Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/85 E. 2023/83 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/85
KARAR NO : 2023/83

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2022 (Dava) – 02/11/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/414 Esas (derdest dosya)
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 19/01/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 19/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/11/2022 ara karar tarihli ve 2022/414 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:
Davacı/ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; dava konusu haksız rekabetin devamını önleyici, davalı şirket tarafından münhasır acentelik sözleşmesine aykırı olarak gerçekleştirilen ve haksız rekabete yol açan Sadece “…” marka botların “Norveç” ülkesi ile sınırlı olmak üzere satışının durdurulmasına yönelik tedbir karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı/karşı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın sunduğu bayilik sözleşmesinin, hukuken geçerli bir bayilik sözleşmesi olmayıp, taraflar arasında bayilik ilişkisi kurulmadığını, karşı taraf her ne kadar bayilik sözleşmesi olarak imzalı bir evrak sunmuşsa da, bu evrak taraflar arasında yapılmış bir ön mutabakat kapsamında olup, hukuken geçerli bir bayilik sözleşmesi niteliğinde olmadığını, bayilik sözleşmeleri şekil şartı gereğince noterde yapılmış olması gerektiğini, Karşı tarafın sunduğu sözleşmenin, imzaya yetkili kişilerce imzalanmadığını, karşı tarafın sunmuş olduğu sözleşmenin, taraflarca ön kabul niteliğinde düzenlenen bir belge olduğunu, bu nedenledir ki belgede yer alan imzaların, şirketin imzaya yetkili personelleri tarafından değil, satış temsilcisi tarafından imzalandığını, belgede imzası yer alan …’nın şirket imza yetkilisi olmadığı imza sirkülerinden de anlaşıldığını, karşı tarafın, sözleşmenin geçerli olarak kurulabilmesi için gerekli evrakları müvekkili şirkete iletmediğini, huzurdaki davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olup, dava şartı yerine getirilmeden açıldığını,haksız rekabet uyuşmazlık konusu mutlak ticari dava olup, zorunlu arabuluculuğa tabi olduğunu, ancak karşı tarafın arabuluculuk yoluna başvurmadan işbu davayı açtığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; “…İhtiyati tedbir talebinin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirketin Nisan 2020 tarihlerinde iletişime geçerek ürettikleri “…” marka botların Norveç ülkesinde satış yapmak amacı ile görüşmek istediğini belirttiğini, davalı şirketin, o dönem yetkili olduğunu beyan eden ve müvekkili ile iletişim sağlayan … ile WhatsApp ve mail ortamında yazışmalara başladıklarını, bu yazışmalar sonucunda anlaşmanın ana maddelerinde belirli bir anlaşmaya varılmasından sonra müvekkilinin 04.08.2020 tarihinde davalı şirketin üretim merkezine gelerek incelemelerde bulunduğunu ve tarafların ön mutabakat sağladıklarını, müvekkiline sağlanan bu güven sonrasında davalı şirketin koşullarını karşılar şekilde fiziki imkanlara sahip işyeri kiralama ve iç dizayn sorumluluğunu yerine getirdiğini, akabinde 04.09.2020 tarihinde de davalı tarafa, satış, pazarlama ve yetkili servis olabilme açısından gerekli olan tüm şartları tamamladığını bildirdiğini, müvekkili … ile davalı şirket arasında 19.10.2020 tarihinde “Bayilik Sözleşmesi” isimli sözleşme akdedildiğini, müvekkilinin bu sözleşme gereğince, davalı tarafından üretilen “…” marka botların “…” ile sınırlı olmak üzere satış, pazarlama ve servisinin sağlanması hususunda münhasır yetkili acente olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme geçerli bir şekilde devam etmekte ve müvekkilinin Norveç pazarındaki münhasır tekel acentelik yetkisi sürdüğünü beyan ederek istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; haksız rekabetin tespiti istemine ilişkindir.
Talep ise; davalının Norveç ülkesine davacı haricinde yaptığı … marka bot satışlarının tedbiren durdurulmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; talebin reddine karar verilmiş olup, ara kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK.’nun 389. vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
HMK.’nun 389-(1) maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
6100 sayılı HMK.’nun 390-(3) maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek” zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde, geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada, normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ayrıca haksız rekabete ilişkin 6102 Sayılı TTK’ nın 61. Maddesine göre; dava açma hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebilir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, yaklaşık ispatın bu aşamada gerçekleşmemiş olmasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/11/2022 tarihli ve 2022/414 Esas sayılı ara kararına karşı davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 80,70 TL ‘ nin mahsubu ile bakiye kalan 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK.nun 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-Davacının yatırmış olduğu 220,70-TL istinaf başvuru harcı ve 80,70-TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 301,40-TL harcın hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/01/2023