Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/89 E. 2023/82 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/89
KARAR NO : 2023/82

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2015 (Dava) – 17/04/2018 (Karar)
NUMARASI : 2015/613 Esas – 2018/504 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 19/01/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 19/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/04/2018 tarihli 2015/613 Esas ve 2018/504 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’a ait olup, davali … idaresinde bulunan ve davalı … Sigorta A.Ş.ne trafik poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın, 20.03.2015 tarihinde kaldırımda yürümekte olan, aralarında müvekkili …’in de bulunduğu yayalara asli tam kusurlu çarpması sonucu, müvekkili …’in, ağır şekilde yaralandığını, hayati tehlike atlattığı, kaburgası kırıldığı, her iki kalça kemiklerinden yaralandığını, müvekkilinin kendi ihtiyaçlarını gideremediğinden bakıcı tutmak zorunda kaldığını, tedavisi devam ettiğinden taksiyle veya ambulansla hastaneye gidip geldiğini, ulaşıma ilişkin taksiye ödenen bedellerin tahsili gerektiğini, bu kazada beden gücü ve efor kaybına uğrayan davacı … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL maddi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizleriyle birlikte ortaklaşa zincirleme sorumluluk kurallarına göre tahsiline, davacı … için 20.000,00-TL., eşi … için 15.000,00-TL.manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilcek avans faiziyle birlikte sadece işleten … ve sürücü …’dan tahsiline karar verilmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazaya sebebiyet verdiği öne sürülen … plakalı aracın, müvekkili şirkete trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlardan şahıs başına azami 290.000,00-TL. ile sınırlı olduğunu, dava konusu kaza ile ilgili davacılar tarafından hasar başvurusunda bulunulmadığını, kusurun ve davacının maluliyet oranının belirlenmesinden sonra, tazminat hesabının aktüer sıfatına sahip bilirkişiye yaptırılması gerektiğini, davacının bakıcı giderleri taleplerinin 6111 sayılı yasa ile tedavi gideri kapsamında olduğundan SGK tarafından karşılanması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; “… Maddi tazminat davasının kabulü ile; 5.831,66-TL geçici iş göremezlik, 99.792,93-TL sürekli işgöremezlik, 2.400,00-TL bakıcı gideri, 2.068,00-TL tedavi gideri, 400,00-TL ulaşım gideri olmak üzere toplam 110.492,59-TL maddi tazminatın, davalılar … ve … yönünden kaza tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olması kaydıyle davalılardan alınarak, davacı …’e verilmesine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı … için 10.000,00-TL, davacı … için 5.000,00-TL manevi tazminatın, davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin 16/12/2021 tarihli ve 2015/613 esas – 2018/504 karar sayılı ek kararı ile; “….Davalılar … ve … 30/04/2018 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunmuş ve davalılar yönünden istinaf harçlarını eksik yatırmış olduğu anlaşıldığından, davalılara söz konusu eksik harcı yatırması, aksi halde istinaf isteminden vazgeçmiş sayılacağı ihtarını içeren 08/06/2018 tarihli harcın tamamlanması konusunda muhtıra yazılmış davalı …’a 20/10/2021 tarihinde davalı …’a ise 08/11/2021 tarihinde tebliğ edilmiş ve bir haftalık kesin süre içinde eksik harcı yatırmamış olduğu anlaşılmakla HMK.344 maddesine göre istinaf başvurusunun YAPILMAMIŞ SAYILMASINA…. ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili 14/10/2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece müvekkiline gönderilen ek kararın 05.01.2022 tarihinde Teb.Kan. m.21/2’ye göre muhtara tebliğ edilmiş ve mazbataya sadece ‘Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Teb.K. M.21/2 gereğince tebliğ evrakı …. Mahallesi Muhtarına teslim edilmiştir. 2 nolu haber muhatabın kapısına yapıştırılmıştır’ şerhi düşüldüğünü, tebligatlarda posta memuru tarafından tebliğ imkânsızlığının 2019/2 esas, 2020/3 karar sayılı içtihadı birleştirme kararı gerekçesinde açıklandığı şekilde belirlenmeden tebligat doğrudan muhtara bırakılmış olduğundan, bu anlamda usulüne uygun olmayıp (içtihadı birleştirme kararına göre) bu nedenle tebligat kanunu 32. maddesine göre muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarihin (14.10.2022) tebliğ tarihi olarak tespit edilerek istinaf başvurularımızın kabulüne karar verilmesini gerektiğini, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından düzenlenen 08.06.2018 tarihli muhtıraya konu ödemeler yapılmış olmakla İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.04.2018 tarih, 2015/613 Esas – 2018/504 Karar sayılı kararına karşı müvekkilinin 30.04.2018 tarihli istinaf dilekçesini tekrar etmekle beraber, davacılar 12/02/2017 tarihli aktüer bilirkişi raporuna itiraz etmediklerinden müvekkili lehine usuli kazanılmış hak doğduğunu, mahkemece 08/01/2018 tarihli ek rapora göre hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin 08.06.2018 tarihli kararının müvekkil lehine kaldırılmasını talep ettiklerini, açıklanan tüm bu sebeplerle İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/613 Esas – 2018/504 Karar sayılı dosyasından verilen 17.04.2018 tarihli gerekçeli kararın ve 16.12.2021 tarihli ek kararın ayrı ayrı kaldırılmasına ve yeniden karar verilmesini talep ettiklerini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; maddi tazminat davasının kabulüne ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalılar tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş.’ nin istinafı Dairemizin 16/06/2022 tarihli ve 2022/768 esas – 2022/1002 karar sayılı ilamı ile incelenmiş ve karar kaldırılarak, davanın esası ile ilgili olarak Dairemizce kesin olarak yeniden hüküm kurulmuştur.
İlk Derece Mahkemesi kararının davalı sigorta şirketi dışındaki davalılar … ve … tarafından da istinaf edildiği, ancak istinaf harçlarını yatırmadıklarından dosyanın, bu iki davalının istinafı açısından eksik harçların ikmali amacıyla Dairemizin 08/09/2021 tarihli ve 2020/441 esas – 2021/722 karar sayılı ilamı ile mahkemesine geri çevrilmesine karar verildiği, davalılar tarafından muhtıra tebliğine rağmen eksik harçlar tamamlanmadığından mahkemenin 16/12/2021 tarihli ek kararı ile davalılar … ve …’ un istinaf başvurularının yapılmamış sayılmasına karar verildiği ve bu ek kararın davalılara tebliğ edilmesine rağmen, davalılar tarafından ek karara karşı istinaf yoluna başvurulmamıştır.
Bu sefer, Dairemizin kaldırma kararından sonra, davalı … vekili tarafından, ek kararın tebliğine ilişkin tebligatın usulsüz olarak tebliğ edildiği gerekçesiyle ek karara ve mahkemenin gerekçeli kararına karşı 14/10/2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile istinaf yoluna gelindiği anlaşılmaktadır.
İlk Derece Mahkemesinin 16/12/2021 tarihli ve 2015/613 esas – 2018/504 karar sayılı ek kararının istinaf eden davalı …’ un tebliğ tarihinde kayıtlı ve geçerli ” … mah. … sok. No:… Menderes/İZMİR ” olan mernis adresine 05/01/2022 tarihinde 7201 sayılı Teblligat Kanununun 21/2 maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Öncelikle, istinaf başvurusunun süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti açısından bu tebligatın geçerli olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanun’un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine, 6099 Sayılı Yasa’nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
Söz konusu 7201 Sayılı Yasa’nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, ancak yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanun’a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.
7201 Sayılı Yasanın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde ise,TK’nun 21/1. maddesine göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır. Bunun yapılabilmesi için de, tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki mernis adresi olduğunu ve bu adrese tebligat yapılacağını tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, adres kayıt sistemindeki adresine, buna ilişkin şerh verilerek TK’nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkartılmalıdır.
Ayrıca Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir ” hükmü yer almaktadır. Bu yönetmeliğe göre; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna ve bu adrese tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur. Yani; tebligatı çıkaran merci tarafından, adres kayıt sistemine ilişkin olarak şerh verilmeden, tebliğ memuru tarafından Tebligat Kanunu’nun 2l/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamaz.
Somut olayda; ek kararın istinaf eden davalı …’ un tebliğ tarihinde kayıtlı ve geçerli ” … mah. … sok. No:… Menderes/İZMİR ” olan mernis adresine 05/01/2022 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre tebliğ edildiği tebligatın TK’nın 21/2. maddesine uygun şerhi içerdiği, tebliğ adresinin güncel mernis adresi olduğu, mernis adresine yapılan tebligatlarda ayrıca komşuya haber verilmesi yükümlülüğünün bulunmadığı, davalının vekiline verdiği 10/10/2022 tarihli vekaletnamedeki adresinin dahi tebliğ yapılan adres ile aynı adres olduğu anlaşılmakla, bu nedenlerle TK 21/2’ye göre yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunun kabulü gerekir.
Bu açıklamalar uyarınca; davacı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun yasal süresinde olmadığı; yerel mahkemece süre yönünden reddine karar verilmesi gereken başvuru hakkında, mahkemesince bir karar verilmediği, anlaşılmakla; yasal süresinden sonra yapılan başvurunun usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/12/2021 tarihli ve 2015/613 esas – 2018/504 karar sayılı ek kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK.’nun 352-(1)-c) maddesi gereğince süre yönünden USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı … tarafından yatırılan (80,70 TL + 2.062,40 TL) istinaf karar harcının başvurunun usulden reddine karar verilmiş olması nedeniyle karar kesinleştiğinde ve talebi halinde ilk derece mahkemesi tarafından kendisine iadesine, istinaf başvuru harcının hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf eden tarafın istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK.’nun 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince karar kesinleştikten sonra istinaf edene iadesine,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/01/2023