şekilde sigorta teminatı dışında bir olay ile hasarın meydana geldiği hususunun gösterir kayıtların tespiti halinde ancak davacı tarafın ispat külfetinin üzerine aldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Ancak taraflar arasında meydana geldiği iddia edilen kaza tutanağının polis memurları tarafından düzenlendiği ve imzalandığı, bu tutanağın aksini gösterir ve geçersizliğini ispatlar herhangi bir delilin de davalı tarafça dosyaya sunulmadığı görülmüştür. Aksi ispat edilmemiş bir kazanın sonucunda davacıya ait araçta oluştuğu iddia edilen hasarların teminat kapsamı dışında başka bir olaydan dolayı oluştuğu yönünde ki iddianın davalı tarafından ispatlanması gerektiği, ancak bu yönde herhangi bir delilin de dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır. Davacıya ait aracın hasar gördüğü kazanın ve hasarın davalı şirketlere usulüne uygun şekilde ihbar edildiği halde davalı şirketlerin davacıya ait araçtaki hasarın tamamen teminat dışı kabul edilmesi gereken bir olaydan dolayı meydana geldiği hususunu ispatlaması gerektiği halde bu hususun da ispatlanamadığı, bu nedenle davalı sigorta şirketlerinin hesaplanan hasardan sorumlu olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Ayrıca dava konusu edilen kazaya ilişkin olarak İzmir 2. Tüketici Mahkemesi nezdinde 2016/1006 Esas 2017/517 Karar sayılı dava dosyasında dava konusu kazanın varlığı kabul edilerek karşı taraf araç olan … plakalı araçta oluşan hasarın kasko sigortacısı şirket olan ve dava dosyamızda da davalı olan … A.Ş. aleyhine açılan davada verilen kararın kesinleştiği, bu haliyle kazanın belirtilen şekilde olduğunun kabul edildiği, davalı şirketler tarafından sigortalı araçtaki hasar yönünden de incelemenin bu şekilde kabul edildiği görülmüştür. Mahkememizce verilen karar sonrasında davalılardan … A.Ş. tarafından kararın istinaf edilmesine rağmen davalı … A.Ş. tarafından herhangi bir şekilde yasal yollara başvurulmadığı ve bu davalı yönünden kararın kesinleştiğinin kabulü gerektiği, ancak Mahkememizce verilen kısa karar ile sorumlulukların bu şekilde belirtilmiş olduğu anlaşılmıştır…” gerekçesiyle Davanın KISMEN KABULÜNE, Davacıya ait araçta oluştuğu belirlenen 81.400,00 TL zararın 31.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ZMS Sigortacısı … A.Ş.’den alınarak davacıya ödenmesine, Bakiye 50.400,00 TL’sinin dava tarihiden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte İMS Sigortacısı davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını kabul etmediklerini, bilimsel teknik değerlendirme raporunda belirtilen tespitler ile fotoğraflardan belirlenebilen hasar dikkate alındığında hasarın uyumsuz olduğu kanaatine varıldığını, bu husus dikkate alınmadan verilen kararı kabul etmediklerini, dava konusu aracın dosya kapsamındaki hasarlı halini gösteren fotoğraflar ile Otomotiv Servis Müdürü … tarafından düzenlenen Bilimsel Teknik Değerlendirme Raporunda yapılan tespitler neticesinde verilen kabul kararının kabulünün mümkün olmadığını, dava sırasında alınan bilirkişi heyet raporu ile davacının talebine konu hasar ile beyan edilen kazanın uyumsuz olduğu ve dolayısıyla hasarın teminat kapsamında olmadığının tespit edildiğini, mahkemece kaza tespit tutanağına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, hasar ile beyan arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını, davacının talebinin dayanaktan yoksun olduğunu, mahkemenin bilirkişi raporuna mutlak olarak itibar etme zorunluluğu bulunmadığını, bilirkişi raporunun aksine karar verilmesi halinde bunun gerekçelendirilmesi gerektiğini, yargılama esnasında dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu doğrultusunda kazaran belirtilen yer ve şekilde teknik olarak gerçekleşmesinin mümkün olmayacağının bildirildiğini, kararda bilirkişi tarafından bildirilen bu değerlendirmesinin dikkate alınmadığını, kaza senaryosu ile uymayan hasar talebini içeren davanın sigorta teminatları kapsamında değerlendirilmeyeceğinden reddedilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte hükmedilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, yine kabul anlamına gelmemekle faizin dava tarihinden itibaren yasal olması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle araçtaki hasar bedelinin tahsili davasıdır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı … A. Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Uyuşmazlık, rizikonun belirtilen şekilde meydana gelip gelmediği, dolayısıyla rizikonun teminat dışı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamında meydana gelen trafik kazası nedeniyle Menderes Trf. Dnt. Şube Müdürlüğü’nün tanzim ettiği maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağına göre kazanın “31.03.2016 tarihinde ve saat: 00.12 sıralarında sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … İli, … İlçesi, … yolu üzerinde seyir halinde iken … kavşağına geldiği esnada sağ şeritten kontrolsüz olarak kavşak içerisine dönüş yapmak istediği esnada sol ön kısımları ile sol şerit üzerinde seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sağ yan kısımlarına çarptığı, çarpışmanın etkisiyle her iki aracın da savrularak orta refüj üzerine kaldırım taşına çarparak çıkması” şeklinde meydana geldiği belirtilmektedir.
Davalı zorunlu sigorta şirketinin dosyaya sunduğu emekli motor ve trafik öğretmeni otomotiv servis müdürü …’a ait 10.09.2016 tarihli “Bilimsel Teknik Değerlendirme” başlıklı raporda özetle; beyan edilen kazada sigortalı araçta, karşı araca arka kısmından çarpmasıyla oluşmayacak biçimde hasarın olmasından, sigortalı aracın ön tampon demirinde ciddi hasar olmasına rağmen tampon bakalitinde ve tescil plakasında hasar olmamasından dolayı sigortalı aracın daha önce geçirdiği başka bir kazada hasarlandığı, ilgililer tarafından olay sonrası çekildiği anlatılmak istenen olay yeri fotoğraflarına bakıldığında, sigortalı araçtan dökülmesi gereken döküntülerin yeri ve konumuna göre kaza sırasında aracın hızına, ataletine uygun yerde ve konumda olmamasından döküntülerin buraya sonradan bırakıldığı, karşı aracın ön tekerleklerinin refüj üstündeki toprak zemine çarpması ve sürtmesi sonrasında derin iz bırakması gerektiği ama bu husus görülmediğinden her iki aracın ön taraflarında ortalama standart yüksekliği 18-20 cm olan refüje çıkması durumunda ön tekerlek lastikleri ve jantlarında çok ciddi hasar izlerinin oluşması gerektiği ama bu oluşmadığından, her iki aracın olay yeri fotoğrafları olarak gösterilen yerde kaza sonrası doğal haliyle görülmediği, araçların buraya sonradan konulduğu, karşı aracın hasarı incelendiğinde ise, refüj üzerine çıkmasıyla refüjğün keski köşesinin yaratacağı yatay hasar izinin intercoler radyatöründe görülmediğinden, hasar izlerinin dairesel taş/kaya benzeri sert kütlere çarpmasıyla oluştuğundan, aracın buradan kurtarılması/çekilmesi sırasında su radyatörünün ters kavisle hasarlandığından, refüj üzerinden çekilmesi sırasında böyle bir hasar kavisi oluşturmayacağından, karşı aracın sağ ön çamurluğu ve kapısında beyan edilen kazada hasarlanması mümkün olmayan hasarlar görüldüğünden her iki aracın hasarının görevlilerin düzenledikleri tutanakta belirtilen kazada oluşmadığı” belirtilmiştir.
Mahkemece otomotiv öğretim görevlisi bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi görüşünde “..belirtilen hasarların oluşa uyumlu olmadığından her iki aracın hasarlarının bulunduğu yer itibarıyla kazanın belirtilen yer ve şekilde teknik olarak gerçekleşmesinin mümkün olamayacağını” belirtmiş, mahkemece kaza tespit tutanağının aksini ispatlamaya dönük herhangi bir maddi delilin dosyaya sunulmadığı, bilirkişi tarafından sadece varsayıma dayalı olarak yapılan açıklama ile kazanın davacının beyan ettiği şekilde meydana gelmesinin lastiklerin mevcut hali dikkate alınarak mümkün olmadığının beyan edilmesinin kabule şayan olmadığı, davalı sigorta şirketlerinin bu konuda iddialarını ispata dönük net delillerini dosyaya sunmaları gerektiği, ancak mevcut delillere göre bu hususun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle rapora itibar edilmeyerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizin kaldırma kararından sonra kaldırma kararına uyularak yapılan yargılamada mahkemece dosyada bulunan tüm raporların irdelenerek düzenlendiği Karayolları Genel Müdürlüğü Bilirkişi Kurulu’ndan alınan 04.08.2022 tarihli rapora göre, “… plakalı aracın; ön tampon demirinde hasar bulunduğu halde ön tampon demirinin üstünde olan ön tamponda ve ön tamponun üzerinde olan plakada hasar bulunmamasının uyumsuz olduğu, sigortalı aracın motor kaputundaki hasarın diğer araca çarpma sırasında meydana gelmiş olması durumunda diğer aracın sağ ön çamurluk kesiminde hasar bulunması gerekirken bulunmadığı, kaputtaki hasarın refüj başındaki trafik işaret levhasına çarpma ile meydana gelmiş olmasının olasılık dahilinde bulunduğu ancak trafik işaret levhasını ve ölçülerini gösteren bilgi ve belge bulunmadığı, ön tamponun demirinin ortasındaki hasarın trafik işaret levhasına çarpma sırasında meydana gelmiş olma ihtimali bulunmakla birlikte bu durumda ön tampon ve plakada da hasar bulunması gerektiği, aracın sol ön kesimi ile trafik işaret levhasına çarptığının kabulü halinde ön tampon demirinin orta kesiminde hasar bulunmasının uyumsuz olduğu, Bilimsel Teknik Değerlendirme Raporunda belirtildiği üzere araç üzerinde yapılan ekspertizde ön tamponun bütün halde ve sol köşesinin yerinde olduğu görüldüğü halde olay yerinde çekilen fotoğraflarda ön tampon sol köşesinin kopuk olmasının uyumsuz bulunduğu, aracın 18-20 cm yüksekliğinde olduğu belirtilen kaldırım taşlarının üzerine çıktığı halde jant ve lastikler ile ön tampon karlığında hasar görülmemesinin uyumsuz olduğu, … plakalı aracın; sağ ön çamurluk ve kapısındaki hasarın sigortalı aracın sol ön lastiği ile oluşması gerektiği halde lastik üzerinde sürtünme izleri olup olmadığının tespitinin fotoğraflardan mümkün bulunmadığı, bu aracın intercooleri üzerindeki hasarın kaldırıma çarpma sırasında meydana gelmiş olması gerektiği bu nedenle hasarın düz ve doğrusal olması gerektiği halde bu parça üzerindeki hasarın düz ve doğrusal olmamasının uygun bulunmadığı, intercooler sağ haznesinin sert bir cisme çarpması sonucu delindiği ve çarpılan cismim kaldırım taşları olduğu dikkate alındığında aynı hizadaki intercooler peteklerinin de hasarlanması gerektiği ancak hazne hizasında ön tarafta olan peteklerde hasar izi bulunmamasının uyumsuz olduğu, aracın refüje çarptığında su radyatörü ve karterin hasarlandığı halde fan kasasında ve ön traverste hasar izi bulunmamasının fan kasası ve traversin karterden de su radyatöründen de aşağıda olduğu dikkate alındığında uyumsuz olduğu”nun tespit edildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda dosya kapsamında bulunan (davalı yanca alınmış olan) ve yargılama sırasında alınan tüm uzman bilirkişi raporlarında, araçtaki hasar durumları, çarpma noktaları ve beyanlar değerlendirilerek araçtaki hasarın çarpma ile uyumlu olmadığı yani iddia edilen kaza ile hasarın uyumsuz olduğuna ilişkin tespitlerin yapıldığı da dikkate alındığında, kazanın oluş yeri, zamanı ve şekline ilişkin doğru ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğine ve bu suretle de sigorta teminatı kapsamında zarar oluştuğunun davacı yanca ispat edilemediğine göre davanın istinafa gelen zorunlu sigorta şirketi yönünden reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır ( aynı yönde Yargıtay 4. HD’nin 2021/3233 E. – 2022/20 K. Sayılı ilamı).
Bu nedenlerle; yerel mahkeme kararının davalı … A.Ş. lehine kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … A.Ş. vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/137 Esas – 2022/1161 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
“a-Davanın KISMEN KABULÜNE,
b-Davalı … A.Ş. yönünden açılan davanın REDDİNE,
c-Davacıya ait araçta oluştuğu belirlenen 81.400,00 TL zararın, 50.400,00 TL’sinin dava tarihiden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte İMS Sigortacısı davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya ödenmesine,
ç-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
… A.Ş yönünden;
d-Davalı … A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş’ye ödenmesine,
e-Davalı … A.Ş tarafından yapılan tebligat gideri 45,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş.’ne verilmesine,
… SİGORTA A.Ş yönünden;
f-Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 3.442,82 TL harçtan, peşin alınan 1.402,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.039,94 TL karar ve ilam harcının davalı … A.Ş’den alınarak Hazineye gelir kaydına,
g-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş’den alınarak davacıya ödenmesine,
ğ-Davacı tarafından yapılan 887,38 TL başvuru harcı, 549,00 TL ıslah harcı 2.100,00 TL Bilirkişi ücreti, 921,70 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 4.458,08 TL yargılama giderinin davalı … A.Ş’ den alınarak davacıya verilmesine,
h-Reddine karar verilen kısım yönünden yargılama giderinin oranlamaya tabi tutulmasına yer olmadığına,
ı-Davalı … A.Ş kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddine karar verilen kısım olan 738,00 TL olduğu görülmekle, bu bedelden fazlaya vekalet ücreti hükmedilemeyeceği görülmekle, 738,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş”ye ödenmesine,
i-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-Davalı … A.Ş. tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince anılan davalıya iadesine,
b-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 492,00 TL ve tebligat gideri 50,00 TL olmak üzere toplam 542,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş.’ne verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
ç-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
d-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/05/2023