Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/837 E. 2023/832 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/837
KARAR NO : 2023/832

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/07/2021 (Dava) – 05/07/2022 (Karar)
NUMARASI : 2021/508 Esas – 2022/564 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 17/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2022 tarih ve 2021/508 Esas – 2022/564 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ilçesi, … Cad. Kaymakamlık binası önünde … Plakalı aracının davalı … sevk ve idaresindeyken müvekkiline ait olan ve bakım onarımının yapılması için …’a teslim edilen ve gerekli bakımları yapılan … Plakalı beyaz renk 2011 model … aracın yine … sevk ve idaresinde iken çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazasının …’nın … Kaymakamlık otoparkından aracı ile çıkarken trafik kurallarına uymaması ve kurallar hilafına manevra yapması neticesinde vukuu bulduğunu, kaza neticesinde müvekkiline ait olan aracın kendi imkanları ile onarıldığını, servise araçla ilgili 44.657,01 TL ödeme yaptığını, davalılardan …’nın müvekkili tarafından ödenen bu meblağnın sadece 39.740,54 TL sini müvekkiline ödediğini, kaza sonrasında İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/98 D.İş sayılı dosyası ile müvekkilin aracında oluşan hasarın araçta meydana gelen değer kaybının tespiti için bilirkişi raporu aldırıldığı, bilirkişilerce 17.100,00 TL lik değer kaybı olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, davalı Sigorta şirketinden 4.916,46 TL lik maddi hasar bedelini, diğer davalılarla müşterek ve müteselsilen olarak olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalılar …, ve …’dan 17.100,00 TL lik değer kayıp bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsil tahsilini, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; sürücüsü ve maliki olduğu … Plakalı araca davacının maliki olduğu diğer davalı …’ın sürücüsü olduğu … Plakalı aracın çarpması neticesinde kaza meydana geldiğini, kazada asli kusurlu olmadığını, davacının Zorunlu Trafik Kasko Sigortasından aracındaki zararların tazmini için 39.740,59.-TL aldığını, alamadığını belirttiği 4.916,46.-TL için aracını sigorta eden … A. Ş’ye dava açtığını, davacının talep ettiği değer kaybına ilişkin 17.100,00.-TL’nin afaki ve fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafından … Plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle müvekkili şirkete yapılan başvuru neticesinde hasar dosyası oluşturulduğunu ve hasar dosyasında yapılan değerlendirme sonucunda 22.500,00.-TL’nin 23/01/2013 tarihinde ödendiğini, hasar dosyasında yapılan ekspertiz incelemesi sonucu tespit edilen hasar miktarının bakiye kısmı için … plakalı sigortalı aracın İhtiyari Mali Mesuliyet poliçesi sebebiyle 11851483 numaralı hasar dosyası açıldığını aracın hasarı için davacı tarafa bakiye kalan 17.240,54.-TL 29/01/2013 tarihinde ödendiğini, bu nedenle sorumluluklarının kalmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin faizden dava tarihi itibariyle sorumlu tutulması gerektiğini, değer ve kazanç kaybının poliçe kapsamında olmadığını savunarak, davanın reddine, davacının davasını ispatı halinde müvekkili şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmasına olmak ise asıl alacak ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
İhbar olunan SGK vekili beyan dilekçesinde özetle; müvekkili kurum ile davacı ve davalılar arasında hizmet akdi bulunmadığını, olayın yaralanmalı trafik kazası neticesinde meydana gelmiş olması nedeniyle tedavi giderleri nedeniyle güvence hesabına aktarım yapılmamışsa sorumluluğun sigorta şirketi üzerinde olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte öncelikle müvekkilinin sorumlu olabileceği tevdi giderleri yönünden güvence hesabına aktarım yapılıp yapılmadığının tespit edilerek bu şekilde tedavi giderleri yönünden karar verilmesinin gerekeceğini, davanın müvekkili kurum yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı – karşı davacı … karşı dava dilekçesinde özetle; kaza nedeniyle şok durumu geçirdiğini, sol omzundan çıkık ve boyun omurundan küçük kırıklar oluştuğunu, bir gece hastanede beyin cerrahisi bölümünde yattığını, kazadan sonra 3 hafta sol kolunun askıya alındığını, yan koltukta oturan yolcu konumunda bulunun eşi …’nın da boyun omurlarında ciddi zedelenmenin olduğunu, 3 hafta boyunca gece ve gündüz boyunluk ile gezmek ve uyumak zorunda kaldığını, eşi ile ilgili tazminat dava haklarını saklı tuttuklarını, kaza sonrası davacının bir kere bile arayıp geçmiş olsun demediğini ancak aracının orjinalliğinin bozulmasından doğan değer kaybı ile ilgili şişirilmiş bir rakam olan 17.100,00 TL talep ettiğini ileri sürerek, tahkikat sonucunda şahsının manevi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 17.101,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 18/10/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte karşı davalılardan tahsiline ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı karşı davacının dava konusu trafik kazasına hukuka aykırı fiili ile sebep olduğunu, haksız fiilen faili olması ve kazaya kendisinin sebep olması hasebiyle işbu davayı açmakta haksız olduğunu belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…18.10.2012 günü saat 10.10 sıralarında davacının maliki, davalı …’ın da sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın … Caddesinden … meydanı yönüne seyri sırasında , sağ tarafta bulunan Kaymakamlık otoparkından geri manevra ile gelerek … yönüne U dönüşü ile dönmek isteyen davalı-karşı davacı …’nın sevk ve idaresinde bulunan , davalı sigortaya ZMM ile sigortalı … plaka sayılı araç ile çarpıştığı, meydana gelen kazada davacı aracında hasar oluştuğu, davalı-karşı davacı …nın da yaralandığı anlaşılmıştır. Kazanın oluşumunda tarafların kusur oranlarının tespiti için Menderes 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce keşif sonucu bilirkişi …’den aldırılan raporun, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi başkanlığından aldırılan raporun ve İTÜ de görevli bilirkişi kurulu raporlarının denetime elverişli ve açık olması, birbirini teyit eder nitelikte olması nedeniyle kusur yönünden söz konusu raporlara itibar edilmiş, davacı araç sürücüsü …’ın kazanın oluşumunda %25, davalı …’nın ise %75 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı aracında oluşan hasar ve değer kaybı hususunda da İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi başkanlığından aldırılan raporun ve İTÜ de görevli bilirkişi kurulu raporlarının denetime elverişli ve açık olması, birbirini teyit eder nitelikte olması nedeniyle mahkememizce itibar edilmiş, davacı aracındaki hasarın 38.528,77 TL, değer kaybının da 15.000,00 TL olduğu anlaşılmış, davalıların kusur oranına göre hasar tazminatının davalı sigorta tarafından fazlasıyla karşılanmış olması nedeniyle davacının hasar tazminatına yönelik talebinin reddine, değer kaybına yönelik talebinin de davalı tarafın %75 lik kusur oranına göre 11.250,00 TL olmak üzere kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karşı davacı …’nın manevi tazminat talebine gelince; karşı davacı …’nın meydana gelen kaza neticesinde yaralandığı sabit olup, İzmir ATK Şube Müdürlüğü’nce düzenlenen 23.11.2017 tarihli raporda da belirtildiği üzere karşı davacının davaya konu kaza nedeniyle %4 oranında meslekten kazanma gücünü kaybetttiği, bu nedenle elem ve ıstırap çekmemesinin mümkün olmadığı, manevi tazminatın, zenginleşme aracı olmadığı gibi, manevi tatmin duygusu oluşturacak miktarda olması gerektiği, yine özel durumların da mahkemece res’en dikkate alınması gerektiği…” gerekçesiyle ASIL DAVA YÖNÜNDEN; 1- Davacının hasar tazminatı talebine ilişkin davasının REDDİNE, 2- Davacının değer kaybına ilişkin tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 11.250,00 TL nin 18.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN; 4.000 TL manevi tazminatın 18.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalılar … ve …’ndan müteselsilen alınarak karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı- karşı davalı vekili, davalı … ve davalı- karşı davacı … tarafından istinaf edilmiştir.
DAİREMİZİN 08/07/2021 TARİHLİ KARARI:
Dairemizce; “…1- Davacı maliki olduğu aracını olay tarihinde oto tamircisi olan davalı …’e bıraktığını, …’in izni olmadan söz konusu araçla davalı …’a ait araçla çarpışarak kaza yaptığını, aracı kendi imkanları ile onardığını, onarım bedelinin ve değer kaybının tahsilini talep etmiştir. Davalı … ise karşı davasında söz konusu kazada yaralandığını belirterek manevi tazminat talebinde bulunmuştur. KTK’nın 104. maddesi uyarınca, ”Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım-satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı, işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacı bu zararlardan sorumlu değildir.” 2918 Sayılı KTK’nın 104. maddesi uyarınca, motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan kişiler, gözetim, onarım bakım, veya buna benzer amaçlarla kendilerine bırakılan araçların neden olduğu zararlardan dolayı işleten gibi sorumlu tutulmuşlardır. Bu şekilde oluşan zararlardan, aracın asıl işleteninin sorumlu olmayacağı da, bu yasal düzenlemede açıkça belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, kazaya karışan maliki olduğu aracı davalı …’a tamir için bıraktığını iddia etmiş ve bu hususla ilgili tanık dinletmiştir. O halde mahkemece, davacının iddia ve delilleri üzerinde durularak asıl ve karşı davadaki sorumluluğunun KTK 104. maddesi kapsamında kalıp kalmadığı karar yerinde tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. 2 – Davalı sigorta şirketi yine davalılardan …’a ait aracın hem zorunlu mali mesuliyet hem de kasko sigortacısı olup, kaza sebebiyle davacıya zorunlu mali mesuliyet limitinin tamamı olan 22.500,00 TL ve aynı zamanda ihtiyari mali mesuliyet sigortası uyarınca da 17.240 TL ödeme yaptığını, ihtiyari mali mesuliyet bakiye limitlerinin 12.760,00 TL kaldığını beyan etmiş, mahkemece alınan bilirkişi raporları uyarınca hasar bedelinin 38.528,00 TL olarak tespiti ve davalıların kusur oranına göre sigortanın toplam ödemesinin hasar bedelini karşıladığı gerekçesiyle hasar tazminatına yönelik talebin reddine karar verilmiş ise de, sigortanın yaptığı ödemenin hasar bedeline mi yoksa değer kaybına mı yönelik olduğu tam olarak belirlenmeden eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. 3 – Kabule göre ise, kendisini vekil ile temsil ettirmeyen karşı davacı … lehine vekalet ücreti verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması…” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 05/07/2022 TARİHLİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…18.10.2012 günü saat 10.10 sıralarında davacının maliki, davalı …’ın da sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın … Caddesinden … meydanı yönüne seyri sırasında , sağ tarafta bulunan Kaymakamlık otoparkından geri manevra ile gelerek … yönüne U dönüşü ile dönmek isteyen davalı-karşı davacı …’nın sevk ve idaresinde bulunan , davalı sigortaya ZMM ile sigortalı … plaka sayılı araç ile çarpıştığı, meydana gelen kazada davacı aracında hasar oluştuğu, davalı-karşı davacı …nın da yaralandığı anlaşılmıştır. Kazanın oluşumunda tarafların kusur oranlarının tespiti için Menderes 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce keşif sonucu bilirkişi …’den aldırılan raporun, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi başkanlığından aldırılan raporun ve İTÜ de görevli bilirkişi kurulu raporlarının denetime elverişli ve açık olması, birbirini teyit eder nitelikte olması nedeniyle kusur yönünden söz konusu raporlara itibar edilmiş, davacı araç sürücüsü …’ın kazanın oluşumunda %25, davalı …’nın ise %75 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı aracında oluşan hasar ve değer kaybı hususunda da İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi başkanlığından aldırılan raporun ve İTÜ de görevli bilirkişi kurulu raporlarının denetime elverişli ve açık olması, birbirini teyit eder nitelikte olması nedeniyle mahkememizce itibar edilmiş, davacı aracındaki hasarın 38.528,77 TL, değer kaybının da 15.000,00 TL olduğu anlaşılmış, davalıların kusur oranına göre hasar tazminatının davalı sigorta tarafından fazlasıyla karşılanmış olması ayrıca davacıya ait aracın tamir amacıyla davalı …’a teslim edildiğinin gerek davacı beyanları gerekse de tanıklar … ve …’ın yeminli beyanları ile anlaşıldığı, …’ın oto tamircisi olduğu, davacının aracının da tamir için davalı …’a bırakıldığı, dolayısıyla davalı sigortanın KTK nın 104. Maddesi gereğince de davacı aracında meydana gelen zarardan poliçe kapsamında sorumluluğunun olmadığı, ancak yine de davacı aracındaki hasarın davalı sigorta tarafından karşılanmış olması nedeniyle davacının hasar tazminatına yönelik talebinin reddine, değer kaybına yönelik talebinin de davalı tarafın %75 lik kusur oranına göre 11.250,00 TL olmak üzere kısmen kabulüne, değer kaybının davalılar … ve karşı araç sürücüsü …’dan tahsiline karar verilmiştir. Karşı davacı …’nın manevi tazminat talebine gelince; yukarıda da belirtildiği üzere; davacıya ait aracın tamir amacıyla davalı …’a teslim edildiğinin gerek davacı beyanları gerekse de tanıklar … ve …’ın yeminli beyanları ile anlaşıldığı, …’ın oto tamircisi olduğu, davacının aracının da tamir için davalı …’a bırakıldığı, dolayısıyla davalı KTK nın 104. Maddesi gereğince karşı davalı …’ nun işleten sıfatının olmadığı, dolayısıyla meydana gelen kazada atfedilecek bir kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından karşı davalı …’ na yönelik açılan manevi tazminat davasının reddine, karşı davalı …’ ın meydana gelen kazada %25 oranında kusurlu olduğu, karşı davacı …’nın meydana gelen kaza neticesinde yaralandığı sabit olup, İzmir ATK Şube Müdürlüğü’nce düzenlenen 23.11.2017 tarihli raporda da belirtildiği üzere karşı davacının davaya konu kaza nedeniyle %4 oranında meslekten kazanma gücünü kaybetttiği, bu nedenle elem ve ıstırap çekmemesinin mümkün olmadığı, manevi tazminatın, zenginleşme aracı olmadığı gibi, manevi tatmin duygusu oluşturacak miktarda olması gerektiği, yine özel durumların da mahkemece res’en dikkate alınması gerektiği…” gerekçesiyle “ASIL DAVA YÖNÜNDEN; 1- Davacının hasar tazminatı talebine ilişkin davasının REDDİNE, 2- Davacının değer kaybına ilişkin tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 11.250,00 TL nin 18.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN; 1-4.000,00 TL manevi tazminatın 18.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalı …’dan alınarak karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Karşı davalı …’na yönelik açılan manevi tazminat davasının reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı-karşı davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden, trafik kazalarında araçlarda oluşan değer kaybının, maddi hasar kapsamında ve bir bütün olduğunu, istinaf incelemesi öncesinde alınan bilirkişi raporlarında kendisinin %75, davacı-karşı davalı …’nun aracının %25 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, Adli Tıp Kurumunca ve daha önceki bilirkişi raporlarında davacı-karşı davalının aracının maddi zararı ve araçtaki değer kaybı dahil toplam 53.528,77 TL olarak hesaplandığını, davacı-karşı davalı …’na mahkeme öncesi sigorta şirketince ödenen maddi hasar bedelinin 39.740,54 TL olduğunu, hesaplanan araçtaki değer kaybı dahil maddi hasar bedelinin 53.528,77 TL’den, davacı-karşı davalının kendi sorumluluğunda olan %25 kusur oranı düşüldüğünde ödenmesi gereken rakamın 40.146,58 TL olduğunu, bu miktarın zaten 39.740,54’sinin sigorta şirketince ödendiğini, arada kalan farkın sadece ve sadece 406,04 TL olduğunu, davacı-karşı davalının kazadan sonra en az 10 sene aracını mülkiyetinde tuttuğunu, araçta bunca zaman içinde olağan kullanımdan dolayı değer kaybı nazara alınırsa istenebilecek değer kaybının bulunmayacağını, yerel mahkemece bu hususların göz ardı edildiğini, tarafına açılan davanın reddinin gerektiğini, hem asıl hem karşı davada vekili bulunmasına rağmen asıl ve karşı davada kendisine vekalet ücreti takdir edilmediğini, karşı dava yönünden, kazadan sonra omzunda ciddi hasar oluştuğunu, fiziki görünüm olarak kemik çıkığı şeklinde omzunda şekil bozukluğu, sol kolunda güç kaybı olduğunu, aracının sağlam olmaması durumunda hayatını kaybetmesinin söz konusu olduğunu, dosyadaki hastane raporları ile bu durumların sabit olduğunu, manevi tazminat hesaplanırken sıfır kusur dışında kusur oranına bakılmadığını, yerel mahkemece verilen manevi tazminat tutarının çok düşük olduğunu, manevi tazminat davalarında, araç sahibinin objektif sorumluluğu esas olmasına rağmen, bu hususun göz ardı edildiğini, araç sahibi …’nun manevi tazminat yükümlülüğünden muaf tutularak sadece …’ın manevi tazminattan sorumlu tutulduğunu, bu durumun yerel mahkeme tarafından yapılan ciddi bir haksızlık ve hata olduğunu, karşı dava yönünden vekil sıfatı ile vekaletnamesi bulunan vekiline vekalet ücreti takdir edilmediğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava araçtaki onarım bedeli ve değer kaybının tazmini, karşı dava ise manevi tazminat davasıdır.
Mahkemece; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı-karşı davacı tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.

1-) Davalı sigorta şirketi yine davalılardan Haluk’a ait aracın hem zorunlu mali mesuliyet hem de kasko sigortacısı olup, kaza sebebiyle davacıya zorunlu mali mesuliyet limitinin tamamı olan 22.500,00 TL ve aynı zamanda ihtiyari mali mesuliyet sigortası uyarınca da 17.240 TL ödeme yaptığını, ihtiyari mali mesuliyet bakiye limitlerinin 12.760,00 TL kaldığını beyan etmiş, mahkemece alınan bilirkişi raporları uyarınca hasar bedeli 38.528,00 TL, değer kaybı ise 15.000,00 TL olarak tespit edilmiştir. Mahkemece kaldırma kararı uyarınca yapılan araştırmada yapılan ödemelerin hasar bedeline ait olduğu tespit edilmiş, değer kaybı için ise herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda söz konusu kazada davalı karşı davacı …’un %75 kusurlu olduğunun sabit olması karşısında mahkemece bu orana karşılık gelecek şekilde davalı …’un sorumlu tutulması yerinde olduğu anlaşıldığından, davalı …’un asıl davaya yönelik bu konudaki istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
2-) 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu kazada, karşı davacı …’un alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre sol omzunun çıktığı, bu sebeple duyulan acı ve elemin kısmen giderilmesinin gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın oluş biçimi, kazanın meydana geldiği olay tarihindeki paranın alım gücü, davalı …’un kazadaki kusurunun oranı ve manevi tazminatın yukarıda ifade edilen amacı da göz önünde bulundurularak karşı davacı … için takdir edilen manevi tazminatın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlendiği görülmüş ve bu konudaki istinaf itirazları bu sebeple yerinde görülmemiştir.
3-) Her ne kadar karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğini ve lehine vekalet ücreti tahsis edilmesi gerektiğini belirtmiş ise de, mahkemece verilen ilk karardan sonra istinaf aşamasında karşı davacı vekili olarak Av. …’in 17.07.2018 tarihinde dosyaya vekaletname sunduğu ancak yargısal faaliyetin hiçbir aşamasında yer almadığı anlaşıldığından vekalet ücretine hükmedilmemesi yerinde olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı-karşı davacının istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı-karşı davacı …’nın İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/508 Esas – 2022/564 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 768,48 TL istinaf karar harcından, peşin yatan toplam 372,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 396,08 TL harcın davalı-karşı davacı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı-karşı davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/05/2023